Önce devlet istihdamlar siyasi rant kapısı oldu...
Sonra Türk koçanlı olmayan devlet arazileri...
Bunu devlet bankalarından krediler izledi...
Usulsüz terfiler, taşeron şirketlerle devlete işçi alımları...
Ve sanayi arsaları!
Aytaç Çaluda vakasını duymayan kalmadı...
Bir bakanlığın özel kalem müdürüyken önce eşinin adına arsayı kaptı sonra dedikodulardan korktu bir arkadaşının üzerine yaptı ve iş arsanın satışına gelince kankalık bozuldu polislik oldular!
Neymiş çocuklarının geleceği için yapmış bütün bunları...
Devletin ensesinden geçinerek...
Bu ne bir ilk ne de son olacak!
...
Duydukça zaman zaman isyan edip çağrıda bulunuruz;
Şimdiye kadar sanayi arsaları kimlere verildi listelerle açıklayın diye!
Ne kadar safız değil mi?
Kim açıklayabilir ki bu listeyi...
Sonra rezillikleri ortaya dökülür devletin ensesinden kimlerin cebine paraları indirdikleri ortaya çıkar!
Peki bu rezillikten utanırlar mı?
Bir iki gün gazetelere manşet olur sonra unutulur gider...
Yüzleri bile kızarmaz bunların, çünkü onlar için devletin kaynaklarına eşe dosta peşkeş çekmek bizdeki siyasetin gereğidir...
Ne kadar çok verirsen o kadar çok oy alırsın, koltuğu sağlamlaştırırsın...
...
Dönelim Alayköy'deki sanayi arsası rezaletine;
Aytaç Çaluda arsanın satılmak üzerine olduğunu duyunca önce saçını başını yolmaya başladı sonra siyasileri devreye koydu...
Hakan İkizoğlu ile polislik oldular ve arsa anında Hakan İkizoğlu'nun elinden alındı...
Yani sözleşme iptal edildi...
Siyaset bir kez daha sıradan vatandaşı yendi ve kim bilir bu arsa şimdi hangi ensesi kalına verilecek?
İyi de bunun iptali jet hızıyla nasıl oldu?
İşte o başka mesele!
...
Sanayi arsaları, haliyle Sanayi Dairesi'nin uhdesindedir...
Daha doğrusu yukarıdan bir emir gelir ve kim olduğuna bile bakmadan basarsınız imzayı, çünkü bizde güçlü olan devlet değil devleti yöneten siyasetçidir...
Siyasi erk ne derse o olur!
Peki Hakan İkizoğlu'un ismine olan arsanın iptal edilmesinde kimin imzası var?
Ya da emir nereden geldi?
Nasıl olur da sözleşme tarihinin bitmesine daha iki ay varken iptal kararı çıkar?
Kesin bilgi şu;
Bu iptal kararında Sanayi Dairesi müdürünün imzası yok!
Burada hukuksuzluk var diye müdüre hanım buna imzasını koymadı...
Onun yerine imzayı kime attırdılar?
Buna da artık sorumlu bakan Serdar Denktaş cevap versin!
 
 
 
"Kiralık kalemşör"
 
Gördük de yüzsüzlüğün bu kadarını görmemiştik...
Hüseyin Ekmekçi, Aytaç Çaluda'nın 'çocuklarının geleceği' diye aldığı sanayi arsası konusunda yorum yaptı diye aile fertleri tarafından 'kiralık kalemşör olarak' suçlanıyor...
Bu yorumları sosyal medyada yapan ailenin küçük oğlu 19 yaşındaki Mustafa Çaluda...
Ortada buz gibi partizanlık var, adam kayırma var, devlet malını peşkeş çekme var hatta arsayı başkasının üstüne yaparak kandırmaca var, var oğlu var...
Herkes masum ama bunları kaleme alan bir gazeteci 'kiralık kalemşör' olmuş...
Hadi oradan be evladım!
Susun ve oturun oturduğunuz yerde bari!
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Afet ÖZCAFER, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akıncı’ya destek kararınızın şifreleri çözülmeye başladı. İddiaya göre tatil köyü yapımı için istediğiniz krediye olumsuz yanıt verilince sırf inat olsun diye Mustafa beye destek kararı almışsınız. Duyunca kulaklarımıza inanamadık ama Mağusa bu haberle çalkalanıyor bilesiniz.
Sayın Ahmet ÇALUDA, Taşpınar muhtarı ve birkaç kişiyle birlikte İrsen Küçük’e bir nezaket ziyareti gerçekleştirdiğinizi duyduk. Sohbet konusu bir türlü öğrenilememiş ama seçimler öncesi epey manidar bir ziyaret oldu değil mi?
Sayın Ertan TOSUN, yönetim kurulu üyesi olduğunuz Kalkınma Bankası’nın sınav kağıtlarını inceleme altına aldığınızı duyduk. Bazı notlar konusunda küçük dilinizi yutmak üzere olduğunuz söyleniyor. Demek ki günlerce boşuna yazmamışız değil mi? Şimdi size düşen görev bu sınavı iptal ettirmektir. Çok yakında yönetime bir sürprizimiz olacak bekleyin…
Sayın Doğan ŞAHALİ, Koop-Süt’ün peynir ambalajlarının Güney Kıbrıs’tan yolcu beraberi getirildiğini biliyor muydunuz? Koskoca bir kurum bu günleri de mi görecekti Allah aşkına! Peki ya polis kontrolünde bunlar ortaya çıkarsa kamuoyuna nasıl hesap vereceksiniz hiç düşündünüz mü?
Sayın Erkut ŞAHALİ, Mağusalı partililerin neredeyse tümü parti kurultayında genel başkanlığına aday olacağını konuşuyorlar. Geçici bir dönem için parti başkanlığı belki sizin siyasi geleceğiniz açısından iyi olabilir ama bu kez de size emanetçi demeyecekler mi? İyi düşünmekte yarar var, sizin gerçekten siyasette önünüz açık ama zamanlama yanlış.
Sayın Ahmet BAŞTAŞ, Lefkoşa Dereboyu’nda çok yakında 10 katlı bir bina inşa edeceğinizi duyduk. Yasa geçti ama çevreciler daha şimdiden eylemlere hazırlanıyor bilmenizde yarar görüyoruz. Çok sıcak bir yaz sizi bekliyor…
Sayın Hasan SÖZMENER, ülkede haddinden fazla avukat sayısı olduğu konusunda yerden göğe kadar haklısınız ama zaten bir çoğu avukatlık mesleğinden başka şeylerle de uğraşıyorlar. Emlakcısı var, müteahhidi var maşallah…
Sayın İsmet AKİM, artık aktif siyasete girip ilk genel seçimlerde milletvekili adayı olacağınızı yakın dostlarınızla paylaşıyormuşsunuz. Elbette başınız kel değil ya size sadece vekillik değil bakanlık yakışır değil mi? Hadi bakalım hayırlısı…
Sayın Türkay TOKEL, bölgedeki ezeli rakibiniz Kemal Dürüst ile Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadar ateşkes imzaladığınız ve Cuma günkü büyük çıkarmaya hazırlandığınız söyleniyor. Dün,  Erol’un Yeri’nde ki sabah kahvesi ile barış çubuğu da tüttürdünüz mü bari?
Sayın Hasan TAÇOY, dün akşam ki yaş günü partisinde birbirinden değerli konuklar varmış. En çok da kadim dostunuz Ali Mahşeker’in hediyesi partiye damgasını vurmuş. Bakın işte şimdi biz de merak etmeye başladık doğrusu…Söz kimseye söylemeyeceğiz! 
Sayın İrsen KÜÇÜK, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine yönelik öyle bir açıklama yaptınız ki desteğinizi kime ereceğiniz yine anlaşılamadı. Şunu diyoruz açıkça hatta bir basın toplantısıyla kamuoyuna açıklasanız fena mı olurdu?
Sayın Oğuzhan HASİPOĞLU, ilk genel seçimlerde milletvekili adaşlığınız artık kesinleşmiş diyorlar. Siyasette çok birikimli bir insanın oğlusunuz, bunu iyi değerlendirirseniz işiniz kolay. Zira artık vatandaş partilerde yeni yüzler, yıpranmamış kişiler istiyor. Hayırlı olsun.
Sayın Hüseyin EKMEKÇİ, yani senin de ekmek kadar aklın yokmuş birader. Senin ne işine siyasetin rezillikleri konusunda yazılar döşersin de insanları deşifre edersin? Baksana bazı meslektaşlarına ülke güllük gülistanlık yazılar döşüyorlar…Çok ayıp sana çok…
Sayın Timuçin PİRGALIOĞLU, Lefkeli gençlere verdiğiniz seçim yemeğine çok sayıda kişinin katılması nedeniyle keyfiniz bir hayli gıcırmış. Geleceğin belediye başkan adayı için iyi yatırımlar bunlar değil mi?
Sayın Suphi COŞKUN, Mehmet Demirci ve Arif Özbayrak ile yıllar sonra aynı kare içine girince bölgede günün olayı haline gelmiş. En doğrusunu yapıyorsunuz üç günlük dünyada siyaset uğruna kırgınlığa ne gerek var değil mi?
Sayın Aykut ÜRETİCİ, zannetmeyin ki Mağusa Devlet Hastanesi’ni unuttuk! Aksine yakın takipteyiz ve müfettişlere gösterilmeyen daha onlarca dosya var. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra hepsi açılacak merak etmeyin siz…
 


GÜNÜN FOTOĞRAFI:


----------------------------------------------

Günün Fıkrası
 
Hayal kırıklığı…

İngiltere'nin saygın kız kolejlerinden birinde biyoloji öğretmeni öğrencilerden Miss
Perkins'a "Söyle bakalım, insan vücudunda uyarıldığında normal büyüklüğünün altı katına 
ulaşan organ hangisidir?" 
Öğrenci yüzü kızararak "bana bu soruyu sorduğunuzdan ailemi haberi olacak" demiş. Öğretmen başka bir öğrenciye dönmüş ve "Sen söyle Miss Sarah" demiş.
Sarah "loş ışıkta gözbebeği" yanıtını vermiş.
Öğretmen aferin dedikten sonra Miss Perkins'a dönmüş ve sana üç şey söyleyeceğim demiş: 
1- Dersine hiç çalışmamışsın bundan ailenin haberi olacak 
2-Aklın fikrin sürekli kötü şeylerde. 
3- İleride çok büyük hayal kırıklığına uğrayacaksın...