Sevgili okurlar, ülke tarihi ve ibret alınması gereken bir süreçten geçiyor.
Hayatından memnun tek bir sektör ve kişi bile bulunmazken, aldığımız bir okur mektubu dudağımızı uçuklatacak cinstendi.
Meğerse partizanlıktan, popülizmden ve UBP içindeki kurultay ayrımcılığından sadece bu halk değil, ülkenin çok değerli, tecrübeli ve iş bilir bürokrat kesiminin büyük bir çoğunluğunun da illallah ettiğini öğrendik.
İşte artık çarpık düzenden isyan noktasına gelen bir grup bürokratın, ülkenin içler acısı durumuna getirilen bürokrasisine isyan niteliğindeki mektubu;

“Levent bey,
Özellikle son dönemde bir kısım siyasetçiler bürokratları ciddi anlamda tırpanlanmakta ve hırpalamaktadır.
Siyaseten bir sonraki seçim döneminde potansiyel olarak kendilerine rakip olabilme ihtimali olan bürokratları siyasetçiler ciddi anlamda iş yapamaz hale getirmektedir.
Siyasi tarihimiz bunun örnekleri ile doludur.
Ülke bürokrasimiz sağlıklı çalışmadığı sürece iş yapamaz hale gelmektedir. Bürokratlar ilk günden günümüze ve özellikle bu son kurultay döneminde ezilmiş, horlanmış, sindirilmiş, pasifize edilerek itibarsızlaştırılmaya çalışılmaktadır.
Her gün bu konuda pek çok arkadaşımızdan şikayet almaktayız.
Yazıktır günahtır. Bu ülke insanına namusu ile şerefi ile hizmet etmeye çalışan bu insanlara yapılanlara birileri dur demelidir.
Anlaşılan odur ki siyasiler gözlerine kestirdikleri bürokratları harcayabilmek için çeşitli dedikodular üreterek onları yıpratmaya kalkışmaktadır.
En son dedikodu ise ‘şu bürokrat İrsen beyci, şu bürokrat Ahmet beyci veya Derviş beyci…” Ya da ‘şu bürokratı Derviş bey atadı’ vb.
Gelinen bu nokta hiç açıcı değildir. Bürokratlar ülkemizin iyi yetmiş iyi eğitim almış bilgi birikimi ve tecrübesi olan yetenekli kişilerdir.
Zaten müşavir ordusu yaratarak pasifleştirdiğimiz iyi yetişmiş insan gücümüzü harcamaya yıpratmaya kimin ne hakkı vardır?
Bürokratlar üzerinde kurulmak istenen bu baskı nereye kadar devam edecektir.
Bürokratların yetkilerini budayarak kendisinde yada çok güvendiği bürokratlarda toplayan siyasiler bunların görünmediğini mi düşünüyorlar acaba?
Bürokratları göreve atamak nasıl üçlü kararname ile oluyorsa görevden almakta üçlü kararname mekanizmasının çalıştırılması ile olmaktadır.
Anlaşılan o ki üçlü kararname ile bürokratı görevden alamayan siyasiler ayak oyunları ile bürokratları itibarsızlaştırarak pasifize ederek yetkilerini ellerinden alarak el altından sinsice haklarında asılsız iftira ve dedikodular çıkartarak ülke bürokrasisini katletmeye kalkışmaktadırlar...
Şikayetimize sayfanızda yer verirseniz, memnun oluruz…”
(Bir grup bürokrat)

MESAJ KUTUSU

Sayın Ejder ASLANBABA, bu ülkede neyiniz varsa satıp savıp Londra’ya temelli yerleşmek için artık gün saydığınız ve bir daha tatile bile ülkeye gelmeyeceğinizi öğrendik. Şu anda dokunulmazlığınız varken bizce de en iyisini yaparsınız. Kulağımıza gelenler çok hoş değil.

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, vatandaş devlet piyangosunun yılbaşı özel ikramiyesi olan 600 bin TL’li siz kazandınız diye ortalığı ayağa kaldırdı. Aileden bile size değişik bakanlar varmış. İyi de hayatında hiç bilet almamış olan birisine ikramiye nasıl isabet eder ki? En iyisi bu konuda bir basın bildirisi yayınlamak…

Sayın Hasan SERTOĞLU, dün akşam K.Çiftlik örgütünde arkadaşlarınıza ‘partim görev verirse hazırım’ mesajı vererek belediye başkan adaylığı konusunda ilk ciddi adımı attınız. Hayırlı ve uğurlu olsun. Çok akıl işi değil ama, siz zor günlerin adamısınız değil mi?

Sayın Mehmet Ali TALAT, canlı yayınlarda şu telefonu kısıp da cebinizde tutma alışkanlığınızdan artık vaz geçiniz. Hem yayın karışıyor, hem yayıncılar zor anlar yaşıyor.

Sayın Nutku KARSU, LTB bağımsız belediye başkanı adayı olmak için karar aldığınız ve bunu arkadaşlarınızla paylaştığınızı duyduk. Desenize siyaset artık sizin de genlerinize işlemiş. Allah utandırmasın…

Sayın Ahmet DERYA, CTP-BG Lefkoşa ilçe başkanlığı için parti içinde kulislere başladığınız gözlemleniyor. Bu arada yerel ara seçimlerde partiniz sizden çok şey bekliyor. Çember eylemlerinin mimarı olarak biraz düşünüp, taşının bakalım…

Sayın Kubilay ÖZKIRAÇ, son günlerde gece kulüplerinde meydan gelen ama kamuoyundan gizlenen kriminal olayların peşine düştüğünüzü öğrendik. Yanınıza birkaç koruma almakta yarar var, bu sıralar gece dünyası hiç de sağlıklı değil…

Sayın Mutlu ATASAYAN, bir veliden şikayet mesajı geldi, Dörtyol ilkokuluna biraz çeki düzen vermekte yarar var. Öğrenciler İstiklal marşını yanlış okurken, öğretmenlerin duyarsızlığı kabul edilebilecek gibi değil…

Sayın İzzet İZCAN, LTB başkanı adaylığı için solda ortak aday bulma turlarına çıktığınızı duyduk. İyi de sol şimdiye kadar birlik ve beraberlik içinde olsaydı, ülkede bu ucube durumlar yaşanır mıydı? Bizce hiç kendinizi yormayın bile…

Sayın Halil ORUN, okeyde sürekli taş çalan büyük bir sivil toplum örgütü başkanından şikayetçi olduğunuzu öğrendik. Hatta bir keresinde az kalsın birbirinize giriyormuşsunuz. Kimmiş bu hamsi kafalı acaba?

Sayın Ersin TATAR, sizin bürokratlar da artık çileden çıkma noktasına geldi. 40 adet vergi memuru yetiştirmek için ne zaman istihdam yapacağınızı soruyorlar. Biraz sesinizi yükseltme zamanı gelmedi mi daha?

Sayın Akay CEMAL, önceki akşam Hamitköy’de bir meyhanede bir bakan ve danışmanı ile koyu sohbette görülmüşsünüz. Bakanların basın desteğine en fazla ihtiyaç duyduğu bir süreçten geçiyoruz değil mi?

Sayın Fuat NAMSOY, Lapta’daki gazete bayilerine talimat verip sabahın erken saatlerinden itibaren tümünü sizin satın aldığınız iddia ediliyor. Bunun kurultay süresince devam edeceği söyleniyor. Sizin bölgeden artık hiç iade gelmeyecek desenize…

Sayın Hasan CANPOLAT, aracınızın sigortasını taksitlendirmek için yerel bankaların kredi kartı geçerli olmayınca bayramlık ağzınızı açtığınız söyleniyor. Yerel ATM cihazlarında para yatırımı bile olmuyorsa, siz hangi 12 taksitten bahsediyorsunuz.

Sayın Fatih OSMANCIK, bir müşteriniz aradı, aldığı malzemenin içinden kuş pisliği çıkınca fena halde köpürmüş. Depoyu bir elden geçirmekte yarar var.

Sayın Mahmut ANAYASA, yılların birikimi olan kitabınızın artık son rötuşlarını yapıyormuşsunuz. Dostlarınız merakla beklediklerini söylüyorlar. Şimdiden hayırlı olsun…

Sayın Serkan SÜREK, bir dostunuza Karagöz-Hacivat karikatürü çizme sözü vermişsiniz ama halen gerçekleştirmemişsiniz. Arkadaş kafaya koymuş pes edeceğe benzemiyor, haberiniz olsun…

Sayın Ünal ÜSTEL, atık toplama konusunda bir iş adamımız ‘kardeşçilik’ yaptığınızı iddia ediyor. Bu arada Güngör çöplüğünde ayrışım işlemi yapılmadığı için yakında patlamalar olabileceği iddia ediliyor. Konuya eğilmekte yarar var…




Günün Fotoğrafı



Günün Fıkrası

Kontenjan…

Hayvanat bahçesinde duran yaşlı bir aslanla, özgür olan genç bir aslan arkadaş olmuşlar.
Genç aslan, “Artık yiyecek peşinden koşmak istemiyorum” diyerek, hayvanat bahçesindeki yaşlı aslandan, kendisini de hayvanat bahçesine aldırmasını istemiş.
Birkaç gün sonra, genç aslan da hayvanat bahçesine kabul edilmiş.
İlk gün yemekte, yaşlı aslana et, genç olana muz gelmiş.
Aynı şey ikinci gün de olmuş. 10-15 gün yemekler böyle olunca, genç aslan artık sıkılmış ve yaşlı aslana sormuş:
-“Niye sana yemekte et veriliyor da bana muz veriliyor?”
-“Vallahi boşta aslan kadrosu yoktu, bakıcılarla konuştum, seni maymun kontenjanından işe aldılar...”