Dünyada insan yaşamı başladığında insanlar yetiştirdikleri veya ürettikleri ürünleri bir diğeri ile takas ederlermiş. İnsanlar kendinde olanı bir başkasında olanla değiştirirmiş. Herhangi bir hizmetin karşılığı da yine yetiştirilen ürünlerle ödenirmiş. Bu uygulamanın paranın ortaya çıkmasından sonra da zaman zaman devam ettiğini biliyoruz. Geçmiş yıllarda köyümüze gelen bezirganlar, sattıkları malların karşılığında, yumurta, tavuk, hindi, hellim, arpa, buğday, palaz gibi ürünleri alırlardı.Bu aldıklarını daha sonra şehirlerde başkalarına satarlardı.
Paranın ortaya çıkması ile mal takası yerine alınan herhangi bir ürünün veya yapılan bir hizmetin karşılığı para ile ödenir oldu.
Para, devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kağıt veya metalden oluşan ödeme aracı yani nakit demektir. Zamanla her ülke kendine göre bir para birimi oluşturdu. İnternetten aldığım bilgiye göre dünyada şu anda 160’dan fazla para birimi varmış. Paranın kullanımı sürecinde kriz zamanlarında para dışında para yerine kullanılan mallar da olmuş. İkinci dünya savaşı sonrası Almanya’da ödeme ve takas aracı olarak sigara kullanılmış.
Kıbrıs’ta İngiliz döneminde sterlini daha sonra Kıbrıs Cumhuriyeti’nde Kıbrıs lirasını gördük. 1974’den sonra da Türkiye’nin para biri Türk lirası kullanımı söz konusu oldu. Dünyada neredeyse her ülkede kabul gören para birimi Amerikan dolarıdır. Avrupa ülkeleri bir birlik olduktan sonra kendi para birimlerini terk ederek avro diye adlandırılan para birimini yürürlüğe koydular. Üye ülkelerden İngiltere bu para birimi yerine kendi para birimi sterlini kullanmaya devam etmektedir. Avrupa Birliğinin yeni üyelerinden Bulgaristan da avro yerine kendi para birimi Leva’yı kullanmayı sürdürmektedir. Bunu da geçen yıl ağustos ayında oralarda olduğumdan biliyorum.
Ülkemizde Türk lirası kullanılmasına rağmen her türlü yabancı para da alış verişlerde, ödemelerde yer bulmaktadır. Rum tarafında ise sadece avro kullanılmaktadır. Ülkemizde neredeyse Türk lirası ile alınan mallara da yabancı para biriminden değer konarak satılmaktadır. Araba alım satımları özellikle ya avro ile ya da sterlin ile yapılmaktadır. Taşınmaz mal alım satımları da öyle. Özellikle ev ve apartman daireleri. Konutların bir çoğu da sterlin üzerinden ücretle kiralanmakta. Özel okul ve üniversite harçları da dövizle.
Tüm bunları niye yazdım. Son zamanlardaTürk lirası yabancı paralar karşısında hızla değer kaybetti. Bölgede kullanılan sterlin, avro, dolar gibi dövizler hızla değer kazandı. Sanki de birileri inadına her geçen gün bu dövizlerin Türk lirası karşısındaki değerini yükseltmektedir. Bunun sonu ne olacak? Kestiren yok. Türkiye’deki siyasi çekişmeler bahane edilerek yabancı paraların değerleri her geçen gün artmaktadır.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde kazanımlar Türk lirası ile ödenmektedir. Böyle olunca, borçlar, taksitler, okul harçları da yabancı para birimi ile ödendiğinden sıkıntılar gündeme gelmektedir. Üniversitelerin bazıları döviz olan okul ücretlerini Türk lirası karşısında sabitlediler. Ancak dövizle borcu olanlar ve piyasanın pahalanmasına karşı ne yapılacak? Ya da Türk lirası birikimi olanların haksız değer kaybı. Son günlerde gazeteler konuyu manşetlerine taşıdılar. Dövizin yükselişini ‘Döviz yakıp geçiyor’. ‘Döviz aldı başını gidiyor’ ‘İnsanlar taksitlerini, kiralarını borçlarını ödeyemiyor’ gibi başlıklarla manşetlerde verdiler.
Peki, dövize müdahale zor mu? Başbakan yardımcısı Serdar Denktaş bu konuda tedbir alacağını söylediği zaman, ülkedeki ekonomistlerin bir çoğu, dövizin değerinin artmasına engel olunamayacağını ileri sürdüler. Geçmiş yıllarda da buna benzer bir durum olmuş ama halkı ve piyasaları rahatlatıcı tedbirler alınmıştı. Üniversitelerin bazılarının yaptığı gibi, döviz değerinin Türk lirası karşısındaki değerinin sabitlenmesini dile getirenler, kriz masası kurulmasını önerenler söz konusu. Şu an ateşi söndürücü bir tedbir alınmış değil. Bağrı yananlar da bağırmağa başladılar. Haspolat bölgesindeki belediye evleri sakinleri, döviz borcundan ötürü iki kata çıkan taksitleri ödeyemediklerini ifade ederek eylem yaptılar ve acilen tedbir alınmasını istediler. Bu durum böyle devam ederse, başka eylemler de gündeme gelebilir.
Bulgaristan’da gördüğümü size aktarayım. Ülkede kendi para birimleri Leva kullanılmaktadır. Yabancı parası olanlar, turistler, belirli merkezlerdeki döviz bürolarında paralarını verip Leva almak zorundadırlar. Hem de sabit kurdan. Bizler beraberimizde avro götürmüştük. Avroyu verdik Leva’yı aldık ve öyle harcadık. Bir avro, yanlışım olmasın 1.95 Leva üzerinden sabit olduğundan o esasa göre ödeme yapılmıştı.
Aynı uygulama güney Kıbrıs’ta da söz konusu. Sadece avro ile alış veriş yapabilirsiniz. Oysa Kuzey Kıbrıs’ta her türlü para her yerde geçerli. Bunu da denetleyen bir mekanizma var mı? Sanmıyorum.
Ülkenin içine düştüğü bu ekonomik çıkmaz için hükümetin bir an önce ateşi söndürecek ciddi tedbir alması beklenmektedir.