Bir yerde yüzsüzlük, diğer yerde kepazelik!
Eylemciler Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun evinin önünde yeni yıl akşamı ateş yakacaklarmış!
Yanlış adres beyler!
Doğru adres İrsen Küçük’ün evinin önüdür…
İster Köşklüçiftlik’deki eski apartman dairesinin önünde yakın ateşinizi isterse Metehan’da bitmek üzere olan malikanesinin önünde…
Ülkede şu anda bir istihdam krizi yaşanıyorsa, bunun birinci suçlusu İrsen bey ve Başbakan olduğu dönemdeki ekibidir.
Hatta bir kısmınız eski müsteşar Hüda Aksoy’un evinin önünde de çadır kurabilirsiniz…

Neredeyse 40 yıldır siyaset yapan İrsen Küçük, taht ihtirasına yenik düşmüş, kurultay döneminde 366 kişiyi hiçbir özelliğine bakmadan istihdam etmiş ve sonuçta istihdam edilmeyenlerin gazabına uğrayıp sandıkta kalmıştır.
İstihdam edilenler yasalara göre sınava tabi tutulmadığı için yasal olmayan yollardan istihdam edildiğinden, işin vicdani yanı bir yana konulursa yaptıkları eylemde çok da haklı değildirler…
Hele de bugün onların yanında UBP’li eski bakan ve vekilleri görünce insanın hayret etmemesi olası değil!
Sırf siyasi rant için orada oldukları nasıl da yüzlerinden belli oluyordu!

İşin kepazelik yönünü de hükümeti oluşturan CTP ve DP kanadı ortaya koymaktadır.
3 aydır kelle pişiren hükümet ortakları yumurta kapının ağzına gelince işi hükümeti bozma noktasına kadar getirip kepazeliğin dik alasını yapmaktadırlar.
Onların uzlaşmazlığı sonunda hükümetin yıkılması hükümetten rant elde edenlerin dışında kimsenin umurunda değildir…
Ama olaya üç ay boyunca kulak tıkayıp vitrine oynayanlar, şimdi İrsen Küçük’ün hataları nedeniyle ortaklığı bozma noktasına kadar geldilerse zaten onlardan da bu ülkeye bir fayda beklemek saflık olacaktır.
Gidin ve ülkeyi 4 yıl boyunca rezilce yöneten UBP’ye idareyi devredin!
En azından onlar sizden daha delikanlıydılar ve parmaklarının arkasına da hiç saklanmadılar.

Benim önerim şudur;
Yeni yıl arifesinde 366 kişiyi işten çıkarmak onlara yapılacak olan en büyük kötülüktür.
Her ne kadar bir çoğu haksız yere istihdam edildiyse de olayın insani boyutu öne çıktığından kamu vicdanı rahatsız olmaktadır.
Bırakın üç-beş ay daha çalışsınlar, hesaplarını ve kitaplarını yapsınlar ve sonda tüm ülke gençlerine eşit hak vererek açın bir sınav, kazanan istihdam edilsin kazanamayan da kaderine razı olsun…
Ama siz yine yok biz hükümeti bozacağız diye keçi inadı yaparsanız o da sizin bileceğiniz iştir.
En azından yaşanan bu kepazelik de bir son bulur!

“Kaşındaki çizik yanlışlarımızın üstüne atılan bir çizik olsun…”

“Ceza evinde, Hastanelerde, Poliste, Sosyal Sigortalarda ve diğer Devlet Kurumlarımızda yaşanan ihmal, baskı, kötü muamele, İnsan haklarına aykırı uygulamalar, gerekçesiz hayır cevapları hep olmuştur ve olmaya da devam edecektir.
İncelediğimizde;
1. Bu tür uygulamalara maruz kalan İNSANLAR Öncelikleİkinci Uyruklu (TC vatandaşı), sonrasında üçüncü uyruklular ve en sonda da KKTC vatandaşlığı taşıyanlar (Bunlarda da öncelikli TC Kökenli çift uyruklular, daha sonra da dayısız gariban Kıbrıs Türkleri yani bizler) dır.
2. Bu tür uygulamaları yapan Kurum Görevlileri, öncelikle Çift uyruklu dediğimiz KKTC vatandaşıgörevliler, çok azı da Kıbrıs Türkü tanımlamasındakilerdir. Nedeni incelendiğinde taşıdıkları sorumlulukları taşıyacak bilgi birikimi ve eğitim seviyesine sahip olmadıkları halde işe alınmalarıdır.
3. Yine özellikle, Cezaevi, Polis, Sağlık sektöründeki çalışanlarımızın psikolojik dinlenmesini sağlayacak Çalışma Koşullarına sahip olmamalarıdır.
Çözüme KatkıDüşüncelerim;
1. Hizmet Kalitemizi Artıracağız;
- Süratle her kurumumuzun çalışanlarını meslek içi eğitim uygulamaları ile elden geçirmeliyiz,
- Devlete Personel alımında; Kamu hizmetleri Kurumu Genel Yeterlilik sınavlarını geçen vatandaşlarımızdan, her mesleğin kendi gerekliliklerine yönelik özel sınavından geçerse, O meslekte uygulama yeterliliğini tespit etmek için ( mesleğe göre 6ay-24 ay arasında) geçici çalıştırdıktan sonra Kadrolamalıyız.
- Müdür, Amir atama sistemimizi Yeterlilik Açısından gözden geçirmeliyiz.
- Her Bakanlığa Siyaset dışı, Bakanlıktan bağımsız mümkünse, Psikoloji ve İletişim eğitimi almış çalışana da Dışarıdan Gelenlere hizmet edecek Danışmanlık Görevlileri atamalıyız.
2. Ceza Yasalarımızın Temeli sağlam olmakla birlikte güncel gerekliliklerimizle gözden geçirmeli ve bu uygulamaların cezasız kalmamasını sağlamalıyız.
3. Sadece iktidarlarımız değil Meclisimiz her unsuruyla enerjisini Toplum Menfaatleri için harcamalı.
4. Özel Sektör Çalışma hayatımızın İşgücü , Teknik Personel kaynakları,
Eğitim sektörünün Öğrenci ve Öğretmen Kaynaklarını,
Turizm Sektörünün Çalışan ve Turist kaynaklarının yabancı olması ile dikkate alınarak;
- Tanınmamanın getirdiği üçüncü uyrukluların haklarını koruyacak Elçilik ve Konsolosluklar bulunmaması açıklarını önlemek,
- TC Elçilerimizin Kendi İnsanının haklarını takip eksiklerini önlemek,
- Ve İnsan Haklarına Örnek Uygulamalarla yukarıda sıraladığım ekonomimizin ihtiyacı İnsan Kaynaklarının Kalitelisini Ülkemize çekmek için
Acil olarak Bir Yabancılar Bakanlığı oluşturulmasının gerektiğini düşünüyorum.
Sonuç olarak; Hem olaya maruz kalan, hem de bu olaya adı karışan arkadaşlarımı anlamaya çalıştığımda taraflar için tabii ki üzülüyorum. Ama Bu arkadaşımızın başına gelenler, bu eksikliklerden ötürü de doğaldır diyorum.
Bu gencimizin hassasiyeti de bizler için kıvılcım olsun, Kaşındaki çizik sadece Ceza evimizdeki yanlışların değil tüm Devlet Kapılarımızdaki Yanlışlarımızın üstüne atılan bir çizik olsun.
Saygılar…”

(Mustafa Kemal TÜMKAN)



Yeni emekçi tanımına örnektir!

“Adı: MD
Çalıştığı kurum: LTB
Yaş: 56
Türkiye'den öğretmen emeklisi....
Hiç İşe gitmiyor.
Eski bir sendika başkanının bacanağı.
Terfi aldı ve çalışan çalışanlarla kadrolandı.
Bunun gibi daha onlarcası var. İşte bu yüzden TIS imza törenine gitmedim... Bazen hakaret duymak alkış almaktan daha muteberdir...”

(Alev ŞENŞOY)

Günün Fotoğrafı


MESAJ KUTUSU


Sayın Ejder ASLANBABA, Meclis’te rüşvet aldığınızı iddia ettiğiniz ve kürsüden salladığınız Dolarları kimden aldığınızın sırrı çözülmeye başlamış. Bu konuda UBP içinde küçük çaplı bir araştırma başlatıldı haberiniz olsun…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, bizim bildiğimiz eskortlar önde başbaşanlar arkada olur ama birkaç kezdir sizi yolda görüyoruz aksine siz polislere eskortluk ediyorsunuz. Burada bir aksilik yok mu?

Sayın Aziz GÜRPINAR, Ticaret Odası’nın arkasındaki araziyi aylık kaç liraya İhtiyat Sandığı’na otopark olması için kiraladığınız merak konusu olmuş. Yüksek bir rakamdan söz ediyorlar bir araştırın bakalım.

Sayın Önder SENNAROĞLU, Kıb-Tek içinde iş adamları ve bir takım çalışanlardan oluşturulan ihale çetesi konusunda haal kulağınıza bir şeyler fısıldanmadı mı? Bu işin üstüne giderseniz geçmişe geçmişe bir uzanın bakalım hangi ünlü isimleri göreceksiniz?

Sayın Ahmet GÜLLE, Lefkoşa Devlet Hastanesi içinde bulunan ve üç yıldır bozuk durumda atıl olan radyoterapi cihazının büyük bir tehlike arz ettiğini biliyor muydunuz? Bir de araştırın bakalım sel kurbanı olan bu cihazın niçin sigortası yapılmamış?

Sayın Hasan SERTOĞLU, LTB başkan adaylığı için yeniden yeşil ışık yaktığınız ve tekliflere en azından olumsuz cevap vermediğiniz söyleniyor. Demek ki içinizin bir yerlerinde başkanlık makamı epey derin bir yer etmiş desenize…Hakkınızda hayırlısı artık.

Sayın Rıfat SİBER, hastanede cidd ibir şekilde refakatçi çetesi oluşturulmuş ve biraz daha müdahale edilmezse hastane yönetimini bile ele geçirmeye meyilli gözüküyorlarmış. Artık ciddi tedbirler almanın zamanı geldi bilesiniz.

Sayın Kutlu EVREN,
genel sekreter yardımcılığı görevleri belirlenirken sizin görüşünüze başvurulmadığı için genel başkana fena halde kırgın olduğunuzu öğrendik. Her halde iyçe başkanı olduğunuzu bilmiyordu diye biraz hoş görülü düşünmekten başka bir seçeneğiniz var mı?

Sayın Suat GÜNSEV, 28 Temmuz seçimlerinde Ahmet Savaşan için UBP’ye yaptığınız yüklü miktardaki mali yardım parti içinde iyice sıkıntı olmaya başladı. Ödemelerin çoğu faturalı olmadığı için hesaplar Arap saçına dönmüş, bilmenizde fayda var…

Sayın Halil ORUN,
bir daha aday olmayacağınızı söylediğiniz halde bu fikrinizden caydığınız ve adaylık için yine yeşil ışık yaktığınızı öğrendik. Partinizin diğer aday adayları hayal kırıklığı yaşıyor haberiniz olsun.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, partide önünüzdeki bütün kapılar açık olduğu için minik çaplı bir operasyon başlatıldı. Bazı genel başkan aday adayları birkaç basın mensubu ile işbirliği protokolü imzaladı, aman dikkat!

Sayın Turgay DENİZ, UBP’den LTB başkan adaylığı teklifleri için son noktayı koyduğunuz ve bu konuda hiçbir düşüncenizin olmadığını beyan etmişsiniz. Siz akıllı ve başarılı bir iş adamısınız ve bu konuda da doğru yoldasınız…

Sayın Erdinç GÜNDÜZ, BRTK yönetim kurul başkanlığınızın yazısı tamam sıra atama kararına geldi. Yeni yılın ilk günlerinde bir zamanlar çalışanı olduğunuz kurumun bayına geçmek için kolları sıvayın. Çalışanlar sizden çok şey bekliyor…

Sayın Oya GÜREL, 60’ncı yaşınızı kutlar sağlıklı ve mutlu nice yaşlar teminni ederiz. Maşallah 40’dan bir yaş bile fazla göstermiyorsunuz. Bunun vardır elbet bir sırrı değil mi?




Günün Fıkrası

Karımın kocası

Adamın biri bir mezarın başında kendini yerden yere atarak
ağlıyormuş:
-"Sen daha ölmemeliydin. Önünde uzun yıllar vardı. Öldün,
hepimizin felaketi oldu!"
Manzaraya dayanamayan mezarcı adamın yanına gelmiş:
-"Ne oldu kardeşin mi, baban mı, başın sağolsun?"
-"Hayır. Karımın ilk kocası!"