Bilgisayarı açtım, Google’a girdim ve Süreyya Gürses yazdım;
İlk sayfa tahmin ettiğim gibi UBP Kadın Kolları Başkanı Süreyya Gürses’in partideki görevlerinden istifa ettiğine dair haberlerdi.
Sonra ikinci sayfaya geçtim bir haber sitesinde şu cümleyi sizin için seçtim;
“…Daha sonra UBP Lefkoşa İlçesi Kadın Kolları Başkanı Süreyya Gürses iki yıllık faaliyet raporunu okudu ve rapor oybirliği ile onaylandı. Mali rapor da okunarak oybirliği ile onaylandıktan sonra, UBP Lefkoşa İlçe Başkanı Faiz Sucuoğlu ve UBP Lefkoşa Kadın Kolları Başkanı Süreyya Gürses yaptıkları konuşmalarda, UBP’nin olağan kurultayında tüm adaylara başarılar dileyerek desteklerinin şimdiki UBP Genel Başkanı ve Başbakan İrsen Küçük’e olduğunu belirttiler…”

Çok değil sadece geçen yılın sonundaki bir haber…
Süreyya Gürses, desteğim İrsen beyden yanadır demiş…
Elbette hiçbir anormallik yok…
Ama şimdide şu ilk resme bir bakıverin lütfen;
DP-UG’ye katılım resmi…
Süreyya hanım maşallah daha birkaç saatlik DP’li ama mutluluktan gözleri ışıldıyor.
12 yıllık UBP Kadın Kolları Başkanlığından, DP üyeliğine, ne mutlu tablo değil mi?

Hele de hemen yanı başında Lefkoşa’nın ağır toplarından Hasan Taçoy’un sinsice gülümseyen yüzüne bir bakar mısınız?
Sanki de ‘öyle değil böyle’ der gibi!
Eseriyle gurur duyar bir hali var…
Ya resimdeki Ahmet Kaşif’e ne demeli?
Her zaman ki gibi göğsü kabarmış ama hadi hakkını yemeyelim, onun duruşu zaten hep öyle…
Belli ki Gürses’in transferinde büyük katkısı var…

Şimdi de ikinci resme bir bakıverin bir zahmet;
Süreyya hanımın ağzı kulaklarına varıyor, mutluluktan ayakları yerden kesilmiş.
Ya Serdar beye ne demeli?
Süreyya hanımın elini iki eliyle avuçlarının içine almış, sanki de kaçırmamak gibi bir gayreti var…
Her nedense, bu resimleri dikkatle okumaya çalışırken birden aklımıza Ejder Aslanbaba geliverdi…
Ne büyük çelişki değil mi?

Süreyya hanımda çok bir hukukumuz olmadı, merhaba-merhabadan öte…
Hatta çok zaman yazdığımız yazılar nedeniyle kızgınlığını biliriz…
Ama sonunda siyasetçi olduğu için, diğerlerinden hiç ayırmayız.
UBP’den istifa etmiş olması da bizi hiç mi hiç ilgilendirmez.
Ama daha dün istifa ettiği UBP’den, bir gün sonra DP-UG’ye geçtiği için kınıyorum…
Siyasetin sefaletini bize gösterdiği için…

Süreyya hanım bugün kamuoyunun karşısına çıkıp, ‘ben zaten Ahmet Kaşif’i destekledim, desteklemeye devam edeceğim’ deseydi hiç umurumda olmayacaktı.
Ya da, Meral hanım istedi böyle yaptım diye biraz delikanlı olsa taktir bile ederdim…
Hatta, Gülin hanım bana taktı, ben de kaçtım da diyebilirdi…
Ama diyemedi, diyemezdi de…
Çünkü, her ne kadar kişilik olarak harika bir insan olsa da siyasetin sefaletinin bir parçası olmuştu ister istemez…
Bunların hiçbirini demeyip, ben artık siyaset yapmayacağım, evde torun bakacağım deseydi, elinden bile öpebilirdik…

Gaylemiz, hangi siyasetçi hangi partiye geçmiş filan değildir..
Ya da seçimlerde kimin parti çıkacağı ya da kimlerin vekil olacağı!
Gördüğümüz odur ki, KKTC’de siyaset 30 yıl önce neyse şimdi de odur…
Hatta daha da rezil ve sefil…






Müşavirin mutluluğu…

Geçici kabinenin Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Mehmet Harman güzel bir icraat sergileyip yıllardır evde oturan müşavirleri göreve çağırdı.
Çok da iyi yaptı…
Geçici değil de 4 yıllık bir bakan olsa yine aynı kararı alır mıydı bilemeyiz yıllardır müşavir olan ve görev verilmeyen Hasan Artuner sosyal paylaşım sitesinde bir yazı paylaşarak mutluluğunu dile getirdi. İşte o yazı;
“Ülkemiz Kamu sektöründe işini seven, yetişmiş, donanımlı bürokratların, siyasi hesaplarla kızağa çekilip "Müşavir" ünvanı ile devre dışı bırakması büyük bir kaynak ısrafı ve ayni zamanda bir tür "Mobingdir". Bu uygulama ile müşavir yapılan bürokratların toplum nazarında da istem dışı yıpranmalarına neden olunmaktadır .
Yıllar sonra bana görev verip tecrübe ve bilgilerimden yararlanmayı uygun bulan başta Turizm Çevre ve Kültür Bakanı Mehmet Harmancıya ve yeni Hükümetimize teşekkürlerimi sunarım ..
Yeniden Bakanlığımdayım ve mutluyum !”
(Hasan ARTUNER)


Özürü kabahatinden de büyük!

Necati Şaşmaz’a vatandaşlım verilmesine de karşıydım, kültür ataşeliğine de…
Ama geçici hükümetin de ilk icraat olarak onun bu haklarını elinden almasını tasvip etmedim…
Biraz vitrine oynar gibi oldular…
Eski bakan Ünal Üstel ise öyle bir açıklama yaptı ki özrü kabahatinden büyük oldu…
Hem vatandaş yaptı hem elçi, hem de kendi evini adres gösterdi.
Sanki de iyi bir halt etmiş gibi!
Eşinin akrabası olduğunu söylemesi de bardağı taşıran son damlaydı…
Peki akrabası olmasıydı da aynı kıyağı geçecek miydi acaba?
Şimdi yatar kalkan bunu düşünürüm…


Haluk Doğandor’a ne oldu?


Ada TV ve Star Kıbrıs’ın başarılı habercisi Haluk Doğandor dişini etine takmış programlara devam ederken ansızın tepeden gelen bir emirle programdan alındı…
Birlikte program yaptığı Taner Ulutaş bile bu konuda gelen sorulara cevap verirken zorlanmaya başladı…
Bir gazetecinin sesinin soluğunun kesilmesi, bir basın mensubu olarak bizi fazlasıyla üzer…
Basın örgütlerinin ise buna sessiz kalması ayrı bir konu…
Rivayete göre, programlarında uslu çocuk olmayı bir türlü beceremeyen Haluk Doğandor, bir bakanın ricasıyla en azından seçimler geçinceye kadar bu görevinden alınır…
Şimdi söz sırası patronda, yani Ali Özmen Safa’da…
Bu rivayet doğru mu, yoksa uyduruyorlar mı?
Ya da başka bir soru, söz konusu bakan bir daha bakan olamazsa, kamuoyunun ve çalışanının yüzüne nasıl bakacak?
Hadi Ali abi konuş lütfen…
Bizim yazdıklarımız ne olur yanlış olsun…



MESAJ KUTUSU


Sayın Hatice FAYDALI, devletin resmi aracına özel plaka taktırıp bu aracı yakınlarınızın seçim propagandalarında kullanmaya başladınız. Yani fakir fukara biri olsanız bir derece anlarız ama varlıklı bir kişi olarak bu tamamen devletin kaynaklarını hortumlamaktan başka bir şey değildir…

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU, ilgisizliğiniz yüzünden İçişleri Bakanlığının makam aracına haciz emri çıkarıldı. Seçim heyecanına vermek gerek değil mi?

Sayın Suat GÜNSEL, UBP’nin size verdiği kontenjan adalı için Ahmet Savaşan’ı seçerek Serdar Denktaş’ı tam kalbinden vurdunuz. Siyasete bu kadar bulaşmanız ne kadar doğru bilemeyiz ama bunların geri tepeceğini de hesap etmeniz gerekiyor.

Sayın Zeren MUNGAN, bazı uyanık daire müdürleri RHA araçları özel plakaya çevirip devletin kaynaklarını seçimler için kullanıyor. Hazır görevdeyken bunların peşine düşmeniz bekleniyor…

Sayın Erhan ARIKLI, geçmişte parti içinde yaşanan bazı kişiye özel konuları medyada deşifre etmeniz parti içinde epey tepki topladı. Atmosferi biraz düşürtmekte yarar var…

Sayın Mehmet HARMANCI, bakanlık müşavirlerini göreve çağırmanız anlamlı ve yerinde bir karar oldu. Tebrik eder böyle icraatların devamını dileriz…

Sayın Türkay TOKEL, bugün DP İlçe binasında Yalçın Cemal ile fena halde kapıştığınızı duyduk. Adaylık ve sıralama konusu orada da başınızı ağrıtacağa benziyor desenize…

Sayın Kemal ATAKAN, KKTC Balıkçılar Birliği’nin mali raporunun onaylanmadığını öğrendik. Birileri bu işi enine boyuna araştırıyor haberiniz olsun…

Sayın Gülsüm YÜCEL, bakanlığın daha tadını çıkarmadan makam aracına gelen haciz emri ile uzun bir süre şok yaşadığınız söyleniyor. Mesleğiniz itibarıyla zor bir durum değil mi?

Sayın Faiz SUCUOĞLU, aday listesinde ilçe başkanları alt sıralara düşünce, sizi de derin bir düşünce almış. Her an sürpriz bir karar verebileceğiniz iddia ediliyor. Özellikle muhalefet de bunu bekliyor…

Sayın Kemal Deniz DANA, önceki gün bir arkadaşınıza verdiğiniz öğle yemeği sözünü unutarak kendisini epey üzmüşsünüz. Seçim heyecanı sizi biraz fazla sardı desenize…

Sayın Erkut YILMABAŞAR, İskele’de TDP’den birinci sırayı çektiğiniz halde bunu kadın adaya verip 5’nci sıradan seçimlere girmeyi kabul edip büyük bir jest yapmışsınız. Tebrik ederiz…

Sayın Özay ÖYKÜN, kendi tekneniz olmadığı için Balıkçılar Birliği’nde oy kullandırılmayınca epey öfkelendiğiniz söyleniyor. Şimdi adaysınız ve bir süreliğine sinirleri aldırmakta yarar var…

Sayın İsmail BAŞARIR, çiçeği burnunda ve geçici bir bakan olarak özel plakaya dönüştürülmüş resmi araçta gezmenizi size de pek yakıştıramadık. Mağusa halkı tepkili bilesiniz…

Sayın İrsen KÜÇÜK, seçim çalışmaları için hangi ofisi seçtiğinizi öğrendim ama verdiğim söz nedeniyle açıklamayacağım. Doğrusu kendinizi iyi kamufle ettiniz…

Sayın Sunat ATUN, ilçe başkanı olarak 11’nci sıradan aday gösterilmenize doğal olarak büyük tepki koyduğunuz söyleniyor. Düşünün bakalım niçin bu kadar aşağılara düştünüz, bulamazsanız beni arayın öğrenin…

Sayın Ramazan GÜNDOĞDU
, Mağusa’da üst sıralardan aday gösterilmeniz baz partilileri çileden çıkardı. Ama bilmezler ki niçin bir anda İrsen beyin prensi oluverdiniz. Aramızda kalacak merak etmeyin…

Sayın Ahmet ETİ, ilk üçte sıralamaya girmezseniz aday olmayacağını ifade etmiştiniz. Şimdi bölgede bütün gözler size çevrildi. Bakalım ne kadar cesursunuz göreceğiz…

Sayın Suat Bora DURDU, her ne kadar sıralamada biraz gerilerde kalsanız da bölge halkı adaylığınız için epey memnun oldu. Eski ilçe başkanı olarak şansınızın epey yüksek olduğunu öğrendik. Yeter ki sırtınızı yaslayacağınız dayınızı iyi belirleyin…


Günün Fıkrası

Maliyeci

Çıplak maymun birgün ormanda yürürken hayvanların can havliyle kaçıştıklarını görür. Neler olduğunu sorar etrafta kaçışanlara biri:
-Ormana maliyeci gelmiş, herkes variyeti kadar vergi verecekmiş der..
Bunun üzerine karşısına çıkan ayıya neden kaçtığını sorar. Ayı:
-Yahu ben de kürk hanımda kürk çocukta kürk ben kaçmayayım da kim kaçsın.
maymun biraz daha yürüyünce karşısına kaplumbağa çıkmış. Kaplumbağa sen niye kaçıyorsun demiş. Kaplumbağa:
-Yahu ben de ev hanımda ev çocukta ev nasıl kaçmayayım. Bunu duyan maymun da koşmaya başlamış. Epeyi bir koştuktan sonra birden durmuş ve ulan benim kıçım açıkta hanımın kıçı açıkta çocuğun kıçı açıkta ben niye kaçıyorum demiş.