10 günlük bir tatilin ardından aslında ilk yazımda gezdiğim, gördüğüm ve beğendiğim şeyleri paylaşmak isterdim.
Ama KKTC’de siyaset öyle bir hızlı ilerliyor ki, gelince gördüm ki kamuoyuna yansımayan çok şey var…
Şimdi bunları tek tek sıraya koyup her zaman olduğu gibi perde gerisinde yaşananları kamuoyuyla paylaşıp yorumu da siz değerli okuyuculara bırakacağız…
Malum yerel seçimler artık geride kaldı ama iz bıraktı!
CTP üç büyük merkezde seçim kaybedince yıllardır yaşanan iç sıkıntılar artık dışarıya vurmaya başladı…
Sol ilke ve duruşların seçim ve sandıktan başka bir amaç taşımadığı ortaya çıktı…
DP-UG ise tam bir şaşkın ördek!
Yerel seçimlerde büyük bir oy kaybına rağmen devekuşu rolünü oynuyor…
Partinin kurucu listesi dışlanmışlıktan dolayı bir bir partiyi terk ederken bu Serdar Denktaş’ın umuru bile değil…
Gelelim UBP’ye;
Belli ki kurultay sancısı hala izlerini gösteriyor…
Parti kurultay sürecinde öyle bir dağıldı ki, buna bir de genel başkan Özgürgün’ün umursamaz tavrı eklenince Habeş partisini aratmıyor…
Özgürgün şu anda ipleri tamamen Saray’a teslim etmiş durumda!
Saray da bunu tepe tepe kullanıyor ve sadece UBP’nin yeniden yapılandırılması değil, gelecek sene yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin derdine düşmüş bir görüntü çiziyor…
Hüseyin Özgürgün’ün her an istifası beklenirken, artık kurultay tarihi de konuşulmaya başlandı…
Mağusa’da Sunat Atun genel başkanlık için kulislere başladı…
Tahsin Ertuğruloğlu, sessiz ve derinden gidiyor…
Faiz Sucuoğlu, daha çok yeni politikacı olmasına rağmen önemli bir desteğe sahip…
Resmiye Canaltay’ın partinin başına getirilmek istenmesi duyumları bir çok partilinin canını sıkıyor…
Tarih 10 Temmuz 2014, Perşembe;
Saat 13.30…
Saray’da hem UBP’nin geleceğinin hem de Cumhurbaşkanlığı seçiminin konu edildiği çok mühim bir yemekli toplantı…
Ünal Üstel dışında tüm UBP’li vekiller orada…
Garip bir yemek aslında;
Zorlu Töre, Dursun Oğuz ve Sunat Atun oruçlu olduğu halde yemeğe katıldılar can kulağıyla Derviş beyi dinliyorlar…
Yılların tecrübeli siyasetçisi Derviy Eroğlu nasıl olur da böyle bir hata yapar ve üç vekil niyetli olduğu halde yemekli bir toplantı düzenler hala anlamış değiliz…
Günahı boynuna tabi ki…
Peki Eroğlu’nun menüsünde neler vardı;
Ispanak sote.
Et pirzola, pilav, kremelı tatlı, kavun ve karpuz…
Herkes yiyor, içiyor ama bütün gözler ve kulaklar Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu’nda, bir şey kaçırmamak için hedefe kilitlenmişler…
Tek bir Ersin Tatar sıcaktan olsa gerek ki arası sıra uykuya dalıp kafasını düşürüyor sonra kendine gelip durumu kurtarmaya çalışıyor…
Acaba yemek ağır mı geldi dersiniz?
Resmiye Canaltay ise her zaman ki gibi şık ve kendinden emin bir duruş sergiliyor…
Hüseyin Özgürgün de dut yemiş bülbül gibi sessiz ve mahzun!
Bir kere şunu söylemeliyim ki bu yemek öyle eften püften bir yemek değil…
Öyle olsaydı, bu yemek Ankara’da gündeme gelmez, konu da edilmezdi!
Ama konu edildi ve bazı kuşlar yemeği birilerine, onlar da başkalarına sızdırdı ve Ankara’nın bağlarında bile yankılandı…
Ankara’nın ağır taşları ise ‘Derviş bey yine mi sahnede’ diye söylenmeye başladı…
Tam da ‘taşlar yerine oturdu artık’ denilirken!
Belli ki Derviş bey öyle kolay kolay pes etmeyecek gibi görülüyor…
Ben bir konuda yanıldım;
Derviş beyi bir kez daha aday olmaz sanırdım ama, o çok ciddi bir şekilde ipleri eline aldı ve önce UBP’yi bir güzel tımar edip, yanına DP’yi kıvamına getirecek ya da getirmeye çalışacak ve ver elini Cumhurbaşkanlığı seçimleri…
Hem de Ankara’nın bağlarından ve ağır taşlarından gelen kızgın seslere rağmen!
Bu yüzden UBP’de kurultay tarihi ileri bir tarihe alınmalı ki daha fazla bölünme olmadan Cumhurbaşkanlığı seçimleri kazasız belasız atlatılmalı…
Tabi ki evdeki hesap çarşıya uyarsa!
Hiç kıvırmadan yazalım;
Ankara, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için öncelikle KKTC kamuoyunda büyük beğeni toplayan Cumhuriyet Meclisi başkanı Sibel Siber’i düşünüyordu…
Hatta bu konuda kulağına da bazı şeyler fısıldandı…
Ama Sibel hanım Kıbrıs konusunda biraz yetersiz olunca hedef de değişti ve şimdi Ankara’nın gözbebeği olan Kudret Özersay ön plana çıkarıldı…
Zaten Özersay da bunu gizlemiyor ve gerekirse aday olabileceğini ima ediyor…
Genç, dinamik, enerjik ve Kıbrıs konusunda da mükemmel bir birikime sahip!
Derviş beye büyük destek veren ve onu yere göğe sığdıramayan bir takım medyanın rotasını Kudret Özersay’a çevirdiğini ve gündemde tutmaya çalıştığını da bir kenara not etmek lazım…
Zira çok yakında Derviş beye karşı çok büyük bir operasyon başlatılacak ve ardından da aday olmaması baskıları gelecek…
İyi de bu yapısıyla UBP, Eroğlu’nu Saray’da tutabilir mi?
Bence tutamaz!
Zira UBP yerel seçimlerde darmadağın olmadı, önemli bir bölüm de Derviş beye karşı bilenmeye başladı!
Başta Halil Orun olmak üzere kaybeden bütün belediye başkanları Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde intikam almaya hazırlanıyor…
İşte sırf bu yüzden bile Derviş beyin hata yapma lüksü hiç yok!
En büyük hatası ise UBP’nin kurultayını erteletmek olacak…
Ya da kazanma şansı olmadığını görünce, aday olmayıp köşesine çekilecek!
Çünkü çok yakında önüne çok da lezzetli olmayan menüler konulacak…
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Aziz GÜRPINAR, Sosyal Sigortalar Kurumu’nda yıllardır tuhaf uygulamaların ortaya çıktığını duyduk. Hele de yıllardır dulluk maaşlarından vergi kesilmesinin yasalara aykırı olduğu ortaya çıkmış. 50 milyon TL’lik bir paradan söz ediyorlar umarız haberiniz vardır…
Sayın Günay ÇERKEZ, sizin için kötü bir haber ama bilmenizde fayda görüyoruz; 7 Milyon dolarlık KDV borcu iddiaları bir kez daha gündeme geliyor. Bu konuda Sayıştay Başkanlığı’nın yeni bir soruşturma dosyası açtığını öğrendik. Hakkınızda hayırlısı artık!
Sayın Börke KAŞİF, Ercan havaalanının yeni arazisinin telleme işinin ihalesiz olarak sizin şirkete verildiğini duyduk. Özel şirket olduğu için bu konuda fazla bir yorum yapmayacağız, hayırlı işler dileriz!
Sayın Kudret ÖZERSAY, Cumhurbaşkanlığı seçimleri için şimdilik bütün kapılar sizin için açılmış gözüküyor. Ankara’nın altın çocuğu olarak şansınız bir hayli fazla. Yeter ki geri tepmesin değil mi? Hadi hayırlısı…
Sayın Sunat ATUN, Mağusa ve civarında genel başkanlık için yoklamalara başladığınız gözleniyormuş. Saray bu konuya sıcak bakar mı bilinmez ama bize göre bir dönem daha beklemekte yarar var. Bir ara nedenlerini kulağınıza fısıldarım…
Sayın Hasan TAÇOY, hele de yerel seçimlerden sonra niyeti iyice bozduğunuz ve yuvaya dönmek için fırsat kolladığınızı öğrendik. Serdar beyle parti binasında son yaptığınız toplantının epey gergin geçtiği söyleniyor. Bizce Ramazan bayramını değil Kurban Bayramı’nı bekleyin.
Sayın Derviş EROĞLU, üç tane oruç tutan vekil varken öğle yemeği de nereden çıktı Allah aşkına! İftar yemeği daha isabetli olmaz mıydı? Biri yer biri bakar kıyamet ondan kopar sözünü hiç duymamış mıydınız yoksa!
Sayın Ahmet BENLİ, Belediyeler Birliği başkanlığınız hayırlara vesile olur inşallah. Bu arada uyarmakta yarar görüyoruz, belediyeler için alınan haşere ilaçları konusunda küçük bir araştırma yapın bakalım, yasa ve tüzüklere ne kadar uyulmuş!
Sayın Olgun AMCAOĞLU, yerel seçimlerde partinizden büyük bir kazık yedikten sonra istifa mekanizması için düğmeye bastığınızı ancak şimdilik durdurulduğunu öğrendik. Mademki yüreğinizde bir şeyler uçup gitti, elbet bir fırsatını bulup kaçarsınız değil mi?
Sayın Osman TABAK, yerel seçimlerde Ahmet Benli için açık ve net bir şekilde çalıştığınız tespit edilince parti disiplin kuruluna verildiğinizi duyduk. Bir de 40 yıllık partinizden atılırsanız sakın şaşırmayın olur mu?
Sayın Aydın AKKURT, hayırdır Derviş beyle aranıza kara kediler mi girdi de rota değiştirdiniz. Vardır bunun bir hikmeti değil mi? Bakalım bu strateji değişikliğinin ardından neler çıkacak?
Sayın Mehmet HARMANCI, CTP’de düğmeye basıldı ve başarısız olmanız için her türlü yol mubah sayılacak. Bu arada birkaç kez Ziraat Bankası’na girip çıkarken görülmüşsünüz. Bakalım beklediğiniz kredi müjdesini alacak mısınız? Allah sabırlar versin…
Sayın Kadri FELLAHOĞLU, başkanlık bitince normale dönüp yüzünüze renk geldiği söyleniyor. Bu seçim sizin için büyük tecrübe oldu, siyasetin bütün kirliliklerini gördünüz, artık inzivaya çekilme zamanı geldi değil mi? Cumartesi sabahları yine ciğer partilerine başlayalım mı yoksa dargın mıyız?
Sayın Yüksel ÇELEBİ, Şirinevler’de büyük fark yiyince intikam için ilk olarak su silahını kullandığınız iddia ediliyor. Bizden size tavsiye sakın seçimleri bu işe karıştırmayın asapları iyice bozulan vatandaş kapınıza dayanabilir…
Sayın Hayri ORÇAN, imece usulüne dönen iftar yemekleri vatandaşın büyük memnuniyetiyle karşılanıyor. Yemekte herkesin tuzu olunca daha bir lezzetli oluyor değil mi? Allah kabul etsin…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, ilk icraat olarak bölgenin belli yerlerinde haşere ile mücadele ederek başladığınızı duyduk. Bu arada uyarmakta yarar görüyoruz korsan bazı şirketler çevrenizi sarabilir…
Sayın Engin YEŞİLADA, Fenerbahçe gecesinde açık artırmada 10 bin TL ödeyerek imzalı formayı kapmışsınız. Ne büyük aşk değil mi? Artık formayı sanırız cam çerçeve içinde saklarsınız…
Sayın Aytaç SÖNMEZ, Viyabank’tan YDÜ bankasına transfer olduğunuzu öğrendik. Yılların deneyimi ile yeni görevinizde başarılı olacağınızdan hiç kuşkumuz yok. Allah utandırmasın artık…
Sayın Nahide Kayan ERASLAN, Personel Dairesi müdür muavinliğiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Hele de sınav sürecinde gösterdiğiniz centilmenlik ve arkadaşlarınıza gösterdiğiniz düşünce tarzı büyük memnuniyet yarattı.
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, yerel seçimlerde propaganda maksatlı çalıştırdığınız öğrencilerin bazıları paralarını alamadıklarından şikayetçi oldular. Ödeme konusunda biraz daha hassasiyet gösterirseniz iyi olacak. Zira bir çoğu dar gelirli ailenin çocuğu…
Sayın Kemal Deniz DANA, Londra’da hem kızınızın mezuniyet törenine katılmış hem de seçim yorgunluğunu üstünüzden atmışsınız. Siyaseti hiç kafanıza takmayın, çocukların geleceğinden daha önemli bir şey olabilir mi bu hayatta…
 
 
GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 


UBP içinde çok önemli bir yere sahip olan Dr.Derviş Eroğlu partinin kötü gidişatından epey rahatsız. Hüseyin Özgürgün'den memnun olmayan Cumhurbaşkanının UBP kurultayını erteletmeye çalışması kafalarda soru işaretleri yarattı.

Günün Fıkrası
 
100 milyon

Yaşlı amca Viagra adlı bir ilacın piyasaya satıldığını duymuş. Ancak nereden ve nasıl temin edileceğini bilmiyormuş. Torununa başvurmuş bu konuda: 
- At bakalım büyükbaba 10 milyon lira ortaya.
demiş bıçkın torun:
- Sana bulayım o ilaçtan...
- Şimdi yanımda yok
demiş büyükbaba:
- Sen ilacı al ben odana bırakırım 10 milyon lirayı...
Torun ilacı sağlayıp büyükbabasına vermiş. Ertesi akşam işten dönünce odasına bakmış bir kenarda 100 milyon lira duruyor. Dışarı seslenmiş: 
- Büyükbaba ilaç 10 milyon liraydı sen 100 
milyon vermişsin.
- Ben 10 milyon verdim evlat
demiş büyükbaba:
- 90 milyon da büyükannen verdi...