Siyaset ve siyasiler, uzaktan bakıldığında karizmatikmiş gibi görünse de, saniyesinde yüz seksen derece dönme yeteneğini kazandırıverir insana.

Atalarımızın: ‘’Büyük lokma ye, büyük söz söyleme.’’ sözü de tam da oturuyor buraya.

Siyasetçi, asla emin olmadan önemli şeyler söyleyip utanılacak duruma düşmemelidir. İki düşünüp bir söylemelidir.

Lefkoşa’ya yapılması planlanan yeni hastane de, sağlığın siyasilerinin laf cambazlığı, icraat kurnazlığı çabaları içerisinde, bir o yana bir bu yana savrulup durmaktadır.

Hatırlarsınız… Aralık 2017 seçimlerinde, kocaman broşürlerle, Lefkoşa, Girne, Güzelyurt, Gazimağusa’ya şehir hastaneleri yapılacağı vaadini vermişti UBP.

Buna en karşı çıkanı CTP idi. ‘’Nalbantoğlu Devlet Hastanesi eskidir ama, ‘’modüler mantıkla’’, etrafındaki boş alanlara ek binalar yapılarak güçlendirilmesi mümkündür.’’ diyordu CTP adına, şimdinin Sağlık Bakanı Sayın Dr. Dt. Filiz Besim. Onkoloji merkezinin, ülkenin ve halkın kendi olanakları ile yapıldığını, yeni hastane bazında da kendi göbeklerini kendilerinin keseceklerini ima ediyordu. Şehir Hastanesi kavramına yeni bir yaklaşım getirerek, ‘’şehir efsanesi’’ diyordu…

Gel gelelim zaman geçti, Sayın Sağlık Bakanı, kendisini ve milletvekilleri Dr. Sıla Usar İncirli ile birlikte, o güne kadar haritada belki yerlerini bile tam bilemedikleri, Yozgat’da buluverdiler. Buradaki şehir hastanesini ziyaret etti(rildi)ler!

Dönüşlerinde, Lefkoşa’ya yapılacak hastane ile ilgili olarak söylemlerinde değişmeler başladı. Dr. Sıla Usar İncirli, Lefkoşa’ya yeni bir hastane yapılması gerektiğini söylüyordu. Niteliği ile ilgili detaya girmekten kaçınarak, ‘’ihtiyacımızı karşılayacak yeterli büyüklükte bir hastane’’ diye geçiştiriyordu. Benzerini Sayın Sağlık Bakanı da yapmaya başladı. Lefkoşa’ya yeni bir hastane yapılmasının gerekliliğinden dem vururken, seçim dönemindeki söylemi olan modüler hastane sistemini bir daha ağzına almaz oldu.

Lefkoşa’ya nasıl bir hastane düşünülüyor?

Bu hastaneyi hangi mimar çizecek?

Bu hastanenin yapımını hangi firma üstlenecek?

Bu hastanenin finansmanı nasıl sağlanacak?

Bu hastane nasıl işletilecek?

Bu hastanede görev yapacak personel nasıl temin edilecek?

Sayın Sağlık Bakanı ve Sayın Milletvekili Dr. Sıla Usar İncirli, bu soruların cevaplarını verebilmelidir.

Neden bu kişiler? Sayın Recep Akdağ’ın davetlisi olarak gidip incelemelerde bulunan ve dönüşte de söylemleri değişen bu iki siyasimiz de ondan. Detay konusunda ağızlarını bıçak açmıyor nedense!

Sadece Sayın Sağlık Bakanı, geçtiğimiz günlerde: ‘’ Biz 3. basamak 600 yataklı istenildiğinde 1200 yatağa çıkabilecek bir hastane istiyoruz. Buna çok ihtiyacımız var. Bu kriterde 4- 5 tane model hazırlıyorlar. Ankara’da karar verilecek olan projenin bizim mevzuatlarımıza uyarlanabilmesi için heyette Kıbrıs Türk Mühendis ve Mimarlar Odaları Birliği’nden de bir kişi de yer alıyor.” deyiverdi.

Şeytan ayrıntılarda gizli!

Demek ki, Sayın Sağlık Bakanı da, Lefkoşa’ya kelli felli bir hastane ister olmuş!

Demek ki, Lefkoşa’ya yapılacak yeni hastanenin projesi, KKTC’de değil, TC’de yapılıyor! Yani, KKTC’de onca mimar ve mühendis varken, KKTC kendi dinamiklerini kullanabilecekken, armutu pişirmek Türkiye’ye bırakılıyor. Bu konuda ya elleri kolları bağlanmış durumda, ya da kendilerinin bu işin altından kalkabileceklerine dair en ufak güvenleri yok!

Demek ki, projeye Ankara’da karar verilecek! Yani, Sayın Sağlık Bakanı’na ya da hükümete, ‘’Alın bunu yapıyoruz.’’ denilecek! Seçme hakkı bile kullandırılmayacak belli ki!

Demek ki, projede KKTC’den katılacak kişi de, orada ‘’nezaketen’’ veya ‘’göstermelik’’ bulunacak!

Bana sorarsanız, KKTC’ye şehir hastanesi modeli uygun değildir. Aklımızı ‘’şehir hastanesini red’’ kavramına odaklayacağımıza, KKTC’ye uygun hastane ve işletme modeline çalışmamız gerekir!

 

Ama bunu yapmıyoruz! Sağlığın paydaşları ile, ne sağlık sistemini düzeltmeye çalışıyoruz, ne de ‘’şehir hastanesi’’ kavramından sıyrılıp, doğru düzgün bir hastane modeli üzerine çalışıyoruz!

O zaman da yukarıda sorduğum bütün soruların cevaplarının, KKTC’den değil, Türkiye’den geleceği gün gibi ortaya çıkıyor!

Hastane Ankara’da pişiyor, Lefkoşa’ya düşeceği günü bekliyor!

Kim bilir, belki de atalarımız bir defa daha kendilerini haklı çıkaracaklar…

Kim bilir, ‘’şehir hastanesinin’’ temel atma törenine, Sayın Besim ile Sayın İncirli katılarak, ‘’şehir efsanesi’’ olacaklar!

Dr. H. İlker İpekdal

İletişim: 0542-8529899