İki yıl kadar önceydi…
Dönemin Gümrük ve Rusumet Dairesi Müdürü Türker Vural, çeşitli şaibe ve söylentiler arasında görevden alınmış, yerine başkası atanmış, hatta müdür olduğu bir dönemde bir kaçakçılık olayı kendine haber verilmeden yapılmış ve ilgili bakana sorduğumuzda da ‘öyle uygun gördük’ diyerek, şaibeli bir isim olduğunu ima etmişti.
Yine aynı bakana bu ismi ısrarla korumanızın manası nedir diye sorduğumuzda o da ‘emir yüksek yerden’ anlamında bir konuşma yaparak, olayın ört bas edilmesinde başrol oynamıştı.
Emrin nereden geldiği bilindiği halde, bu kişinin kimin ya da kimlerin koruması altına alındığını tüm ülke bildiği halde, o da şimdi evinde oturup yüklü müşavir maaşı ile gününü gün ediyor…

İlgili Bakan sizin de tahmin edeceğiniz gibi Ersin Tatar’dır…
Tatar belli ki o dönemde gümrükte dönen dolapları biliyor ama emir yüksek yerden geldiği için sesini çıkaramıyordu…
Şimdi çıkarır mı bilemeyiz!
Ama çıkaramazsa Büyük UBP Projesi şişirilmiş balondan öteye gitmeyecektir…
Bir bakan eskiden olduğu gibi yükseklerden emir geldiği zaman yine susarsa, o proje de fiyaskodan öteye gidemez!

Son dönemde büyük şirketler gümrük kaçakçılığıyla gazete manşetlerine oturmaya başladı…
En son da Armar Grup olayı!
Kıbrıslı Gazetesi iyi ki bu haberi manşetine taşıdı ki, bizim de bilgimiz oldu…
Şunu da anladık, gazete bu haberi manşet yapmasa, hem kamuoyu hem de basın ayakta uyuyacak, şirketin sahibi re haksız kazandığı paraları cebe indirecekti…
Ancak bu olayda da dikkatlerden kaçmaması gereken bir şey var;
Olay yaklaşık 10 gün kadar önce meydana gelmiş ve şimdi basına yansımış…
Ve bakan bu haberin deşifre olmasından sonra, zorunlu bir açıklama yapıp yeni bir ekip kurarak antrepoların denetleneceğini açıklıyor…
Demek ki olay basına yansımasa, böyle bir ekip filan kurulmayacak…
Devlette çalınmaya devam edilecek!

Dün gün boyunca takip ettik, bu konuda bir açıklama bekledik…
Ne bakanlık ne de ilgili şirket, tek satırlık bir açıklama yapmadı!
Demek ki artık bu olay iddia olmaktan öte çıktı…
Küçük bir araştırma yaptık, Armar Grup’un gümrükten mal kaçırdığının tesadüfi bir şekilde ortaya çıkardığını öğrendik…
Hatta buna paniklediler ve kendi elleriyle kendilerini ele verdiler diyebiliriz…
Zira, bizim aldığımız duyumlara göre Ersin beyin dediği gibi antrepoların denetlenmesi için bir ekip oluşturulmaya başlanmış ama bu çalışma anında dışarı sızdırılıp bazı şirketlerin önlem alması istenmiş.
İşte Armar yetkilileri de sıranın kendilerine geleceğini düşünüp olaydan sıyırmak için biraz aceleci davranıp yanlış evrak gönderince gümrük memurları bundan şüphelenmiş ve yolsuzluğu ortaya çıkarmış!

Demek ki Ersin beyin bu olaydan haberi vardı…
Vardı ama, bunu kamuoyuna açıklamadı!
Ortaya çıkınca da ceza keseceğiz diyerek topu üstünden atmaya çalıştı!
Neden acaba?
Bu grubun sıkı bir UBP’li olmasından dolayı olabilir mi?
Peki ya partiye yaptığı bağışlar?
Hatta partinin yayın organına verdiği çarşaf çarşaf tam sayfa renkli ilanlara ne demeli?
Belli ki bazı nedenlerden dolayı, Ersin bey bir kez daha Türker Vural olayında ki gibi yukarıdan bir yerlerden emir aldı ve susmayı yeğledi!
İyi de siz bu kafayla giderseniz, Büyük UBP Projesi nedir ki, bir anlatın bize…
Skandalların, hortumlamaların ve yasa dışı olayların büyümesi ve genişlemesi ise, işte o zaman haklısınız!
Gümrük bu olayda zan altındadır, bakanlık ta bakan da…
Hatta partili olmayanı deşifre eden ama partili kanatları altına almaya çalışan hükümetin ta kendisi de…

NOT: Bu yazıyı yazdıktan sonra akşam saatlerinde 3 gümrük memuruna görevden el çektirildiğini öğrendik. Umarız bu kararlı davranış devam eder ve sadece gümrük çalışanları değil kaçakçılık olaylarına karışan işletmelerin üzerine de cesur bir şekilde gidilir.


Kadın…

Kimi der ki kadın
Uzun kış gecelerinde yatmak içindir.
Kimi der ki kadın
Yeşil bir harman yerinde
Dokuz zilli köçek gibi oynatmak içindir.
Kimi der ki ayalimdir,
Boynumda taşıdığım vebalimdir.
Kimi der ki hamur yoğuran.
Kimi der ki çocuk doğuran.
Ne o, ne bu, ne döşek, ne köçek, ne ayal, ne vebal.
O benim kollarım, bacaklarım, başımdır.
Yavrum, annem, karım, kız kardeşim,
Hayat arkadaşımdır.

Nazım Hikmet RAN


MESAJ KUTUSU

Sayın Ersin TATAR, son gümrük yolsuzlukları da gösterdi ki artık bundan böyle küçük esnafa resen vergi gönderme yerine, büyük şirketlere yönelme ve sıkı denetim altına alma zamanıdır. Hem de partili partisiz hiçbir ayırım yapmadan…

Sayın Ali Çetin AMCAOĞLU
, bazı kişi ve kuruluşlar Türkiye’den burada satılanların yarı fiyatına tavuk getirmek için size yazı yazmışlar ama değil kabul etmek yanıt bile vermemişsiniz…Bazı şirketler koruma altında ise bari açıklayın da kimse ithalat işine boşuna girişmesin…

Sayın Turgay AVCI, partinin geleceğini iyi okuyan bazı vekil ve bakanlar şahsınıza karşı ufaktan muhalefete başladılar. Bu konuda inanılmaz tezgahlar hazırlanıyor, yerel seçimler sonrasında düğmeye basılacak haberiniz olsun…

Sayın Hasan TAÇOY, Sertoğlu’nun LTB başkanı olması için Lefkoşa’da özel bir ekip kuracağınızı ve kazanması için bütün gücünüzü kullanacağınızı ifade etmişsiniz. Hele de ‘bastığın yere basacağım’ demeniz adaşınızı çok mutlu etmiş. Dört gözle adaya dönmenizi bekliyor…

Sayın Hasan SERTOĞLU, Lefkoşa’da en güçlü bölgeniz K.Kaymaklı ama en zayıf bölge ise Göçmenköy. Hala küskün olan Özel Kadıoğlu’nu nasıl ikna edersiniz bilemeyiz ama onun gönlünü bir şekilde almanız şart…

Sayın Murat ARAR, iki gündür gümrükteki yolsuzluk olayı ile ilgili bir açıklama bekledik ama sesiniz sedanız çıkmadı… Bu arada büyük bir acemilik yaptığınız ve neredeyse kendi kendinizi ele verdiğiniz söyleniyor. Hakkınızda hayırlısı artık...Adaletin kestiği parmak acımaz!

Sayın İrsen KÜÇÜK, Anastasiadis’e karşı sert açıklamanız Ankara kulislerinde tartışma konusu olmuş. Tayyip bey çözüm için mekik dokurken, Kıbrıs konusundaki açıklamalarda daha hassas olmak gerekiyor.

Sayın Nevvar NOLAN, komşusunun 120 adet servi ağacını izinsiz kestiren bayan savcı konusunda sizin de bir çalışma başlattığını memnuniyetle öğrendik. Görevini kötü kullanan meslektaşlarınızla daha etkili mücadele etmeniz bekleniyor.

Sayın Tanju MÜEZZİNOĞLU, harnup unu ihracatında öyle bir sipariş almışsınız ki 6 ay boyunca çalışsanız yine de 20 ton ürünü toplayamazmışsınız. Siz en iyisi artık fabrika üretimine geçin ve bu fırsatı da hiç kaçırmayın. Hayırlı işler dileriz…

Sayın Ömer KALYONCU, son açıklamanız bir kez daha gösterdi ki Haziran ayında yapılacak olan kurultayda artık adaylığınız kesin gibi. Zira Ferdi bey artık aktif siyasetten yavaş yavaş uzaklaşma kararı almış. Adaylığınız şimdiden hayırlı uğurlu olsun…

Sayın Mehmet ERKUL, belediyedeki başarılı çalışmalarınızdan sonra bölge halkı artık meclise girme vaktinizin geldiğini düşünüyor. Artık gizli kahramanların ortaya çıkma ve kendilerini gösterme vakti geldi değil mi?

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, Taşkınköy’de neredeyse silme bütün oylar size gidecek. Son anketlere göre 7 puan önde olduğunuz ortaya çıkmış. Ama daha bir ay var iplerin ucunu bırakmamak lazım. Hele de fark yapacağım sakın demeyin…

Sayın Suphi HÜDAOĞLU, Lefkoşa belediye başkanlığı için en iyi isimlerden birisi olmanıza rağmen parti oyları nedeniyle istenilen sonucu alamayabilirsiniz. Bu nedenle en fazla sizin efor sarf etmeniz ve şok projeler üretmeniz gerekiyor. Bu arada Akıncı’yı da yanınızdan hiç ayırmayın…

Sayın Kazım ANT, Bankalar Birliği’nin açıklamalarından sonra anlaşılan eskisinden çok daha güçlü eylemlerle sokağa inme vakti geldi. Bu yüzden çok daha iyi organize olmakta yarar var. Önümüzdeki aydan itibaren mağdurların sayısı ikiye katlanacak diyorlar…

Sayın Meral EROĞLU, bayan polisler kadınlar günün kutlanmasından epey mutlu oldular da bu kez de erkek polisler kıskançlık yapmışlar. Derviş beye söyleseniz de bir ziyaret de o gerçekleştirse. Bilirsiniz erkekler kadınlardan daha kaprisli olurlar.

Sayın Özdal KEREM, yakında Şarapseverler Derneği’ni hayata geçireceğinizi öğrendik. Yeni mekanınız da buna uygun bir yer. Ülke bu kadar sorunla boğuşurken bir iki kadeh her zaman iyi gelir değil mi?

Sayın Metin ŞADİ, son birkaç aydır Londra ziyaretlerini yoğunlaştırdığınız gözlemleniyor. Orada yeni bir şirket kurduğunuzu söyleyenler bile var. Hayırdır ülke topraklarına sığamadınız mı yoksa?

Sayın Ramazan ÖZÇELİK, İstanbul ziyaretinizi epey uzatacağınız ve mümkün olduğu kadar ülkeye geç geleceğiniz söyleniyor. Bu arada boğazda rakı-balık etkinliklerinde artış gözleniyormuş. Ömrünüz uzayacak desenize. Afiyet bal şeker olsun…


Günün Fotoğrafı




Günün Fıkrası

Cuma günü

Adamın biri cuma günü ölmüş ve aynı gün cenazesini defnetmişler.
Cenaze namazından sonra büyük oğlu imama gidip sormuş :
- Babam cuma günü öldü, öbür tarafta rahat eder mi ?
- İmam : Namaz kılar mıydı?
- Adam : Hayır. Ama cuma günü öldü.
- İmam : Kumar oynayıp, içki içer miydi?
- Adam : Evet ama cuma günü öldü.
- İmam : Yalan söyler miydi?
- Adam : Söylerdi ama cuma günü öldü.
- İmam : Hovardalık yapar mıydı?
- Adam : Evet yapardı ama cuma günü vefat etti.
- İmam sinirlenmiş. Cuma günü ellemezler ama Cumartesiyi bilmem, anasını bile bellerler…