Tamam anladık;
Kadri Fellahoğlu LTB'nin başına geldiğinde kötü bir miras devraldı!
Batmış, ya da batırılmış, borç batağına girmiş bir kurumun başına geçmek elbette önce cesaret ister, yürek ister daha da çok özveri ister...
Kadri bey de "Lefkoşa'yı ben kurtarırım' diyerek halka kendini inandırdı ve batık da olsa amiral gemisin kaptan köşküne oturdu...
Elinde de sihirli değnek olmadığına göre duyarlı Başkent halkı zaten yeteri kadar kendine zaman tanıdı ve tanımaya devam ediyor...
...
Buraya kadar her şey tamam!
Yaşanan sıkıntılar eskisi kadar olmasa da devam ediyor.
Zaten Kadri bey de 'yasalarla yönetiyorum' diye bununla gurur duyuyor.
Bu bile belki başarı sayılabilir ama 'yasalarla yönetiyorum' deyip bazı konularda yasaları göz ardı etmek de Kadri beyin kendi çelişkisi olsa gerek...
...
Burada çalışanların bir türlü ödenmeyen geçmiş maaşlarından bahsetmiyoruz...
Ya da yine çalışanların birikmiş ve ihtiyat sandığı yatırımlarından!
Öyle güllük gülistanlık, bal dök yala bir Başkent'te de ısrarcı değiliz...
Zaten şartlar öyle gelişti ki, evimizin önündeki çöpler zamanında toplanıyorsa, delik deşik yollara yama usulü dolgu yapılıp da araçlarımızda hoplayıp zıplamıyorsak bize bunu bile mutluluk kaynağı yaptılar...
...
Bu kez sıkıntı bizde ya da çalışanlarda değil!
Ölenlerde!
LTB'de çalışırken vefat eden belediye çalışanlarında...
Kadri bey unutmuş olmalı ki hatırlatma ihtiyacı duyduk:
Ahmet Denizgezen;
Görevliyken elektrik çarptı, arkasında başta böbrek olmak üzere bir çok hastalık baş gösterdi ve hakkın rahmetine kavuştu.
Mehmet Zubi;
Güngör çöplüğünde zibil aracına sıkıştı ve orada hayatını kaybetti...
Faruk Taşkınçay;
Hastalığa yakalandı yaşamını yitirdi!
Fikret Hakan Şenhan;
Mezarlıkta hoca olarak görevliydi vefat etti!
...
Dört ölüm geride kalan dört acılı aile...
Ve ateş düştüğü yeri yakar...
Acılar ne kadar paylaşılırsa o kadar az hissedilirmiş derler...
Onların evine şu sıralar ne giden var ne gelen...
Acılarıyla baş başa kalmışlar!
Babaları LTB uğruna öbür dünyaya göçmüşler ama geride kalan çocukları, bacıları arayan soran yok!
Ararsanız şaşardık doğrusu!
...
Sayın Kadri Fellahoğlu, kadim dostum, ağabeyim,
LTB içinde yaşayan her sıkıntıyı bir nebze olsun anlayabiliriz...
Ama anlayamadığımız şudur;
Geride kalan dört acılı aile sadece vefasızlıktan yakınmıyor...
para her derde deva elbette değil ama geride kalan aileler açlıkla ve yoklukla burun buruna yaşıyorlar...
Kıdem tazminatlarını bir türlü alamıyorlar...
İhtiyat sandığı yatırımları hala yapılmıyor!
Ve siz kalkıp bunlara 'versinler mahkemeye faiziyle öderim' diye kafa tutuyorsunuz!
Bu mu insanlık, bu mu adalet bu mu sizin vefa anlayışınız?
El insaf artık!


24 çalışanın 18’i kaçaksa!

Tavuğa tecavüz olayı malum, hepimizin midesini fazlasıyla kaldırdı.
İyi de oldu aslında!
Tabi ki bundan ders çıkarırsak…
Bu olayla birlikte denetimlerin hiç de yeterli olmadığı gerçeği ortaya çıkmıştır!
Bunun tersini kim söylerse bizi inandıramaz…
Eğer bu rezilliğin yaşandığı işletmede 24 çalışanın 18’inin sağlık karnesi çıkarılmamışsa burada büyük bir ihmal var demektir…
Onun için LTB Başkanı ortaya çıkıp da işletmeyi 7 gün kapattılar diye bunu icraattan saymasın!
Otursun önce kendisini yargılasın…


“Kalabalık”

“İrsen Küçüğü saygıyla anıyorum ;
Bir toprak parçası üzerinde yaşayan insanlar giren çıkanı kontrol edemiyorsa, yiyip içtiklerini denetleyemiyorsa, eğitim, sağlık yok denecek haldeyse, trafik gelişi güzel devlet kurumlarında sistemsizlik sistem olduysa , o yerde yaşayanlara toplum, halk, millet gibi tanımlamalar kullanılamaz.
En hafif tabirle İrsen Beyin dediği gibi onlara ancak KALABALIK denir !..”
(Hasan ARTUNER)



MESAJ KUTUSU


Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, iki gündür partilileriniz Pazar günü Türkiye’de yapılacak olan yerel seçimlerde AKP için uçak kaldırıp kaldırmayacağınızı tartışmaya başladı. Bu konuda ilk ağızdan bir açıklama bekliyorlar…


Sayın Kadri FELLAHOĞLU, biz sizi vefalı ve emeğe saygısı olan birisi olarak tanıdık. Hadi diğer çalışanlar tamam da hayatını kaybeden 4 çalışanınızın kıdem tazminatı ve ihtiyat sandığı yatırımlarını lütfen bir an önce ödeyin…

Sayın Hüseyin YALYALI, yeni ataması yapılan TAK müdürlüğü konusunda Cumhurbaşkanı da dahil neredeyse herkesi mahkemeye vermişsiniz. Bu ne şiddet böyle? Koltuk Osmanlı’dan miras kalmadı ya!

Sayın Olgun AMCAOĞLU, hadi ilk müjdeyi bizden alın…Cuma akşamı Gönyeli Belediye Başkan adaylığınız resmen ilan edilecek. Sırf sizin için MYK toplanıyor ve son noktayı koyacak. Bu arada Ahmet Benli’den şimdilik 4 puan geridesiniz bilmenizde yarar var…

Sayın Osman IŞISAL, Değirmenlik’te yeni bir rekora imza atacaksınız. Yapılan çok ciddi bir ankette oylarınız yüzde 75’i de geçmek üzere. Kutlamalara şimdiden başlayabilirsiniz…

Sayın İrsen KÜÇÜK, yapılan yerel seçim ittifakında DP’ye karşı olan partililerin sizin yanınızda toplanmaya başladığını duyduk. Derviş beye karşı olan iki vekil ile de dirsek temasını arttırmışsınız. İntikam saati yaklaşıyor mu yoksa?

Sayın Abbas SINAY, yeni askerlik yasa tasarısı konusunda niçin bu kadar istekli olduğunuzun şifreleri çözülmeye başladı. Yasa geçmeyecek ama özellikle eklettiğiniz bir madde çok tartışılacak. Bizi izlemeye devam edin!

Sayın Gürkan KARA, sırf emiklilik haklarınızı olumsuz etkiyecek diye Girne Belediye Başkan adaylığına sıcak bakmadığınızı öğrendik. Siz de haklısınız belki ama Sümer beyi zorlayacak tek adaydınız…

Sayın Sümer AYGIN, her şeye ama her şeye rağmen yapılan anketler yüzde 54 önde olduğunuzu gösteriyor. Demek ki değil iki parti 12 parti birleşse sizi o makamdan indiremeyecekler.

Sayın Ejder ASLANBABA, yerel seçimlere hazırlık için ilk parti olarak 10 bin sterlin nakit parayı ilgili reklam şirketine ödediğinizi duyduk. Demek ki ciddi ciddi bu seçimlere asılacaksınız. DP’deki karmaşa hep sizin yararınıza olacak…

Sayın Ahmet ÇALUDA, aranmamaktan şikayet etmeniz çok doğal ama şu sırtına binme meselesi pek hoş olmadı doğrusu! Bu arada seçmen mi siyasetçinin sırtına biniyor yoksa siyasetçi mi seçmenin sırtına biniyor o da ayrı bir tartışma konusu! Bilirsin binmek te çok göreceli bir kavram değil mi?

Sayın Hakan YOZCU, 27 Mart Dünya Tiyatrolar Gününüzü kutlamayı çok isterdik ama Başkent’e bir tiyatro salonu yapılmadıkça biz de kutlama yapmayacağız. Yanık binanın önünden her geçtiğimde benim de yüreğim yanıyor…

Sayın Serdar DENKTAŞ, yılan hikayesine dönen Kızılbaş projesine destek verip en kısa zamanda tamamlama sözü vermenizden dolayı bölge halkından teşekkür mesajlarınız geliyor. Bölge halkı artık iyice huzursuz oldu ve bunda da çok haklı değil mi?

Sayın Yüksel ÇELEBİ, hadi siz de iyi haberi bizden alın, anket sonuçlarına göre yüzde 65 önde görülüyorsunuz. Bu saatten sonra Melih Gökçek bile gelse aradaki fark kapanmaz. Siz yine de çiçek ekmeye devam edin, fırsat bu fırsat vatandaş sebeplensin bari…

Sayın Çelebi ILIK, özel kaleme oturdunuz oturalı eşi dostu unuttuğunuz söyleniyor. İyi de müsteşar filan olmadınız acaba o zaman size nasıl ulaşacaktı insanlar…Ara sıra odadan çıkın merak de etmeyin kimse alamaz o makamı sizden…




Günün Fıkrası

Fitil


Temel ishal olmuş, gittiği doktor da “günde iki defa fitil” salık vermiş. Temel fitilin asıl kullanım şeklinden habersiz olduğundan, hap gibi yutmuş ve tabii ki daha kötü olmuş. İkinci defa gittiği doktor ona günde üç defa fitil vermiş, Temel daha da kötü olup da doktora üçüncü defa gidince doktor şüphelenip sormuş:
- Siz yoksa bu fitilleri hap gibi yutuyor musunuz?
Temel kızmış:
- Yok, bir tarafıma sokuyorum.