İnsanlar, nesillerini anne ve baba ile sürdürürler. Bir çocuk dünyaya getirmek için anne ve babaya ihtiyaç olduğu ortada. Mayıs ayı içinde anneler gününü kutladık. Annelerimize sevgi ve saygılarımızı sunduk. Tabii, evin ve ailenin direği kabul edilen babalar için de bir gün var.
Babalar Günü, babaların onuruna kutlanan ve pek çok ülkede her yıl haziran ayının üçüncü pazar günü kutlanan özel bir gündür.
İnternetteki bilgiye göre, bir Amerikan İç Savaşı gazisinin kızı olan Sonora Smart Dodd, Anneler Günü gibi babaların da bir günü olması gerektiğini düşünmüş. Dodd'un babası annelerinin yokluğunda altı çocuğunu tek başına büyütmüş. Babasının doğum günü olan 5 Haziran'ın Babalar Günü ilan edilmesi için çalışmalara başlamış ama bu çalışmalar o tarihe yetişemeyerek kutlamalar haziran ayının üçüncü pazar gününe ertelenmiş.
Babalar Günü ilk kez 19 Haziran 1910'da Washington'un Spokane şehrinde kutlanmış. 1924 yılında Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Calvin Coolidge kutlamaları desteklemiş; ama resmi olarak Babalar Günü ilan etmemiş. 1966 yılında ise o dönemin başkanı Lyndon Johnson, her yıl haziran ayının üçüncü pazarının Babalar Günü olarak kutlanacağını açıklayan bir bildiri yayımlamış. 1972 yılında ise başkan Richard Nixon'ın imzasıyla Babalar Günü yasal olarak ABD'de resmi tatil ilan edilmiş.
Babalar günü, dünyanın bir çok ülkesinde olduğu gibi, ülkemizde de kutlanmaktadır. Anneler gününde olduğu gibi evlatlar bu günde babalarına sevgi ve saygılarını iletmektedirler. Arzu edenler de imkanlarına göre, babalarına hediyeler almaktadırlar.
Atalarımıza sevgi ve saygılarımızı her zaman iletmeliyiz. Senenin sadece belli günlerini beklememek lazım. Kimin hayata ne zaman veda edeceği belli olmadığından, sevgi ve saygı iletimi vaktinde yapılmazsa, ölen için daha sonra ne yapılsa bir fayda sağlamayacaktır.
Evlatların bazen gözden kaçırdıkları bir şey var. Anne ve baba, ne yaparsa evladının iyiliği için yapar. Zaman zaman koydukları kurallar ve getirdikleri kısıtlamalar hep evlatlarının iyi birer kişi olmaları içindir. Bazı evlatlar bazen bu kurallara tepki vererek anne veya babalarını kaale almamaktadırlar. Netice ataların haklılığını göstermektedir.
Ülkemizdeki okuma oranının yüksekliğinin temel nedenlerinden biri de anne ve babanın evlatlarının okuması ve toplumda iyi bir iş ve mevki sahibi olmalarını istemelerindendir. Evlatların başarılı olmasını sağlamak da yine anne ve babaya düşmektedir. Çocuklarını okul kapısında bırakmanın ötesinde okulda ve okul dışında onlarla ilgilenmeleri gerekmektedir.
Babalar günlerini çalışma sürecinde geçirdiklerinden evlatlarının eğitimlerini takip edemiyorlar. Bu görevi anneler yerine getirmeye çalışmaktadırlar. Ancak ikisinin de ilgisi gerekmektedir. Bu ilgi gösterilmezse, iş işten geçmiş olur ve çocuklar da orta eğitimlerini bile tamamlamadan eğitimlerini sonlandırırlar.
Belki çocuklarımın bazı törenlerinde bulunamadım ancak eğitimleri süresince, öğretmenleri ile iletişim içinde olmaya özen gösterdim. Sadece veli gününde değil düzenli olarak okullarına giderek çalışmaları hakkında bilgi aldım. Bunun güzel sonucu olarak da oğullarım Yusuf, Metin ve Onur üniversite eğitimlerini tamamlayarak, tanıyanların sevip takdir ettikleri bireyler oldular. Ben de tabii ki onlarla gurur duyarım.
Bir zamanlar bir büyüğüm, ‘Çocuklarınız küçükken ellerinden tutun ve gezin. Bu süreç geçip büyüdüklerinde bunu yapma olanağınız olamayacak’ demişti. Ataların çoğu bu fırsatı kaçırdıklarından, bu özlemi torunları gezdirerek gidermeye çalışmaktadırlar. Ancak ataların gösteremediği ilgi çocuklarının her zaman aklındadır. Yani iş ile aileye ayrılacak zamanı dengede tutmak lazım. Onlara fazla harçlık ve pahalı hediyeler değil ilgi ve sevgimizi vermemiz önemlidir.
Hayırlı evlat olmak ve iyi bir eğitim almam için her türlü desteği veren annem Hayriye ve babam Muhtar Yusuf’u ve güzel eşim Ziba’yı yetiştiren annem Nezire ve babam Yakup’u rahmet ve saygı ile anarım. Ev ve ailelerin direklerine de sevgi ve saygılar sunarım. Tüm babaların günü kutlu olsun.