Bu ülkede gazetecilik yapmak hem zor hem kolay…
Zor çünkü ülke çok küçük, siz daha haberi yapmadan ya da köşe yazısını yazarken bile illa ki aracı bir dost bulup engellemeye çalışıyorlar.
Ve siz gazetecilik ve dostluk arasındaki ince çizgide gidip geliyorsunuz.
Dostları kırma pahasına, mesleği ön planda tutup kamuoyunu bilgilendirmenin kutsallığından yana tavır koyuyorsunuz.
Hele de vicdanınız rahatsa, sizden mutlu başka biri daha olamaz…
Kolay çünkü, memleket maşallah haber deposu!
Hangi taşı kaldırsanız altından haber çıkıyor…
Rezalet çıkıyor, fiyasko çıkıyor, utanmazlık ve arlanmazlık çıkıyor!
Biz bunları kaleme alıyor ama içimiz de cız ediyor…

Bugünkü menümüzde iki fotoğraf var;
Resmen konuşan iki fotoğraf!
Çok fazla yorum da yapmayacağız…
Sadece iki bakana ithaf edeceğiz, hepsi bu kadar!
İşte birinci resim;
Mağusa Hastenesi bahçesinden çekilmiş…
Yılbaşı akşamı, bazı ambulans şoförleri ve hasta bakıcılar başhekimden izin almışlar, minik çaplı bir parti için…
Her dairede yapılan kutlama yani!
Tek fark bunlar hayat kurtaran çok hassas bir kurumun çalışanları…
Mangalda pirzolalar pişmiş, masada kola şişeleri var!
Ancak resmi çeken, sanırız kafası iyi olduğu için masanın altındaki şişeyi gizlemeyi becerememiş…
Viski şişesini yani!
Ha keşke partiye Sağlık Bakanı Ahmet Gulle’yi de davet etselerdi de kendi gözleriyle görseydi, kepazeliğin daniskasını!


İkinci fotoğraf Türkmenköy İlkokulu’ndan;
Haliyle bu fotoğraf da Milli Eğitim Bakanı Mustafa Arabacıoğlu’na ithaf olunur…
Bu da bir yeni yıl kutlaması!
Hem de okulun içinde…
Kimler yok ki karede?
Beyarmudu Belediye Başkanı orada!
Okul müdürü de!
Okul Birliği Başkanı da!
Bazı öğretmen ve veliler de!
Ya oda içindeki öğrencilere ne demeli?
Ortada kocaman bir viski şişesi, kadeh tokuşturuyorlar, minik yavruların gözünün içine baka baka!
Hem de bir eğitim yuvasının içinde…

Başta da dedik ya fotoğraflar için çok fazla yorum yapmayacağız…
Bu iki fotoğraf karesi bile zaten ülkenin içinde bulunduğu kepazeliği bütünüyle gözler önüne sergiliyor…
Bir sağlık ve eğitim kurumunda böyle pozlar veriliyorsa, gerisini de siz düşünün artık!





Zorlu Töre, gidici mi?


DP-UG Lefkoşa milletvekili Zorlu Töre, bir partiden başka bir partiyle transferleri engelleyecek olan yasaya şiddetle karşı çıkmış!
Bunun demokrasiyle bağdaşmadığını savunmuş…
O zaman elini çabuk tutsun!
Yasa geçmeden yuvaya geri dönsün, ne şiş yansın ne kebap!


600 bin TL’nin talihlisi!

Devlet Piyangosunun büyük ikramiyesi olan 600 bin TL’nin talihlisi kimliğini gizli tutarak ikramiyeyi almaya bir banka müdürünü göndermiş.
Kimliğini gizlediği için bazıları kendisini şiddetle eleştiriyor!
Yapmayın Allah aşkına!
Bu devirde 600 bin TL hiç de fena bir para değil…
Güzel bir ev, iki de araba alırsınız…
Dostlar, akrabalar, konu-komşu, iş arkadaşları bu paradan haberdar olsa ne olur sonra…
Kazanan iyi de yapmış!
Afiyetle, başı rahat yesin, yarasın…



Sistemin mimarı kim Nazım bey?

UBP İskele milletvekili Nazım Çavuşoğlu, mecliste yaptığı konuşmada kurultay istihdamlarını savundu ve sorumlunun ‘sistem’ olduğunu iddia etti.
Hatta istihdamların kurultay tarihine denk geldiğini de söylemekten kaçınmadı…
Yani demesi şu, istihdamlar kurultay için yapılmadı sadece o tarihe rastladı…
İlahi Nazım bey!
Sistemden şikayet edene bakın siz;
4 yıllık UBP iktidar döneminde üç bakanlık birden yaptınız…
Önce Tarım Bakanlığı, sonra Milli Eğitim Bakanlığı ve sonunda da İçişleri Bakanlığı…
Bu üç bakanlıkta sistemin değişmesi için ne yaptınız acaba?
Hademe alımları, tarım arazilerinin eşe dosta peşkeş çekilmesinden başka!
Bari biraz olsun susun da o günleri unutsun vatandaş…


MESAJ KUTUSU

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU,
Türkmenköy İlkokulu’ndaki görüntü umarız sizi yakından ilgilendirir. Önce şu belediye başkanını bir arayın bakalım bu karenin içinde yer almak için çok arzu etti. İmam-cemaat örneğini unutmamak lazım değil mi?

Sayın Ahmet GULLE, ambülans şoförlerinin hem de hastane sınırları içinde, görev başında viski yuvarlamaları ilgi alanınıza giriyor mu? Yoksa viski içince yıl başı akşamı ambülanslar daha mı hızlı gidiyor? Hadi gelin birlikte deneyelim…

Sayın Serdar DENKTAŞ,
transferlerden en fazla zarar gören bir partinin başkanı olarak bazı vekillerin milletvekili transferlerini yasaklayan yasaya karşı çıkması sizin için yeni bir mesaj olabilir mi? İmzalattığınız senetleri bir çıkarıp tarihlerine bakın bakalım ne kadar süreleri kalmış…

Sayın Derviş EROĞLU, UBP genel başkanı yeni yıl tatilini de uzattıktan sonra iyice küplere binmiş ve ipleri elinize almak için düğmeye Karpaz’da basmışsınız. Mehmetçik’te krallar gibi karşılandığınız gözlemlenmiş. Size başka seçenek bırakmadılar değil mi?

Sayın Faik DAĞAŞTI, KKTC tarihinde ilk defa sizin döneminizde Müteahhitler Birliği Başkanı kendini İnşaat Encümeni tayin etti. Ayrıca Aralık ayında devletten size iki ödeme birden yapılırken diğer işletmeler avucunu yalamış diyorlar, başkan olmak böyle bir şey olsa gerek değil mi?

Sayın Kamil KAYRAL, öğretmen sınavlarının niçin sabahın 5’nde belli olduğu merak konusu olmuş. Bu arada geçmiş yıllarda yapılan sınav sonuçları resmi sitenizden niçin kaldırıldı acaba? Bir bit yeniği var ama…

Sayın Prof. Abdullah ÖZTOPRAK, DAÜ Fen Fakültesi mezunları öğretmen sınavlarına kabul edilmedikleri için isyan bayrağı açmaya hazırlanıyorlar. Onların haklarını savunmak da en başta size düşüyor değil mi?

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
devletten alacağınız olan yüklü miktardaki paranın ilk taksitini alınca Maliye Bakanı’na övgüler düzmeye başlamışsınız. Paranın yüzü sıcaktır diye boşuna söylememişler değil mi?

Sayın Zeren MUNGAN, yakında sigaraya okkalı zam yapılacağını duyan bazı sigara ithalatçıları bayilere verdikleri sigarayı kısıtladılar. Zam sonrası bir gecede servetlerine servet katmayı planlıyorlar. Bizden uyarması!

Sayın Bengü ŞONYA, hafta sonu Güzelyurt ve köylerinde delegelerden destek isteme turuna çıkmışsınız. Bazı delegelerin Serdar Denktaş’tan yana tavır koymaları her ne kadar sizin için üzücü olsa da dürüstlük bakımından önemli değil mi?

Sayın Pervin GÜRLER, PGM’ye kadın eli değdiği her halinden belli olmaya başladı. İlk olarak makam odasının perdelerini değiştirmek olmuş. Bütün kadınların perde hassasiyetini bir türlü anlamadım gitti. Acaba sorun biz erkeklerde mi?

Sayı Ahmet KAŞİF, Müteahhitler biraz daha birbirinin boğazını sıkar hale geleceğe benziyor. Bir el atında şu genel kurul muamması açığa çıksın artık. Bu yönetim yasal mı yoksa yasa dışı mı?

Sayın Burhan YETKİLİ, Birliğin şu anki yönetimine siz tepkiliyken kızınızın yönetim içinde yer alması ailenin ne kadar demokratik olduğunu mu gösteriyor acaba? Vardır bunun da bir hikmeti değil mi?

Sayın Kutlay ERK,
Meclis’teki piyango ayıbı nedeniyle özür açıklamanız genelde memnuniyetle karşılandı. Cesur davranışınızdan dolayı teşekkür ederiz. Yanlışı kabul etmek ve özür dilemek büyük bir erdemdir…

Sayın Kudret ÖZERSAY, baskınız nedeniyle CTP’nin resmi internet sitesinden de Meclis fotoğrafları kaldırıldı. Demek ki birlik ve beraberlik olunca siyasiler de geri adım atabiliyormuş değil mi, size de ayrıca teşekkürler…

Sayın Ahmet BAŞTAŞ, Faik Dağaştı’ka karşı eski rakibiniz Tosunoğlu ile işbirliği yapıp cephe kurmanız iş çevrelerinde önemli bir gelişme olarak algılandı. Şimdi de başkanı deviremezseniz artık yapacak çok bir şey yok, gazanız mübarek olsun!

Sayın Mete TÜMERKAN, BRTK’nun elektrik borcu nedeniyle her an şalterin inmesine karşı jeneratörlere bolca mazot stoku yaptığınız iddia ediliyor. Bir şekilde eşeği sağlam kazığa bağlamak lazım değil mi?

Sayın Doğan ŞAHALİ, meclisteki piyango olayı sizin başınıza yıkılacağa benziyor. Partili yetkililerden kimsenin haberi olmadığına göre bütün gözler şimdi sizin üzerinize çevrildi haberiniz olsun…

Sayın Bilal SAN,
iyi bir banka yöneticisi olmanızın yanı sıra çok da iyi masa tenisi oynadığınızı duyduk. Eh bir maç yaparız artık…Bu arada 30 bin TL’lik maaşınızı KKTC’den mi alıyorsunuz yoksa Ankara’dan mı tartışma konusu oldu bilesiniz…



Günün Fıkrası

Duvar

Kudüs’e atanan bir Amerikalı gazeteci, ağlama duvarının önünden gelip geçerken, bir Musevi’nin her gün duvarın önünde diz çöküp dua ettiğini fark etmiş. Haftalarca aynı manzarayı görünce dayanamamış gazeteci. Bu adamla konuşmayı denemiş:
- “Sizi her gün dua ederken görüyorum.” Adam cevaplamış:
- “Evet, sabahları gelir, dünya barışı ve kardeşlik için dua ederim... Öğleden sonraları gelir, yeryüzündeki acıların ortadan kalkması ve bütün insanların refaha kavuşması için dilekte bulunurum...”
- “Ne kadardır sürüyor bu?”
- “Tam 25 yıldır...”
- “Bunca yıl sonra nasıl bir duygu var içinizde?”
- “Duvara konuşuyormuşum gibi bir duygu...”