Bu bir okur şikayetidir…

Önce bize gönderilen mesajı buradan paylaşalım;

“Ben bir otobüs işletmecisiyim, sefer saatlerim belli, işletme izni yenilemek için köyümden geliyorum Trafik Dairesi Müdürü Ahmet Aydın mesai saatleri içinde tüm memurları toplayıp doğum günü kutlaması yapıp pasta kesme partisi yapıyor.

Biz vatandaş da bekleyelim müdür beyin keyfini çünkü tüm trafik sorunları çözüldü ülkede ne kaza var ne ölüm var her şey süt liman müdürün pastası yansın mumlar yazık!..”

Okur ısrarla da adının yayınlanmamasını istiyor…

Haklı çünkü, ismi açığa çıkarsa bir dairede bu arkadaşı sürüm sürüm süründürürler!

Onun için adı bizde mahfuzdur…

Şikayet gayet açıktır aslında!

Vatandaş işini yapmak için daireye gidiyor ama masalar boş…

Çünkü hepsi müdür beyin odasında!

Yaş günü kutlaması yapıyorlar, pasta kesiyorlar…

Şimdi biz buradan bakınca ‘ne var bunda’ diye normal karşılayabiliriz ama!

Okur köyden geldiğini söylüyor…

İşini görüp gidecek!

Onun için bakış açısı doğal olarak değişik olabilir…

Aslında biz değil vatandaş haklı!

Çalışanların çalışma saatleri bellidir…

Bu saatler arasında işleri güçleri vatandaşa hizmet etmektir!

Hele de uzaklardan gelenlerin ruh halleri bizden çok daha değişik olabilir…

Vatandaş bu fotoğraf mesai saatleri içinde çekilmiştir diyor…

Daha doğrusu iddia ediyor!

Bizi okurlarımız genelde yanıltmaz, yanlış bilgi vermek ve kendilerine de güveniriz…

Ama yine de burada Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı Trafik Dairesi’nin cevap hakkı doğmuştur…

Yargısız infaz edilmemeleri için!

Yapsınlar açıklamalarını buradan yayınlayalım…

Şu sıralar kamu reformunu tartışıp, bu konuda yorumlar yapıyoruz ya…

Bu konuda zaten eleştirilerimiz bellidir!

Ondan kes bundan kes, tasarruf yap yapmasına da vatandaş için bu pakette ne var?

Aynı tas aynı hamam görülüyor…

Oysa vatandaş kamudaki böyle düzensizliklerden artık bıktı usandı!

Usandı çünkü devlette çalışanlar aslında halkın birer hizmetlisi olduklarını unutuyorlar…

Onları hor görüyorlar, tersliyorlar, işlemlerin çabuklaştırılması için çaba sarf etmiyorlar!

Böyle olunca da işte böyle yaş günü partileri de insanların gözüne batıyor…

Burada soru gayet basittir;

Bu fotoğraf, vatandaş dışarıda kuyrukta beklerken, mesai saatleri içinde mi çekilmiştir?

Eğer öyleyse ayıp etmişler…

Değilse de buyursunlar açıklasınlar!

..............

Ev kirasını ödemeyen bu gazeteci kim?

Biz gazeteciler de aslında değişik tipleriz…

Asar, keser ama iş pratiğe geldi mi aynanın karşısına geçip bakmayız!

Hele de bazıları var ki…

Ekranlara çıkıp atıp tutarlar, işaret parmaklarını öne ve arkaya sallayarak der vereceklerini haykırırlar!

Çünkü onlar hep sözde vatandaşın yanındadırlar…

Onların haklarını sözde savunurlar!

Ama iş ev sahibine kirayı ödemeye gelince ansızın hak yiyici olurlar…

Bu yazıyı okuyan kendini mutlak bilecektir çünkü ona özel yazdık!

Tam 3 sene aynı evde kiracı olarak oturdu…

Sonra pılıyı pırtıyı topladı, başka eve taşındı!

3 yıllık borcunu ödemeye de hiç hevesli değil, artık bir kere tokatladı ya ev sahibini…

Sadece şunu bilsin;

Bu üç kağıt artık birileri tarafından biliniyor, atıp tutarken ona göre haddini bilsin diye bu yazı kaleme alınmıştır!

“Kınıyorum…”

“Dün gece saat 02.30 da oğlumun rahatsızlanması üzerine nöbetçi eczaneye ilaç almaya gittim. Ancak nöbetçi eczane çoktan kapatmıştı ve telefonlara da cevap vermiyordu. Sabah ilk iş Eczacılar Birliğini aradım ve aldığım cevap şu oldu:

" Sağlık bakanlığı ve Eczacılar Birliği'nin aldığı karara ve çıkardığı mevzuata göre artık gece saat 2'den sonra nöbetçi eczaneler olmayacaktır".

Yani saat 2 ve 8 arasında ilaç gereksiniminiz olursa yapılacak tek şey devlet hastanesine gidip muayene olmanız ya da özel hastanelere bir sürü para bayılıp oralardan ilaç temin etmeniz gerekiyor.

 Hastane acil servislerindeki yoğunluğa şaşırmamak gerekir. Sağlık Bakanı çıkıp da hastanelerdeki yoğunluğu azaltmaya çalışıyoruz demesin. Halka hizmet ettiğini söylemesin. Bir doktor olarak bakanlığı ve Eczaneler Birliğini bu kararından dolayı kınıyorum ve bu durumun değişmesi için elimden gelen çabayı göstereceğimi ve bu konuyu her platforma taşıyacağımı belirtmek istiyorum.

Bakanlığı ve Eczacılar Birliğini bu uygulamalarından dolayı şiddetle kınıyorum…”

(Özgür TÜRK)

Ne alakaysa artık!

Son birkaç gündür gazetelerde tuhaf bir reklam…

Başlık gayet ilginç geldi bize;

“Esnaf Gülsün Türkiye Büyüsün…”

Kısaca bir TC Bankasının esnafa verdiği kredinin reklamı bu…

Diğer bir anlamıyla seçim yatırımı!

İyi de bize ne Türkiye’deki seçimlerden?

Ya da bu alakasız reklam bizim basında ne arıyor?

İyice şaşırtmış olmalılar, seçim kazanma kaygısıyla…

...

Hangi üniversiteler?

“Özel üniversiteler (en azından emin olduğum o en “büyükler”) hâlâ çalışanlarının maaşlarını doğru beyan etmeyerek (ayda iki ödeme yaparak, birisi resmi beyan edilen, diğeri ise beyan edilmeyen) hem devleti hem de çalışanlarını çalmaya devam ediyorlar.

Devlet vergi gelirinden kaybediyor, çalışan ise yatırımlarından.

Bunu da “herkes” biliyor ama bir şey de yapıl(a)mıyor.

Ama “adalet, eşitlik, haysiyet” sloganları havada uçuşmaya devam ediyor.

Kır artık şu zincirlerini siyaset!

(Hasan Ulaş ALTIOK)