Nerdenden başlasam bilemiyorum ama şu Lahmacun meselesi iki nedenden ötürü üzdü beni...
Birincisi mal bulmak için çırpınan mağrubilere gün doğdu ve Yaaa Allah deyip giriştiler...
İkincisi kaş yapayım derken çıkarttıkları gözün kendi gözlerimiz olduğunun farkına ne yazık ki daha sonra varacaklar...
Şimdi meseleye bir de şöyle bakalım...
Bir köy kahvesinde mevcuttaki Cumhurbaşkanının ziyareti söz konusu..Kahvede bir hazırlık,bir heyecan ve bir telaki sormayın gitsin..Eeeee....Ne de olsa bir Cumhurbaşkanı gelecek köylerine ve onu yakından görüp sohbet etme fırsatını bulacaklar.
Neyse kahvenin hazırlığından öyle fazlaca ne bekleyebilirsinizki..İşte iki masa birleştirilir arkasına bir iki sandalye konur.Eh Varsa ki vardır muhakkak.İki de bayrak bulunup ,o masaya bir de resmiyet katılır.. Sonra izaz ikram faslında eksiklere şöyle bir bakılır.Çaylar vardır çeşitli. Kahve vardır. İlaveten neskafe filanda temin edilir..Ama yetersizdir. Hatice abaya rica edilir,"Sende öyle bir iki tepsi pilavuna filan yap" denir. O da bütün samimiyetiyle kabul eder.Ama biraz geç yetiştirilir.
Bu arada Cumhurbaşkanı konuşmasına dalmıştır.Ha babam anlatmaktadır. Yani tüm konsanteri anlatmakta olduğu konu üzerinedir.Bir köylü amcam Hatice ablamdan teslim aldığı pilavuna tabaklarını şöyle bir köşeden uzanıp masaya iliştirip hemen yerine oturuverir.
Olay tertemiz vatandaşların,günahsızca yaptığı bir saygı nişanesidir...
Ama ne olur? Ayak arayanlar hemen onu Lahmacun yapıp,"Türk Bayrağını,masa örtüsü yapan Cumhurbaşkanı" olarak Sosyal medyaya servis ederler.Derken oradan da iş Türkiye'ye sıçrar ve Kıbrıs'ta bayrağa olan saygının aslında göstermelik olduğu intibası doğar. Haydii ordan da bir yüklenmeler,eleştiriler veryansın edilir..
Ama öyle ya da böyle, buradan çıkan sonuç şu olur.
Kıbrıs'ta Türkiye'de,Türkiyeli de,Türk bayrağı da sevilmez ve saygı görmez..Sonuçta Türkiye ile,Kıbrıs'ın arasını açma çalışmalarında bir adım daha atılmış olur...
Bu pis numaraları bizler çok iyi bildiğimiz için yemeyiz.Ama yiyenlerin sayısı hiç te az değildir.
O bakımdan şunu hemen belirtmekte tüm Cumhurbaşkanı adayları için fayda görüyorum.
Biliyoruz ki hepsi yoğun bir propaganda dönemine giriyorlar.Bunun için etraflarındaki ekip seçiminde, bu gibi arazları görebilecek gözlere sahip kişiler olmasına dikkat etmeliler.Sinek te küçüktür ama mide bulandırır. Fırsatçıları da göz ardı etmemek gerekir.
Ne de olsa bizdeki siyaset yapmanın en belirgin stratejisi,birincil olarak karşı tarafa çamur atmaktır.Sonrasında yine çamur atmak vardır ve sonrasında yine çamur atmakla biter propaganda dönemi..
Yapacak olduklarından kimse bahsetmez.Yapılmayanları sıralamak çok daha kolaydır ve o yol seçilir..
Ahh Hatice abam ahh. Gör bak emeğin nasıl kullanıldı.
Oysa senin ne günahın vardı...
Değilmi? Olsun...
Ben senin ellerinden öpüyorum