Milletti bir merak aldı;
İstihdamlar konusu hükümeti götürür mü götürmez mi?
Özellikle de UBP’liler bununla yatıp bununla kalkıyor!
Hele de eski UBP’li bakanlar gece rüyaya yatıp kendilerini yeniden makamda görüyor…
Tabi bakan olmayınca telefonlar da eskisi çalmıyor, rağbet de olmuyor!
Halktan soyutlanacakları gün için dua ediyorlar…
Vallahi de billahi de benim için hiçbir sakıncası yok!
İrsen Küçük’ün taht kavgasının kurbanı olan istihdam olayını aralarında çözemeyip hükümeti bozacaklarsa daha fazla gündemi meşgul etmeyip bozsunlar hükümeti, hem de yeni yıla girmeden!
Şimdiye kadar yeni yıllara hükümetlermle girdik de ne oldu yani?
Yeni yıl belki ilk bakıldığında yeni ümitler ve yeni umutlar hatta şans demektir ama, bizde değişmeyen kaderdir, yeni yıl bolca zam demektir!
Elektriğe, benzine, suya, sabuna,tepeden tırnağa bütün harçlara zam…
Varsın bu kez yeni yıla hükümetsiz girelim de yeter ki zam olmasın bari!
Zaten bu hükümet koltuğa tam oturmamış olsa ki atamaların bile yarısını yapamadı…
Gidecekleri içlerine mi doğdu ne?
İstihdam krizi hadi diyelim hükümet bozdu, peki sonra ne olacak?
Yeni hükümet kurulacak. Yeni bakanlar, yeni müsteşarlar ve yeni müdürler peydahlanacak…
Alın size yeni bir kaos daha!
Bunu çok ciddi olarak öneriyorum;
Hükümet pılısını pırtısını toplayıp mahalleye gitsin!
Yenisi de kurulmasın!
Türkiye’den eli sopalı bir vali gelsin otursun koltuğa…
Bundan daha kötü olacağını zannedenler parmak kaldırsın…
Benim parmağım aşağıda!
Sizinkini bilemem!


Polis de bunu yaparsa!

Yer başbakanlık önü;
Son yıllarda bizde sadece moda oldu, bazı kurumların önüne engelli araç park yerleri tahsis ediliyor.
Gösterişten ibaret yani, ne takan ve ne de saygı duyan…
Alın işte bir tane daha, hem de devletin resmi aracı, hem de polis!
RHA 3629
İmam yellenirse cemaat ne yapsın acaba?





Bakanlık nerede?

Eskiden maçlarda söylenirdi…
Yenen taraf yenilen tarafa hep bir ağızdan bağrılırdı;
“Tabelaya bakınız göbek atınız”
Alın size bir tabela daha!
İçişleri ve Yerel Yönetimler Bakanlığı’nın istikametini gösteriyor.
Hem de devlet erkanının her gün geçtiği bölgede…
İster gülün, ister ağlayın!
Göbek de atabilirsiniz…




KTHY eski çalışanlarından bari özür dileyin!

Önce Serdar Denktaş patlattı bombayı;
“KTHY eski çalışanlarının alacaklarının bir kısmı yeni yıldan önce ödenecek”
Sonra Başbakan Özkan Yorgancıoğlu rantı kaptırmamak adına atıldı öne;
“KTHY eski çalışanlarına müjde!”
Sizin anlayacağınız sidik yarışı!
Ha keşke öyle olsaydı, sidik yarışı da olsa ödenseydi insanlar!
Olmadı, olamadı!
Şimdi 15 Ocak’ta ödenecek diyorlar!
Unuttukları bir şey var;
Özür dilemek!


Nazmi Pınar’ı linç mi edelim?

Engelli bir vatandaşı programa çıkardı diye hemen tüm kesimlerden tepki alan televizyon programcısı Nazmi Pınar biraz daha linç edileceğe benziyor.
Tamam, belki bu arkadaşın da meslek hayatında bir takım kusurları olabilir ama bunu linç kampanyasına çevirmeye çalışmak da biraz ağır kaçıyor gibi geldi bize…
Hele de yine aynı özürlü vatandaşı geçmişte yaptığı programlarda defalarca çakırdığı halde kimseden tepki almayan bir başka televizyon yapımcısı daha varken…
Tepki gösterenlere şunu sormak isteriz;
Nazmi Pınar, Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ve hükümet değil de İrsen Küçük ya da Hüseyin Özgürgün’e bu engelli vatandaşı kullanarak dalga geçse aynı tepkiyi yine gösterir miydiniz?
Bu arada Nazmi Pınar’a da önerimiz, konuyla ilgili kamuoyundan özür dileyip sürekli tahrik eden programlara ve söylemlere son verirse burada kazanan gazetecilik meseleği olacaktır


Günün Fotoğrafı


MESAJ KUTUSU

Sayın Aşkan İLGEN, kamu iş yerlerinin yeni yıl yemekleri nedeniyle verdikleri idari izinler yasal mı değil mi? Biraz daha sessiz kalırsanız daireler devletin malı olmaktan çıkıp Pazar yerine ve kebap salonlarına dönecek.

Sayın Sunat ATUN, “2015’te Başbakan Sunat Atun” sesleri yükselmeye başladı bile. Demek ki uzun ve mücadele dolu bir yola giriyorsunuz. Siz yine de Türkiye7deki gelişmeleri iyi değerlendirin aman bir yol kazası çıkmasın…

Sayın Metin ERDURAN, ülkede faaliyet gösteren ama yasal mevzuatlara aykırı olan tahlil laboratuvarları ile mücadeleye ne zaman başlıyorsunuz? Bu konuda yabal olan işletmelerde büyük tedirginlik yaşanıyormuş bilesiniz…

Sayın Aziz GÜRPINAR, 15 dakikada işsizlik izni konusundaki dünkü mesajımıza hassasiyet gösterip ilgilendiğiniz için teşekkür ederiz. Elimize bilgi ve isim geldikçe sizlerle muhakkak paylaşacağız…

Sayın Serhan ÇINAR, Ersin bey sizi canlı yayında düelloya davet ettikten sonra bunu geri çevirmek olmaz değil mi? Hadi bakalım artık madem ki iddialı bir açıklama yaptınız Halep oradaysa arşın burada…

Sayın Zorlu TÖRE, kurultay döneminde yapılan istihdamlara ateş püskürürken şimdi onlaar sahip çıkmak biraz vitrine oynayan bir davranış olarak algılandı. Oysa kamuoyu sizi özü ve sözü bir olarak biliyordu.

Sayın Hüseyin EKMEKÇİ, 8 ay önceki bir haberi tekrar yayınlamak her gazeteye nasip olmazdı. Meslek kazanızdan dolayı geçmiş olsun. Olur böyle vakalar…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, KTHY eski çalışanlara hadi bazı nedenlerle ödeme yapamadınız bari küçük bir özür dilemeyi aklınıza getirseydiniz. Devlet ciddiyeti de bunu gerektirirdi…

Sayın Hamit BAKIRCI, Türkiye’den gelecek olan suyun nasıl kullanılacağı hala projelendirilmemişse buraad biraz tuhaflık yok mu? Siz tatlı canınızı hiç üzmeyin suyu getiren nasıl kullanılacağını da ayarlamıştır bile…

Sayın Gencay EROĞLU, Sarıkamış’taki yürüyüşe sizin de katılacağınızı duyduk, hayırlılı yolculuklar olsun da oralarda ısı sıfırın altında 30 civarındaymış önleminizi alın da gidin olur mu?

Sayın Derviş BESİMLER, bir çok şirketten danışmanlık teklifi aldığınız halde bunlardan birini kabul etmemeniz kendinize haksızlık olmaz mı? Bu arada zamanınızın çoğunu Lefke’de geçiriyormuşsunuz, hayırdır maden mi buldunuz yoksa?

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, 366 grubuna başkanlık eden bir siyasetçi olarak onların gönlünü çoktan fethettiniz de istihdamdan haberi bile olmayanları da göz önünde bulundurmakta yarar var, zira onların sayıları birlerle ifade ediliyor.

Sayın Rasıh REŞAT, gazeteci olup da sigaarı bırakan birilerini şimdiye kadar hiç duydunuz mu? Bu meslek dumansız olmuyor değil mi? Camiaya yeniden hoş geldiniz…

Sayın Mehmet METCOOĞLU, şu anda müşavir konumunda olan üst düzey yöneticilerin bir çatı altında toplanması için örgütlendiğinizi ve liderliğe sizin getirildiğinizi öğrendik. Devletin hayrına olacaksa hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Mehmet HARMANCI, hükümetin somut programı yok dilerek olara büyük haksızlık ediyorsunuz. Otomatik zamları niçin görmezden geliyorsunuz? Hemen özür dileyin lütfen!

Sayın Aydın AKKURT, sizin sakallar tam da konjektüre uygun bir hal almaya başladı. Sunat beyden rica ederseniz sizi de hacı olmaya götürür ve çok da sevap işlemiş olur değil mi?



Günün Fıkrası

Tren…

Temel ve iki arkadaşı İstanbul'dan Trabzon’a gitmek üzere tren garina giderler ilk Trabzon treni 1 saat sonradır, bileti alırlar.
Ne yapalım bir saat diye düsünürken yemege gitmeye karar verirler. Yemekte sohbet,muhabbet saata bir bakarlar ki1 saati geçmis. Hemen kosarlar tren garına ama tren gitmis.
Yine bilet alırlar 1 saat sonrasi için. Ne yapalım vakiti nasıl geçirelim derken kahveye giderler. Çaylar kahveler sohbetler uzar da uzar ve saate baktıklarında 1 saat olmasına 5 dakika vardır. Hemen koşarlar gara ama trene yetişemezler.
Gişeye gidip sorarlar yine Trabzon'a gidicek tren varmı diye. Gişedeki adam ''bakın bu son tren eğer bunu da kaçırırsanız Trabzon'a bugün dönemezsiniz'' demiş.
Bileti almışlar yine sıkılmışlar ne yapalım ki derken pastaneye gitmeye karar vermişler. Pastalar, kekler, çörekler muhabbet derken saate bir bakmışlar ki 1saat olmak üzere hemen kosmuşlar gara.
Tren yeni hareket ediyor, içlerinden biri uzun ilk vagonu yakalamış, diğeri orta boylu son vagona tutmuş. Tren gitmiş, Temel oturmuş yere başlamış gülmeye.
Gişe memuru yanına gelmis;
''Sen ne garip adamsın.3 treni kaçırdın, arkadaşların gitti, sen kaldın, ağlayacağına gülüyorsun be adam.''
Temel yien gülerek cevap vermiş;
''Uy hemşerum onlar beni geçirmeye geldiydu ben ona güleyrum''