Acılı bir baba yanımdaydı geçenlerde.
Ahmet Cemiloğlu…
Acılıydı çünkü 2 sene önce 19 yaşındaki evladını kaybetmişti!
Girne’de bir otel inşaatının altında kalmıştı Cuma Cemiloğlu…
Hatta o tarihte gazeteler de manşetten vermişti bu haberi!
İki gün yazıldı çizildi ama unutuldu işte…
Bir canın bu kadar ucuz olduğu bu memlekette!
Baba Ahmet Cemiloğlu’nun unutması mümkün müydü…
Hangi baba böyle bir acıyı unutabilirdi ki!
Onun da yüreğinde derin bir yara açıldı ve hala kanıyor…
Hala gözleri nemli, benimle konuşurken de kendini zor tuttu!
Oğlu 19 yaşında, hayatının daha baharında inşaat göçüğünün altında ölüp gitmişti ve o acı hiçbir zaman bitmeyecekti…
Bağrına taş bastı çünkü yaşam devam ediyordu bir şekilde!
Ama oğlunun adını yaşatmak için bu sefer kolları sıvadı…
Amacı talihsiz gencin adını bir şekilde yaşatmaktı!
Başardı da…
Sadece iki odadan ibaret olan harabeden ibaret Karakum Anaokulu, yakın dostlarıyla birlikte öyle bir hale getirdi ki!
Sadece iki odası vardı, o ve arkadaşları sil baştan bir okul yarattılar…
Müdür odası yapıldı, öğretmenler odası yapıldı, mutfak yapıldı, yeni tuvaletler yapıldı, spor salonu yapıldı, okula klimalar takıldı, yeni bilgisayar alındı!
Hem de devletin cebinden tek kuruş çıkmadan…
Minik yavrular çağdaş ve hak ettikleri bir eğitim alsınlar diye…
1 Milyon TL’ye varan harcamadan sonra acılı babanın tek isteği vardı!
İş kazasında ölen oğlunun bu okulla birlikte adının yaşaması…
Tüm girişimler yapıldı ve baba ve arkadaşları amacına ulaştı!
Bakanlar Kurulu Karakum Anaokulu’nun ismini 19 Eylül 2015 tarihinde değiştirdi…
Karakum Cuma Cemiloğlu Anaokulu oldu okulun ismi!
Babanın yüreği hala yaralıydı ama mutluydu, çünkü talihsiz oğlunun ismi bir okulda yaşayacaktı bundan böyle…
1 yıl bile sürmedi acılı babanın mutluluğu…
Bölge muhtarı siyasi gücü belli ki epey fazlaydı acılı babayı bir kez daha yüreğinden vuracak kararı aldırdı Bakanlar Kurulu’na!
Muhtar dedi ki;
Bölge halkı bu ismi istemiyor okulunda!
Güya imza toplamışlar…
Kocaman bir yalan!
Ortada ne bir karşı görüş var ne de imza kampanyası…
Ama bizim Bakanlar Kurulu muhtarı kırmamak için imza kampanyasının belgelerini bile istemeden yeni bir karar aldı!
11 Ağustos 2016 tarihinde…
Karakum Cuma Cemiloğlu Anaokulu’nun ismi yeniden Karakum Anaokulu yapıldı Bakanlar Kurulu kararıyla!
Acılı babaya sormadılar bile…
Çünkü onun siyasi gücü yoktu!
Bir muhtar çıkmış ve onca yapılan emeği ve gencin hatırasını bir çırpıda silmişti…
Bakanlar Kurulu kararıyla!
Ve en vurucu ifade geldi baba Ahmet Cemiloğlu’ndan;
“Ben Hataylıyım diye mi böyle bir karar aldılar!”
Başbakan Hüseyin Özgürgün…
Ve diğer 10 bakan arkadaş!
Bu karar sizin hepinizin ayıbıdır…
Araştırma gereği bile duymadan acılı bir babanın yüreğini bir kez daha dağladınız!
Muhtar sizi kandırdı…
Şimdi o acılı babanın yerine kendinizi koyun ve bir kez daha düşünün lütfen!
Sonra da bu ayıbı ortadan kaldırın…
 
 
Bakanlar Kurulu’nun 16 Eylül 2015 tarihli kararı
 
Bakanlar Kurulu’nun 11 Ağustos 2016 tarihli kararı
 

Artık bu tabela okulda asılı değil
 
19 yaşında iş kazasında ölen Cuma Cemiloğlu
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, Karakum Muhtarı sizi kandırdı ve hiç araştırmadan bir okulun adının değiştirdiniz! Oysa ortada ne bir şikayet var ne de imza kampanyası. Umarız siz ve bakan arkadaşlar bu yanlıştan hemen dönersiniz. Ayrıca muhtardan da hesap sorarsınız!
Sayın Özdemir BEROVA, oğlunu kaybeden acılı babaya bir darbe daha vurulmasında sizin de payınız epey büyük! İnsan biraz araştırır, soruşturur ve sonra böyle bir kararın altına imza atar. Lütfen ölüye bari saygımız olsun!
Sayın Mustafa ALADAĞ, Karakum Anaokulu Okul Aile Birliği Başkanı olarak gencecik yaşta hayatını kaybeden bir isme yapılan saygısızlıkta başkan olarak size de büyük sorumluluklar düşüyor. Lütfen gereğini yapınız!
Sayın Rauf ATAÖV, Karakum Anaokulu’na en son ne zaman gittiniz! Lütfen bir ziyaret gerçekleştirip bu okulun nereden nereye getirildiğini gözlerinizle görün. Bu arada okula malzeme yardımı yapan iş adamları hibe ettiklerini sökeceklerini söylüyorlar bilesiniz!
Sayın Hasan SARPTEN, her nedense lavrasit ihalelerinde sizin tavsiyeleriniz hep bir şirketin ihaleyi kazanması yönünde şartname değişikliğine uğruyor. Umarız kurduğunuz derneği başka amaçlar uğruna kullanmıyorsunuzdur!
Sayın Sunalp SENCER, 20 Kasım’da yapılacak olan YDP kurultayında genel başkanlık için adınız anılmaya başlandı. Türkiye değil de Kıbrıs kökenli bir isim olarak kamuoyuna iyi bir mesaj olacak değil mi! Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Talip ATALAY, saatlerin değişmemesi konusunda Din İşleri olarak bir açıklama yapmadınız ve konuyu atladınız! Dün bir çok namaz kılan insan ne zaman namaz kılacağını şaşırdı bilesiniz!
Sayın Fikri ATAOĞLU, 3 Milyon TL’den fazla tutacak olan ormanları ilaçlama ihalesinde büyük şaibeler var ama henüz sizden resmi bir açıklama gelmedi! Şartname niçin değiştirildi, sadece bir şirketin girebileceği ihale sizce normal midir! Sağlam bir açıklama lütfen!
Sayın Mete ÖZMERTER, küçük uçaktan daha büyük bir uçağa terfi ettiğinizi duyduk, hayırlı olsun, kazasız belasız uçuşlar dileriz. Bu arada artık bize de bir tur attırırsınız değil mi! Ülkeye tepeden bakmak bakalım nasıl olacak…
Sayın Erdinç KÜÇÜKUNCULAR, Lefkoşa ve Girne’den sonra yatırımları Mağusa’ya yönlendirmeniz iyi oldu. Oralarda rekabet şimdi daha fazla kızışacak diyorlar. Rekabetin olmadığı yerde rehavetin olduğunu düşünürsek doğru karar verdiniz…
Sayın Hakan GÜLÜMSER, 5 bin Telsim yetkili ve çalışanının Kasım ayında bir haftalığına KKTC’de olacak olması gerçekten büyük bir gelişme! Ülke ekonomisi için de sonbahar dopingi olacak diyorlar. Umarız iyi ağırlarız onları…
Sayın Bilal SAN, yaklaşık bir ay sonra KKTC’deki görev sürenizin dolacağını duyduk. Bakalım uzatacaklar mı yoksa geri mi çağıracaklar! En çok da sizinle bir masa tenisi karşılaşması yapamadığımıza maraz edeceğim. Hayırlara vesile olsun artık…
Sayın İrsen KÜÇÜK, köy ziyaretleri için heyecanla gün sayıyormuşsunuz. İyi güzel de bu kez ameliyattan sonra yeme içme masalarında hep diyet yemekler olunca bakalım ne yapacaksınız. Büyük geçmiş olsun, biraz dikkat lütfen…
Sayın Hasan SADIKOĞLU, İskele’deki dev bayrak direklerinin tepesinde ne yazık ki 29 Ekim gibi önemli bir günde TC ve KKTC bayrakları yoktu! Bölge halkından tepki mesajlarınız var haberiniz olsun!
Sayın Ersin TATAR, sabah paylaşımlarında demek ki doğa resimlerinden başka resimler paylaşmak bundan böyle yapılmıyormuş değil mi! Yine de ne kadar çok takipçiniz varmış ki bu kadar yoğun tepki geldi bardağın bir de dolu tarafından bakmak gerek…
Sayın Mehmet MOREKET, geçmişte torununuzu bu kadar çok sevebileceğinizi hiç aklınızdan geçirmiş miydiniz. Bu arada kızlar çocukluklarında kendileri ile bu kadar ilgilenmediğinizden şikayet ediyorlarmış. Minik yavrunun Allah bahtını açık etsin inşallah, neneye de selamlar.