Bugün bi uyandımki Milletvekili olmuşum...Tam kasılacaktım kiii,bi baktım herkes Milletvekili olmuş.
Herkesin altında siyah mercedes...
Mecliste konuşma yapmak için sıraya giriyoruz..Konuşma yapmayanlar Milletin vekilliğinden kovuluyor diye de bir yasa varmış..Hatta en çok konuşan Vekil gece yarsından sonra maaşına zam alıyormuş..
Parti,marti de yok..Herkes Millete vekil...Transfer yok,İstifa yok..Parti satmak haliyle yook..
Polis yok,hakim yok..
Milletin  alayı çocuklarını başta Güneydeki dost ülke olmak üzere hep dışarda okuttukları için,öğretmen de yok...,
Memur  hiç yok...Çünkü memurluk para getirmediği için, cazibesini yitirmiş..
Bir tek iş Adamları ve Milletvekilleri,medya ve tabi vur patlasın,çal oynasın mantığı ortadan kalkmasın diye bir de Müzisyenler ve de sanatçılar var. Onlarda nihayet birlik olmuşlar ve kazançlarını Milletvekilleriyle aynı seviyeye getirmeyi sağlamışlar...
Dünyanın her yerinden KKTC vatandaşı olmak için hücum var..Memur olmadığı içinde kapıdan giren Milletvekili sayılıyor...
Elektirik Kurumu,Kıbrıs Türk petrolleri ve GSM oparatörleri de hükümet olmuşlar...Millete istediği gibi giydiriyor.
Türkiye kendini bırakmış, sırf bu Yavru vatan mutlu olsun diye boyna para yağdırıyor...Hemde öyle yıllık filan değil. Öğleye kadar bir parti,öğleden sonra bir,gece  millet uyurken bir daha..
Günlerden 15 Kasım ve allah allaaaah. Kimse KKTC'ye sövmüyor. ARum'lar  adeta çıldırmış Kıbrıs Cumhuriyeti yoktur KKTC vardır diye bas bas bağırıp vatandaş olmak için sınır kapılarına yığılmışlar...
AB'den olsun,BM'lerde olsun tüm düşmanlar hep bizim lehimize kararlar çıkarıp 5 daimi üye sayısına altıncı olarak KKTC'yi dahil etmek üzere birbirlerini yiyiyor.. Ama biz kabul etmiyoruz...Kasım kasım kasılarak şunuda yapmazsanız olmayız diyoruz..
Medya da genel olarak onun bunun borazanı olmaktan çıkmış, çünkü kameralara konuşmak için artık herkes  çok büyük paralar ödüyormuş...Yani Gazetecilerde haliyle mesleklerini kendi olması gereken etik kurallarına  çevirmişler ona buna kalem satanlar "Benim kalemim satılık değildir" diye rest çekiyorlar.
Ordu dağıtılmış,"Türkiye ne askerini,ne memurunu" diyenlerin de gönlü edilmiş ama "Bu sloganın içinden  "Ne de paranı" çıkarılmış..O lazım çünkü...
Sonra,ansızın bir gürültü oluyor. Bir açıyorum ki gözümü kıçım açıkta kalmış meğerse...
Acele örtünüp rüyayı yorumlamaya başlıyorum...
Allahım yaa..Bir ter, bir sık nefes alışlar filan öleceğim neredeyse...
Kalkıyorum yataktan saate ve takvime bakıyorum. Günlerden 15 Kasım ve saat 09:00...Giyinip çıkıyorum evden telaşla...Gönyeli çemberinde polisleri görüyorum..
"Tören var, burdan geçemezsin" diyorlar..
Arabadan inip tek tek hepsine bir sarılıyorumki...
"İyiki varsınız..İyiki devletimiz var....diyorum...Şaşırıyorlar...Ne de olsa her arabadan  yolu kapattılar diye fırça yemeye alışmişlar ya..Benim sarılışlarımı çok yadırgıyorlar.
Büyük bir keyifle işaret edilen yola dönüyor ve yoluma gidiyorum.
İçimdeki  huzuru tarif edemem. Çünkü doğru olan yolda ilerlemek isteğim, rüya değil...Gerçeğin ta kendisi...
Yanlız  şüphesiz ki, eğri  giden her şeyin düzelmesi için önce kendimden başlayarak vatandaşlık görevlerimin peşinden koşmam gerektiğini düşünerek tabi....
Samimi ve birlik beraberlik içinde yapılamıyacak hiç bir şeyimiz yok bizim...
Nice  mutlu 15 Kasımlara ulaşmak dileğiyle....