Önce küçük bir detay…

Bir gazetecilik vukuatı diyelim aslında!

Yeni Bakış Gazetesi’nin önceki gün sür manşetten verdiği haber başlığı;

“Rüşvetçi bakanın oğlu kim…”

Haberin başlığı ayrı telden çalıyor, içeriği başka telden!

Başlıkta bakan her kimse artık rüşvetçi ama oğlunun kim olduğu soruluyor…

Haberin içeriğinde ise bakanda sorun yok ama oğlu rüşvetçi!

Çelişki büyük…

Habercilik kazası da diyebiliriz!

Başka şeylerde…

Detaya gelince;

Gazetenin iddiasına göre ortada bir bakan var bir bakan oğlu bir de rüşvet veren iş adamı!

Bu haberi niçin bugün konu ettiğimize gelince…

Bu haber özellikle sosyal medyada son iki gündür konuşulan konuların başında geliyor!

Haberin küpürünü yayınlar şu başlıkları kullanıyorlar;

“Memleketi ne hale getirdiler, rezillik diz boyu, falan filan…”

Demek ki bu habere inanmışlar ve sosyal medyada konu ediyorlar!

Ya da sadece lafazanlık…

İş ola muhalefet!

Bunların hiçbir önemi yok zaten kimin ne yorum yaptığı bizi pek ilgilendirmez…

Ama haberin içeriği çok ilgilendirir!

Çok büyük bir iddia bu çünkü…

Bir bakan bir bakan oğlu ve verilen rüşvet var ortada!

Hoş bu haberi ben olsam böyle yapmazdım…

Çünkü belli ki bu haberi kim yapmış ya da yaptırmışsa bakanı da oğlunu da rüşvet veren işadamını da tanıyor demektir ki zaten iş adamının isim ve soyadının baş harflerini de yazmış!

Madem ki ellerinde bu kadar bilgi var niçin açık açık yazmamış, zaten sorun burada…

Rüşvetin belgesi olmaz diyebilirler!

O zaman elinde belge yoksa bunların sadece söylenti olduğunu bari yaz…

Ya da yasal olmayan yollardan kat izni verilen binanın dairelerdeki evraklarını araştır, bunlarla birlikte yayınla ki daha inandırıcı olsun!

Bu arada bu haber doğru değildir demiyoruz, başlık dahil çok acemice yazılmış bir haberdir diyoruz…

Bu haberde art niyet var ya da yok o da onların sorunu zaten!

Bu haber yayınlandıktan sonra bana da telefonlar gelmeye başladı…

Biz bu işlerin piri olduk ya, soran sorana!

Bir gazete ve bir iddia var ortada, ben nereden bileyim ki…

Ama kafama da takılmadı değil işte!

Hemen tüm bakanları gözümün önünden geçirdim, yetişkin oğlu olanları bir kenara yazdım…

Sadece iki bakan kaldı listede…

Zira 8 bakanın çocukları daha o kadar küçük ki!

İddialar doğruysa bu iki bakan ve oğlu sorgulanmalıdır…

Ama çok daha önemlisi, bu haberde bütün bakanlar zan altında bırakılmıştır!

Oğlu yetişkin olan ikisi çok daha fazla…

Diyeceğimiz şudur;

Bu haber doğru ya da değil!

Bakanlar Kurulu ilk toplantısında bu konuyu masaya yatırmalı ve kamuoyuna bir açıklama yapmalıdır…

Susmayın lütfen olur mu!

Siz sustukça vatandaş bu haberleri sürekli olarak ‘doğru’ olarak kabul edecektir…

İşte ondan sonra da kızmayın!

Hatta hastaneleri bile kapatın!

Tıp-İş yine tehdit etti…

Eğer istekleri olmazsa yarından itibaren Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde ameliyatlar dışında hizmet vermeyeceklermiş!

Yazının içinde de derdimiz ikinci iş filan değil diye serpiştirmişler…

Özlük hakları diyorlar başka bir şey demiyorlar!

Hastaları kendi kaderlerine terk edecekler yani…

Açlıktan öldüler bittiler ya!

Genç hekimlere 2 bin TL zam yapıldı ya…

Onlara da yapılsa hiç ses çıkarmayacaklar!

Bunlar daha da ileri gidiyor gençleri savunacaklarına emekli olanların maaşlarının da artırılmasını istiyor…

Hangi akla hizmetse artık!

Onlara önerimiz şudur;

Bu kadar şımarıklığınız artık yeter de artar bile…

Hastanın haklarını elinden alıp eylem yapmayı kendinize yakıştırıyorsanız buyurun yapın!

Hatta tamamen hastaneleri kapatın ve kendi özel kliniklerinizde çalışın…

Devlete sırtınızı dayamanız şart mı sanki!

“Onkolog olmak…”
 

“Türkiye nüfusunda bile sadece 270 civarında Onkolog var OLDUĞUNU düşündüğümüz zaman 
Bu mesleğin Tıp Doktorları Arasında ne kadar zor OLDUĞUNU ortaya koyar
Kıbrıslı bir gururumuz Ömer Diker
Parada pulda gözü yok 
Gelmiş ve Sn Ahmet Gulle ile Sn Salih İzbul Bakanlığı Günlerinde ülkeye mezun olana kadar haftada bir hizmet vermek için gelmek istemiş
Sonuç nasıl oldu
bu genç doktorumuz niye gelemedi kendileri bu soruyu yanıtlayabilir
Sn Gulle Onkologsuz Onkoloji açmayacak sözü veriyordu temel atılırken 
Sn İzbul Bakan olduğu Günler'de Umut Dişel ülkemize gelerek çalışmak istedi 1.30 saatlik bir Görüşmeden sonra sizi arar bilgi veririz denildi
Sonuç hiç kimse aramadığı için ortada
Bugün Sn Gulle ve Sn İzbul"un Mecliste Onkolog Sorununu dile getirmeleri bana biraz garip geliyor
Ya Size...”

(Raziye KOCAİSMAİL)

MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bir gazetemizin yaptığı rüşvet yayınından sonra sadece bir bakan değil bütün bakanlar zan altında kalmıştır! Konuyu hiç gecikmeden hemen bugün gündeminize almanız ve gerekli araştırmaları başlatıp sonuçlarını kamuoyuna açıklamanızı bekliyoruz. Bu konuda tek yapmamanız gereken susmaktır!

Sayın Tufan ERHÜRMAN, partinizin kurmaylarından İsmet Akim muhalefetin üzerine ölü toprağı olduğunu açıkladı. Taş size mi atıldı yoksa diğerlerine! Acaba muhalefet konusunda dozu biraz arttırmak mı gerekir dersiniz! Tartışmakta fayda var değil mi!

Sayın Faiz SUCUOĞLU, Tıp-İş’in dünkü tehdidinden sonra yapacağınız tek şey var, bakanlığın tüm anahtarlarını onlara teslim edip mahalleye dönmek! Biraz da onlar yönetsinler bakalım memleketi güllük gülistanlık yapacaklar mı!

Sayın Erhan ARIKLI, Ankara’da hem ziyaret hem de ticaret mantığıyla tanıtım konusunda ciddi temaslar içinde olduğunuzu duyduk. Bir de televizyon kanalı kurmak için start verdiğiniz yakında havaya çıkacağınız söyleniyor. Hayırlısıysa olsun deriz…

Sayın Rauf ATAÖV, okullarda mehter marşı çalınmasını konusunda protokole imzayı attınız ve topun ucuna siz oturdunuz. Olay bizi bozmaz ama bu konuda çok ağır tepkiler alacaksınız haberiniz olsun. İzmir Marşı’nı da ekleyin diyeceğiz ama birileri çok fena bozulur değil mi!

Sayın Kutlu EVREN, Merkezi Cezaevi’nde gardiyanlık için bağımlılık programları düzenlenmesi çok doğru bir karar ama önemli olan bunların uygulamaya geçmesi! Cezaevinde tekmeleyerek kedi öldüren zihniyet mahkumlara karşı daha adil olur mu dersiniz!

Sayın Kemal Deniz DANA, Mağusa Hastanesi’nde anestezi teknisyeni eksikliği nedeniyle ameliyatların yapılmayacağını biliyor muydunuz! Bu arada geçenlerde açılan sınava 20 kişi başvurup sadece bir tanesi istihdam olmayı hak ediyorsa bunu da bir masaya yatırın deriz!

Sayın Baki AYGÜN, genel seçimlerde milletvekili adayı olmanız için birden fazla partiden teklif aldığınız konuşuluyor! Gönlünüzün hangisinde olduğunu az çok biliyoruz ama hadi şimdilik açık vermeyelim değil mi…

Sayın Sibel SİBER, Cumhuriyet Meclisi yine eski disiplinsiz günlerine dönmeye başladı. Koltukların boşluğu, elinde cep telefonu ile konuşan vekiller, seviyesini çok düşük olduğu konuşmalar vatandaşın tepkisine neden oluyor…

Sayın Fuat NAMSOY, sizin heyecanla takip ettiğiniz teleferik işi sanki de olmayacak gibi geldi bize! Zira Bakanlar Kurulu bu konuda aldığı kararı iptal etmeye hazırlanıyormuş diye duyduk. Hakkınızda hayırlısı artık!

Sayın Kudret ÖZERSAY, HP’nin aylık giderlerinin epey yüksek olduğu gerekçesiyle azı meraklılar tarafından mercek altına alındığını biliyor muydunuz! Onun için bağış makbuzlarınızı iyi koruyun deriz zira bir seçim öncesinde bunlar konu edilecek!

Sayın Çelebi ILIK, bir bakanlık için yapılan güvenlik hizmeti ihalesinde bazı yasa dışı kararların alındığı yönünde kulağımıza bir şeyler fısıldandı! Konuyu ajandaya not olarak yazdık haberiniz olsun istedik!

Sayın İzzet İZCAN, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet, size ve aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin inşallah…

Sayın Şener ELCİL, sendika olarak Londra’da yaptığınız temaslarda Türkiye’yi epey şikayet ettiğinizi öğrendik. Yani bu ziyaretleri bir de Ankara’ya yapıp orada gündeme getirseniz diyoruz. Hadi biraz cesaret!

Sayın Emir ERSOY, başarılı bir anjiyo sonrası verilerin olumlu çıkmasından sonra keyfinizin yerine geldiği konuşuluyor. Öncelikle büyük geçmiş olsun, ara sıra makineyi kontrol ettirmek her zaman iyidir değil mi…

Sayın Mücahit KAYA, yani dünkü mesajda masa tenisi hezimetinde sizin adınızı vermemiştik ama siz kendiniz kaşındınız ve hezimeti deşifre ettiniz. Bu arada bir kadının mazeretini anlarız da erkeğinki ne olabilir ki…