Çok değil bundan 4 ay önce Ciklosta 4 gencimiz sel sularına kapılıp bu hayata veda ettiler.

Aileleri hala yasta.İçleri kanıyor.

Vatandaşın vicdanı adalet diyor.

Peki suçlu var mı.Var.

Olması gerek.

Çünkü ortada bir kusur var.Var  ki yol içinde akmaması gereken sel suları yol içinden akmış. İçimizden herhangi birimizin olabileceği gibi o an o yolda trafikte olan 4 gencin ölümüne neden olmuştu.

O suçlular bulunup adalet önünde hesap vermedikçede kamu vicdanı rahat etmeyecek.

En azından ben  Ciklostan her geçtiğimde Devleti hatırlayacağım.

Hükümeti.

Hükümetin her bir bireyini.

Adaletini yada adaletsizliğini.

Mühendis Mimar odaları birliği raporu 4 ocakta  Başbakana sunuldu.

Rapor açık ve her vatandaşın okuyup anlayabileceği sadelikte.

Mühendis Mimar odaları birliği raporu açık açık biri veya birilerini suçlamıyor .Görevide bu değil zaten.

Fakat Raporun okuduğunuzda sorumluların kimler olduğunu anlayabiliyorsunuz.

Ne diyor rapor.

Fasıl 96 Yollar ve Binalar Düzenleme Yasası Bir gelişme için Şehir Planlama Dairesinden onay alındıktan sonra Belediyeden inşaat ruhsatı alınması gerekmektedir.

Bu Kanuna göre görülüyor ki Belediye sınırları içinde yol veya bina inşası Belediyenin iznine bağlı.

Belediyeden izin alınması gerektiği  halde izinsiz yapılan binalarla ilgili caydırıcı bir hüküm bulunmamaktadır. İzinsiz olup da izin alamayacak durumda olan binalarla ilgili olarak yazılı uyarı gönderildikten sonra Belediyenin mahkemeden yıkma kararı alması gerekmektedir.

Yine yasaya göre Belediyeden önceden izin alınmadan başlatılan veya bu Belediyeden alınan izin koşullarına uyulmadan yapılan herhangi bir inşaat, belediyeden gerekli inşaat izni alınıncaya kadar belediyece mühürlenir (97/4).

Mühürleme kararına rağmen inşaata devam edenler suç işlemiş olurlar ve 200 TL. ye kadar para ve/veya altı aya kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (124/14)

Yasa gayet açık .

Peki tüm bunları yaptımı Belediye.

Ben görmedim.Bir yerdede okumadım.

Raporun bir başka yerinde ise inşaat projelerinin hangi prosedüre göre tasarlanıp nasıl denetleneceğini açıklanıyor.

Buna göre; 21/2005 sayılı KTMMOB yasasının 39. maddesinin 3. fıkrasında “ilgili vize bürosu tarafından verilen onay (vize) olmaksızın hiçbir kurum veya makam herhangi bir projenin uygulamasına izin veremez.

Devlete ait projeler, vize harcından muaftırlar; ancak ilgili vize bürosundan vize almaları gerekir” ibareleri bulunmaktadır.

Niye.

Devlette olsa  yapacağı inşaatın Mühendislik kurallarına uygun olup olmadığının görülmesi  için.

Yine aynı yasanın 42. maddesinde, yapılan işin kontrolünü kimin yapması gerektiği ve 45. maddede ise bunlar olmaksızın proje yürütenlerin suç işlemiş olduğu açıkça yazmaktadır.

Cezasıda Aylık asgari ücretin otuz altı katına kadar para cezasıdır diyede belirtilmiş.

Diğer taraftan Çevre mühendisleri odası Doğuç Veysioğlu ise derelere yapılan müdahale ve inşaatlara dikkat çekerek  Girne, Alsancak ,Lapta ve Dikmen de yağışlarla yaşanan sel taşkın ve toprak kayması olayları ile ilgili teknik raporunu sundu.

Raporda Girne-Lapta istikametindeki ana yolu su basmasını önleyici menfez ve drenaj sistemlerinin yeterli olmadığına dikkat çekildi.

Raporda ayrıca suyu önleyici setlerin standartlara uygun yapılmadığı ve yağmurda yıkıldığı, dere ve yapıların altındaki menfezlerin de yetersiz olduğuna da işaret edildi.

Rapora göre yolda Mühendislik hatası bulunduğunada ayrıca vurgu yapılmış.

 Raporda ayrıca menfez ve drenaj sistemlerinin sel günü oluşan yağışa göre yetersiz olduğu tespiti de yer aldı.

Basına çok fazla yansımadı ama bir şey daha söyledi Çevre Mühendisleri Odası Başkanı;

Derelerin korunması ve geliştirilmesinden sorumlu kurumlar yasanın kendilerine yüklediği görevleri yerine getirmemektedirler.Dere yatakları ve derelerin üzerine kurulmuş set/bent yapılarının temizlik ve bakım işlerinden Kaymakamlıklar ve Su İşleri Dairesi sorumludur dedi.

Başbakan Erhürman, ise  menfezlerin gelen kirlilik dolayısıyla tıkanması sonucu felaketin yaşanmasının en önemli olaylardan biri olduğunu söyleyerek bunu teyid etti.

Bunun da düzenli temizlik yapılması gerektiğini gösterdiğini aktardı.

Her iki rapordan da ortaya çıkan ve benim anladığım sonuç şu;

Kanuna göre Belediye sınırları içinde yol veya bina inşası Belediyenin iznine bağlı.

Yani Ciklosta yanlış yapılan standartlara uygun olmayan yol ile ilgili  inşaat işlerinde sorumluluk Belediyeye ait.Çünkü herhangi bir projesi vizesi olmayan inşaata izin verdi.

Üstüne üstlük Mühürlemedi.

Buraya kadar  gösteriyor ki yol inşaatının yapıldığı dönemde bunun yapılmasına  gözyuman Ciklosun sorumluluğu hangi Belediyede ise o Belediye Başkanı ve idaresi sorumlu.

Dere yatakları ve derelerin üzerine kurulmuş set/bent yapılarının temizlik ve bakım işlerinden 

Kaymakamlıklar ve Su İşleri Dairesi sorumlu olduğuna görede Girne, Alsancak, Lapta ve Dikmen de

 yağışlarla yaşanan sel taşkın ve toprak kayması olaylarının sorumlularıda Kaymakamlık ve Su İşleri dairesi.

Bu olayların yaşanmasına sebep olan dönemin Kaymakamı veya Kaymakamları ile Su işleri dairesi Müdürü.

Kazanın üzerinden 4 raporun Başbakana sunulmasının üzerinden 3 ay geçti.

4 can gitmiş.Yüzbinlerce Lira  zarar ziyan var.

Kamunun, vatandaşın  parası sel olup gitmiş.

Kamu vicdanı rahatsız.

Sorumluları bulmak bedelini ödetmek zormu. Bekleyip göreceğiz.

Unutmayın Mühendislik hesaplarına uyulmadan yapılan bir bina nasıl yıkılırsa, edebi bir kanun olan

 adaletten mahrum bulunan Devletlerde  öylece çökerler.