Adını bir türlü ezberleyemedim;
Ama iddia ederim ki Meclis’teki 50 vekilden tek bir tanesi bile yasanın tam ismini bilmiyordur.
Borç İlişkilerinden Kaynaklanıp, Tahsili geciken ve/veya Tahsil Edilemez Hale Gelen Borçların Ekonomik İyileştirme Kapsamında Yeniden Yapılandırma Yasası…
Tam 18 kelime ama biz ona Mazbata Yasası diyoruz.
Yasa geçti mi geçti!
Peki uygulanıyor mu?
Özel bankaların bir çoğu uyguluyor, bir kısmı uygulamıyor.
Zaten yasayı çıkaran devletin de pek takip ettiği yok!
Ama bildiğimiz şu ki büyük tartışmalarla Meclis’ten geçirilen bu yasaya yine devletin kendi bankaları bile uymuyor, uygulamıyor…
Yanlış anlamadınız, Pazartesi günü gidin Kooperatif Merkez Bankası’na, bu yasa kapsamından yararlanmak istediğinizi söyleyin, bakalım size ne cevap verecekler?
Ya da işinizi gücünüzü hiç bırakmayın, biz size banka çalışanlarının ne cevap vereceğini söyleyeyim;
“Bu yasa bizim bankada uygulanmıyor…”
Şaka filan yapmıyorum burada!
Devlet faizden dolayısıysa mağdur olan vatandaşlar için, çok tartışılsa da bir yasa yaptı ve Meclis’ten geçirdi ama devletin bankası gidip bu yasadan yararlanmak isteyen müşterilerine yasanın uygulanmadığını söylüyor…
Dolayısıyla başvuru da kabul etmiyor.
Bir okur şikayetini değerlendirmek için bankayı aradık ve bir banka yetkilisine sorduğumuz da o da bize aynısını söyledi…
Güler misiniz yoksa ağlan mısınız bilemem ama benim bildiğim devletin yaptığı yasanın yine devletin bir bankası tarafından uygulanmaması, hukuk devletinin bittiğini taşır ve bundan böyle de hukuk devletinden bahsedilemez!
Şimdi zannetmeyiz ama, devletten bir yetkili çıkıp da konu Anayasa Mahkemesi’ndedir diyebilir…
Bu da özrü kabahatinden büyük olur!
Her ne kadar hukukla ilgimiz fazla olmasa da biliriz ki Resmi Gazete’de yayınlanan bir yasa, Anayasa Mahkemesi tarafından Anayasa’ya aykırı bulunsa ve iptali istense bile, iptale kadar yürürlülüktedir.
Kimse Anayasa Mahkemesi’ne verildi diye yasayı yok sayıp, yine Anayasa’ya aykırı davranamaz…
Bunun aksi yapılıyorsa artık bu ülkede devlet otoritesi bitmiş demektir.
Meclis’in işlerliliği yok demektir.
Bundan böyle gözümüz kulağımız başta Merkez Bankası olmak üzere, Maliye ve Ekonomi Bakanlıklarında olacaktır.
Hatta Cumhuriyet Meclisi Başkanlığında!
Böyle rezillik ve kepazelik dünyanın hiçbir yerinde yaşanmaz.
Devletin yaptığı yasa yine devletin kendisi tarafından ayaklar altına alınamaz.
Yok alınır derlerse, o zaman hiçbir yetkilinin devletin o makamında oturmaya hakkı yoktur…
Bu ülkenin devlet otoritesini ayaklar altına alanlarla hiçbir işi olamaz!



Reşat Altınör’e tepki!

Malpas Otel sahibi Reşat Altınör’e bir okurdan tepki geldi.
Malpas Gazino çalışanlarının bir gecede kapı önüne konulmasının tek sorumlusunun Altınör olduğunu iddia eden okur, Maliye Bakanlığı’nın bu şirketin defterlerini incelemesi gerektiğini ifade etti.
Yılda 1.5 milyon Dolar sadece gazinodan kira geliri olan bu işletmenin nasıl olur da her yıl zarar gösterdiğinin peşine düşülmesini istedi.
Aynı okur, bazı ilgili bakanlıkları da suçlayarak işsiz kalan yüze yakın kişinin hakkını, hukukunu kimin arayacağını sordu.
Bir çok çalışanın şu anda aileleriyle birlikte mağdur olduğunu ve evlerine ekmek bile götüremediklerini söyleyen kızgın okurun düşüncelerini kamuoyunun vicdanına bırakıyoruz.
Umarız bir tek de olsa devletin bir yetkilisi çıkar ve bu insanlar ne yiyorlar, nasıl yaşıyorlar diye merak edip de bir ziyarette bulunur.
Her ne kadar fazla umudumuz olmasa da!


Özgür olan sadece patronlardır!


Geçmişte, basın ya da basın özgürlüğü günlerinde hep yazardım.
Basın özgürlüğünün ne kadar önemli olduğuna işaret eder, hatta çalıştığım yayın organlarını da överdim.
Uzun bir süredir bunları yazmaktan vazgeçtim.
Bundan böyle de yazmayacağım!
Ayrıca gün dolayısıyla basın bildirisi yayınlayan siyasilere de basın örgütlerine de gülüp geçiyorum.
Çünkü 30 yıllık tecrübe sonucu basın özgürlüğünün olmadığını, sadece patron özgürlüğünün olduğunu, geç de olsa anladım.
Örneğin, TAK ve BRT’den başlarsak, oralarda özgür olan hükümetlerdir.
Kıbrıs’ta Asil Nadir ya da diğer hissedarlar, Star Kıbrıs’ta Ali Özmen Safa, Genç TV’de Ertan Birinci, Yeni Düzen’de CTP, Halkın Sesi’nde Mehmet Küçük, Haberdar’da da Yahya Kurt özgürdür.
Çalışanlar ya da yazanlar değil!
Aksini söyleyen varsa buyurun tartışalım…


GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK, önümüzdeki haftadan itibaren başta Hüda Aksoy olmak üzere yine size yakın en az 3 üst düzey yöneticiyi görevden alacağınız söyleniyor. Dün Başbakanlıkta büyük panik yaşanıyordu. Herkes diken üstünde bilesiniz.

Sayın Hüda AKSOY, sizin görevden alınma isteğiniz Ankara’ya kadar dayanıyor. AKP’li yetkililerle kim görüştüyse sizin adınızı vermiş. Hatta bazı çok yakın ve destek olduğunuz kişiler bile. Bürütüs’lere dikkat!

Sayın Hasan YÜCELEN
, Kıbrıs Time ailesine hoş geldiniz. Bundan böyle hukuk konusunda yapacağınız yorumları merakla bekleyeceğiz. Hoş ara sıra guguk konularında da yazabilirsiniz, bizce bir mahsuru yok…

Sayın Özdemir TOKEL, günlük yazılara yeniden başladığınıza memnun olduk. Hele de bunda biraz da bizim payımız olunca daha da bir hoş oldu. Bu arada basın özgürlüğü konusundaki mesajınız da çok anlamlıydı. “Paranın ne önemi var” şarkısı geldi aklımıza…

Sayın Şerife ÜNVERDİ, Malpas Gazino çalışanları kaldıkları lojmanlardan da atıldılar. Çalışma hayatının patronu olarak ilgi ve şefkatinize muhtaçlar. Esirgemeyeceğinizden eminiz…

Sayın Ünsal ECESOY, Malpas Gazinosu’nda işsiz kalan çalışanlar için sizin de sorumluluğunuz var. En azından başka gazinolarda istihdam edilmeleri konusunda yardımlarınızı bekliyorlar, insaniyet adına…

Sayın Turgay AVCI
, UBP Genel Sekreterliğine adaylık konusunda karar aşamasında olduğunuz ve hafta başı son kararınızı değerlendireceğinizi öğrendik. Bu arada bazı dostlarınız da parti içi kulislere başladı, teşkilat tamamdır…

Sayın Reşat ALTINÖR, Malpas Gazino çalışanları size de öfke kusuyor. İşsiz kalmalarında büyük pay sahibi olduğunuzu iddia ediyorlar. Büyük mağduriyet yaşayan çalışanlara et uzatmak istemez miydiniz?

Sayın Okyay SADIKOĞLU
, Kalp ve Ruh Sağlığı seminerleri düzenlediğini öğrendik. Bu konuda iyi bir zamanlama seçmişsiniz. Başta Meclistekiler olmak üzere lüzum bütün Kıbrıs Türkünü kuyruğa sokmak lazım değil mi?

Sayın Ünal ÜSTEL,
Girne Antik limanı konusunda şikayet etmekten daha ziyade Sümer Aygın ile birlikte bir masa etrafında buluşup sorunları çözme yolunu seçerseniz çok daha iyi olacak. Makamınızın ağırlığı da bunu gerektirir.

Sayın Ersin TATAR,
Meclis’in hazırladığı yasaları devletin bankaları uygulamazsa vatandaş kimin kapısını çalsın. Koop-Bank bu konuda suç işliyor ve vatandaş duruma el atmanızı istiyor, bizden iletmesi…

Sayın Osman IŞISAL, Ercan gelirleri tehlikeye girince birkaç gündür vatandaşı bilgilendirmek ve sokağa dökmek için kapı kapı gezdiğinizi öğrendik. Yerden göğe kadar haklısınız, kolay gelsin.

Sayın Ersan SANER,
bundan böyle politika değiştirip basın mensupları ile bire bir görüşme ve dert anlatma yöntemine geçtiğiniz söyleniyor. Ha keşke en baştan böyle yapsaydınız, en azından bu kadar üzülmezdiniz…

Sayın Zeki ZİYA
, İstanbul’da epey kulağınız çınlatılmış diyorlar. Şimdi bütün gözler yapacağınız yeni hamleye çevrilmiş. Yapılan şikayetlerin bir şekilde intikamını alacağınız iddia ediliyor, ama ne zaman?

Sayın Serdar DENKTAŞ, Bakan Saner Ercan’ın Değirmenlik Belediyesi’ne katkılarının tamamen sizin popülist yaklaşımlarınızın ürünü olduğunu söyledi. Cevap hakkınız doğdu, açıklamanızı bekliyoruz…

Sayın Derya ALP, muhterem kayınpederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…

Sayın Ahmet TEKMAN, güzel mesajınız için teşekkür ederiz, biz sadece işimizi yapıyoruz. Bu arada toplu taşıma konusunda ne söyleseniz haklısınız. Acaba diyoruz gelmiş geçmiş hükümetler bazı galericilerin mi kurbanı oluyor bu konuda?

Sayın Fatih OSMANCIK, bir olay nedeniyle bundan böyle BRT kanallarını izlememe kararı aldığınız söyleniyor. Hayırdır yine hangi damarınıza bastılar da böyle kesin bir karar ürettiniz?

Sayın Mete ÖZSEZER
, Benfica maçından sonra bir kaybolduğunuz ve uzun bir süre de ortaya çıkmayacağınızı duyduk. Tarihi bir başarı yakaladıktan sonra niçin böyle bir karar aldınız anladık doğrusu…


Günün Fıkrası

Uçurum


Bir gün Temel ve arkadaşı Dursun birlikte sinemada film seyrediyorlarmış. Filmin en heyecanlı sahnesinde bir at, üzerinde adam olduğu halde hızla uçuruma doğru gidiyormuş. Tam bu sırada Dursun :
- Temel bence uçurumdan aşağıya uçacaklar, demiş. Temel :
- Pence düşmeyecekler, demiş. İki arkadaş iddiaya girmişler. Sonuçta uçurumdan aşağıya uçmuşlar ve Dursun iddiayı kazanmış. Dursun :
- Temel pen hile yaptum, pen bu filmi daha önceden seyrettum, demiş. Temel hemen atlamış :
- Haçen pende seyrettum da pok yiyenun aynu hatayu yapacağunu zannetmiydum, demiş...