Geçtiğimiz yıllarda Kıb-Tek için 10 bin adet akıllı sayaç ihalesine çıkılmış ve bir firma ihaleyi kazanarak yurt dışından getirdiği sayaçları kuruma satmıştı.
O zan konu bir süre tartışıldı ama konu kapatıldı.
Zira ilgili firma her sayaç için 145 Euro teklif vermiş, ilgili bakanlık bu fiyatı pahalı bulmasına rağmen kabul etmek durumunda kalmıştı.
İddia şu;
SCRA marka bu sayaçlar Rum kesimi de dahil parekende 80 Euro'dan satılmaktadır.
Yani ihaleyi kazanan firma fahiş bir fiyatla bu işi almış ve normalinden çok fazla kar sağlamıştı...
...
Hadi 10 bin sayaç işi çok gerilerde kaldı...
Kıb-Tek şimdi akıllı sayaç ihalesine bir kez daha çıkıyor...
Bunun için gazetelere ilanlar verildi bile!
Gazete ilanlarında şöyle deniliyor;
"Çok miktarda muhtelif sayaç ihalesi.
120 bin adet tek faz.
15 bin adet üç faz.
5 bin adet ct'li.
3 yüz adet metering ünitlere.
Yani toplamda 140 bin tane kadar...
...
İddia şu;
Bu ihale aynı şirket için hazırlanmış adrese teslim bir ihaledir ve ilgili şirket yaklaşık 9 milyon TL kadar haksız kazanç sağlayacaktır.
Burada Kıb-Tek yönetim kuruluna iki çok ciddi sorumuz var;
Birincisi;
Rum kesiminde bile parekende fiyatı 80 Euro olan sayaç belli ki yine 145 Euro ya da ona çok yakın bir rakama satın alınacaktır.
Her şeyden önce bu ihale teknik komiteden geçti mi?
Bize gelen iddialar geçmediği yönündedir...
Bu durum yönetim kurulu başkanı İsmet Akim'e bildirildiği ve 'olamaz böyle bir şey' dediği halde niçin hemen ertesi gün ihaleye çıkılmıştır?
...
İkincisi de şu;
Ortada çok büyük bir rakam varken ihale niçin Merkezi İhale Komisyonu'na verilmemiş de Kıb-Tek satın alma komisyonunun inisiyatifine bırakılmıştır...
Yine kurum içinden bize gelen haberlere göre yönetim kurulu Merkezi İhale Komisyonu'na verilmemesini 'geç sonuçlanıyor' şeklinde gerekçe göstermiştir...
İyi de arkadaş;
Geç sonuçlanıyorsa vardır mutlaka bir hikmeti!
Bu acelecilik niye?
Bu ihalenin göz açıp kapanıncaya kadar sonuçlanmasının ardında yatan nedir?
Eğer gerçekten de Güney Kıbrıs'ta bu cihaz hem de parekende fiyatına 80 Euro'ya alınabiliyorsa ki bir kaç güne kadar bunun kanıtı faturasıyla elimize ulaşacaktır, bunu devlete 145 Euro'ya mal etmek insafsızlık değil midir?
Daha da ötesinde;
Hırsızlık, hortumlama ve haksız kazanç!
Yönetim Kurulu Başkanı İsmet Akim de dahil herkesin haberi olsun;
Bu işi sonuna kadar takip edeceğiz...
Bu arada bir dip not;
Durumu dün Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ile de paylaştık.
O da 'ben de takipçi olacağım' dedi...
Hadi bakalım...
Hep birlikte göreceğiz!



MESAJ KUTUSU

Sayın İsmet AKİM, 140 bin adet akıllı sayaç ihalesinde aman dikkat edin de sizi dolduruşa getirmesinler. Bu konuda ciddi iddialar var ve sizin gibi dürüst ve hassas bir kişi ansızın kendini bir anda karanlık işlerin içinde bulabilir.

Sayın İsmail ARTER, belediye başkanlığı seçimlerinde DP’nin adayı olmaktan bağımsız adaylığa geçişiniz ilk bakışta sizin için büyük şan olarak görülebilir ama bölgeden bazı UBP’liler ters etki yapacağını konuşmaya başladılar ile. Uyanık olmakta yarar görüyoruz…

Sayın Okan HACI ALİ, şirkette ki hırsızlık olayının 8 milyon TL’ye kadar çıkabileceği haberleri gelmeye başladı. Siz eşeledikçe başka suistimaller çıkacağa benziyor. Bir insan bu kadar da ekmek yediği kapıya ihanet etmez ki! Büyük geçmiş olsun…

Sayın Tuncer ARİFOĞLU, Kalkınma Bankası yönetim kurulu başkanlığı konusunda DP’yi karpuz gibi ortadan ikiye bölmeyi başardınız. Parti içi muhalefet önümüzdeki günlerde Serdar beyin başını çok ağrıtacağa benziyor. Hakkınızda hayırlısı artık!

Sayın Derviş EROĞLU, Kudret Özersay artık ufaktan dokundurmaya başladığına göre bunun arkası mutlaka gelecektir diye söylentiler yayılmaya başladı. Bu arada içimizden bir his 2015’deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday olmayacaksınız diyor, ne dersiniz?

Sayın Bilen SAYILI, adaylığınız açıklandıktan sonra ne olduysa oldu, partili partisiz çok sayıda kişi muhalefete başladılar. Bu işin önünü kesmek için şimdiden önlem almakta yarar görüyoruz, bizden uyarması…

Sayın Kemal HACIYARİM, Dikmen Pınarbaşı muhtar adaylığınız hayırlı uğurlu olsun. UBP örgüt başkanı olarak Yüksel Çelebi’nin bile desteğini alıyorsanız vardır bunun bir hekmeti değil mi?

Sayın Savaş ATAKAN, Faiz Sucuoğlu ile Hasan Sertoğlu’nun arasını açmakla suçlanıyorsunuz. Hayırdır bilmediğimiz bazı hesaplar peşinde misiniz yoksa? Bakalım bu savaşın galibi kim olacak?

Sayın Rasıh REŞAT, Zorlu Töre’nin istifa etmesiyle birlikte 5 kişilik bir yemek bahsini kaybetmişsiniz. En iyisi siyasetçiler için hiç bahse girmemek değil mi? Zira kimin ne zaman ne yapacağı hiç belli değil…

Sayın Hediye YOZCU, Güvercinlik muhtar adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Bütün dualarımız sizinle…Bakalım ‘avrattan muhtar olmaz’ diyenler şimdi ne yapacaklar çok merak ediyorum…

Sayın Ahmet GÜLLE, Onkoloji Hastanesi’nin ihaleye çıkıldığını memnuniyetle öğrendik. Biraz geç oldu ama inşallah temiz olur ve bu hastane kanser hastaları için büyük bir umut haline gelir.

Sayın Çiğdem DÜRÜST, birkaç tane kadın aday zaten zor bulundu şimdi siz kalkmış onların seçimi boykot etmesini ve adaylıktan çekilmesini istiyorsunuz. Kadın adaylar işte sırf bu yüzden mutfağa teslim olurlar. Yapmayın Allah aşkına…

Sayın Mehmet ZAFER, Hüseyin Öztoprak’ın adaylığı canınızı sıkmışa benziyor ki sağda solda onun hakkında konuşmaya başlamışsınız. Şunu unutmayın ki ne kadar çok aday sizin için o kadar daha fazla şans demektir. Aksine bütün adayları desteklemeniz gerekmez mi?

Sayın Mustafa HASTAN, ilk torun için KKTC’den kalkıp Almanyalara kadar gitmişsiniz. Hayırlı uğurlu olsun, genç çifti kutlarız. Umarız daha çok torunlara sahip olursunuz…

Sayın Ali ÖZOK, yeni üniversitenizin gelecek sezona yetişmesi için alarm verdiğinizi duyduk. Bu arada Türkiye’den çok ünlü bir hocaya da rektörlük teklifi götürdüğünüz söyleniyor. Hadi bakalım hayırlısı…


Günün Fıkrası

Medeniyet…

Gümrük kapısından bir İngiliz, bir Fransız, bir Türk geçmek için bekliyorlarmış. Gümrük görevlileri valizlerini kontrol etmeye başlamış.
Önce İngiliz'in valizine bakmışlar. İçinden 7 adet don çıkmış. "Niye 7 tane?" diye İngiliz'e sormuşlar. O da "Haftanın yedi gün var. Hepsi için bir tane. Pazartesi, Salı, Çarşamba..." demiş.
"Vay be! Helal olsun medeniyete, temizliğe bak adamlardaki."
Sıra Fransız'ın valizine gelmiş, açmışlar bakmışlar 8 tane don. "7'yi anladık da niye 8?" diye sormuşlar.
Fransız "Pazartesi, Salı, Çarşamba... Hergün için bir tane, bir tane de ne olur ne olmaz diye yedek aldım" demiş.
"Vay be! Adamlardaki temizliğe medeniyete bak!" demiş görevliler.
Sıra Temel'e gelince açmışlar bakmışlar tam 12 adet don. "Vay be! Ne varsa bizim insanımızda var. Şu medeniyete, şu temizliğe bak!" Sormuşlar "Neden 12 adet?" Bizimki cevap vermiş;
"Ocak, Şubat, Mart,......"