Uzun bir süre önce yazmayı planlamıştım ama bir türlü kısmet olmadı.
Aslında çetrefilli bir konu bu!
Bildiğim şeyler var bilmediğim şeyler var…
Bir de anlam veremediğim şeyler var tabi ki!
Önce 2010 yılına gitmek gerek…
Hani şu Lefkoşa’yı sel basmış ve aynı gün Lefkoşa Hastanesi’nde 8 kişi birden hayatını
kaybetmişti…
Peki niçin bu kadar insan aynı gün hayatını kaybetmişti?
Çünkü devreye girmesi gereken jeneratör bakımsızlık nedeniyle devreye girmemiş ve
hastanedeki bazı teknik hizmetler yerine getirilmemişti.
Biz de dahil olayın üstüne kimse gitmedi ve her zaman olduğu gibi olay ört bas edildi.
“Kalan sağlar bizimdir” mantığı bir kez daha kendini gösterdi!

O talihsiz günde sadece insanlar ölmedi tabi ki…
Hastanenin bir çok cihazı da devre dışı kaldı, bozuldu, kullanılamaz hale geldi.
Bunlardan bir tanesi de zemin katta sular altında kalan radyoterapi cihazıydı.
Şu anda kullanılamaz durumda hala orada duruyor.
Ama patlamaya hazır bir bomba gibi!
Geçenlerde Hastane Başhekimi Dr. Rıfat Siber’e sormuştum, bu cihazın hala orada olmasının
bir zararı olup olmadığını.
O da ‘şu anda bir zararı yok, ama aynı sel felaketi yaşanırsa, büyük tehlike var’ diye
cevaplandırmıştı.
Çünkü cihaz sıradan bir cihaz değil, içindeki çekirdekte radyasyon ihtiva eden madde içeriyor
ve olası bir su ile temasta yandığımız gündür…

Şimdi sıkı durun lütfen;
Şu anda hastane zemin katında kuzu kuzu duran ama aslında büyük tehlikelere gebe
radyoterapi cihazı niçin oradan kaldırılmıyor biliyor musunuz?
Çünkü bu cihazın imhası sadece Almanya’da mümkün ve cihazın Almanya’ya gönderilmesi
için de 47 bin Euro’ya ihtiyaç var…
Ama KKTC devleti kuzu kuzu uyuyor gibi gözükse de olası bir sel felaketinde canavar haline
dönüşecek bu cihazı imha için Almanya’ya gönderecek 47 bin Euro’yu bulamıyor, 4 sene
geçtiği halde bu parayı bütçeye koymayı aklının ucundan bile geçiremiyor!
Ve hastane Başhekimi’nin bile dediği gibi su ile teması felakete neden olabilecekken, bu
tehlike bilindiği halde bu konuda kılını kıpırdatan birisi çıkmıyor!

Başka bir rezalet KKTC’ye hibe edilen ve 4 milyon Euro değerindeki yeni radyoterapi
cihazının da Sağlık Bakanlığı bahçesinde konteynır içinde bekletilmesi…
Daha da beklemeye devam edecek gibi görülüyor.
Zira her nedendir bilinmez yeni Onkoloji Hastanesi’nin ihalesine bile çıkılmadı…
Şimdi çıkılsa bile inşaat en az bir sene süreceğinden gıcır gıcır makine bir sene bahçede
yatacak…
Hem de ülkede kanser vakaları tavan yapmış ve bu hastalığın pençesine yakalananlar her
geçen gün arttığı halde…
Anlamak mümkün değil doğrusu!
Bu ülke hiçbir zaman bu kadar Allah’a emanet bir süreç yaşamamıştı…
Yalansa ise yalan deyin!...




MESAJ KUTUSU


Sayın Ahmet GÜLLE, Lefkoşa Devlet Hastanesi’ndeki uyuyan bomba olayını bugün son
kez yazdık ve artık topu size attık. Şimdi yatın kalkın da Lefkoşa’da yeni bir sel felaketi
yaşanmasın! Zira yaşanırsa olası felaketlerden siz de sorumlu olacaksınız.

Sayın Ahmet KAŞİF,
bariyer makinesi alan ve bunun için de 1 milyon TL ödeyen bazı
şirketler bariyer ihalesinden dışlandıklarını ifade eden şikayet mesajları göndermeye
başladılar, haberiniz olsun!

Sayın Osman ERTUĞ, müzakerecilik görevinden ayrılma nedeniniz siz açıklamadıkça
gizemliğini koruyacak demektir. Sizi bu kadar bezdiren şeyin ne olduğu merak konusu oldu
bilesiniz!

Sayın İrsen KÜÇÜK, aylardır süren sessizliğinizi bozup seçim harcamaları konusunda
açıklamanız biraz geç de olsa iyi oldu. Bu arada önümüzdeki günlerde isim de vererek bir
açıklama daha yapacağınız söyleniyor. Merakla bekliyoruz!

Sayın Sibel SİBER, siz halkın daha fazla refaha ulaşmasını hedefledikçe son günlerde yapılan
zamlar halkın daha fazla belini büküyor. Diyoruz ki bu konuda hükümete biraz telkinde
bulunsanız…

Sayın Ejder ASLANBABA, Haziran ayında yapılacak olan yerel seçimler için şimdiden
bilenmeye başladığınız söyleniyor. Siz yine de biraz sakin olun zira keskin sirke her zaman
küpüne zarar verir…

Sayın Zeren MUNGAN, bazı öğretmenler hazırlık ödeneğinin son kısmını ödediğiniz için
teşekkür mesajları gönderiyorlar. Bu arada seneye bu ödeneklerinin kaldırılacağı iddiaları var
doğru mu?

Sayın Osman IŞISAL, bölgenizde size rakip olacak bir aday henüz çıkmadı. Bir önceki
seçimde aldığınız oyları ikiye katlayarak yine kazanacağınıza inananların sayısı oldukça fazla.
Şimdiden tebrikler…

Sayın Rıfat SİBER, emekliliğinize artık sayılı günler kala şu eski radyoterapi
cihazını göndermek için son bir atılım yapmakta yarar var. Gönülden isterseniz bunu
başarabileceğinize inanıyoruz.

Sayın Mete TÜMERKAN, kurumdan bazı çalışanlar klimaların yakılmamasından dolayı
şikayet mesajları gönderiyorlar. Elektrikte tasarruf iyi bir fikir ama çalışanların da sağlığını
düşünmek gerek değil mi?

Sayın Ali Özmen SAFA, umre dönüşü sakalları salıvermeniz hiç de fena olmamış. Madem
ki bu dini vecibeyi başarıyla yerine getirdiniz artık 5 vakit namaza başlama zamanı da gelmiş
demektir.

Sayın Kıvanç BUHARA, yeniden aday olmanız için Geçitkale’de bir inisiyatif
oluşturulduğunu duyduk. Dolduruşa gelmeyin deriz, sağlıktan öte hiçbir şey yoktur bu
hayatta!...

Sayın Faiz SUCUOĞLU, partinizin LTB adayı konusunda otoriteyi elinizde almanızda yarar
var. Zira Lefkoşa’yı en iyi tanıyan partili olarak sizin kararlarda mutlaka imzanız olmalı…

Sayın Mine GÜRSES, 30.5 yaşına girdiğinizi öğrendik. Fenerbahçe’nin durumu her ne kadar
içler acısı olsa da size yeni yaşınızda sağlıklı mutlu ve günler dileriz. Allah ağzınızın tadını
bozmasın…

Günün Fıkrası

Banka müdürü


Karadenizli banka müdürü Rusya'ya geziye gitmiş ve bir lokantadan içeri
girmiş. Siparişlerini verdikten sonra birde bakmış ki karşısında afet
bir hatun sürekli kendisine bakıyor.
Davetkar bakışlarla hatunu masaya çağırmış, hatun gelip masaya oturmuş. Ancak ikisi de
birbirlerinin dilinden anlamıyormuş.
Hatun çantasından kalem ve kağıt çıkarmış ve kağıdın üzerine
sigara resmi çizmiş.
Bizim Karadenizli müdür hemen sigarasına davranmış, kadına
ikram etmiş.
Hatun daha sonra kağıdın üzerine kadeh resmi çizmiş.
Bizimki hemen garsonu çağırmış ve en iyi şaraptan sipariş vermiş.
Hatun bu seferde kağıda ev resmi çizmiş yanına da 100 dolar resmi çizmiş.