Sevgili okurlar,
Ülke şu anda müthiş bir seçim derdine düşmüş durumda.
Varsa da yoksa da seçimler!
Biraz da biz medya mensuplarının dürtmesiyle, sanki de bu ülkede konuşacak, yazacak ve yorumlayacak bir şey yokmuş gibi seçimlerin gündemin birinci sırada kalması için elimizden ne gelirse yapıyoruz.
Hoş bu da bir arz talep meselesi!
Siz okurlar, güncel diğer haberler yerine siyasi haberleri ve seçim yorumlarını daha fazla tercih edince biz de kendimizi ona göre yönlendiriyor, ülkenin gerçek gündemine fazla yer veremiyoruz.

Şimdi lütfen şu iki resme bir bakıveriniz;
Resimler bu sabah 11.00 gibi çekilmiştir.
İskele Sağlık Ocağı’nın görüntüleri…
Geçtiğimiz yıl hizmete açıldı ve bölgenin en donanımlı küçük çaplı da olsa bir hastanesi…
İtfaiyesi olmayan bir ilçede küçük de olsa bir sağlık ocağının olması en azından hiç yoktan elbette iyidir…
Burası çok zor şartlarda ve eksik personelle sağlık hizmete vermeye çalışan devletin bir sağlık kuruluşudur…

Hafta sonları erken saatlerde gelen telefonlar hep yüreğimi hoplatmıştır.
Zira bu saatlerde hiç hayırlı haber almadığım için bugün de çalan ilk telefon, her zaman olduğu gibi olumsuz bir olayı içeriyordu ve bu yazının da konusu oldu.
Sabah beni telefonda arayan bölgedeki bir turistik tesisin sorumlusuydu.
Otel müşterilerinden birisi aniden fenalaşınca doğal olarak hastayı bölgedeki en yakın sağlık birimine yani İskele Sağlık Ocağı’na götürmüşler.
Ya da şöyle bir empati yapalım;
Yabancı bir ülkedeyiz ve tatilde hastalanıyoruz…
Otel görevlileri sizi anında en yakın sağlık merkezine götürüyorlar.
Ama gittiğiniz sağlık merkezinde, değil bir doktor ya da hemşire, kapı görevlisi bile yok…
Siz olsanız ne düşünürsünüz Allah aşkına!

Şimdi lütfen Meclis’in 49 vekilinden 17 tanesinin doktor olduğunu bir hatırlayıverin…
Bizim ülkede şimdiye kadar hiçbir zaman doktorsuz meclis olmamıştır…
Hemen her parti iyi oy getirdikleri için adaylarını önce doktor olanlardan seçerler ve bu taktik hep başarılı olur…
Şimdide öyle olacağa benziyor.
Ama benim asıl kızgınlığım, ülke için, halk için siyasete soyunduklarını söyleyen doktor vekillerin bir araya gelip de ülkenin kronikleşen sağlık sorunlarını çözme gayreti göstermemeleridir…
Şimdiye kadar hiçbirisi de parti rozetini bir kenara koyup, diğer siyasi partilerin doktor vekillerine sağlığa köklü çözümler üretme teklifinde bulunmamıştır.
Eğer siyaseti ön planda değil de vaat ettikleri gibi halkın sağlık sorunlarını çözmek için ortak paydalarda buluşsalardı, şimdi güllük gülistanlık bir sağlık sistemimiz olur ve biz de ikide bir böyle yazılar yazmazdık.



RHA 2439’da otostopçunun iş ne?


Kötü bir ekonomik düzen, seçim sürecinde bir kez daha yaşanan vaatler ve yalanlar vatandaşın ruh halini fena halde bozdu.
Bundan en fazla biz gazeteciler faydalanıyoruz.
Artık hemen her şeye kızan vatandaş gözünün önünde yaşanan rezillikleri basın ile paylaşarak en azından kendince rahatlıyor.
Cumartesi günü saat 14.45..
Alayköy’den Gönyeli’ye doğru seyreden RHA 2439 plakalı bir araç.
Kendilerini otostop çeken 3 genci araçlarına alıyor…
Vatandaş da doğal olarak isyan ediyor…
Yorum sizin…



Tatar’a yardım!


Eski Maliye Bakanı Ersin Tatar, maaşların Cuma günü ödenmediği için kredi kartı borcunu ödeyemediğini açıklayınca kızılca kıyamet koptu.
Biraz da alay konusu oldu!
Tatar’ın Türkiye’deki bir gazeteye yaptığı açıklama her ne kadar doğru yansıtıldı bilemem ama beni TDP Gençlik Kolları’ndan birkaç genç aradı ve kampanya başlatmak istediklerini, 8.5 milyar TL’nin bir günlük faizini kendilerinin ödemek istediklerini açıkladılar.
Bu hinlik değil mi işte benim de aklıma hemen KTHY eski çalışanları ve LTB çalışanları geldi…
Hadi Tatar’ın bir günlük faizini ödeyecek birileri bulundu…
Peki KTHY ve LTB mağdurlarının zararlarını kim ödeyecek, bir bilen var mı?



MESAJ KUTUSU



Sayın Sibel SİBER,
hükümetinizin adı Kayyum Hükümeti’ne çıkmışken bir de şu Başbakanlık Denetleme Kurulu’nun 2 senedir iş yapmayan ama müdür maaşı çeken üyelerini bir mercek altına alsanız hiç de fena olmaz yani…

Sayın Zeren MUNGAN, sizin gibi Maliye’nin yapısını çok iyi bilen bir bürokratın maaşlar konusunda gecikme yaratması geçici hükümetin başarılarına gölge düşürdü. Nasıl olur da böyle bir ‘teknik’ hata yaptınız anlayamadık doğrusu…

Sayın Sunat ATUN,
şirketlerinizin devlet bankalarından aldığı kredilerin 11 dosya halinde şu anda incelemede olduğunu biliyor muydunuz? Bir çoğunun ödemelerinde gecikmeler olduğu saptanmış bilesiniz…

Sayın Ersan SANER, elimize geçen bir ankette Mağusa’da kazanacaklar arasında ilk sıraya yükseldiğinizi gördük. Siz yine de parti içi listelere dikkat edin takoz koyan çok olacak gibi görülüyor…

Sayın Mahmut ÖZÇINAR, Güzelyurt Festivali bu sene her zamankinden daha bir görkemli başladı tebrik ederiz ama şu park sorunu yok mu vatandaşı çileden çıkarıyor. Özel düzenlediğiniz par yerlerinde görevli bırakmanız isteniyor…

Sayın Ersin TATAR, yine ne yaptınız ne ettiniz hafta sonu da olsa gündemin tepesine oturmayı bildiniz. Bir günlük faiz konusunda bir çok kişi yardım kampanyası başlatma kararı aldı. Umarız söyledikleriniz çarpıtılmamıştır…

Sayın Nuri GÖKŞİN, İskele Sağlık ocağındaki durum gerçekten çok vahim, bakalım burada nasıl bir önlem alacaksınız. Bu arada okurlar soruyor, Güney’deki sağlık kartları iptal olunca alternatif planınız var mıdır? Yoksa sizden sonra tufan mı diyeceksiniz?

Sayın Nevvar NOLAN, Yüksek Seçim Kurulu’nun resmi internet sitesinin çalışmadığından haberiniz var mı? Seçmenlerden bu konuda yoğun şikayetler gelmeye başladı…

Sayın Cemal BULUTOĞLULARI, geçtiğimiz günlerde Afrika gazetesine çok önemli bir dosya bıraktığınız söyleniyor. Dosyanın içeriği merak konusu olmuş meraktan çatlayanlar bile var…

Sayın Ahmet ZAİM,
tüm teşkilatın Polis günü kutlu olsun, başarılarınızın devamını dileriz. Ancak yeni üniformaların kime ve ne kadar fiyata yapıldığını merak edenler olmuş mesaj göndermişler. İhaleye çıkıldı mı diye soruyorlar…

Sayın Serdar DENKTAŞ, yapılan anketlerde Güzelyurt’ta şu anki vekil sayınızın 1.5 olduğu ortaya çıkmış. 2’ye yükseltmeniz için civar köylerde operasyon yapmanız bekleniyor.

Sayın Alev ŞENSOY,
bir kadın muhabirin röportaj teklifini ret edince kendisini epey üzmüşsünüz. Biz sizi daha mütevazi tanımıştık oysa ki…Hayırdır o gün yoksa yataktan soldan mı kalkmıştınız?

Sayın Suat Bora DURDU, hem UBP’den hem de DP’den iyi oy tırtıkladığınız söyleniyor. İddialı adaylar arasına girmek için günün 24 saati çalışmakta yarar var…

Sayın Mehmet TANCER, bayta aile ve akrabalar olmak üzere yakın çevreniz sizi bir kez daha meclise sokmak için alarma geçmişler. Bu arada Çatalköy ve Beylerbeyi seçmeninin gözü yıllarda kalmış sizi bekliyorlar…

Sayın Sadık GARDİYANOĞLU, seçim işini epey ciddiye almış olsanız gerek ki Lefkoşa’da iki ayrı ekiple çalıştığınız görülüyor. Kırsal kesimde epey ilgi var, merkezde biraz daha yoğun çalışmakta yarar var…

Sayın Çelebi ILIK, Güzelyurt Festivali sizin için epey iyi olmuş ki hemen her köşede kulis yaparken görülüyormuşsunuz. Sessiz ve derinden giden adayların başını çekiyorsunuz…

Sayın Oğuz CEYDA,
28 Temmuz seçimleri için tanıdık tanımadık bütün örgütleri ayağa kaldırmışsınız. Ancak öğle yemeklerinde güneşin altında fazla durmak sağlığınızı olumsuz etkileyebilir. Ağaç altlarını tercih etmekte yarar var…

Sayın Sonay ADEM, Mağusa’nın yanı sıra İskele’de de parti içi çalışmalarda bulunduğunuz gözlemleniyormuş. Özellikle bir adayın belirlenmesinde büyük rol oynamışsınız, umarız elinizde patlamaz…




Günün Fıkrası

Sucuk

Fabrikatör bir adamın işe yaramayan inek gibi bir oğlu varmış. Bir gün oğlunu yanına çağırmış ve
- Oğlum; Bak ben senden hiçbir şey istemiyorum ama böyle aylak aylak gezeceğine gel şu makinelerden birinin başında bekle bir durum olunca haber ver, demiş.
Oğlu da:
- Tamam baba demiş.
Makinelerde öyle bir sistemde çalışıyorlar ki her biri tam otomatik makinenin bir tarafından canlı inek sokuyorsun diğer taraftan hazır sucuklar çıkıyor. Çocuk bu makineleri izlerken çok şaşırıyor. Aradan bir zaman geçtikten sonra babası oğlunun yanına geliyor ve
- Oğlum nasıl işini beğendin mi diye soruyor.
Çocuk:
- Baba bu makineler çok harikada ya baba biz makinenin bir tarafından inek sokuyoruz diğer taraftan sucuk çıkıyor. Öyle değil de inek yerine sucuk soksak diğer taraftan canlı inek çıksa yok mu öyle makine baba demiş.
Baba:
- Oğlum o makineden bir ananda var. Bir sucuk soktum senin gibi bir inek çıktı.