Başbakan bizi yanıltmadı;
Kaşif, Taçoy ve Töre Başbakanlık bütçesinin görüşüleceği meclis oturumuna katılmayınca, yapması gereken tek şeyi yaptı ve kürsüye çıkıp, ilk kez ‘erken seçim’in de gündeme gelebileceğini söyleyerek, aylar sonra ilk kez kamuoyunun hemen hepsinin yüreğine su serpen açıklamayı yaptı.
Önce dün Bakanlar Kurulu’nu topladı, sonra parti yetkili organlarını toplayacak ve hem isyancı vekillerin disipline verilmesi işlemleri başlatılacak, hem de hem de erken seçim olasılığı ciddi bir şekilde görüşülecek belki de yeni haftaya artık seçim heyecanıyla girmemizi sağlayacak.

Çok defa yazdık bir kez daha hatırlatalım;
İrsen bey 21 Ekim kurultay sonuçları açıklandığında, gidip Ahmet Kaşif’in elini sıkıp 15 gün sonrası için ikinci tur yapılmasını kendisi isteseydi, halen genel başkan seçilme şansı vardı.
O zamana oynadı ve geçen her gün kendine oy veren partililerin Kaşif cephesine geçmesinden başka bir işe yaramadı.
Her halukarda ikinci tur olacak ve zaten İrsen bey de bunun farkında olduğu için ekibini yenileme kararı aldı, isimler her ne kadar tartışılsa da bir değişim isteyerek, şansını bu kez yeni isimlerle deneyecek.

Başbakan’ın dün meclis kürsüsüne çıkıp, kamuoyundan özür dilercesine, partide sıkıntı olduğunu kabul etmesi, geç de olsa olumludur.
“Erken seçim dahil” diyerek, Kaşif’in restini görmesi daha da bir anlamlıdır.
Çünkü bu konuda resti görmek, sadece erken seçime gitmektir ve bunun yanında başka da bir alternatif bulunmamaktadır.
Hele de Türkiye ile imzalanan protokolden sonra ülkede esen muhalefet rüzgarı, fırtınaya dönüştüğünden, yapılacak en iyi şey, ülkeyi seçime götürmektir.

Doğru olanı, bize göre Türkiye ile 2015 yılına kadar sürecek olan programı imzalamadan bir erken genel seçime gitmekti.
Ama Kıbrıs Türkü, buna da razı olduğunu dün haberler yayılınca, neredeyse şenlikle kutlayacaktı.
Şimdi eğer perde gerisi bir takım çalışmalar olmazsa, Ahmet Kaşif ve ekibi dik duruşunu sürdürmeye devam ederse, İrsen Küçük de her ne kadar şu anda yetkisiz bir genel başkan olsa da seçim kararını partisine aldıracaktır.

Erken bir genel seçim sadece 2009’da yüzde 45 ile tek başına iktidar olan UBP’nin gücünün ne olduğunu ortaya çıkarmayacak, muhalefetin de boyunun ölçüsünün belli olmasına yarayacaktır.
Çünkü lafa gelince mangalda kül bırakmayan bir muhalefet sendromu ile karşı karşıya olduğumuzu da gözden kaçırmamak lazım.
Bu, bütçe görüşmelerinde de bir kez daha ortala çıkmış, kürsüye çıkıp, boş koltuklara nutuk atan muhalefet vekilleri, sallamaktan başka dişe dokunur tek bir alternatif bile sunamamış, saatlerce iş ola konuşup, bir çoğu boş teneke olduğunu göstermiştir.
Şahsen ben 3-4 saat konuşup sonuçta halkına heyecan bile veremeyen bir muhalefet yerine, 20 dakika konuşup, ama halkı cesaretlendirecek, umut verecek ve alternatif sunacak bir muhalefetten yana tavır koyardım.

Umarız ki perde gerisinde bir takım pazarlıklar sonucu erken genel seçim sözlerinden vazgeçilmez.
2013’ün hemen başında yapılacak bir erken genel seçim, iktidarın olduğu gibi muhalefetin de boyunun ölçüsünün alınmasına büyük katkı koyacaktır.
Zira, evet iktidar başarısızdır ama muhalefet de yeteri kadar inandırıcı olamamaktadır.



MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet KAŞİF, İrsen bey restinizi gördü ve erken seçim için start verdi. Şimdi gözler yine size çevrildi. Bakalım geri adım mı atacaksınız, yoksa sonuna kadar gidip ülkeyi seçime taşıyacak mısınız?

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, partiye genel sekreter olmak için kulis yapmaya başlamışsınız. Başbakanlık yetkileri ağzınızı sulandırdı diyorlar. Ancak Hasipoğlu’nu da hiç boşlamayın o da kulislere başladı. Partide şimdi tam bir şenlik havası var.

Sayın Turgay AVCI, Derviş bey ile buluştuğunuz yemekte konuştuklarınız kulağıma geldi neredeyse dudağım uçukluyordu. Size yakında yıldızınız parlayacak demiştik değil mi? Tarot falınızda bereket ve sürekli yükselme çıktı.

Sayın Şener ELCİL, siz istemeseniz de bu kez genel seçimde milletvekili adayı olacak gibi görülüyorsunuz. İki partimiz bu konuda büyük bir yarışa hazırlanıyor. Değerlendirmekte yarar var diyoruz.

Sayın Ersan SANER, önceki gün meclis sonrası Halil Esendağlı ve Cem Yılmazlar ile birlikte Düzova’da Ova restoranda görüldünüz. Parti içinde yaşanan sorunları epey şikayet ettiğiniz söyleniyor. Haksız da değilsiniz.

Sayın Mehmet Ali TALAT, seneye seçim var dedikten hemen sonra ülke seçim havasına girdi bile. Beklenen de önce olacağa benziyor. Hala CTP’nin başına geçmeyi düşünmüyor musunuz?

Sayın Osman IŞISAL, belediyenizin bazı ihaleleri konusunda ilginç ihbarlar yapılmaya başladı. CTP’li belediye meclisi üyesinin hataları umarız sizin de başınızı yakmaz. Bu işin peşindeyiz bilin istedik.

Sayın Cenk MUTLUYAKALI, Basın tarihi kitabında bazı sürekli basın kartı sahibi gazetecilere yer vermemenizden şikayetler alıyoruz. Sizin gibi bu konularda hassas olan birisi nasıl olur da böyle bir hata yapar anlayamadık doğrusu.

Sayın Burhan CANBAZ, BRTK müdür adayları arasında sizin de adınız da nihayet girdi. Biraz kendinizi gösterirseniz, hayaliniz gerçeğe dönüşebilir. İlk haberi bizden alın istedik…

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, hem siyasetteki hem de ÖRP içindeki gelişmeler başınızı döndürmüşe benziyor. Gecenin geç vaktine kadar Girne, Lefkoşa ve Mağusa yollarında geçiyormuş günleriniz. Allah kolaylıklar versin.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, partideki gelişmeleri üzüntü ile izleyip yakın dostlara gidişatın iyi olmadığını söylüyormuşsunuz. Daha ne istiyorsunuz, vekillik için bundan daha bir şans olabilir mi? Ancak biraz hareketlenin.

Sayın Savaş BOZAT, BES’in LTB’de çözüm önerilerinde çalışanların laptoplarıyla işyerine gitmemesi maddesi pek anlaşılamamış. Konuya açıklık getirmeniz bekleniyor.

Sayın Ahmet KAPTAN, dünkü programda bayrak sallayan bazı partililer konusunda söyledikleriniz bazı CTP’li dostlarınızı üzmüş. Bilirsiniz bayrak sallamanın mimarı CTP’dir ve herkes bizden programın kopyasını istedi.

Sayın Turgay HİLMİ, vatandaş siyasi yazılardan illallah edince siz de artık bundan böyle seks yazıları yazma kararı almışsınız. Şu sıralar konjektüre hiç uygun değil ama yine de cesaretinizden dolayı kutlarız.

Sayın Mahmut ANAYASA, telefonu değiştirir değiştirmez adınızın kapitaliste çıktığından şikayet ediyormuşsunuz. Bir de aracınızı değiştirince acaba ne diyecekler bir düşünün bakalım.

Sayın Candan AVUNDUK, hükümetin süt zammını siz bile bir hafta sonra öğrenirseniz, vatandaş acaba ne yapsın. Acaba bizim bakan bu zammı yanlışlıkla Rum üreticilere mi bildirdi dersiniz. Malum ya bu sıralar kafalar iyice karışık.

Sayın Alihan PEHLİVAN, KKTC’nin en iyi gazetecisi ödülünü almışsınız. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz. Bu arada Serdar Denktaş’ın kucağında çekilen fotoğrafınız başınıza epey dert açabilir, bizden uyarması.

Sayın Emrah ÇAKIR, Değirmenlik belediyesinin bazı ihaleleriyle ilgili kulağımıza bir şeyler fısıldandı. Umarız ortaklık iddiaları doğru değildir. Konu yakın bir zamanda CTP MYK’sına gelebilir haberiniz olsun.

Sayın Şahap AŞIKOĞLU, KKTC’yi sütçü beygirine benzeten twitiniz bakanlıkta bazı çalışanların tepkisine neden olmuş. Sosyal medya bazen tehlikeli olabiliyor, daha dikkatli olmak lazım değil mi?

Sayın Ahmet ÖTÜKEN, Yeniden Mukavemet adlı yeni bir girişim başlattığınızı duyduk. Bu konuda ciddi bir örgütlenme içinde olduğunuz gözlemleniyormuş. Hayırlısı olsun.




Günün Fıkrası

Çiftlik



Jack ve arkadaşı Bob, kayak yapmaya kuzeye gitmişler. Birkaç saat yol aldıktan sonra korkunç bir kar fırtınasına yakalanmışlar.
Yakındaki bir çiftlik evine arabalarını çekmişler ve evin çekici hanımından geceyi orada geçirmek için izin istemişler.
- “Dul bir kadınım ben” diye açıklamış hanım,
- “Eğer evimde kalmanıza izin verirsem komşular dedikodu yaparlar.”
- “Endişelenmeyin” demiş Jack, “Ahırda da rahat edebiliriz.”
Bir sene sonra Jack, dulun avukatından bir mektup almış. Arkadaşı Bob’u çağırarak sormuş:
- “Bob, şu çiftliğinde kaldığımız çekici dul kadını hatırlıyor musun ?”
- “Evet, hatırlıyorum.”
- “O gece geç vakit eve gidip, o kadınla yattın mı ?”
- “Evet, itiraf etmeliyim ki bunu yaptım.”
- “Ona kendi adın yerine benimkini verdin mi peki ?”
Bob yüzü kızararak cevap verir:
- “Evet, korkarım öyle yaptım.”
- “Eh, sana çok teşekkür borçluyum dostum. Kadın ölmüş ve çiftliğini de bana bırakmış.”