Aslında hayret ettiğimiz konudur bu…

Ülkede öyle bir hava yaratılıyor ki;

Hükümet, UBP kurultayından hemen sonra bozulur!

Ya yeni hükümet kurulur…

Olmazsa erken genel seçim var ufukta!

Bazıları buna kendilerini öyle inandırmışlar ki…

Tüm planlar bunun üzerine yapılıyor!

İddialara göre de Ankara, bu hükümeti istemiyor…

Bu kadar basit yani!

Biz aslında şunu anlamak istemiyoruz…

Ankara’nın burada hangi hükümeti isteyip istemediği değil ki konu!

Bizim çok işimize gelmese de istenen şudur aslında…

Kendi ayakları üzerinde duran bir KKTC!

Onların hükümetlere filan baktıkları yok…

KKTC’yi layıkıyla yönetiliyor mu konu tamamen bundan ibaret!

Doğru olan yani…

Derya Kanbay bunu geçenlerde parmağının ardına saklanmadan söylemedi mi zaten…

Duygusallık, maneviyat değildir konu dedi!

Bu bazıları tarafından ters anlaşıldı…

Ya da öyle işlerine geldi her zaman olduğu gibi!

Et ile tırnak ilişkisi bitiyor mu diye yorumlar yapıldı…

İşte biz hep böyle işin kolayını seçiyoruz!

Oysa zor olanı seçsek doğru olanı yapacağız…

Bu da bir takım reformları hayata geçirmekle mümkün ancak!

Türkiye yardım etmeyeceğim filan da demiyor…

Bu ülkenin kendi ayakları üzerinde durması kadar doğal bir şey olabilir mi?

Biz hem sokaklara dökülüp bu ülkeyi biz yöneteceğiz diye nutuklar sallarız…

Sonra birisi çıkıp da kendi ayakları üzerinde bir ülke görmek istediğini söyleyince de isyan ederiz!

Ne büyük bir çelişkidir bu böyle…

Artık şu gerçeği kabul etmek durumundayız…

Buradaki yönetimde hangi hükümet olursa olsun!

Denktaş’ın da dediği gibi sanal oyun bitmiştir…

Sanallık bittiyse gerçeklerle yüzleşme vaktidir!

Eskisi gibi cevizcinin çuvalı da yok önümüzde…

Birlikte çalışıp birlikte üreteceğiz, daha fazla alın teri dökeceğiz, bunu yaparken de Türkiye’nin desteği her zaman arkamızda olacak, işte o zaman ancak kendi ayakları üzerinde buran bir memleket yaratabiliriz!

Onun içindir…

İster bu hükümet olsun!

İsterse yeni kurulacak bir hükümet…

Ya da bir erken genel seçim sonrası bambaşka bir hükümet modeli çıksın karşımıza!

Eskisi gibi olmayacağını hepimizin kabul etmesi gerek…

Hükümetçilik olayı çoktan bitmiştir!

Biz şimdiye kadar evcilik oyunu oynar gibi aslında hükümetçilik oyunu oynadık…

Bunda vatandaşın da büyük payı var çünkü hiç kimse meclise girerken kendi rızasıyla değil halkın oylarıyla giriyor!

Ve bu sıkıntılı süreç de bir gün elbette gelip geçecek ama…

Bunun daha erken olması için de çalışmak şart, gerçekleri kabul etmek şart, özveride bulunmak şart!

Bu kadar basit ve açıktır mesele…

Mesele hükümet olma meselesinden çoktan çıkmış zihniyet meselesine gelmiştir!

“Asgari ücret ve patronlar…”

“Arkadaşlar isteyen bana “eski kafalı, sendikacı eskisi” diyebilir ama vallahi kimse kusuruma bakmasın düşündüğümü söylemez, anlamadığımı sormazsam çatlarım. Napayım belirsiz ve sonrası muamma işleri sevemedim. Umarım herşeyi iyi kavrayanlar bizi de aydınlatırlar.
Gelelim konuya;
Hükümetler, o inşaatlardan düşüp düşüp ölen, iliğine kadar sömürülen yabancı işçilerin alın teri karşılığı hakkı olan ihtiyat sandığı kesintilerinden geçmişte kurulan TPS fonunun parasını bizim patronlara 2009 yılından buyana azar azar dağıtıyordu. Şimdi belli ki fonda para çoğaldı ve patronlara kepçe ile verileni artık kazanlar ile vermek istiyorları.
Adını da sendikalanmayı teşvik etmek koydular. Zavallı işçinin kan parası gibi teşvik. Sendikalanmayı teşviki tabii ki desteklerim ama işverenlere para dağıtarak ne kadar olur bilmem, ya da ne kadar gider göreceğiz.
Bence gerçekten sendikalaşmayı teşvik isterseler sektörel TOPLU İŞ Sözleşmeleri uygulamasını yasala hale getirirler. Ya daha cesur bir davranış da sendikasız çalıştırmayı yasaklamaktır. 
Bir de kafamı kurcalayan bu bizim asgari ücret meselesi , fonun paralarını sendikalı çalıştırmayı kabul edenlere daha fazla dağıtacakmışlar. Peki patronların çoğu kabul etmezse ne olacak? Kabul etmeyen patronların yanında çalışan insanların aldığı asgari ücret ne olacak?
Asgari Ücret belirlenecek mi, yoksa bu mesele vesile gösterilip artık belirleme niyetleri yok mu? Yani sendikalaşmayı patronu kabul etmeyen işçinin suçu ne ki hala asgari ücret belirlenmiyor?
Evet, ASGARİ ÜCRET hemen %35 civarı artırılmalı ve bu parayı patronlar ödemeli.
Evet, Sendikalı olmak kan parası gibi teşvik ile değil, yasalarda yapılacak kalıcı düzenlemeler ile olmalı. Kimse bizden küçük burjuva oportünizmini alkışlamaya davet etmesin ve kısa vadeli çıkarlara alet etmeye kalkmasın. Çünkü onlar kısa vadeli hoş gözüken ama boş işleri bize allayıp pullayıp satmaya kalkışırlar. Tabii her zaman alıcısı da bulunur, yeyen de yer…”

(Mehmet SEYİS)

Sadece Merak İşte?

Niye ikisi birden gitti?

Artık kabak tadı verdi…

Meclis ve nisapsızlık olayı!

Evet, gayet hoş olmayan bir durum ama…

Şimdi bazıları da haklı olarak soruyor!

Madem ki iki kişi yok diye nisap sağlanamıyor…

Niye ikisi birden gitti!

Birisi kalsa da meclis toplansa fena mı olurdu yani…

Niye bunları besliyoruz?

Türkiye’den turist olarak gelmiş…

Burada bir takım olaylara karışıp suç işlemiş!

Mahkeme de cezasını belirlemiş…

Ama bakar mısınız lütfen;

Cezasını burada çekip sonra ihraç edilecek?

Besleyeceğiz yani…

Nasıl bir zihniyetse artık!

Biz çok zenginiz ya ondandır acep?

Döviz yükselir mi?

Papazı da verdik ama derdi bitmedi…

Çünkü büyük patron ABD, Türkiye’ye yaptırım konusunu önümüzdeki günlerde karara bağlayacakmış!

Tarih yok…

Bu arada döviz de bir nebze olsun düştü ama!

Özellikle iş insanları hala rahatlamadı…

Yapılan tüm sohbetlerde değil düşme önümüzdeki aydan itibaren yeni bir çıkış olacağını düşünenlerin sayısı bir hayli fazla!

Adı ne olacak?

Sizi ne kadar ilgilendiriyor bilemem ama…

Beni hayli ilgilendiriyor!

İstanbul’daki yeni havalimanının ismi…

Açılışa sadece 10 ün gibi çok kısa bir süre kaldı ama!

İsmi bir türlü açıklanmadı…

Çeşitli padişahların adı geziyor ortalıkta!

Atatürk ismi gidip de bir padişah ismi gelirse şaşırmayız…

Millet Mersin’e!

Biz tersine…

MESAJ KUTUSU

Sayın Bilge NEVZAT, size hakaret edildiği gerekçesiyle haberi iktibas eden gazeteye hadi haciz memurlarını gönderdiniz diyelim. Peki o habere konu olan ve hakaret eden gelin hanımı da mahkemeye verdiniz mi yoksa akrabalık ilişkileri daha ağır mı bastı!

Sayın Filiz BESİM, Tabipler Biriliği genel kurulunda hangi adaya destek vereceğiniz merak konusu olurken bu arada bir aday için destek istediğiniz iddiaları yapılmaya başlandı. Umarız doğru değildir zira etik olarak hiç de şık durmayacaktır değil mi?

Sayın Özlem GÜRKUT, başkanlık yarışına bir adım önde başlayıp ciddi bir destek alırken ilahlar anında devreye girdi ve önünüze takoz koymaya başladılar! Onun içindir artık sayılı günler kala iletişim trafiğini artırmanız bekleniyor!

Sayın Remzi GARDİYANOĞLU, K.T. Tabipleri Birliği genel kurulunda sürpriz eylemler yapabileceğiniz konuşulmaya başlandı. Bu arada çok sert bir açıklama yapacağınız ve ardından da bilinmeyen bazı bilgiler paylaşacağınız iddiaları var, hayırdır çok gizli plan nedir acaba?

Sayın Erkut ŞAHALİ, çok yakında bazı ürünlere ciddi oranlarda indirim yapılması için ciddi bir çalışma içinde olduğunuz söyleniyor. Elinizi çabuk tutun deriz zira vatandaş artık zam değil indirim haberleri duymak istiyor…

Sayın Tufan ERHÜRMAN, Karaokçu’nun istifası konusunda kendisi bir türlü beklene açıklamayı yapmaktan çekiniyor ama sanki de ortada bir suçlama algısı oluşmaya başlandı. Bari siz olsun açıklayın ve bu merkez için yeni bir ekip kurmakta gecikmeyin deriz…

Sayın Ahmet KAPTAN, yıllardır emek verdiğiniz Ercan’dan artık bakanlığa terfi ettiğiniz ve konuyla ilgili şubenin amirliğine getirildiğinizi memnuniyetle öğrendik. CTP’nin şimdiye kadar yapmadığını Bakan Atakan yaptı ya, o da çok ayrı mesele değil mi? Hayırlı olsun, kahve içmeye mutlak geleceğiz bilesiniz…

Sayın Soner YETKİLİ, sizin gibi golf hastası Mevlüt Çavuşoğlu ile her fırsatta bu sporu yaptığınızı biliyoruz da oyun sonuçlarını bir türlü açıklamadığınıza göre acaba genelde bakan beye yeniyor musunuz? Bu arada memleket meselelerini de konuştuğunuz ve gıybet yaptığınız da söyleniyor…

Sayın Rasıh REŞAT, yasalar konusundaki gazetenin dünkü manşeti Meclis’e epey gerdi ve ciddi bir şekilde kızgınlık ve öfke yarattı. Meclis başkanı bu konuda sıkı bir cevap hazırlıyormuş bilesiniz istedik…

Sayın Hasan ÖZTAŞ, hadi iş makineleri konusunda biraz Fransızsınız ama av arkadaşlarınız bu konuda da çok yetersiz kaldığınızı iddia etmeye başladılar. Hatta evden eve dönerken onlardan avladıklarını aldığınız bile söyleniyor. Hiç tahmin bile etmezdik doğrusu!

Sayın Turgay AVCI, uzun bir süre kabuğunuza çekildikten sonra son günlerde medya atağınız gözlerden kaçmıyor. Bu da aktif siyasete yeniden döneceğiniz iddialarını beraberinde getiriyor. Bir kez kanınıza işledi değil mi artık?

Sayın Fuat AZİMLİ, restorasyonu biten şömineli evin akıbeti konusunda bir açıklamanız olacak mı? Zira bu konuda meraklı sorular gelmeye başladı küçük bir açıklamayı esirgemezsiniz artık değil mi?

Sayın Ahmet VARIŞ, Onkoloji Hastanesi’nde sadece sağlık çalışanı eksikliği değil çok ciddi anlamda güvenlik eksikliğinin de olduğunu biliyor muydunuz? Hele de hafta sonları ve geceleri bütün evraklar tamamen Allah’a emanet!

Sayın Buray BÜSKÜVÜTÇÜ, MDP’nin tecavüz suçlularına hadım cezası önerisi yoğun destek gördü! Bu arada kazık ve çeşitli öneriler yapanlar da yok değil! Bakalım diğer partiler de sizin kadar duyarlı olabilecekler mi?

Sayın Özen HÜRSES, siz şu emlakçılık işini bir hayli ciddiye aldınız desenize! Acaba avukatlık mesleği eskisi kadar kazandırmıyor mu da bütün ağırlığı bu işe verdiniz. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…