İki partilinin oturup kahve içmesi kadar doğal bir şey olabilir mi?
Olmaz tabi ki ama, bunlardan birisi ülkenin başbakanı, diğeri de başbakan adayı olunca, bunlar şimdi parti ve ülke bütünlüğünü bir yana bırakıp, hırs ve ihtirasla koltuk için kapışıyorlarsa, işte o zaman iş doğallıktan çıkar.
Hele de bu görüşme deşifre olunca, birisi ciddi bir iddia ortaya atarken, diğeri bunu yalanlarsa, önümüze biri yalan söyleyen, diğeri doğru söyleyen iki devlet adamı çıkar.
Perde gerisinde olanları bilmediğiniz için de elinizi vicdanınıza koyup, birinden birini ‘yalancı’ ilan edersiniz.

Şimdi herkes elini vicdanına koyup, ikisinden hangisinin ‘yalancı’ olduğuna karar verebilir.
Ben ise onu yapmayıp, bu görüşme için niçin Suat hocanın ofisinin seçildiğini merak ediyorum.
Suat hoca, bu görevi kendi isteği ile mi gerçekleştirmiştir, yoksa kendi deyimiyle Türkiye’nin en üstündekiler mi kendin ricacı olmuş, ya da Suat hoca böyle bir açıklama yapmaya zorlanmıştır.
Eğer zorlandıysa, bunun gerekçeleri nelerdir?
Kurultayda harcandığı iddia edilen 2 milyon Dolar’ın bir ilgisi var mıdır?
Bu suçlamalar iddia olsa da hocanın tek bir kelime bile bunlara cevap vermemesi bizce manidardır.

Bizim kendi şahsi düşüncemiz, Suat hoca bir takım işler ortaya çıktıktan sonra, gönül verdiği Eroğlu’nu halkın deyimiyle satmıştır.
Eroğlu’na da çok inceden, bundan sonraki süreçte ‘yanında yokum’ demiştir…
Ama bunu dile getirirken, geçmişte yaşanan ilişkilerden dolayı, kibar ve anlaşılmayan bir dil kullanarak da, ilişkilerin zedelenmemesi için ‘beni buna mecbur ettiler’ demeye getirmiştir.
Yoksa, okuldaki işleri bırakıp, TC elçisi gibi aracı olmasının başka izahı olamaz…

Doğrusunu isterseniz, Cumhurbaşkanı Eroğlu’nun Suat Günsel’e bir cevap vereceğini hiç beklemezdik ama, haber basında ve kamuoyunda geniş yer alınca, belli ki konuşma zarureti doğmuş ve dün yaptığı açıklamada, üstü biraz kapalı olsa da, Suat Günsel’e yanıt vererek, yaptığının sadece ülke ve parti bütünlüğünü sağlamaya yönelik olduğunu ifade etmiştir.
Bunun anlamı da, Eroğlu şimdiki duruşundan bir adım bile atmayacak demektir.
Bu da ülke daha uzun bir süre daha, kaos ve kargaşaya gebedir.

Bu arada ikinci tur olmayacağı yönünde ciddi duyumlar alıyoruz.
Zira, bu hep parti içinde İrsen beyin cephesinde konuşulurken, bir yandan İrsen beye yakınlığı ile bilinen bazı meslektaşlar, köşelerinde Kaşif kazanırsa ve paketi kabul etmezse, ülkenin başına neler gelebileceği senaryolarını kaleme alırken, diğer yandan KKTC’deki bazı TC kökenli dernekler Ankara’ya çağırılmaya başlanmış ve şimdilik konusunu bilmediğimiz görüşmeler yapqılmaktadır.
Geçmiş Cumhurbaşkanı seçimlerinde nasıl hepsi tek tek Erdoğan ile görüşüp, boy boy resim çektirdilerse, şimdi aynı tekrarlanmakta olup, bu kez olası bir erken genel seçim için nabız yoklanmaktadır.
Onu için ben de derim ki Haziran ayında yapılacak olan yerel ara seçimlerine, erken genel seçim de sıkıştırılırsa kimse şaşırmasın.
Lakin, baskın her zaman basanın mıdır, onu da zamanı gelince hep birlikte göreceğiz…


Açıldı ve kapandı!

TC Elçiliği sağ olsun yine parayı döktü, buna bir de Girneli iş insanlarının katkısı eklendi ve Girne Akçiçek Hstanesi’ne çok modern bir Kadın Doğum ve Cerrahi Servisi kazandırıldı.
Açılışı da dün Başbakan İrsen Küçük yaptı…
Hepsi bu kadar!
Açılış yapıldı ve kurdela kesildikten bir saat sonra da servisin kapısına kilit vuruldu!
Peki niçin?
Personel eksik olduğu, yeteri kadar hemşire olmadığı için…
İrsen bey kurultayda kazanacak diye önüne gelene istihdam dağıtırken, tam bir sene önce yapılan 72 hemşire talebine bir türlü yanıt vermeyince, bu da kaçınılmaz son oldu.
Niye üzülürüm bilir misiniz?
Onca para sarf eden TC Elçiliği’nin bu kadar rezalete göz yummasına…
Hatta bilip de bilmemezlikten gelişine!

GÜNÜN FOTOĞRAFI



MESAJ KUTUSU

Sayın Suat GÜNSEL
, YDÜ’den emekli olan bir bayan aradı, emekli olduğu halde son bir yıldır yatırımları yapılmadığı diye hiçbir haktan yararlanamadığından şikayet etti. Kendi gibi onlarcası olduğunu iddia ediyor. Umarız çalışanları daha fazla mağdur etmezsiniz.

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, Girne Akçiçek Hastanesi’ne dün iki tane yeni servis açtınız ama açılıştan bir saat sonra personel eksikliği nedeniyle kapılara kilit vurdunuz. 300 istihdam yaparken sağlık servislerini hiç mi düşünmediniz?

Sayın Engin ARI, Haziran ayında yapılacak olan yerel ara seçimlerde bağımsız aday olacağınız ve bir grup arkadaşınızla birlikte yoğun bir mesai içine girdiğiniz söyleniyor. Amiral gemisini yönetmek biraz zor ama hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Sibel SİBER,
CTP’nin Lefkoşa belediye başkan adayı arayışı devam ederken vekil arkadaşlarınız sizin de isminizi zikretmeye başladı. Bu konuda yakında ciddi bir teklif için makama çağrılabilirsiniz.

Sayın Halil İbrahim AKÇA, Tayyip beyin sizi atlayıp Suat beye bazı önemli görevler vermesi biraz hoş kaçmadı değil mi? Yakında Suat beyi Cumhurbaşkanı adayı olarak görürsek biz şaşırmayacağız, siz de sakın şaşırmayın.

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, LTB konusunda son sözü ben söylerim dediniz ama halen tek kelime bile etmediniz. Meraklılar soruyor ne zaman deprem yaratacak açıklamalarınızı yapacaksınız diye.

Sayın Kemal Deniz DANA, siz öne atılan isimlere hiç bakmayın, İrsen beyin en ciddi belediye başkan adayı sizsiniz. Hatta bu kararını size ilettiği de söyleniyor. Biraz zor seçim olacak ama Lefkoşa halkı vefalıysa niçin olmasın…

Sayın Yusuf GÜÇSAV, kurultay size de epey yaramış diyorlar. Ailede o kadar kalabalık bir delege topluluğu olunca istediğiniz bütün istihdamlar gerçekleştirilmiş. Şimdi epey keyif çıkardığınız gözlemleniyormuş.

Sayın Hüseyin ÇOBANOĞLU, BRT çalışanları 95 yılından önce kadrolananların erken emekli edileceği haberleri ile çalkalanıyor. Bu konuda sizden açıklama bekleyen çok sayıda çalışan var bilesiniz.


Sayın Hakan KUNTAY, Lefkoşa’da yerel ara seçim öncesinde parti içinde en büyük iş size düşüyor. Bu kadar kalabalık bir aday topluluğu arasında işiniz bir hayli zor görülüyor.

Sayın Akmen Ali SITKI, Londra Türk Dernekleri Konseyi’nin seçimlerine bazı nedenlerden dolayı aday olmama kararı aldığınız söyleniyor. Bu konuda bizim kulağımıza gelen bazı şeyler var ama sizin açıklamanız daha anlamlı olur…

Sayın Özdil NAMİ, partili partisiz toplumun genelinin sevdiği bir kişi olarak LTB başkan adaylığı konusunda sizin de adınız anılmaya başladı. Sürpriz bir teklif gelebilir şimdiden hazırlıklı olmakta yara var…

Sayın Mehmet Salih KARALIM,
petrol dolum tesisleri konusunda epey çetrefilli işler yaşanıyormuş. Bu konuda bir çok dostunuzla aranıza kara kedi girdi diyorlar.

Sayın Turan BÜYÜKYILMAZ, Dün Ankara’da Tayyip Erdoğan ile çok önemli bir toplantıya katıldığınızı öğrendik. En büyük TC kökenli dernek olarak liste başı olmak güzel duygu değil mi? Bakalım toplantı sonrasında açıklama yapacak mısınız?

Sayın Hüseyin CAHİT, bakanlığın Güzelyurt’taki bayilerine dağıtılan sobaların hep aynı şirketten olması konusunda bölgede bazı sıkıntılar yaşanıyormuş. Arçelik bayisinin gerçek sahibinin kim olduğu sorgulanmaya başladı bilesiniz.

Sayın Sunat ATUN, Mağusa limanı yanında yeni açılan bir balık lokantası aylık sadece 100 TL elektrik parası ödeyerek limandan elektrik çekiyormuş. Komşular bunun büyük bir haksızlık olduğunu düşünüyorlar, size iletmemizi istediler…

Sayın Ümit HASSAN, Suat Günsel için öyle bir yazı döşediniz ki hem kimse bir şey anlamadı, hem de sizin kaleminizden çıktığı anlaşıldı. İnsan biraz değişik bir üslup kullanırdı.

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, büyük oğlan nişanlandı şimdi iş düğün hazırlıklarına geldi. Bir de küçük oğlan askerden çıkıp da yuva kurmak isterse yandığınız gündür. Şaka bir yana Allah mutlu mesut etsin. Torunlar da bizim takımdan olursa bizce bir mahsuru yok…

Sayın Süleyman ERGÜÇLÜ, nihayet ilk torun bir ay sonra dünyaya merhaba demeye hazırlanıyormuş. Dede olmak için şimdiden heyecan yaptığınız söyleniyor. Hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Alihan PEHLİVAN, senin LTB başkan adaylığın sosyal medyada ciddi algılandı ve istersen yorumları bir kendi gözünle gör. Bir çok Lefkoşalı kalp krizi geçirdi diyorlar…


Günün Fıkrası


Üç mektup


Sokak çınlıyordu; ya ya ya; şa şa şa!
Umudumuz başbakanımız, çok yaşa!
Eski başbakan görev teslimi için,
Önce öksürdü, başladı bildik tıraşa;
“Halkın bu seferki tercihi sizsiniz,
Sonuca saygılıyız, demokratız biz.
Üç mektup bırakıyorum sıra No.lu,
Zor günlerinizde olur rehberiniz.”
Coşku bitti, iyi günler tez tükendi,
Çaresizdi, ilk mektubu açtı kendi.
“Beni suçla” diyordu, giden başbakan,
Enkaz söylemiyle, eskiye yüklendi.
Kısa sürede bu taktik oldu bayat
Mektubu açmadan edemezdi rahat,
“Arkadaşlarını suçla” sözü vardı,
Kelle aldı, biraz daha sürdü hayat.
Yine tıkandı, yumruk sıktı kahırla,
Üçüncüyü aldı dikkat ve sabırla,
Okuyunca koltuğa yığıldı kaldı,
Yazı kocamandı:
“Üç mektup hazırla!”