Başbakan Özkan Yorgancıoğlu, bugünkü ilahiyat koleji açılışı ve cami temel atma törenlerini iyi geçiştirdi.
Kamuoyu ve başta da muhalefet bir krize odaklanmış, hatta hükümeti gaza getirmeye çalışmıştı.
Ama şimdi Özkan beyi başka bir sıkıntı bekliyor!
Hem de İskele bölgesinde…
Krizin adı kaymakam kirizi!
Özkan bey bu konuda nihai kararını Pazartesi günü verecek ve İskele, yeni kaymakamına kavuşacak.
Biraz da sancılı olarak!
İskele’de bir süreden beridir çok sayıda kaymakam adayının adı geçiyor.
En güçlü iki aday ise eski kaymakam Ahmet Cenk Musalar ile kıl payı seçim kaybeden Kemal Yılmaz.
CTP İskele İlçe Başkanlığı, genel merkeze Ahmet Cenk Musalar’ın ismini gönderdi.
Ve olanlar oldu!
Partinin TC kökenli kurmayları kazan kaldırıp yoğun toplantılara başladı.
Ve geçmişten beridir bitmek bilmeyen sitemler yine edilmeye başlandı;
“Bizleri oy uğruna mı kullanacaktınız?”
İşte Özkan beyin bundan dolayı başı fena halde dertte!
Bir yanda bölgenin parti tabanı bastırıyor, diğer yanda seçimlerde partiye büyük katkı koyup ikinci vekilin çıkmasını sağlayan Türkiye tabanı…
Bugün bir kaçı ile telefonda görüşme imkanımız oldu.
Önümüzde önce yerel seçimler sonra Cumhurbaşkanlığı seçimleri var diyorlar.
“Eğer bizden birisi makam alamazsa biz onlardan nasıl oy isteriz” diye feryat ediyorlar.
Yanlış okumadınız;
“Bizden birisi’ diyorlar!
Demek ki, CTP için ‘bizden’ ve ‘sizden’ diye iki gurup var…
Aslında sırf CTP’de değil, UBP’de de, DP’de de, TDP’de de böyle iki gurup var.
Hayli düşündürücü değil mi?
Kıbrıs kökenli ve Türkiye kökenli insanların halen biz ve siz diye gruplaşması elbette düşündürücü olmalı.
Bu çok ayrı bir tartışma ve hatta bilimsel araştırma konusu ama Özkan beyi önümüzdeki birkaç gün içinde çok zor günler bekliyor.
Zira, Türkiye kökenli partililer kafalarına koymuşlar bir kere!
Bunun sonunda ‘istifa’ dahil, her türlü eyleme hazırlanıyorlar.
Özkan bey, bu hafta sonunu Karpaz’a ayırırsa, yanına da özellikle Önder Sennaroğlu’nu alırsa, kendi gözleriyle görecek, kendi kulaklarıyla duyacaktır.
Bize teşekkür etmesine filan da hiç gerek yok!


“Seks okulu da açılacak mı?”

Çok merak ediyorum; bu gün ilahiyatın açılışı ile ülkeye gelecek olan " Dini Huzurdan" sonra bu hükümet, " halkın huzuru" için daha başka radikal kararlar alacak mı?
Örneğin;
* Gece kulüplerindeki sex kölelerine çarşaf giydirerek mi, fuhuş yapmalarına izin verecek?
* Kumarhaneler, "KAR PAYI" dağıtan iş yeri olarak mı kaydedilecek?
* İçki yerine AYRAN mı satılacak gece kulüplerinde?
* Bu gün açılışa gidenler gusül abdesti alacaklar mı?
* Sırf ilahiyat açılabilsin diye, okullarda alan ve bölümü kaldırıp, "istek var" diyerek bu gün ilahiyat kampüsü açanlar; fuhuşun devlet eliyle desteklendiği ve gece kulüpleri bolluğu olan bir ülkede, yarın " sex okulu" ya da "pez..lik" okulu açılsın diyenlere de " talep var" diyerek böyle okullar açacaklar mı?
* Bu tür okullar açılırsa, Başbakanımız, bu okulların açılışına da katılacak mı?
* UBP, CTP, DP ve Mecliste bu uygulamalara izin veren tüm vekiller için, Halka karşı işledikleri günahlardan arınacakları, 50 minareli bir cami yapılacak mı?
* Bunlara vaat edilen cennette hepsine yetecek kadar "bakire huri" var mı?....
(Ayşegül Özmen GARABLİ)



“Şık olmuyor!”


Elektrik borcu yüzünden camilerin elektriğinin kesilmesini, bugünkü İlahiyat Fakültesi açılış törenini ve YDÜ'deki camiin temelinin atılmasını vesile sayan bir grup fırsatçı, kaç gündür radikal espriler ve alaylar üretmektedir. Hiç de şık olmuyor. Dinsiz ve hatta ateist olabilirsiniz. Ama bu kimliğiniz size din konusunda ve o dine inananlar hakkında etik dışı, aşağılayıcı söylemlerde bulunma hakkını vermez. Lütfen azıcık nezaket!..

(Ahmet TOLGAY)


“Hayırlı Cumalar”

"Bugün Lefkoşa'da açılışını yaptığımız bu ilahiyat koleji, Türklerin bu adadaki varlığının ve hakimiyetinin en önemli göstergelerinden biri olacak. Bunu böyle değerlendirmek lazım." Bu cümleden sonra hala orada oturup alkış tutan solcu Kıbrıslı Türklere hayırlı cumalar dilerim...

(Deniz BİRİNCİ)



“Serhat hocanın yanındayız”


“Bir folklor ekibi düşünün ki eğitmen ve eleman arasındaki tek iletişimin folklor çalışmalarında sadece folklor oynamak maksadı ile bir çıkar ilişkisi çerçevesinde sürdüğünü, sosyal alanda tek birlikteliklerinin folklor olduğunu düşünün.? Devlet Halk Dansları topluluğu yönetmeni Serhat Kozoğlu tam bu söylediklerimin aksine elemanları ile folklor haricinde tüm sosyal alanlarda birliktelik sağlayan, çalışma süreleri dışında oradaki elemanlar ile gerektiği zaman arkadaş, gerektiği zaman bir abi olma başarısını sağlamış iyi karakterli ve her sıkıntısında elemanlarının yanında duran bir kişiliktir. Serhat Kozoğlu gerek ailesinden gerekse tüm sosyal alanlardan feragat etmiş ve kendini adeta bu saflarda hayata adamış bir eğitmendir.
Sn. Levent Özadam'ın bu günkü köşe yazısında Serhat Hoca'yı hedef alması ve çakdırmadan suçlar pozisyonda olması beni şaşırtmıştır ve tarafsız bilinen yorumları ile tam bir taraf halinde bulunması bizleri üzmüştür. Yazısında ailesini ön planda tutmaya çalışması adeta bir tahriktir ve rencidedir. Gençlik Dairesi tarihinde hiç bir döneminde devlet ekibi olarak lanse edilmedi ve yasa bazında isminin devlet ekibi olarak söylenmesi yasaya aykırıdır. Uluslararası platformlarda devlet ekipleri ülkenin en üst halk dansları ünvanını kazanmış ve devlet adı altında kurulmuş tek ekip olma şartına göre kurulmuştur. Devlet kaynaklarını siyasi çıkarlar doğrultusunda kullanarak geçtiğimiz UBP hükümetinde gençlik dairesi isminin yanına devlet ismini de koyarak ünvan kazanma ve gençleri farklı saflara örgütleme çalışmaları sağlanması gerçeği ile Devlet Halk Danslarını ekarte etmeye ve alternatif devlet ekipleri uydurarak gençlere sahtece özen gösterildiğini gözler önüne sermişlerdir. Gençlerin Cumhurbaşkanı Eroğlu'nu ayakta alkışlamak için bazı etkinliklere götürülmüş olduğunu Gençlik Dairesi bünyesinde olan gençlerden öğrenmek çok da zor değildir. Serhat Hoca ile ilgili tüm ayrıntıları araştıran Levent bey neden Gencay Eroğlu ve yandaşlarını araştırma ve deşifre etmeye çalışmıyorsunuz? Kıbrıs Halk Danslarına siyasi örgütlenme ve siyasi çıkarları için ihanet eden bu çetenin dikta yöntemlerini neden açığa çıkarmıyorsunuz? Her alanda Devler Halk Dansları'nı korumaya ve yüceltmeye çalışan Serhat Hoca demek ki büyük bir hata yapmıştır ve Devlet ekibini yok etmeye çalışan zihniyetlere karşı durmuştur.!
Serhat Hoca'yı bir kez daha tebrik etmek ve atacağı her adımda onun arkasının boş olmadığını bildirmenin tam vaktidir sanırım.
Değerlerimizin yaşaması adına atılacak her adımda ve yapılacak her çalışmada ben Devlet Halk Dansları elemanı olarak elimden geleni yapacağım ve Serhat Hoca'nın bildiğim tüm doğrularla yanında durmayı kendime görev bilirim…”

(Mustafa ÇOBANOĞLU)


GÜNÜN FOTOGRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Ahmet Cenk MUSALAR, yeniden kaymaklığa getirilecek olmanız partinin TC tabanını karıştırmaya yetti de arttı bile. Özkan bey nasıl bir karar verecek bilemeyiz ama partinin geleceği açısından bu kararından da vaz geçebilir diyorlar.

Sayın Önder SENNAROĞLU, İskele ve civarı örgütleri kaymakam ataması konusunad en fazla sizin kapınızı çalmışlar. Bu konuda epey etkili olacağınızı düşündüklerinden olsa gerek değil mi? Allah sabırlar versin.

Sayın Kemal YILMAZ, yaptığınız kulisler etkili oldu ve partinin TC’li tabanını ayağa kaldırmayı başardınız. Kaymakamlık olmazsa, yerel seçimlerde belediye başkan adayı olacaksınız. Bundan sonrasını da artık Sezai bey düşünsün.

Sayın Bumin PAŞA, özel eğitim alan çocukların velileri yanlış öğrenci aktarımı nedeniyle çocuklarının yeteri kadar doğru eğitim alamayacaklarından endişe duyduklarını ifade ediyorlar. Konuya duyarlılık göstermeniz isteniyor.

Sayın İrsen KÜÇÜK,
hadi yine iyisiniz, Beşir bey sizi öyle bir onore etti ki, UBP içinde size karşı muhalif olanların kafası fena karıştı. Bir de Cuma namazlarında görünürseniz siyasete muhteşem bir dönüş yapabilirsiniz.

Sayın Serhat KOZOĞLU, ben size söz hakkı vermek için aradım ve konuştum. Demek ki siz bildiğiniz gibi okumaya devam edeceksiniz. Bundan böyle ben de sizin dilinizden konuşacağım haberiniz olsun.

Sayın Asaf ŞENOL, Cumhuriyet Meclisi’ne cami yapılması için CTP’li vekillere öneride bulunacağınızı öğrendik. Parti içinde yeni bir kriz başlayacak desenize.

Sayın Ramazan EVREN,
İskele’deki kaymakam krizinde isyan eden örgüt başkanları listesinde sizin de adınız olduğunu öğrendik. Öfkeyle oturabilirsiniz ama umarız zararla kalkmazsınız. Gazanız mübarek olsun.

Sayın Suat GÜNSEL, cami inşaatı inşallah hayırlara vesile olur. 27 milyon dolarlık harcama az buz bir şey değil. Umarız artık çalışanın yıllardır ödemediğiniz ihtiyat sandığı ve sigorta yatırımlarını da yaparsınız.

Sayın Yahya KURT, Haberdar çalışanlarının eski maaşlarını ve yatırımlarını birkaç gün içinde ödeyeceğinizi memnuniyetle öğrendik. Hassasiyetinizden dolayı teşekkür ederiz.

Sayın Atilla ATAKANLI, Dikmen’de UBP örgütünde konsensus sağlandığını ve yerel seçimlerde adaylığın sizde kaldığını öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun…

Sayın Yüksel ÇELEBİ, Asbaşkanınız Osman İncirli ile aranıza kara kedilerin girdiğini duyduk. Dargınlığın nedeninin 8 sene önce verdiğiniz sözün olduğu iddia ediliyor. Demek ki sizin koltuğa da Japon yapıştırıcı sürmüşler desenize!

Sayın Uğur BARANİ, Darts Federasyonu’nu o kadar başarılı bir şekilde yönettiniz ki yeni dönemde karşınıza aday çıkmayacak diyorlar. O zaman durmak yok, yola devam. Bu sloganı bir yerden hatırlıyorsunuz değil mi?

Sayın Kürşat ÖZER, Hasan Adahan ile birlikte HİSDER olarak bölge gençliğine verdiğiniz hizmetler memnuniyetle izleniyor. Bir de kapalı spor salonunu gençliğe kazandırabilirseniz ne mutlu size. Bölgeye çok yakışacaktır.

Sayın Hasan YÜCELEN, düğün saatine sayılı saatler kala heyecanın dorukta olduğu gözleniyormuş. Umarız fazla heyecan yapıp da golf sahasının deliklerine takılıp damatlığı kirletmezsiniz. Bir yastıkta kocayın inşallah.

Sayın Güner ÖZKARATAŞ, küçük kızı Avustralya’ya tatile gönderince duygusal anlar yaşayıp göz yaşlarınızı tutamadığınız söyleniyor. Baba olmak böyle bir duygu olsa gerek değil mi? Allah kavuştursun…




Günün Fıkrası

Arı kovanı


Aşıklarının bolluğuyla ün yapmış güzel yıldız gebe kalmıştı.
Herkes şaşırmıştı onun gebe kalışına.
Üstelik doğacak çocuğun babasının kim olduğu da günün konusu olmuştu.
Dayanamayıp biri sordu yıldıza:
- Kimden acaba çocuk?
Güldü, alımlı yıldız:
- İlahi canikom, elinizi arı kovanına daldırırsanız elinizi hangi arının soktuğunu bilebilir misiniz hiç...