Şaka değil.Önemli bir gıda maddesi.Su gibi hergün tüketiyoruz. Haftada bir, ayda bir tükettiğimiz gıdalardaki zararlıların  idrar vs. yolu ile vücuttan atılması olası.

Fakat hergün tüketince vücutta birikme olasılığı artıyor.

Vücuttaki  etkileri bitmeden tekrar alıyoruz.Enerji ,Karbonhidrat neysede ya limit üstü Bakır Demir Alüminyumuda

 alıyorsak ekmekle birlikte .Ya Arsenikte varsa. Öyle ya ekmeğin yapımında %70 oranında su kullanıldığını düşünürsek

 su ile birlikte içindeki birçok metali, mineralide  vücudumuza alıyoruz.

Vatandaşlar sağlıklarını korumak için şebeke suyu değil de şişe suyu kullanırken,evlerine arıtma cihazı alırken temel gıda maddesi olan ekmeğin yapımında şebeke suları kullanılıyor.

Su ile ilgili bilgilere gelişen teknoloji ile daha fazla bilgiye ulaşabilmekteyiz. Buna karşın evlerimizde ve iş yerlerimizde suyu detaylı bir şekilde analiz etme şansımız yok. Suyun temizliğini bakarak, koklayarak yada tadarak anlamamız mümkün değil. Ancak hassas analiz cihazları sayesinde değerleri öğrenmek mümkündür.   

Peki temizmiz mi bu sular.İçerisindeki minerallerin  ağır metallerin oranları  insan sağlığını bozmayacak limitlerdemi.

Soru işareti.

Bundan bir süre önce Kanat T'de Dilek Kıncı'nın programına konuk olan Fırıncılar Birliği Başkanı Ömer Çıralıda  KKTC'deki fırınların yüzde 90'ının ekmek yapımında şebeke suyu kullandığını belirterek bu endişelerimizde ne kadar haklı olduğumuzu  teyid etmişti .

Ekmek yapımında şebeke suyunun kullanılmasıyla , şebeke sularında bulunan kum ile diğer zararlı maddeler de ekmekle birlikte insan vücuduna giriyor.

Böbrekler zarar görüyor Demir Bakır Arsenik belki Alimünyum konstantrasyonlarındaki yükseklikle insan vücudunda 

ağır metal birikimi yaratıyor.Kanser,Alzheimer ve diğer hastalıklara zemin hazırlanıyor.

Bu ,ekmeği yediniz hemen ertesi gün olacak bir şey değil hergün yiyorsunuz ya;

Birgün aldığınız son doz ile hastalık başlıyor.

Tabii ekmekteki risk bununlada sınırlı değil.Ekmekte kullanılan tuz ve Mikrobiyolojik durumda önemli.

Geçtiğimiz günlerde Sağlık Bakanlığı tarafından KKTC genelinde ekmek ve benzeri ürünler üreten yerlere kontroller yapılmış.

Bu arada bir parantez açıp belirteyim. Bu kontrollerle ilgili numunelerin ne zaman alınıp sonuçların ne zaman çıktığı belli değil.Bu denetimlerin hangi sıklıkla yapıldığıda belli değil mesela bir yılda kaç kez yapılıyor .Bundan önce bu fırınlar kaç kez denetlenmiş analiz sonuçları ne çıkmış bilmiyoruz.Sanırım ilk kez yapılıyor.Çünkü Sağlık Bakanlığı sayfasında başka bir tarih ve analiz sonucu yok.

Kontrolü yapılan bazı firmaların ürünlerinde tuz miktarı maksimum %1.5 olması gerekirken 2 ,2.5 ,3 hatta 3.5 olanlar var.

LİMİTİN 2.5 KATI.

 Bu ne demek. Bu ekmeği tüketen bireylerde   kan basıncı yükselecek demek . Bu  hipertansiyon, kalp hastalıkları, böbrek hastalıkları ve felç için temel risk faktörü demek.

Kontrolü yapılan fırınların ayrıca 5 tanesinindede mikrobiyolojik olarak yürürlükteki mevzuata uygun üretim yapmadığı tesbit edilmiş ve yapılan açıklamada da İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDEN bu durum ile ilgili düzeltici faaliyetlerin yapılması için gerekli UYARILAR KKTC Fırıncılar Birliği'ne ve ilgili fırınlara yapılmış deniyor.

Yani MİKROBİYOLOJİK ne demek.MİKROPLU DEMEK .


İnsanlarda gıda zehirlenmelerine ve ÖLÜMLERE neden olan Salmonella, Listeria, Stafilococccus, Escherichia coli demek .

Ve sağlık bakanlığı bir sonraki kontrole kadar bunların düzeltilmesi için zaman vermiş ve sadece uyarmış.

Yani bir sonraki kontrole kadar işi fırıncıların vicdanına bırakmış.

Yani bir sonraki kontrole kadar vicdansızların mikroplu ekmek üretimine devam etmesine  vatandaşında bunu tüketmesine tansiyon hastalarının  felç geçirmesine hatta öldürülmesine izin vermişler.

Ne zaman yapılacağı belli olmayan bir sonraki kontrole kadar.

Vallahi alemsiniz arkadaşlar .

Mademki iş ciddi madem ki İNSAN SAĞLIĞI İÇİN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDEN bir durum ile karşı karşıyayız neden sadece uyarı ile geçiştiriyorsunuz .İnsan sağlığı bu .Çoluğumuzun çocuğumuzun sağlığı, anamızın babamızın sağlığı…Ötesi yok...

Sağlık Bakanlığı değerli arkadaşlar;

KAPATSANIZA  BU YERLERİ , KAPATMAKLA KALMAYIP VATANDAŞ ADINA DAVA AÇSANIZA.

Elinizde 20 katına kadar para cezası veya 1 yılla kadar hapislik öngören yasada var.

Siz vatandaşın haklarını korumak için ordasınız aldığınız görevin üstlendiğiniz sorumluluğun gereğide budur .Bunu yapmayacaksanız orada işinizde yok.Unutmayın.