KKTC’de 35 bin sterline sıfır daire sahibi olunur mu?
Şöyle bir emlak ofislerini gezip araştırırsanız olmaz elbette!
Bunun Türk koçanı var, Rum koçanı var…
Rum koçanı olup, kullanılmış daireler 50 binden başlıyor, eğer Türk koçanı ise 60 binden aşağı sıfır daire bulmak mümkün değildir…
Ama son günlerde gazetelerde boy boy tam sayfa ilanlar yayınlanmaya başladı.
5 bin sterlin peşinat ver, 35 bin sterline sıfır daire sahibi ol!
5 bin sterlin her zaman bulunur, gerisini de taksite bağladınız mı, alın işte sizin de artık cillop gibi bir daireniz var demektir…
Bulut İnşaat’ın sahibi Temel Bulut’u KKTC emlak piyasasını allak bullak edip, Kıbrıs Türküne başını sokacak birer dam sağladığı için kutlarız…
Hatta alnından bile öperiz!

Buraya kadar her şey güzel de bundan sonrası da var;
Hatırlarsınız, Temel Bulut bundan bir süre önce gazetelere yine tam sayfa ilanlar verip, KKTC kimliği alamadığı için isyan etmiş ve bunun sorun olduğunu bahane ederek buradaki ofislerini kapayıp İstanbul’a taşındığını açıklamıştı…
Yani Kıbrıs Türkünü bu kadar ucuz daire sahibi yaptığı için bir anlamda KKTC devletine küstüğünü belirtmiş ve bundan böyle buradaki çalışmalarını İstanbul’dan takip edeceğini ifade etmişti…
Şu ana kadar bekledik, belki bir makam ortaya çıkar ve Temel Bulut’un bu açıklamalarını yanıtlar diye…
Ama her zaman olduğu gibi, bizim yöneticiler başlarını deve kuşu gibi kumun altına soktular ve biz de olayları sadece basından izledik…

Şimdi sıkı durun lütfen;
Temel Bulut, KKTC kimliği alamadı diye adayı terk etti ama niçin terk etti?
Aslında Temel Bulut kamuoyuna yanlış bilgi verdi.
Temel Bulut’un vatandaşlığı 2012 yılının hemen ilk günlerinde Resmi Gazete’de yayınlandı ve kendisi resmen KKTC vatandaşı oldu…
Ama kendisinin de dediği gibi KKTC kimliğini alamadı!
Peki niçin alamadı diye sorun şimdi?
Şimdi lütfen bir kez daha sıkı durun;
Bulut, KKTC kimliği alamadı çünkü Türkiye’deki sabıka sicili fazlasıyla kalabalıktı…
Yanlış okumadınız, şu anda elimizde Temel Bulut’un Türkiye’deki işlerini yaparken uyguladığı yasal olmayan işlerini belgeleyen çok sayıda evrak var…
Bunları önümüzdeki günlerde sizlerle paylaşacağız…
Örneğin, karşılıksız çek yazmak gibi.
Mühür bozmak, yani kaçak inşaat yapmak gibi…
Yasal olmayan yollardan elektrik akımı hırsızlığı yapmak gibi…

Sevgili okuyucu yanlış okumadınız;
KKTC emlak sektörüne girer girmez büyük fırtınalar koparan Bulut İnşaat’ın sahibi Temel Bulut, Türkiye’de yine inşaat sektöründe faaliyet gösterip, karşılıksız çek yazmak, mühür kırıp kaçak inşaat yapmak ve elektrik akımı hırsızlığı yapmaktan dolayı hüküm giymiş bir kişidir…
Ve bu zat-ı muhterem, bundan bir süre önce KKTC inşaat sektörüne girmiş, Kıbrıs Türkünü çok ucuza daire sahibi yapmak vaatleriyle 20 trilyonun üzerinde ev sahibi olma hayali ile yaşayan insanımızdan para toplamış ve şimdi de KKTC kimliği alamadığı gerekçesiyle buradaki ofislerini kapayıp, bundan böyle İstanbul ofislerinden hizmet vermeye devam edeceğini duyurmuştur…

Bu gelişmeler ışığında şimdi size sorarım;
Her şey tüm detayıyla basında yayınlandığı halde, KKTC’den tek bir yetkilinin ortaya çıkıp da bu adam kimdir, kimin nesi, kimin fesidir diye sorguladığını duyup gördünüz mü?
Ben duymadım da görmedim de…
Çünkü KKTC devleti, yapanın yanına kaldığı bir devletten ibarettir…
Hem içeriden, hem dışarıdan gelirler, Kıbrıs Türkünü yolunmuş kava çevirirler, birilerinin cepleri para ile dolar ve olan hep Kıbrıs Türküne olur…
Halkın vekili olarak meclise soktuklarımız, bakan olurlar, başbakan olurlar ama halka karşı sorumluluklarını yerine getirmezler, halkın hakkını hukukunu savunmazlar, hatta onlar kimlik verirler ve sonra da pişmiş kelle gibi gülüp karşımızda hiç utanmadan, hiç çekinmeden dururlar…

Bir kere olsun sorun be kardeşim;
Bu adam kimin nesidir?
Bu ülkede işi nedir?
Neler vaat etmiştir, ne kadar para kazanmıştır, ne kadar vergi vermiştir, halka verdiği sözleri yerine getirmiş midir, niçin buradaki ofislerini kapatıp gitmiştir, diye!
Ya da eğer bu adam buradaki yatırımlarını yarıda bırakıp giderse, vatandaşın ödenen paralarının hesabını kim geri ödeyecektir, diye…
İnsanlar altınlarını bozup, bankadan kredi alıp, bu şirkete yatırmış, hatta yatırmaya da devam etmektedir.
Ve bu şirketin sahibi pılıyı pırtıyı toplayıp, burada birkaç kişiyi vekil tayin edip ülkeyi terk etmiştir…
Hakkında Türkiye’de çok sayıda sabıka dosyası olan, burada vatandaşlığı Resmi Gazete’de yayınlanan, ver bir tek KKTC yetkilisinin yargılamadığı Temel Bulut nasıl olur da 35 bin sterline daire satabilmektedir?
Şimdiye kadar kaç kişi bu dairelerde yaşamaya başlamış, tapu almıştır?
İlgili şirketin, piyasaya özellikle de yerli inşaat şirketlerine ne kadar borcu vardır?
Bir Allahın kulu çıksın da sorsun bu adama!

Konuyu irdelemeye ve kamuoyunu bilgilendirmeye Pazartesi günkü yazımızda devam edeceğiz…

GÜNÜN FOTOĞRAFI


MESAJ KUTUSU

Sayın Nazım ÇAVUŞOĞLU,
sizin de elinizde bazı belgeler bulunduğu halde, Türkiye’de sabıkası olan bir kişiye burada nasıl olur da KKTC vatandaşlığı hakkı verirsiniz, bunun bir açıklaması var mı? Belgeleri görmediyseniz, isteyin gönderelim…

Sayın Mutlu ATASAYAN, ilkokullarda 23 Nisan törenlerinde gösteri yapacak öğrencilerden 60’ar TL giysi parası isteniyor ve bu parayı bazı aileler veremiyor. Ayrıca 20 TL’lik giysiler nasıl olur da 60 TL’ye satılıyor? Bir soruşturun bakalım…

Sayın Mehmet Salih KARALIM, önce sizin aracınız sonra da aileden başka birisinin aracı kundaklandı. Bu olayların asfalt ihaleleriyle bir ilişkisi var mı? Aralarında anlaşıp ihaleleri parselleyen şirketler hangileri?

Sayın Bünyamin MERHAMETSİZ, sizin Kaymakamlık binasında son istihdamlardan sonra her masaya iki kişi oturmaya başlamış. Daireye birkaç tane masa ve sandalye almanız isteniyor, bizden iletmesi…

Sayın Şifa ZEKİ, bazı yazıların çevirilerini evde kızınızın yaptığını öğrendik. Devletin angarya çalıştırmasının yasak olduğunu biliyorsunuzdur umarız. Bakanlar Kurulu sekreteri olarak bu duruma mutlak bir çözüm üretmelisiniz…

Sayın Eşref ÜNLÜSOYER, bu sayfadaki mesajımızı ihbar kabul edip çevreyi kirleten aracın peşine düştüğünüzü memnuniyetle öğrendik. Siz birine ceza kesin size her gün en az 10 tane ihbar yapalım. İlginizden dolayı teşekkür ederiz…

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU,
bazı sendikalar size hafta başında maydanoz hediye etmeye geleceklermiş…Kıymayı da ben getirirsem maydanozlu köfte yapacak tezgah var mı bakanlıkta?

Sayın Ali GÜLLE, Mağusa ilçesi için çok ciddi bir rakip çıktı ve bu kez epey kararlı görülüyor. CTP içindeki değişim acaba Mağusa’dan mı başlayacak diye düşündük, ne dersiniz?...

Sayın Süleyman GÖKTAŞ, Atatürk Spor Salonu’nun hem içeriden hem de dışarıdan görünüşü hiç de uluslar arası bir organizasyona yakışmadı.Özellikle konuk heyetleri getiren acenteler ele güne rezil olduklarını belirten mesajlar gönderiyorlar…

Sayın Teberrüken ULUÇAY, AB kimlik kartını cebinize koyup siz de diğer bazı vekiller gibi milli olmuşsunuz. Sizin için iyi bir yaş günü hediyesi oldu diyorlar. Sağlıklı yaşlar dileriz…

Sayın Deniz GÜRGÖZE, Savaş Bozat ve ekibine bu sıralar fena halde taktınız gidiyorsunuz. Yakında kapıya siyah çelenk koyarlarsa hiç şaşırmayın olur mu? Beni sorarlarsa ben yokum…

Sayın Mehmet CEYLANLI, tam da ilçe başkanlığına hazırlanırken Ahmet Ertaç da nereden çıktı böyle değil mi? Eğer başkan olursa partide her öğlen bol domatesli makarna menüsü çıkaracakmış. Rakip epey zorlu gözüküyor, aman dikkat…

Sayın Fatma AZGIN,
eczacılar olarak önümüzdeki günlerde çok ses getirecek eylemlere hazırlandığınızı öğrendik. Bir siz kalmıştınız eylem yapmayan doğrusu nasıl bir eylem planı uygulayacaksınız çok merak ediyoruz.

Sayın Şener ELCİL, KKTC’de uluslar arası bir konferans yapmak için Salamis Otel’in Türk malı olduğunu ispatlamak için günlerdir uğraştığınızı duyduk. Hele de bazı bakanların bu işletmenin Türk malı olduğunu bilmemesi ne ayıp değil mi?

Sayın Öntaç DÜZGÜN, uzun bir süre sessizlik döneminden sonra ortaya böyle gürültülü bir şekilde çıkmanız bazı çevrelerde şok etkisi yarattı. Yakında yeni sürprizleriniz olacağı söyleniyor, hayırdır inşallah!

Sayın Mustafa ARABACIOĞLU, bazı partilerin medya üzerinden oynadıkları oyunları açıklayacak mısınız yoksa susacak mısınız? Madem ki ok yaydan çıktı artık konuşsanız diyoruz…

Sayın Ümit BAHŞİ, yakın dostlarınıza organik yumurta dağıttığınız söyleniyor. Hayırdır yoksa sektör mü değiştirdiniz? Yanında biraz domates ve yeşil biber de olursa fena olmaz yani…

Sayın Temel BULUT, maşallah sizin polis kaydınız epey kabarık çıktı. Dünyanın başka bir yerinde dosyası bu kadar kabarık olan birisine trilyonluk işler verirler miydi acaba?

Sayın İrfan DEMİR, İskele sahilindeki arazi tartışmaları devam ederken, elimize bazı evraklar ulaştırılmaya başlandı. Umarız devletin resmi evraklarında yasa dışı bir durum yoktur. Haftaya arayacağız sizi…

Sayın Meriç ERÜLKÜ, bir zamanlar gündem yaratan açıklamalarınızdan sonra şimdi resmen kabuğunuza çekildiniz. Siyasetsiz bir hayat ne güzel değil mi? Yüzünüze renk geldi diyorlar…




Günün Fıkrası

Yolculuk sohbeti

Uçağın havalanmasını beklerken adamın yanında oturan diğer yolcu, adama dönmüş ve
- Biliyor musunuz, bir yerde okumuştum eğer yolculuk esnasında yanınızdaki ile sohbet ederseniz, seyahat süresi daha kısa geliyormuş insana.
Kucağındaki kitabı okumak üzere yeni açmış adam,kitabı yavaşça kapatmış ve adama;
- Hangi konuda sohbet etmek istersiniz?
- Bilmem ki, nükleer enerji konusunda konuşmak ister misiniz?
- Olabilir, bu ilginç bir konu olabilir ancak nükleer enerji konusuna girmeden önce size başka bir soru sorayım. Bir at, bir inek ve bir keçi, üçü de ot yiyerek beslenmelerine rağmen, keçi misket şeklinde,inek sıvı şeklinde, at ise kurutulmuş ot şeklinde dışkılar. Sizce neden?
Sohbet etmek isteyen adam, hayretle bakmış;
- Hiçbir şey aklıma gelmiyor, bilmiyorum.
Kitabını okumak isteyen adam;
- Hiç bir bok hakkında bilgin yoksa ne demeye nükleer enerji konusunda sohbet etmek istedin?