Mehmet Ali Talat,
Sibel Siber ve
Özdil Nami…
CTP içinden çok değerli üç isim…
Bu üç isim CTP’de yeni bir krizin yaşanması için yeter de artar bile…
Önümüzdeki günlerde kısmetse hepsiyle de bir araya gelerek niçin aday olmak istediklerini soracağız…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerine daha 9 ay gibi bir süre olmasına rağmen kılıçlar kınından çıkarıldı ve önce nabız yoklamalar sonra da ekip kurmalar başladı bile!
Talat’dan başlamak gerekirse;
CTP içinde önemli bir kesimin desteğini alıyor, saygın duruşu ve birikimiyle…
Geçen yaptığı bir açıklamada ‘Türkiye’nin desteklediği aday kaybeder’ dediğine göre bu kez destek istemeyecek zaten görmeyecek de…
Ama sayın Talat, genel başkan Özkan Yorgancıoğlu’nun adayı değil, bu büyük bir sorun…
Başbakan’ın bu kez adayı Dışişleri Bakanı Özdil Nami…
Nami, CTP içinde değişim için iyi bir mesaj niteliği taşıyor.
Ama buradaki sorun da parti içindeki muhalefetin kendisine olan tepkisi…
Ya da genel başkanın adayının kabul görmemesi psikozu!
Özdil Nami’ye partiden daha çok genç kesimden ‘değişim’ isteğiyle destek veriliyor…
Ve KKTC’nin vitrindeki ismi Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber;
O aslında Cumhurbaşkanlığına aday olmayı çok önceden geçici başbakanken aklına koydu…
Parti içinden ve parti dışından hatta deniz ötesinden de ‘kesin kazanır’ olarak görüldü ve ismi bu konuda çok anıldı…
Hepsi birleşince de Sibel hanım bu yola başını koydu…
Şimdi kendimi CTP’li bir sempatizanın yerine koysam inanın ki üçünden hangisini benimser ve destekler çok zorlanırım…
Talat’ın tecrübesi, Nami’nin enerjik yapısı ve dış ilişkilerinin güçlülüğü, Sibel hanımın da daha çok tarafsız kesime hitap edebileceği…
Zor karar tabi ki…
Ama kesin olan da şu;
Önce genel seçimlerde, sonra yerel seçimlerde ağır yaralar alan CTP’yi yeni bekleyen krizin adı Cumhurbaşkanlığı seçimleridir…
Üç ismin de adaylıkta ısrarlı olması CTP’nin başını çok ağrıtacağa benziyor!
 
 
 
 
Okur Mektubu:
Yakın Doğu Bank yönetiminde neler oluyor?
 
“Yakın Doğu Bankası’nda çok kısa bir süre içerisinde Personel Müdürü İzzet Atalay, Genel Müdür Kozan Karakurt, dün itibari ile Genel Müdür Yardımcısı Hamdi Mesaryalı ve Türkiye Baş Temsilcisi Funda Değirmenci istifa etmiştir.
Böyle bir hareket başka bir ülkede olsa Merkez Bankası sisteme zarar verme riski olduğu gerekçesi ile bankaya el koyar.
Bu istifalar sona geldi mi?
Merkez Bankası denetiminin sürdüğü bir dönemde tüm üst düzey istifalara rağmen Merkez Bankası ne yapıyor veya yapamıyor?
 Yapamıyor ise neden yapamıyor?
Belli çıkarlar mı söz konusu?
Banka çalışanlar çok huzursuz ve toplu istifalar konuşuluyor…
Özellikle Hamdi Mesaryalı’nın yazdığı istifa mektubunda çarpıcı noktalar varmış!
Merkez Bankası bunları inceledi mi?
Genel Müdürün mevduatına keyfi bir şekilde bloke konulmuş?
Merkez Bankası bu yasaya aykırı hareket karşısında ne yaptı?
Yeni Genel Müdür olarak atanması düşünülen YK üyesi Selami Kaçamak kendi kardeşini de Türkiye Temsilciliği başına getiriyormuş…
Kurumsallaşmayı bu denli baltalamak neden?
Bu ayrılan kişiler dayatarak imzalatılmak isteyen neye hayır dediler?
Bütün bunlar ortaya koymak siz araştırmacı gazetecilerin görevidir.
Günün sonunda halkın mevduatları olan bir banka söz konusu…”
(İsmi Mahfuz)
YAKIN DOĞU BANK’IN AÇIKLAMASI;
Bu arada okur mektubundaki iddiaları doğrulamak için aradığımız bankanın Krediler Genel Müdürü Cafer Lale, genel müdürün görevinden alındığını banka içinde bir güvenlik soruşturması başlatıldığını ve mevduat hesabına da yasalar gereği el konulduğunu doğruladı.
Lale, çalışanlar arasında huzursuzluk yaşanmadığını tüm gelişmelerin ise yine yasa gereği Merkez Bankası ile paylaşıldığını ifade etti.
 
 
 
 
“Kapıları kilitleyip uyuyorlar”
 
“Levent Bey merhaba,
Size devlet daireleriyle ilgili bazı şeylerden bahsetmek istiyorum,  sayfanızda yer verirseniz belki bazı şeyler düzelir.
Ramazan dolayısı ile oruçlu olup mesai saatleri içerisinde kapıları kilitleyip uyuyanlar var. Genelde çoğu dairelerde bu durumlar olmakla birlikte özelde bahsettiğim Meteoroloji Dairesidir. 
Sabah 9 da işe gelenlerden mi bahsedeyim yoksa 3 olmadan işten ayrılanlardan mı? (müdür de dahil).
Doğal olarak müdür gelmeyince memurda da bir rahatlama oluyor. 
Kimse yapması gerektiği görevde değil. Kadrosu olmadığı halde lise kadrosunda olanlar üniversite kadrosundaki kişin işini yapabiliyor. (Üstelik o işi yapacak üniversite mezunu kişiler varken).
Eski müdür zamanında da bu durum böyleydi, yeni müdür gelince yeşeren umutlar maalesef hayal oldu. 
Saygılar…”
 
(Ö.E)
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Halil ORUN, yerel seçimlerde belediye kesesinden tamir ettiğiniz evler için yapılan harcamaların faturası yeni başkan için büyük sorun oldu. Emekli ikramiyenizden keserlerse sakın şaşırmayın olur mu?
Sayın Afet ÖZCAFER, Cumhurbaşkanlığına aday olmanız için özellikle de Mağusa’da bir çalışma başlatıldığını biliyor muydunuz? Karadeniz’in serin havasından sonra sizi burada sıcak günler bekliyor desenize. İntikam için hiç de fena olmaz hani!
Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Özdil Nami’ye sıcak bakmanız partiyi hareketlendirmeye yetip de arttı bile! En iyisi bu iş için hiç taraf olmadan konuyu yetkili kurullara taşımak! Zira cellatlar fırsat kolluyor…
Sayın Serdar DENKTAŞ, dün akşam MYK toplantısı hayli gergin başlamış ama sonunda uzlaşma çıkınca gönlünüz rahat bir şekilde tatile çıkma hazırlıklarını yoğunlaştırmışsınız. Şimdi siyaseti bir kenara bırakıp sağlığınızla ciddi bir şekilde ilgilenme zamanıdır.
Sayın Teberrüken ULUÇAY, Muhaceret Dairesi’nde çok sayıda çalışanın kapalı alanda sigara içtiğini biliyor muydunuz? Vatandaştan sigara kokusu nedeniyle mesajlar almaya başladık. Bir baskın yapmaya ne dersiniz?
Sayın Mahmut ÖZÇINAR, yaptığımız uyarılardan sonra kentin merkezindeki yırtılmış dev bayrakları değiştirmenizden dolayı teşekkür ederiz… Biraz geç olsa da temiz oldu değil mi?..
Sayın Akın SAİT, KKTC’nin eski Başsavcısı olarak başta Merkez Bankası olmak üzere bazı kurumlara hukuk danışmanlığı yapmanız tepkilere neden oluyor. Belki yasal olarak bir engel yok ama etik olarak çok da hoş durmuyor! Uyaralım istedik…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, eski başkanın seçim faturalarını eğer yeni başkan olarak belediyeye ödetirseniz gözümüz hep üzerinizde olacak. Bu konuyu mahkemeye taşırsanız da bölgede kahraman ilan edileceksiniz. Tercih sizin artık…
Sayın Asım AKANSOY, CTP tabanına yaptığınız çağrı önemli bir kesim tarafından ilgiyle izlendi. Geçen yıldan olacakları görmeniz ve uyarmanız da hafızamızdan çıkmış değildir. Partide akil kişiler devreye girmezse partinizin geleceği çok da aydınlık değil…
Sayın Ünal ÜSTEL, UBP tabanı artık daha fazla sizin adınızı anmaya başladı. Hüseyin Özgürgün’e çok yakın olduğunuzu biliyoruz ama eğer sorumluluk verilirse bundan da kaçmanız epey zor olacak gibi görülüyor…
Sayın Yüksel ÇELEBİ, yerel seçimlerden hemen önce Taşkent- Yukarı Dikmen yoluna başladınız ama bir türlü asfaltı dökmediniz. Nerede verdiğin sözler şarkısını hiç duymuş muydunuz? Bir hatırlatalım dedik…
Sayın Cemil KARZAOĞLU, son zamanlarda sinirler biraz bozuk galiba…Açıklamalarınızda biraz daha sağ duyulu ve sakin olmakta yarar görüyoruz. Zira burası küçük bir yer ve ağzınızdan çıkan kelimeler siz eve gitmeden kamuoyuna yayılıyor…
Sayın Hasan TAÇOY, yurt dışı dönüşü kafanızın hayli karışık olduğu soru işaretleri ile dolu olduğu gözleniyormuş. Partide şimdi 15 gün kadar  patron sizsiniz. Sizin için iyi bir fırsat olabilir…
Sayın Cemil SARIÇİZMELİ, Mehmetçik’te yaşayanlar yeni makamınıza iyi bir başlangıç yaptığınızı düşünüyorlar. Özellikle su konusunda gösterdiğiniz gayretler gözlerden kaçmıyor. Umarız böyle devam edersiniz…
Sayın Hüseyin Avkıran ALANLI, gördüğümüz kadarıyla seçimlerden bu yana hiç hız kesmediniz ve köy gezilerine devam ediyorsunuz. Bu kadar enerjiyi nereden buluyorsunuz doğrusu biz de çok merak etmeye başladık…
Sayın Osman KORAHAN, ailecek yaptığınız tatilde epey mutlu olduğunuz gözleniyormuş. İyice doping alın ki dönüşte sizi ağır işler bekliyor. Memleketin dökülmeyen yeri neredeyse kalmadı…
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:



Sadece CTP içinde değil ülkenin genelinde saygın bir yeri olan Cumhuriyet Meclisi Başkanı Sibel Siber hedef büyüttü ve Cumhurbaşkanlığı seçimi için 'bağımsız' olarak hazırlanmaya başladı

Günün Fıkrası
 
Estetik

Bir karı-koca çok kötü bir kaza geçirirler.
Kadının yüzü tamamen yanar. Plastik cerrahlar kadının yüzünü eski haline getirebilmek için deriye gerek olduğunu ama kadından deri alamayacaklarını söyleyince kocası deri vermeye gönüllü olur. Fakat kocasından alınacak deri popo bölgesinden alınacaktır. Adam bu bilginin karısına söylenmemesini ister çünkü moralinin bozulacağından çekinmektedir. Ameliyat tamamlandıktan sonra kadın eskisinden de güzel görünür. Her gören bu muhteşem güzellik karşısında hayrete düşmektedir.
Bir gün kadın kocası ile baş başa kaldığında; 
- “Hayatım çok teşekkür ederim. Benim bu halim senin sayende. Sana nasıl teşekkür etsem?” deyince kocası cevap verir:
- “Teşekküre gerek yok hayatım. Annen seni her öptüğünde ben gerekli mutluluğu duymaktayım zaten.”