Hem de hiç şakaları yok…
Karşıyaka, Lapta ve Alsancak’ta ikamet eden İngiliz vatandaşları ciddi bir örgütlenme içindeler!
Çok da haklılar çünkü onlar kKTC’yi vatan sayıp buraya yerleştiler ama biz onlara yeteri kadar sahip çıkamadık…
Sorunları ile ilgilenmedik!
Güya sosyal devletiz ama hikaye…
Aksine ırkçılık boyutunda davranışlar sergiliyoruz!
Gelsinler buraya yerleşsinler, yatırım yapsınlar iyi güzel ama sosyal haklara gelince kimsenin umuru bile değil…
Bir ayağı olmadığı için İngiltere’den getirilen engelli araç meselesi…
Adamın bir ayağı yok ve rapor istediler hadi tamam diyelim!
Gitti raporunu aldı ve hala gümrükteki aracını teslim alamadı…
Çin işkencesi gibi mübarek!
Rapor bakanlıkta elden ele dolaşıyormuş…
Ama kimse adama git kardeşim aracını gümrükten çek demiyor!
Korkuları ne anlamak zor…
Başka biri olsa çoktan siyasiler arasında telefonlar işler hele de partiliyse evine poket gönderilirdi!
Ama İngiliz vatandaşı işte…
Siyasi gücü yok, seçimde oyu da yok!
Bir diğeri;
Burada iş yeri olan ve tüm yatırımlarını yapan başka bir üçüncü dünya ülkesi vatandaşı kalbinden rahatsız oldu devlet hastanesine gitti…
Oradaki bölüm şefi devlet hastanesinde kalp pili takılamayacağını söyledi ve YDÜ Hastanesi’ne sevk etti…
Kalp pili takıldı ama ciddi bir sorun var!
İlgili doktor ‘ben sevk etmedim’ demeye başlamış…
YDÜ Hastanesi doktorları ise tam tersini!
Çünkü bizim ilkel yasalara göre eğer TC ve KKTC vatandaşı değilseniz sağlık kuruluna çıkamazsınız…
Yani devlet hastanesinden başka özel bir hastaneye sevk de edilemezsiniz!
Devlet tüm yatırımları cebine indiriyor ama iş icraata gelince yok…
Irkçılık ötesi bir şeydir bu!
Dün Karşıyaka Muhtarı Ahmet Pelit aradı ve biraz da içini döktü…
Bölgesinde oturan yabancı ailelerin tüm sorunları ile yakından ilgileniyor ama tabi ki bir yere kadar!
Bu tür haberler de erken yayıldığı için özellikle bu bölgede yaşayan İngiliz ve diğer ülkelerin vatandaşları belli zamanlarda toplanmaya başlamışlar ve KKTC devletinin kendilerine karşı duyarsızlığı nedeniyle eylem planı yapmaya başlamışlar…
Çok yakında ellerinde pankartlarla Lefkoşa’da Meclis önünde eylem yaparlarsa kimse şaşırmasın!
Hele de bu eylemin basın kanalıyla başka ülkelere servis edildiğini bir düşünün…
Biz uyarmış olalım da!
 
 
“Kaymakamı kim takar!”
 
Geçenlerde bir mekanda sohbetteyiz…
Daha çok benim dışımda iki kişi hararetli bir şekilde sohbet ediyor!
Tabi ki önce memleket meseleleri…
Sonra da yerel sorunlar!
Yağışlar ve olası sel felaketleri konuşuldu…
Kaçak ve keyfi yapılaşmalar!
Sohbeti yapanlardan Kaymakam olanı aynen şunu söyledi;
“Kaymakamı kim takan bu ülkede!”
Dayanamayıp sordum kendisine;
“O zaman niçin oturun hala o koltukta” diye!
Cevap veremedi…
Ama haklıydı işte!
 
 
“Aslında Türkiye’nin gücünü seviyorlar”
 
“Türkiye ile KKTC üçer yıllık protokoller imzalıyor. Kıbrıslı Türkler taahhütlerini yerine getirmeyince "yanlış yapıyoruz, Türkiye taahhütlerini yerine getirirken biz getirmiyoruz ve Türkiye'yi kandırmış oluyoruz" deyince mutlu olanlar bazı insanlar, Türkiye reform destek ödeneğindeki kaynakları reform yapılmadığı halde kullandırdığı vakit "reformlar için bizi yüreklendirmiyorsunuz, güven vermiyorsunuz" denildiğinde kızıyor. Niye? Çünkü dertleri üzüm yemek değil. Davaları karşılıklı taahhütlere bağlı sağlıklı bir ilişki biçimi değil.
Aslında Türkiye'yi ve Türkiye'nin buradaki "gücünü" seviyorlar ve bu güce tapıyorlar. Biz ise iyi ilişkiler için gerekli uyarıları yapmakla ve bu ilişki bağlamında üzerimize düşenleri tam yapmayı savunmakla mükellefiz. Aksi halde "böyle gelmiş böyle gitmemeli" yaklaşımından taviz vermiş olacağız ki bu bize yakışmaz...
 
(Birikim ÖZGÜR)
 
 
Tarihin üzerine beton döken bir milletiz!
 
Dün yazdığımız konu…
Sit alanı içerisine inşaatlar yapılıyor ama kimsenin umuru bile değil!
Hem de bunu yaparken hiçbir yasal zemin olmadan dikiyorlar inşaatları…
Belediye ile eş-dost ilişkileri yani!
Bölgede tarihi mezarlar ortaya çıkıyor ve bunlar koruma altına alınacağına inşaat üstüne inşaat yapıyorlar…
İskele Belediyesi ise hala sessiz!
Çünkü suçun büyük çoğunluğu onlarda…
Göz yumdukları için, tarihe sahip çıkmadıkları için!
 
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Kutlu EVREN, Ülke genelinde yaşayan ve üçüncü dünya ülkesi vatandaşı olanlar b ülkede tüm sosyal yatırımlarını yaptıkları halde devletin olanaklarından eşit olarak yararlanamıyorlar! Bu anormal çelişkileri normale çevirmek de sanırız sizin bakanlığınıza düşüyor değil mi! Bu arada size bağlı kaymakamlar da öz güvenlerini yitirmiş durumdalar!
Sayın Gürkan KARA, Lavinyum Sitesi sahiplerinin sorunlarına eğilmek ne kadar angarya iş olsa da sizin sorumluluğunuzda gibi görülüyor. Bu sıralar size epey yüklendik ama iyi de oldu değil mi! Güzelyurt’taki gece kulübünün tabelalarının kalkacağını memnuniyetle öğrendik!
Sayın Gülgün VAİZ, yabancı bir vatandaşa kalp pili takılması için YDÜ’ye sevk edip etmediğiniz konusunda çeşitli iddialar yapılıyor! En doğrusunu sizin açıklamanızdan öğrenmek istiyoruz. Zira bu vatandaş bu parayı asla ödeyemez!
Sayın Mehmet Ali TALAT, Rum kesiminin eskiye oranla anlaşmaya daha yakın olduğunu açıkladınız da ben de dahil bunu bir çoğu anlayamadı! Acaba sizin görüp de bizim göremediğimiz bambaşka şeyler mi var dersiniz!
Sayın Kemal Deniz DANA, Karşıyaka’da oturan ve gümrükte özürlü aracı bekleyen İngiliz vatandaşı sakat raporu çıktığı halde hala aracını alamamış! Sadece o değil yakında bütün İngilizler sokağa dökülecek haberiniz olsun istedik!
Sayın Gürsel UZUN, sizin çalışma ofisi ofis olmaktan çıkmış ve neredeyse UBP genel merkezi haline dönmüş. Son zamanlarda bakanların en uğrak yeri olmuş hayırdır bir kalkışma filan yok değil mi!
Sayın Kudret ÖZERSAY, şu anda muhalefet partileri daha fazla Kıbrıs sorununa yöneldiği için anamuhalefet görevi de size düştü değil mi! Son günlerdeki çıkışınız gözlerden kaçmıyor, umarız devamı da gelir!
Sayın Hakan DİNÇYÜREK, Derviş beyin ofisinde uzun bir sohbet toplantısı gerçekleştirdiğinizi öğrendik…Sıradan konular mıydı yoksa siyasi geleceğiniz ile ilgili konalar mıydı! Baba tavsiyeleri aldığınız da iddia ediliyor…
Sayın Birikim ÖZGÜR, Tuğrul Türkeş konusunda söylediğiniz her kelimenin anında Tuğrul beyin önüne gittiğini elbette biliyorsunuzdur değil mi! Siyasi geleceği olan irisi için daha olgun konuşmakta yarar görüyoruz, zira hızla Mersin limanına yaklaşıyoruz!
Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, uzun süre sessiz kalıp öyle bir açıklamalar yapıyorsunuz ki bütün taşlar yerinden oynuyor! İyi de bütün bu stratejik açıklamaları vekil olduğunuz dönemde niye yapmadınız ki!
Sayın Serdar DENKTAŞ, bazı oto galerilerini gümrük parası için devlete ödedikleri çeklerin patlaması olayının ardında yine devletin içinde olan bazı yetkili ve etkili isimlerin olduğu iddia ediliyor! Konuyu mercek altına almanız öneriliyor!
Sayın Derviş EROĞLU, tatilden dönen neredeyse bütün siyasilerin sizin ofise uğramadan etmedikleri gözleniyormuş. Demek ki tecrübelerinizden yararlanmak için sıraya girdiler desenize! Ağır ağabeylik böyle bir şey olsa gerek değil mi!
Sayın Özdemir BEROVA, Bekirpaşa Lisesi müdürlüğü için bazı bel altı vuruşlar ve yanlış yönlendirmeler yapıldığını duyduk. Bu konuda haksızlık yapılırsa konu mahkemeye kader gidilecek haberiniz olsun istedik!
Sayın Polat ALPER, bir ara gayet derin köşe yazıları döşüyordunuz ama her ne hikmetse hevesiniz mi kırıldı acaba! Özellikle Kıbrıs konusunda önümüzdeki günlerde şok gelişmeler olacak, bir ilgilenin deriz…
Sayın Faiz SUCUOĞLU, devlet hastanelerinde yaşanan genel sorunlara 24 saat hizmet verecek olan internet sitesiyle çözüm getireceğinizi öğrendik. Umarız internet hizmetlerinde kesinti olmaz da sistem işe yarar…