UBP’li dostlar sitem ediyor;
UBP kurultayına fazlasıyla ilgi gösteren ve onlarca yazı yazan birisi olarak niçin CTP kurultayı konusunda kalem oynatmıyoruz diye!
Hemen cevap verelim;
Elbette CTP kurultayı için de yazı yazmak, yorumda bulunmak isteriz ama, onlar UBP kadar bu işi ayaklar altına almadıkları, birbirlerini gammazlamadıkları için haliyle bizim de CTP kurultayı için malzeme sıkıntısı yaşadığımızdan dolayı, sağlıklı yorum yapma olanağımız da olmuyor…
Çünkü, her şeye rağmen CTP’de bir parti disiplini mevcut ve bunu da kurultay gününe kadar sürdürmekte kararlılar…

Yine de elimizde bazı bilgiler mevcut;
Örneğin, kurultay bugün olsa, Özkan Yorgancıoğlu’nun yüzde 55-60 arasında oy alacağı yönünde bir bilgi var…
Kurultaya iki hafta olduğuna göre Yorgancıoğlu için gayet riskli bir oy oranı bu…
Partiyi yeteri kadar kucaklayamadığı iddia edilen genel başkanın her gün güç kaybettiği de CTP kulislerinde konuşuluyor…
UBP’nin kurultay istihdamları konusunda bir türlü karar veremeyen bir başkan, son elektrik zammı ile hiç de rahat bir kurultay yaşamayacağa benziyor.

Aklıma son günlerde hep şu soru takıldı;
Geçen kurultayda hiç beklenmedik bir oy alan başarı grafiği her geçen gün artan Mehmet Çağlar, genel başkanlık için o kadar hevesliyken ne oldu da son iki günde kararını değiştirdi?
Aslında akıllılık etti!
Zira CTP içinde şu anda konuşulan ortak konu, bu kurultayda kazanacak olan adayın, biraz da eğreti bir başkan olacağı, yeni dönem için köprü oluşturacağı…
Yani, 8 Aralık’ta kazanan, bir dahaki kurultayda seçilemeyecek ya da aday dahi olamayacak…
Sanırız, Çağlar da bunu gördü, ya da parti içinde uyarıldı ve geri adım attı…
Ama, ‘değişim’ istediğini belirterek de Asım Akansoy’a destek beyan etti!

8 Aralık kurultayında partide kilit isim Ömer Kalyoncu olacaktır…
Sadece CTP’de değil, genelde kamuoyunda da şöyle bir kanı var;
Ömer Kalyoncu aday olsun, oyların yüzde 70’ini alıp ipi göğüsler…
Şahsen benim de düşüncem böyle…
İyi de kendine bu kadar şans tanınan bir partili, zaman zaman parti içindeki sıkıntıları dile getirdiği halde niçin aday olmaz ki?
Parti disiplini mi, ileriye dönük bir yatırım mı yoksa, KÖGEF ruhu mu?

CTP’nin bıyıklı diye tabirlendirilen çok güçlü isimleri Soyer, Kalyoncu, Adem gibi isimleri son genel seçimlerde özellikle partili gençlik tarafından dilim dilim doğrandı…
Sonay Adem biraz da Oktay Kayalp’ın gazabına uğrayıp seçim kaybederken, Soyer sürekli birinci çıktığı bölgesinde bu kez üçüncü çıktı…
Girne’de Belediye Başkanı Sümer Aygın ile Kalyoncu arasında büyük kavgalar yaşandı…
Yani, genel seçimlerin intikam arenası 8 Arılık kurultayı olarak seçilmişse, her ne kadar şu anda Yorgancıoğlu önde gibi görülse de aslında sonuçlar çok şeye gebe…
Bu kez, Ferdi beyin değil ama Ömer Kalyoncu’nun işaret parmağının göstereceği yön önemli…
Hatta Parti Meclisi’nde bile…


Öğretmenler Günü’nde hediye yasaklansın!

Öğretmen Günü bu yıl Pazar’a denk gelince Cuma’dan kutlandı.
Hediyeler, çiçekler ve yeme içmeler yine gırlaydı…
Benim için üzücü olanı şuydu;
Benim de bildiğim, tanıdığım bazı öğretmenlerin, bu önemli günde özellikle de zengin ailelerin kendilerine ne hediye aldıklarını tartışması, aralarında sohbet etmeleriydi…
İnanın içim acıdı!
Bu meslek nerelerden nerelere geldi diye söylenip durdum…
Bakan Arabacıoğlu’na şiddetle tavsiye ediyorum;
Meslek yeteri kadar ayaklar altına alınmıştır…
Lütfen bir daha ki yıla şu hediye konusunu yasaklayıverin…
Buna çiçek de dahil!



Kuaförlerden misilleme!


Elektrik okkalı bir zam yedi ya, sanırım en büyük tepki kuaförlerden gelecek gibi görülüyor.
Mesleğin gediklilerinden bir dostum aradı, dertleştik…
Ağzındaki baklayı çıkarması gecikmedi;
“Şimdiye kadar fön için 10 TL alıyorduk, yakında 15 TL almaya başlayacağız…”
Hani elektrikte yüzde 30’lara varan zamlar oldu ya onlar da misilleme olarak yüzde 50 zam yapma kararı alacaklarmış.
Kadınlar, hele de kuaföre çok sık gidenlere kötü haber yani…





MESAJ KUTUSU



Sayın Zeren MUNGAN,
çok yakında masanızda dairelerde terfi dosyası önünüze koyulacak. Birkaç kişi için yapılacak terfilerde dolduruşa gelmemeniz öneriliyor. Zira sonunda kabak sizin başınıza patlayabilir, bizden uyarması. Özellikle Mağusa’da dikkat!

Sayın Kutlay ERK, yeni adı Merit Part, eski adı Mercure olan otelin inşaatı sırasında izin için bazı siyasilerin çok önemli miktarda komisyon aldıklarını ima eden konuşmalar yaptığınızı öğrendik. Rakamları duyunca dudağımız uçukladı. İsimleri niçin açıklamıyorsunuz, onu anlamış değiliz…

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, öğretmenlik gibi çok kutsal bir meslekte her Öğretmenler Günü’nde yaşanan hediye rezaletine bir son vermek istemez misiniz? Çok sayıda aile ve öğrencinin resmen onuruyla oynanıyor…

Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, Türkiye’nin deve kuruluşlarından Pınar’ın bizim Koop-Süt ile yakından ilgilendiğini öğrendik. Bilginiz var mı yoksa sizin haberiniz bile olmadan bir şeyler mi pişiriliyor?

Sayın Osman ERTUĞ, Dış Türkler Kongresi’nde Cumhurbaşkanlığı temsilcisi olarak size yer ayrılmaması küçük bir diplomatik kriz yaratmış diyorlar. Gerçekten ayıp etmişler, bakalım bu organizasyonu yapanlar bunun hesabını nasıl verecekler?

Sayın Önder SENNAROĞLU
, Cumartesi gecesi evinin elektrikleri kesilen bir vatandaşımız kurumun arıza birimini aradı ve bir dayak yemediği kaldı. Adının Mustafa olduğu iddia edilen kişiyi bir araştırın bakalım, devletin vatandaşın hizmetçisi olduğunu bilmiyor mu?

Sayın Mehmet ÇANGAR
, bir banka satın almak için yoğun temaslarda olduğunuzu öğrendik. Hayırlı ve uğurlu olsun…Demek ki sonunda siz de madeni gördünüz ve sondajlara başladınız…

Sayın Ersin TATAR,
seçim harcamaları konusundaki yoğun çalışmaların sonuçlandığı halde açıklama yapılmaması bazılarında merak uyandırdı. Parti içinde gizli bir elin açıklama yapılmaması için epey uğraş verdiği söyleniyor. Hayırdır?

Sayın Ahmet BENLİ, merhum iki siyasetçimizin isimlerini sokak ismi yapmanız partili partisiz herkesin taktirini kazandı. Tebrik eder başarılarınızın devamını dileriz…Bu arada üçüncü kez başkan adayı olacağınız haberini biz mi verelim yoksa siz mi verirsiniz? Hayırlısı.

Sayın Fatma EKENOĞLU, 8 Aralık kurultayında seçimlerin intikamını almak için şiddetle Akansoy’a destek vereceğinizi ve bu konuda yoğun kulis yaptığınızı öğrendik. Gazanız mübarek olsun…

Sayın Salih GÜRLER,
önceki günkü mesajımıza özellikle de eşinizin çok üzüldüğünü öğrendik. Bölgenizde sevilen ve sayılan birisiniz madem bizim için bir sorun yok demektir. İyi çalışmalar dileriz…

Sayın Alkan KİLİTKAYALI
, Mağusa Devlet Hastanesi’nde başınıza gelenlerden dolayı iki kere geçmiş olsun…İyi de özel hastaneler var, biraz el yakıyor ama en azından sigorta görevi üstleniyorlar değil mi?

Sayın Sezai SEZEN,
yerel yönetimlerin yaşadığı sıkıntılar konusunda yerden göğe kadar haklı olabilirsiniz ama seçim öncelerinde bazı belediyelerin partilerin çiftliği gibi kullanıldığını da göz ardı etmemek lazım değil mi?

Sayın Teberrüken ULUÇAY, Cuma günü İçişleri Bakanlığı koridorlarında arazi kavgası yaşandığını ve poliste son bulduğunu biliyor muydunuz? İpin ucunu bir kere kaçırırsanız bir daha yakalayamazsınız bilesiniz…

Sayın Süleyman GÜRCAFER,
Res-Bir başkanlığınız bir kez daha hayırlı ve uğurlu olsun. Mağusa’nın Maraş bölgesinden yoğun mesajlarınız gelmeye devam ediyor. En kısa zamanda ziyaretiniz bekleniyor, bir kez daha hatırlatalım dedik…

Sayın Latif AKÇA, Kurucu Cumhurbaşkanının anıt mezarı konusunda iyi bir kamuoyu oluşturdunuz. Bir sonuç alınıncaya kadar mücadeleye devam etmeniz ve gerekirse parkta çadır kurmanız öneriliyor, bizden iletmesi…

Sayın Aysın KARADERİ, Avcılık Fedarasyonu Başkanı olarak yasak bölgede avlanmanız konusunda basında çıkan bazı söylentilere rağmen çok sayıda avcı size destek mesajı göndermişler. Sonuna kadar yanınızda olduklarını iletiyorlar…


Günün Fıkrası

İmamın papağanı


Üç Amerikan askeri, Irak’ta bir bakkal dükkanına girerler, alışveriş yaparken:
-“Kahrolsun Amerika” diye ses duyarlar. Etrafa bakınırlar ve sesin bir
papağandan geldiğini anlarlar.
Bunun üzerine bakkala:
- “Bu papağanı buradan yok et. Yarın geldiğimizde görürsek, seni mahvederiz” derler.
Askerler gittikten sonra, bakkal kara kara düşünmeye başlar, çünkü papağanını çok sevmektedir. Derken, aklına cami imamının papağanı gelir. Hemen imamın yanına koşar başından geçenleri anlatır ve:
- “Hocam eğer sakıncası yoksa, papağanları bir süreliğine değişelim” der.
Hoca kabul eder ve değişim gerçekleşir. Ertesi gün işgalci Amerikan askerleri gelir ve papağanı görürler:
- “Biz sana bunu yok edeceksin demedik mi?”
Bakkal bu papağan o değil dese de inandıramaz.
Askerin biri, “Ben şimdi anlarım bunun dünkü papağan olup olmadığını” der ve papağanın tekrarlamasını umarak bağırır:
- “Kahrolsun Amerika!”
Ses çıkmayınca, bakkal dahil hep birlikte bağırmalarını söyler:
- “Kahrolsun Amerika!”
Ses yok.
- “Kahrolsun Amerika!”
Ses yok.
- “Kahrolsun Amerika!”
Ve sonunda papağan dile gelir:
- “Aminnnnnnn.”