Kendi yaşamlarına son verme girişiminde bulunanların sayısında zaman zaman artış görüldüğüne ilişkin haberler görürüz. Nitekim, geçen hafta Kıbrıs gazetesi konuyu gündeme getirdi. Habere konan ‘’Çözüm değil’’ başlığı dikkat çekiciydi.
İnsanlar hayatlarının bazı zamanlarında sıkıntıya girebilirler. Ancak bundan çıkış yolu olarak intiharı görmemelidirler. Ölüm sıkıntılara çözüm değildir.
İntihar, insanın kendi kendini cezalandırma veya kendini kasıtlı olarak dünyadan ayırmak için girişilen eylem olarak tanımlanır. Yani, insanın yaşamına son vermesidir.
Son günlerdeki üç intihar girişimi konunun gündeme taşınmasına neden olmuştur. Habere göre, son 15 ay içerisinde 16 ölümlü intihar olayı yaşanmıştır. Ayrıca 17 kişi de canına kıymak istemiş ancak son anda kurtarılmıştır.
Bu günkü yaşam ortamında insanlar yaşam mücadelesi yoğunluğu içerisinde birbirleri ile dertleşme ortamı yaratamamaktadırlar. İnsanlar hep bir koşuşturmaca içindedirler. Böyle olunca aralarında samimi diyalog söz konusu olamıyor. Nihayette derdini paylaşacağı kişilerden yoksun kalıyor. Belki herkes için değil ama bazı kişiler için bu geçerlidir.
Malum, atalarımız ne demiş, ‘’Derdini söylemeyen, derman bulamaz’’. Derdini anlatanlar hem rahatlar hem de çevresinden alacağı fikirlerle sorununa çözüm üretebilir. Oysa anlatmayanlar kendilerini çaresizmiş gibi hissederek arzulanmayan tavırlar içine girebilirler.
Hayatın kolay olmadığı ortada. Hep düz bir yolda gidilmiyor. Bazen inişli bazen ise yokuşlu süreçler söz konusu. Yani bazı zamanlarda elde olmayan sıkıntılar söz konusu olabilir. Bu süreçleri ise dertlerimiz paylaşarak atlatmak mümkün.
Bir dert yaşanırken hiç geçmeyeceği düşünülür. Oysa zaman içinde bunu atlatmak mümkün. ‘’Zaman her derdin dermanıdır’’ derler. Sıkıntılara fazla takılıp kalmamak gerekir.
İnsanlar hayatlarına niçin son vermek isterler? Eşinden ve de çocuklarından ayrılma, iş kaybı, ödenemeyen borçlar gibi sıkıntılar insanları olumsuz etkiliyor.
Sorunlar paylaşılmaz ve de kendi kendine hareket edilerek çaresiz imiş gibi davranılması hayattan kopma düşüncesini getirebilir. Bazı kişilerin korkutmak, ilgi ve yardım sağlamak, sevgi kazanmak ya da mesaj vermek için bu yolu seçebilecekleri ifade ediliyor. Ancak bazen de atılan adımdan geri dönülemiyor ve kişi hayatını kaybediyor.
Dinler de intihara hoş bakmamış ve büyük günah saymışlardır. Dünyada bir çok ülkede intiharı önleme ve psikolojik krizlere müdahale merkezleri kurulmuştur. Ülkemizde de bu konuda adım atılabilir.
Nihayette, sıkıntılar karşısında kalanların kendi yaşamlarına son vermek istemeleri çözüm değil.
Hayatı bireysel olarak değil sevdiklerinizle birlikte algılamak gerekir. Yaşam güzeldir ve yaşanmaya değer.