Dün öğlen saatlerinde Başbakanlıktan servis edilen haber ve resimler geldi haber merkezimize.
Çalışanlar İrsen beyi makam odasına kadar alkışlarla karşıladılar…
El öpenler, kucaklayanlar, sarılıp kutlayanlar!
Siyasetin cilvesi olsa gerek…
Ahmet Kaşif çok değil, sadece 4 o daha fazla alsaydı, İrsen Küçük gün boyu ortalıklarda gözükmeyecek, aksine yapılan kutlamaların adresi Kaşif olacaktı…
Bu da bize gösterdi ki seçimlerde birkaç oy bile partilerin hatta bir ülkenin kaderini değiştirecek nitelikte olabiliyor…

Başbakan Küçük, kurultay salonunda üçüncü sandık açıldıktan sonra, oturup masanın yanına oturup elini başına aldı, kalem kağıtla hesap peşindeydi…
Üçüncü sandık açıklandığında 15 oy geride, dördüncü sandık açıldığında 10 oy gerideydi…
Düşünün bir kere beş sandıktan 4’ü açılıyor, beşinci sayılırken geridesiniz ve insanın ruh hali nasıl bir şey acaba…
Dün kendisine sordum, beşinci sandık sayılırken neler düşünüyordunuz diye, ‘kazanacağımdan emindim’ dedi…
Dedi de bizi çok inandıramadı…

İrsen beyi ne garip ki Mağusalı delegeler bir kez daha hem genel başkan hem de başbakan yaptı…
Burada Kaşif’e 136 oy çıkarken, Küçük’e de 135 oy çıktı…
Oysa, Kaşif’in dolayısıyla Eroğlu’nun kalesi diye bilinen bu bölgede ilk turdaki bir sonuç çıksa, şimdi sevinen İrsen bey değil, aksine Kaşif olacak, hem partinin hem de ülkenin kaderi el değiştirecekti…
Hep deriz, Türkiye yetkilileri bizi bizden daha iyi bilir diye…
Yine aynı oldu, İrsen Küçük’ün en zayıf olduğu bölgeye iki bakan gidip açık destek verdi, delegeye telkinde bulundu ve bu bile bulgedeki oy farkının neredeyse tamamen kapanmasına neden oldu…

Seçimin yapıldığı akşam Mağusa’dan bazı örgüt başkanları ile arayıp Sunat Atun’u şikayet ettiler…
Ayrıca bir karar üretmişler, ilk genel seçimde kendisini meclise sokmamak için yemin etmişler…
Doğrusu şaşırmadım desen yalan olur…
Böyle bir eylem açıklamasından sonra insaınn kafasına ister istemez ‘acaba Sunat Atun, Kaşif’e destek için söz mü verdi de sonra caydı’ diye…
Yoksa 18 örgüt başkanı niçin bu kadar dellensin ki…
Bunun açıklaması da tabi ki Bakan Atun’da gizli…

Kurultay sonrası şimdi bütün gözler Saray’a çevrildi…
Hoş, Ahmet Kaşif kurultay sonucunun açıklanmasından sonra yaptığı ilk açıklamada partiden kopma diye bir şeyin mümkün olmadığını açıklamaştı ama, yine de siyaset bu belli mi olur?
Çünkü artık bu yarış çoktan Küçük-Kaşif yarışından çıkıp, AKP-Eroğlu yarışına dönmüşken, hele de Eroğlu yapılan tüm telkinlere rağmen sesiz kalmayıp ve seçim sonucu kıl payı olunca, şimdi haliyle Eroğlu cephesinden yeni bir hamle beklenmeye başladı…
İlk günkü yorumlar her ne kadar Eroğlu’nun yenilgisi olarak yayılmaya çalışılsa, bazı vekillerin güçten yana tavır sergileyip İrsen beyin yanına geçeceği iddia edilse de biz bunu en azından şimdilik olmayacağına inanıyoruz…

Sonuçta ülke gündemini fazlasıyla meşgul eden, Kıbrıs Türkünün geneline hir bir şey üretmeyen kurultay süreci artık geride kalmıştır…
Umarız herkes kendine düşen mesajı alır…
Mesala İrsen Küçük, her ne kadar soncu bir zafer olarak görse de aslında böyle olmadığını.
Derviş bey, Ankara’ya kafa tutmanın elbet ki bir bedeli olacağını…
Ankara hükümeti de KKTC’de bir partinin kurultayına müdahale etmenin ne kadar riskli olduğunu…
Taraflar, aldıkları mesajdan ders çıkarıp, bundan böyle kendine çeki düzer verirse ne ala…
Yoksa, şu an yaşanan sadece fırtına öncesi bir sesizliktir ve yaşanabilecek fırtına çok kişinin kellesini almaya adaydır…

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK, Pazar akşamı Türkiye’den ilk telefon Beşir Atalay’dan gelmiş ve kutlama yaptıktan sonra ‘karşı taraf mahkemeye gider mi’ diye de sormuş. Şu mahkeme süreci herkesi ne kadar korkuttu değil mi?

Sayın Sunat ATUN
, Lefkoşa’da DEVPA önündeki sokak lambaları tam bir buçuk senedir yanmıyormuş. Bölge halkı madem ki artık aydınlatma paralarını kuruma ödeyeceğiz bari sokak lambalarımızı yaksınlar diyor, bizden iletmesi…

Sayın Erol UÇANER,
hayatta hiç sigara içmeyen birisi olarak kurultay günü bir paket sigara tüketmişsiniz. Demek ki bir de genel seçim olsa tam bir tiryaki olacaksınız. Bu arada artik aktif siyaset için kolları sıvadığınız da söyleniyor. Hayırlı olsun…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, Ahmet Kaşif tarafından kurultay öncesi Sağlık Bakanlığı teklifi aldığınız iddia ediliyor. Kurultay ne bereketli geçti değil mi? Bakalım ortada tarafsız durmanız yeni süreçte size neler getirecek ya da götürecek?

Sayın Mehmet TANCER, çok yakında hükümet içinde müdür ve müsteşar kıyımı yapılacak. Bu arada kurultay günü yaptığınız talihsiz açıklamalar sizin hanımı da yerinden edebilir. Bakalım durumu nasıl kurtaracaksınız?

Sayın Ali Çetin AMCAOĞLU, bir büyük marketin sebzelerinde normalden 40 kat daha fazla zirai ilaç kalıntısı çıkmış ama ört bas edilmeye çalışılıyormuş. Konuya duyarlılık göstermeniz isteyen ihbar mesajları alıyoruz.

Sayın Erdoğan MANİ, kurultaydan bir gece önce 4 delegenin üstüne gitmeniz epey işe yaramışa benziyor. Bu süreçte kurultayın gizli kahramanı olduğunuz ve Halil Esendağ ile yapışık ikiz gibi çalıştığınız söyleniyor.

Sayın Hüseyin PAŞA, son dakika delege yapılmanız nedeniyle önce size biraz şüphe ile bakılmış ama sonra büyük özveri gösterince İrsen bey ile aranızdaki buzlar erimiş. Yerel seçimlerde de size epey iş düşecek gibi görülüyor…

Sayın Orçun KAMALI, DP Girne belediye başkan adayı olarak hazırlandığınızı bu görüşünüzü partiye bildirdiğinizi öğrendik. Özellikle spor camiasından gelmeniz yarışa bir adım önde başlamanıza neden olabilir. Hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Hasan SERTOĞLU
, dün epey yoğun telefon trafiği yaşamışsınız. Artık ok yaydan çıktı ve başka bir şansınız da kalmadı. Ama özellikle parti içi muhalefet de hemen çalışmaya başladı. En büyük rakibiniz partilileriniz olacak, bilesiniz…

Sayın Ersan SANER, kurultay stresi en fazla sizi yormuşa benziyor, büyük geçmiş olsun. Bu arada Haspolat Meslek Lisesi’nin önü niçin asfaltlanmadı okul idarecileri sitem ediyor. Bölgenin tümüne asfalt dökülürken okul önü unutuldu mu?

Sayın Halil FALYALI, ilk turda olduğu gibi ikinci turda da fark olmadı ve siz bir kez daha tahminleri tutturamadınız. Artık danışman ekibini değiştirmekte yarar var değil mi?

Sayın Aydın AKKURT, kızınızın düğünü için davetiye dağıtmaktan beliniz iki büklüm oldu diyorlar. Genç çifte şimdiden mutluluklar dileriz. Allah bir yastıkta kocatsın. Bir de dede olunca görün siz o zaman beliniz kaç kat olacak…

Sayın Leman ASLIM, İrsen beyin kurultay başarısında en büyük paylardan bir tanesi de siz oldunuz. Evde uzun süre yemek pişmedi ama siz hiç merak etmeyin İlkay bey yemek kurslarına başladı bile…

Sayın Eriş ÇOBAN, Rum kesimine bal ihraç edecek olmanız Rum bal üreticilerini fena kızdırmışa benziyor. Bu sıralar güneye geçmemekte yarar var ne olur ne olmaz temkinli olmakta yarar var.

Sayın Akın AKTUNÇ, siz de bir kez daha kurultay tahmininde başarılı olamadınız ve fark olacak derken az daha yenilgi olacaktı. Artık siyaseti bırakıp tavla kurslarına başlamak en iyisi. Son günlerde tavlada sürekli hezimete uğradığınız geldi kulağımıza…

Sayın Arif Salih KIRDAĞ, başkan adayları pot üstüne pot kırınca LTB başkanlığı konusunda tepki oyları bir kez daha size gidecek diyorlar. Ama bu kez kürek değil süpürgeyle meydanlara çıkacağınız söyleniyor. Kimleri süpüreceksiniz bakalım?

Sayın Afet ÖZCAFER, akşam Mağusa Suriçi’ndeki yemeğe davet edilmemenizi epey dert etmişe benziyorsunuz. Bu akşam da siz kelle paça partisi verin onları çağırmayın. Siyasette artık alışmanız lazım böyle şeylere…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI,
yediğiniz bir tatlıdan dolayı zehirlenip mideyi darmadağın ettiğinizi öğrendik. Geçmiş olsun kurultay sürecinde bunlar da normal karşılanmalı değil mi?




Günün Fıkrası


Bahşiş


Yaşlı amca Viagra adlı bir ilacın piyasaya salındığını duymuş. Ancak nereden ve nasıl temin edileceğini bilmiyormuş. Torununa başvurmuş bu konuda:
- “At bakalım büyükbaba 10 lira ortaya.”
demiş bıçkın torun:
- “Sana bulayım o ilaçtan...”
- “Şimdi yanımda yok”
demiş büyükbaba:
- “Sen ilacı al ben odana bırakırım 10 lirayı...”
Torun ilacı sağlayıp büyükbabasına vermiş. Ertesi akşam işten dönünce odasına bakmış bir kenarda 100 lira duruyor. Dışarı seslenmiş:
- “Büyükbaba ilaç 10 liraydı sen 100 lira vermişsin.”
- “Ben 10 lira verdim evlat” demiş büyükbaba:
- “90 lira da büyükannen verdi...”