Bilmem kaç milyon dolar kar ettiği ve hatta yeni uçak alımlarının düşünüldüğü bir dönemde bağıra çağıra mevcut düzeninin yıkılarak,basiretsiz ellerde iflas ettirilerek batırılmış bir Kıbrıs Türk Hava Yolları'nın hazin ve içimizi,yüreğimizi yakan bir hikayesi vardır. Her birimiz bunu hatırlarız. O düzenin yıkılması için bastıranların isimleri her ne kadar zikredilmiyorsa da halk onları biliyor...Biliyorda ne yapıyor diye soracak olursanız acı bir tebessüm gönderirim.
Narenciyenin hikayesi daha başka....Sular tuzluymuş,maazereti bir yere kadar geçerli..40 senedir narenciye bahçelerine sahip yabancıların ağaçları,zamanında bakımdan dolayı klorofilden deli olmuşbir şekilde Portakal,Mandalina,Limon ve greyfurt fışkırtırken,hemen yanındaki zavallı bahçeler bu maazereti ayaklar altına almazmı sizce. Ama narenciyenin batışındaki asıl sebep bu değil elbette.Bu devletin kendi ayakları üzerinde durmasını istemeyen zihniyettir. Kısaca bir örnek vermek gerekirse sizlere şu yaşanmış olayıanlatabilirim. Hani ürünlerimizin dışarıya pazarlanması,ambargolar yüzünden yapılamıyordu ya.. Hah işte o dönemlerdeki hükümet gizli gizli el altından da olsa 3 veya 4 üncü ülkelerleyaptığı anlaşmalarla bir hayli narenciye ürünü pazarlayabiliyordu.Örneğin bir dönem Hollanda'ya 400 bin ton ürün satılmıştı.Bu elbette gizli yapılıyordu. Ama gelin görünki,ya kasıtlı olarak ya da aptallıktan ertesi gün kendi gazetelerimizin birinin ön sayfasındaki koca manşet şöyleydi.."RUM ÇATLASIN..HOLLANDAYA 400 BİN TON NARENCİYE İHRAÇ ETTİK" Bu düpedüz düşmanlıktı işte..Çünkü gerçek niyet ispiyonculuktu... Peki ne oldu dersiniz? Ertesi gün Güneyden çok acil bir protesto gitti Hollanda'ya ve "ÜRÜNLER CİVALI ÇIKTI" gerekçesiyle KKTC'ye iade edildi. Yani Narenciyede battı..Halk bunu da biliyor elbette..Peki biliyordu da ne yaptı? Hiç....
Peki ya Sanayi Holding? Barış harekatında Rumun bırakıp kaçtığı yüzlerce kurulu fabrika,,yüzlerce yandaşa işten anlar ya da anlamaz diye araştırılmaksızın ,yapabilirmi yapamazmı diye sorulmaksızın,
gerçek niyeti çalıştırmakmı yoksa satıp köşe olmakmı diye incelenmeksizin ve de ganimet sevdasındaki kişilerin kimliğine bakılmaksızın golifa gibi dağıtılmadımı.? Tüm bu nedenler ve tabi birde ihracat zorlukları nedeniyle Sanayi Holding'te batırıldımı batırılmadımı? Peki halk bunu da biliyordu? Peki biliyordu da ne yaptı...Yine hiç?
Gelelim Turizm İşletmelerine? O yıllarda sadece 3 günlüğüne bir tatil yapmak amacıyla Mare Monte otele gitmiştim. Resepsıondaki arkadaşım bana yer yok valla dedi. Nasıl olur yahu dedim",Bak benden duymuş olma ama,tüm bakanlara 2 şer üçer oda ayrılmış ve boş duruyor.Fakat veremiyoruz.Onlar her an gelebilir ya da her an eşi dostu için bu odaları ücretsiz bir şekilde isteyebilir" dedi. Sonrada dur göze alıp sana bir bungalov ayarlayayım. Ama bir şey olursa acil çıkarsın tamammıdemişti.Ve ben paramla o arkadaşımın torpiliyle 3 gün kalabilmiştim.Sonrasımalum Mare Monte Battı.. Dome Otelin hikayesi ise daha hazin. İşletmecilik zihniyetinin sıfır olduğu adamlara teslim edilen onca turistik otelin bu nedenlerden ötürü bir bir elden kaçırıldığınıda biliyor bu halk.. Tamam..Biliyorda ne yaptı? Hiç.
Elektirik desen aynı,
Yerli üretim desen aynı,
Hayvancılık desen aynı..
Sağlık desen aynı.
Eğitim desen aynı.. Yazayımmı daha?
Peki bunları halk görmüyormu?
Sorulması gereken bir soru var burada.. "ARKADAŞ HALK NE İÇİN VAR VE NE YAPMALI?"