Önceki gün Mağusa'dan UBP'li bir dostum aradı ve hararetle sordu;
"Abi hükümet bozulur mu bozulmaz mı"
Biz her konuda sözde bilirkişiyiz ya biraz da hislerime güvenerek 'bozulmaz' dedim.
"Yapma ya" diye üzüntüsünü dile getirdi.
Ben de sordum, 'niye ki?'
Çünkü arkadaş çevresinde bu konuda iddiaya girmiş!
Koyu bir UBP'li olduğu için hislerine yenik düşmüş, birden fazla kişiyle masasına iddiaya tutuşmuş.
Ama kendisini çok iyi tanıdığımdan bu işin masa meselesi olmadığını iyi biliyorum.
UBP geri gelsin ki, menfaatler da ön planda olsun!
Maksat muhabbet olsun değil yani!
...
Özkan Yorgancıoğlu, parti yetkili kurullarından yetki aldıktan sonra 'hükümeti bozarım' mesajları verdi.
Genel Sekreter Kutlay Erk de ondan geri kalmayıp, 'ila ki hükümette kalacağız diye bir şey yok7 dedi...
Sonra Asım Akansoy kükredi!
En son da bizim gazetenin manşetinde bazı CTP'li vekil ve ilçe başkanları 'böyle hükümet olmaz' diye sert çıkış yaptılar.
Ama işte dün hükümetin bozulmasını bekleyenler ki bunda başta UBP'liler bulunmaktaydı hayali sükuta uğradılar.
Çünkü bozulsa, hükümet dünden bozulması gerekirdi.
Yetkili kurullarından yetki alan Başbakan çıkıp basının karşısına 'DP'den bize yar olmaz' deyip, istifayı basmalıydı.
...
DP ile UBP'nin Haziran ayında yapılacak yerel seçimlerinde ortak adaylarının hemen hepsi neredeyse belli oldu.
Belli ki bu ittifaktan geri dönüş yok!
Dünkü görüşmede de Serdar Denktaş üstüne basa basa açıkladı;
"Biz UBP ile seçim ittifakı yapacağız" dedi...
Ama Özkan bey buna rağmen 'biz de hükümetten çekiliyoruz' diyemedi!
Topu parti yetkili kurullarına attı!
Aslında hükümetten yana tavır koydu ama bunu söylemeye cesaret edemedi.
Peki şimdi ne olacak?
CTP Parti Meclisi toplanacak ve aralarında oylama yapacak.
Oylama sonrasında çoğunluk memleket meseleleri ve Kıbrıs konusunun hassasiyetini öne sürüp 'devam' diyecek.
Böylelikle de Denktaş'ın fendi CTP'yi yenmiş olacak...
Bu kadar basit işte!


DP, çözüm istiyor mu?


Dün Radyo Vatan'da Dışişleri Bakanı Özdil Nami'yi konuk ettik.
Hükümeti de konuştuk Kıbrıs sorununu da...
DP ile ilgili açıklamalarının altı çizilesiydi.
Özdil Nami, CTP olarak köy gezilerini artırdıklarını Kıbrıs konusunda ki son durumu halka anlattıklarını söyledi.
Daha da önemlisi;
"DP Genel Başkanı Serdar Denktaş gittiği köy gezilerinde süreci baltalıyor" dedi.
Şimdi buradan Serdar Denktaş'a soralım;
Çözüm istiyor musunuz istemiyor musunuz?
Ya da içeride başka dışarıda başka mı konuşuyorsunuz?
Eğer çözüm istemiyorsanız bunda Saray'ın da bir payı var mı?
Açıkla bakalım Serdar başkan!


“Hükümet devam eder!”


“Hiçbir siyasi akıl, 3 ay sonra seçimler varken, hükümeti bozup ayrılmaz.
Üstelik işbirliği yapacaklar diye gerekçe gösterdikleri 2 parti, hükümet kurmak için yeterli olan 26 sayısına sahip iken.
CTP hükümeti bozacak olursa, Hükümeti UBP-DP kurar, Yerel Seçimlere hükümette ve hükümet olanaklarını kullanarak girerler, Belediyeleri toplarlar, sonrası tufan...
CTP bunu mu istiyor?
Bana göre, Parti Meclisi "ülkedeki gerçekleri dikkate alarak ve Kıbrıs görüşmelerinin geldiği kritik aşamada ülkeyi hükümetsiz bırakmama adına" diyerek hükümete devam kararı verecektir.
Bütün olay SİYASİ AKILDAN YOKSUN bazı kişileri tatminden öte bir şey değildir.”
(ÜLKER FAHRİ)



MESAJ KUTUSU

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU,
bu iş artık hükümetçilik oyununa döndü. Madem ki hükümet bozma da dahil parti yetkili organları size tam yetki verdi niçin o an hükümetten çekildiğinizi açıklamadınız ki...
...
Sayın İsmet AKİM, Kıb-Tek konusunda o nasıl açıklamaydı öyle? Ya siz KKTC'de yaşadığınızı bilmiyorsunuz, ya da eleştiri yaptığınız hükümet bu ülkenin değil de Jüpüter'in hükümeti mi?
...
Sayın Ömer GÜR,
alın size müsteşarlık görevinizde ilk imtihan; Lefkoşa Devlet Hastanesi'nde kolonoskopi cihazı tam bir aydır çalışmıyor. Sizin makamı çekemeyenlere karşı iyi bir icraat olabilir. Hadi kolay gelsin...
...
Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
efsane takım Çetinkaya'nın artık çeklerinin de geri döndüğü ihbarları almaya başladık. Kaymaklı Spor Kulübüne de bir miktar borcunuz varmış. Allah sabırlar versin...
...
Sayın Raziye KOCAİSMAİL, bir takım söylentilerin artık haddi hesabı yok. Şu Ferrari olayı da dahil lütfen basının önüne geçin okkalı bir açıklama yapın ki birilerinin artık ağzı kapansın. Milletin ağzı torba değil ki büzesiniz...
...
Sayın Kenan AKIN, DP-UG İnönü Belediye Başkan adaylığınız dilden dile dolaşmaya başladı. Hayırlı olsun diyelim mi yoksa biraz daha bekleyelim mi?
...
Sayın Cemal BİREN, partiniz adaylığınızı onayladı ama sizin geri çekildiğiniz iddiaları artık Yeni Boğaziçi sınırlarını çoktan aştı. Ayrıca telefonlara da cevap vermemeye başladınız, demek ki çekilmekte çok ciddisiniz.
...
Sayın Arif ÖZBAYRAK, DP-UG'nin UBP ile yaptığı ittifaka rağmen Dipkarpaz'dan belediye başkan adayı olacağınız konuşuluyor. Sürüden ayrılanı ne yaparlar çok iyi biliyorsunuz değil mi?
...
Sayın Süleyman GÖÇER,
Yeni Boğaziçi belediye başkan adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Madem ki mevcut başkan artık kendini çok yorgun hissediyor doğanın boyluk tanımayacağını bilmek lazım değil mi?
...
Sayın Sümer AYGIN, dün kesilen Girne Belediye birimlerinin elektrikleri ile yerel seçimler arasında bir bağ olabilir mi acaba? Artık bundan sonra her şeyin mubah olduğunu düşünürsek daha bakalım önünüze ne gibi barikatlar çıkacak?
...
Sayın Güliz KANER, Ercan girişindeki bariyerler sizin mi yoksa ortağınızın bir eseri mi bilinmez ama eğer o bariyer oradan kalkmaz ise eylemlerin ardı arkası kesilmeyecek. Bir kere daha düşünün deriz...
...
Sayın Ali ÖNCÜ
, İnönü'den bir kez daha bağımsız aday olarak çıkmak istemeniz bölge partileri neredeyse birbirine düşürecek noktaya geldi. Bu kez eskisi kadar talihli olamayabilirsiniz, bizden uyarması...
...
Sayın Tufan ERHURMAN, bu hızla gitmeye devam edersiniz yakında Meclis'ten aforoz edilmenizden korkuyoruz. Vatandaş cesur açıklamalarınızdan dolayı tebrik mesajları gönderiyor. Aldığınız maaş helali hoş olsun...
...
Sayın Şahap AŞIKOĞLU, bir ara turizm gazeteciliğinin gelişmesi için epey uğraş verdiniz ama bir türlü sonlandıramadınız. Ülkenin olmazsa olmazı bir konu olduğu için biraz daha gayret diyoruz.
...
Sayın Hakan KUNTAY,
siyasete öyle bir daldınız ki ara sıra kafayı çıkarmakta yarar var. Yakın dost ve arkadaşlarınız sitem ediyor. İki günlük dünyada onları ihmal etmeye değer mi?


Günün Fıkrası

Üç damat



Bir kayın validenin üç damadı varmış. Bir gün bunlar tatile denize gitmişler. Kayınvalide "bakayım damatlarım beni ne kadar seviyor" deyip atlamış denize ve boğulma taklidi yapmaya başlamış.
"Büyük damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Büyük damatta hemen kurtarmış. Ertesi sabah büyük damadın kapısında bir Reno Laguna üzerinde de bir not "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden".
Ertesi gün ortanca damadı denemiş aynı şekilde oda hayatını kurtarmış onunda kapısında bir Reno Safrane ve üzerinde bir not: "sevgili damadım hayatımı kurtardın kayınvaliden".
Sıra küçük damadı denemeye gelmiş. Ertesi gün yine denize girmiş. "Damadım boğuluyorum ne olur kurtar beni" demiş. Küçük damat "hadi be oradan boğulursan boğul demiş. Kadında oracıkta boğulup ölmüş.
Ertesi gün küçük damadın kapısının önünde bir Ferrari üzerinde de bir not;
"Sevgili damadım hayatımı kurtardın, kayınpederin."