Bugünkü takvim yapraklarına bakarsak Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu'nun adaylık konusunda sadece 4 günü var...
Çünük ağzından öyle çıkmıştı ve Kasım ayı içinde kararını verip bunu kamuoyuyla paylaşacağını ifade etmişti...
Derviş beyin adaylık konusunda bu gün bir açıklama yapmasını beklemiyoruz.
Ama yarın, Cumartesi ya da Pazar günü son kararını verip beklenen açıklamaya yapacak.
Ve ne hikmetse Cumhurbaşkanlığı seçimleri için Mustafa Akıncı ve Sibel Siber'in adaylıklarından daha çok Derviş Eroğlu'nun aday olup olmayacağı merak konusu oluyor...
Son bir hafta içinde kamuoyunda 'aday olmayacak' söylentileri yayılsa da şuun rahatlıkla söyleyebiliriz ki Derviş Eroğlu aday olduğunu bu üç gün içinde açıklayacak ve merakıl bekleyiş de son bulacak...
...
Geçen hafta bir vesile ile ayak üstü konuştuğumuz Sayın Eroğlu'na sormuştum;
"Adaylığınızı ne zaman açıklayacaksınız" diye...
O da bana şu soruyu yöneltti:
"Olayım mı olmayayım mı"
Yaklaşık bir ay önce bir yazımda da kullandığım başlığı bu kez kendi yüzüne karşı söyledim:
"Bence tadında bırakın..."
"Niye" diye sorduğunda da cevabım şu oldu:
"Sizi seviyoruz, saygı duyuyoruz, bunun için" dedim...
Kızmadı, gücenmedi hatta gülümseyerek 'kısmet bakalım' dedi...
...
Doğru söyledi...
Kısmetten öte hiç bir şey bu dünyada.
Sağda tek adam ve alternatifsiz olduğu için de elbette aday olacak!
Ama adım gibi emin olduğum bir tespitim var bu konuda:
Kendinden daha çok çevresi istedi diye adaylığını açıklayacak ve sonra da seçim günün bekleyecek!
Sağda ikinci bir alternatif isim olsaydı ben şahsen Sayın Eroğlu'nun aday olmayacağını çok rahat bir şekilde söyleyebilirdim.
Peki ben niçin 'işi tadında bıkarsın 'dedim?
Çünkü yüzündeki yıların ona verdiği yorgunluğu gördüm...
Gerektiği zaman siyasetçilerin sandıkla değil kendi iradeleriyle siyaseti bırakması gerektiğine inandım.
...
Sayın Akıncı ve Sayın Siber'in aksine derviş beyin adaylık açıklaması bir şova dönüştürülmeye çalışılıyor...
Çünkü son bir aydır konuşulan tek konu neredeyse Derviş beyin adaylığı ve adaylık açıklaması olduğundan bundan rant elde etmeye çalışıyorlar sanırım!
Binlerce kişi konvoy halinde Saray'a ya da Derviş beyin evine akın edecek ve 'aday ol' çağrısı yapacak...
O da orada basın açıklaması yapıp adaylığını ilan edecek!
Peki böyle bir şova gerek var mı?
Bana göre yok ama demek ki iletişim uzmanları böyle bir şovu gerekli görmüşler, yapsınlar bakalım!
Şu gerçektir ki, Eroğlu’nun adaylığını bir iki gün içinde açıklamasından sonra Cumhurbaşkanlığı seçimlerine de resmen start verilmiş olacak.
Ve yine bize göre seçim kıran kırana geçecek belki de yeni Cumhurbaşkanı burun farkıyla belirlenecek KKTC’de de yeni bir tarih sayfasına geçilecektir.
Burada üç adayın da kendilerine göre avantaj ve dezavantajları vardır.
Örneğin CTP adayı Sibel Siber, parti içindeki bıyıklı-bıyıksız kavgalarından zarar göreceğe benzerken sağdan alacağı oylarla buna kapayacak, her ne kadar bağımsız olsa da TDP kökenli olan Mustafa Akıncı, LTB seçimlerindeki Harmancı rüzgarından yararlanarak parti oyunun çok üzerinde oy alacak, Derviş Eroğlu ise yılların verdiği tecrübe ve 20 yıl gibi çok uzun bir süre Başbakanlık yapmış olmanın meyvelerini toplayarak yarışta söz sahibi olacaktır.
Seçimler konusunda iç ve dış dinamiklerin etkisini bir başka yazımızda kaleme alacağız.
 
 
Töre 500 bin, diğerleri 400’er bin TL ödeyecek!
 
DP-UG partiden istifa eden milletvekilleri için hukuki süreci resmen başlattı.
Partinin Avukatı Tevfik Mut yapılan sözleşmelere rağmen partiden istifa eden vekiller için ayrı ayrı dosya tanzim etmeye başladı ve vekillere önümüzdeki günlerde tebligatlar ulaştırılacak.
Eğer DP-UG mahkeme sonucunda haklı bulunursa birinci yılda partiden ayrılan ve UBP’ye geçen Zorlu Töre 500 TL ödeyecek.
Ahmet Kaşif, Hamit Bakırcı ve Ergün Serdaroğlu seçim sonrası ikinci senede partiden ayrıldıkları için 400’en bin TL ödeyecek.
Noter tasdikli bu sözleşmeler konusunda mahkeme nasıl bir karar verecek bilinmez ama sanırız olay sadece KKTC’de değil dünyada bir ilk olacak…
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Turgut MUSLU, bağlı bulunduğunuz bakanlığın hakkınızda Başsavcılığa suç duyurusunda bulunmak üzere olduğunu biliyor muydunuz? Bakanlıkta yetkilerinizin de kısıtlandığını duyduk. Sizin için zorlu bir süreç olacak gibi görülüyor. Hakkınızda hayırlısı artık!
Sayın Ahmet GÜLLE, Mağusa Devlet Hastanesi’nde ek mesai yolsuzluğu soruşturmasında bazı yetkililerin başı yanmasın diye bazı karartmalar yapıldığı ihbarları alıyoruz. Umarız yolsuzluk yapanlar devletin eliyle koruma altına alınmaz.
Sayın Doğan ŞAH, bir kaç güne kadar daire müdürlüğü makamına oturursanız sakın şaşırmayın. Hasan Taçoy alıç macunlarını beğendiğine göre işlem tamam demektir. Şaka bir yana eğer Özkan bey bir arıza çıkarmazsa üç vakte kadar müdürsünüz…
Sayın Derviş EROĞLU, karar verilmiş ve artık iş adaylığınızı açıklamaya kalmış. Bazı arkadaşlar gürültülü bir şov yapmaya hazırlanıyor bizce bunların hiçbirine gerek yok. Ters  tepki yaratırsa bunun hesabını da artık onlardan sorarsınız değil mi?
Sayın Yudum MİŞON, çok kısa bir sürede Devlet Piyangosu’nun kendi resmi internet sitesini hazırlayıp devreye sokmaya hazır olduğunuzu memnuniyetle öğrendik. Bu arada diğer site konusunda da yargı yoluna gitmeniz öneriliyor.
Sayın Mustafa ÇOBANOĞLU, Güzelyurt’ta bir vatandaşın Londra’dan kaçak yollardan araç getirdiğinizi biliyor muydunuz? Bu konuya ciddi bir şekilde eğilmezseniz sizin de başınız ağrıyabilir. Uyarmadı demeyin olur mu?
Sayın Cem DANA, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Mustafa Akıncı için çalışacağınız konuşulmaya başlandı. Derviş be bunu duyunca bakalım nasıl bir tepki verecek. Bir intikam söz konusu olabilir mi?
Sayın Aykut ÜRETİCİ, Dahiliye servisinin hemen yanına yaptırılan prefabrik ek binanın restoran olarak kiraya verilmesine bazı doktor ve hemşirelerden tepki mesajları gelmeye başladı. Dünyanın başka bir yerinde böyle bir durum söz konusu olabilir mi? Bir daha düşünmekte yarar görüyoruz.
Sayın İsmail ARTER, son iki gündür DAÜ çalışanları rektör krizi nedeniyle maaşların ödenip ödenmeyeceğini tartışmaya başladı haberiniz olsun. Bu arada Çanakkale Şehitliği’nin temizlenmesi bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılandı.
Sayın Özdemir TOKEL, Derviş beyin adaylığının açıklanacağı gün 3 bin kişilik bir konvoy hazırladığınızı duyduk. Benzin fişi verirseniz sorun olmaz aksi halde 3 yüz kişiyi bile bulamazsınız. Gazanız mübarek olsun…
Sayın Osman NALBANTOĞLU, sizin aile fertlerinden birisi İskele Belediyesi’ne istihdam edilince ortalık toz duman oldu. İstihdamı iptal ettirmek için her türlü operasyonun yapılacağı iddia ediliyor bilginiz olsun…
Sayın Cemal ERDOĞAN, sosyal medya ilk bakışta sınırsız özgürlük olarak gözükse de siz makam sahipler için eğer sinirlerinizi kontrol edemezseniz tehlikeli bir mekan olabiliyor. En iyisi özür dileyip sonra da bir daha bu işlere bulaşmamak olsa gerek değil mi?
Sayın Asım VEHBİ, Kıbrıs Amerikan Üniversitesi için kolları sıvayıp yollara düştüğünüz gözleniyormuş. Aile fertleri haftada birkaç gün yüzünüzü görebiliyorsa ne ala…Allah güç kuvvet versin artık…
Sayın Hüseyin SAYILI, Kalkınma Bankası Yönetim Kurulu Başkanlığı en fazla size yaradı diyorlar. Bu arada Malezya ziyaretinin 23 bin Euro’ya mal olduğunu duyduk. Biraz dikkatli olmakta yarar var çünkü kamuoyu dış harcamalarda çok hassas hale geldi!
Sayın Tevfik MUT, 4 vekilin davasında DP’nin avukatlığını sizin yapacağınızı öğrendik. Meslek hayatınızda sizin için de bir ilki teşkil edecek olması heyecanlı olacağını da gösterir değil mi? Hadi bakalım kolay gelsin…
Sayın Sami ÖZUSLU, mülteci olayında Kanal SİM’in başarısını kimse tartışamaz. Ama siz yine de bu sıralar fazlaca sinirlenip kendinizi boşuna yıpratıyorsunuz. Biraz relaks olmakta yarar görüyoruz.
 
 
Günün Fıkrası
 
Ha keşke

Yeni evli çift sabah uyanırlar, yatakta muhabbet başlar, Kadın sorar kocasına; 
-Ya senin ayakların neden bu kadar büyük?. 
-Çocukluğumda çok yalın ayak gezdim de ondan. 
Peki ya, kafan neden bu kadar iri? 
-Çocukluğumda hiç şapka giymezdim de, ondan. 
Kadın bir süre düşündükten sonra: 
-Vah Vah! , ne olurdu çocukluğunda birazda külotsuz gezseydin!.