Pakistan’dan karnını doyurmak, ekmek parasını kazanmak için geldi…

Önüne çıkan ilk inşaata girdi, iş istedi, işi kaptı!

Girne sahillerinde 5 yıldızlı bir otelin inşaatıydı…

Birkaç hafta çalışıp iş kazası geçirdi, beton zemine çakıldı!

Birkaç hafta sonra da hayatını kaybetti…

Bir can gitti de bu kimsenin umurunda oldu mu!

Olmadı, olmayacak ta…

Bir can gitti ama kimseye sormayacak, niçin kaçak çalıştırılıyordu diye!

Bu tür olayları daha önce de yaşadık, yaşamaya devam edeceğiz…

Birileri bedel ödemedikçe de bunun ardı arkası kesilmeyecek!

Tıp-İş dün yine Lefkoşa Devlet Hastanesi’nde eylem yaptı…

Ameliyatlar dışında hastanede hizmet verilmedi!

Tedavi görmeye gelenler özel hastanelere gitti…

Ama devlette çalışıp hasta bakmayanlar, ikini iş yaptıkları özel hastanelerde hastalara baktılar!

Bir de derdimiz ikinci iş değil diye halkı kandırmaya çalışıyorlar…

Aslında ne istediklerini kendileri de bilmiyorlar!

Alt yapı diyorlar, özlük hakları diyorlar…

Emekli hekimlerin de maaşları artsın diyorlar, başka bir şey demiyorlar!

Ne gariptir, hastanenin geçmiş hükümetler döneminde sıcak suyu akmaz, asansörleri çalışmaz, merkezi ısıtma sistemi çökmüşken, eylem yapmadılar ama şimdi bütün bunlar onarılmışken, uyduruktan bahanelerle hasta bakmıyorlar…

İstihdamlar gırla gidiyor…

Geçmiş yıllarda CTP döneminde işten atılanlar, bu hükümet döneminde tekrar işe alınıyorlar!

Bunlar söz verdi ya, biz iktidara gelince sizi yine alacağız diye…

Örgütlerin de baskılarıyla münhalsiz, sorgusuz, sualsiz devlet dairelerine arka kapıdan partili gençler istihdam ediliyor!

Partizanlık ve popülizm yine hortladı…

Ülkede hekim, hemşire, polis eksikliği var ama bunlar uyduruktan yerlere istihdam yapıyorlar!

İşe göre adam değil, adama göre iş meselesi…

Yeter ki örgüt başkanları mutlu mesut olsun!

Partililerinin önünde yüzleri kızarmasın diye…

Dün Lefkoşa’da Araç Kayıt Dairesi’nde vatandaş ile çalışanlar arasında kavga çıktı…

İnsanlar çalıştıkları iş yerlerinden izin alıp ruhsat borçlarını yatırmak için daireye geliyorlar ama saat 11.00’de kapılar yüzlerine kapanıyor!

Çünkü kuyruğun sonu yok…

Hükümet af çıkardı diye göğsünü gere gere bunun reklamını yapıyor ama belli ki yığılma olacağını kestirememiş ve bir önlem almamış!

Nasıl olsa vatandaş eşek gibi gelip veznelerin önünde uzun bir bekleyişten sonra parasını ödeyecek…

Bir barakanın içinde yüzlerce kişi!

Devlet vatandaşının hizmetçisi olduğunu unutmuş olacak ki aksine eziyet çektiriyor…

Güya sosyal devletiz ya!

Haberlere bir bakınız lütfen…

Güney Kıbrıs ile sınırlarımız tamamen eleğe dönmüş!

Kaçak et mi dersiniz, uyuşturucu mu dersiniz ne isterseniz var…

Millet artık kazancını kaçakçılıktan bekliyor!

Bizim insanımız da sağ olsun iki lira ucuz diye ve haklı da olarak alışverişini oradan yapıyor…

Bizim tarafta önlem alan yok!

Eğitim yılının neredeyse sonuna geliniyor, sendikalar ve bakanlık kedi-köpek misali kavgaya devam ediyor…

Ülkede yaşanan sorunları bu sayfaya sığdıramayız!

Sonuçta…

Sevsek de sevmesek de bir devletimiz var ama nen siyasi erk ne de onları oraya getiren halk yeteri kadar sahip çıkmıyor!

Ama Türkiye’de çenesi düşük bir danışman ‘vilayet’ deyince yaygarayı koparıyoruz…

Mübarek iki gündür bildiri yağmuru var!

Devlete sahip çıkmazsak, kişisel menfaatlerden vazgeçmezsek, bundan böyle çok daha ağır hakaretlere maruz kalacağız…

Onun için ekranda şovdan başka bir şey yapmayan bir dangalağa değil!

Lütfen kendimize bakalım artık…

“İçimizdeki yamyam fareler…”

“Eskiden gemilerde fareleri yok etmek için İngiliz gemilerinde uygulanan bir metot vardır.
Bir tane fareyi canlı olarak yakalayıp boş bir tenekeye koyarlar ve günlerce aç bırakırlar.
Sonra bir gün yakaladıkları küçük bir fareyi bu farenin yanına koyarlar. Günlerce aç kalmış olan fare yeni koyulan fareyi yer.

Sonra bir daha bir daha derken yamyam bir fare elde ederler.
Bu fare artık iyice de semirmiş ve kuvvetlenmiş olur.

Sonra bu fareyi geminin içine salarlar, şimdi ortada tebdil kıyafet gezen güçlü kuvvetli bir yamyam fare vardır ve bu fare rahatlıkla diğer farelerin yanına sokulur ve yakaladığını yer.

Böylece gemi farelerden temizlenir.

İçimizdeki yamyam fareleri fark edip derhal bertaraf edebilmemiz dileğiyle…”

(Fatih OSMANCIK)

Her yerde torpil!

Haklarının yendiklerini iddia eden bazı hemşireler isyanları oynuyor…

Yine partili kurmayların telefonları işlemiş ve Sağlık Bakanlığı’na ikinci derece bir hemşire görevlendirilmesi gerekirken üçüncü derece bir hemşire görevlendirilmiş!

Bunda da Mağusalı bir iş adamı olan UBP kurmayının etkili olduğunu iddia ediyorlar…

Buradan Sağlık Bakanlığı’nı uyarma ihtiyacı hissediyoruz:

Eğer bu yasa dışılıkta ısrar edilirse konu mahkemeye gidecek ve biz de tarafların isimlerini buradan deşifre edeceğiz!

Vatandaş zaten devletine güvenini yitirmek üzere…

Daha fazla tahrik etmeyin!

MESAJ KUTUSU

Sayın Hamza Ersan SANER, Kamu-İş’te garip şeyler oluyor ve bu sendikada genel kurul yapılması gerekirken bir türlü yapılamıyor. Size dilekçe yazdıkları halde bir türlü ilgilenmediğiniz ve cevap da vermediğinizden şikayetler var, tamam bu sıralar epey yoğunsunuz ama burası da ilgi bekliyor!

Sayın Derya KANBAY, Yiğit Bulut’un ucube açıklamalarından sonra herkes konuştu ama asıl konuşması gereken sizden hala bir tek kelimelik bir açıklama yok! Kıbrıs Türkünün yüreğine su serpmek istemez miydiniz!

Sayın Mustafa AKINCI, biraz geç olsa da sigorta affı konusundaki yasayı son gün imzaladığınızı memnuniyetle öğrendik. Binlerce mağdur bu yasayı beklerken biraz daha hassasiyet göstermek gerek değil mi!

Sayın Bulut AKACAN, önümüzdeki günlerde kötü bir sürprizle karşılaşacağınız yönünde bazı duyumlar alıyoruz. Onun için bu sıralar yere sağlam basmanız öneriliyor zira ip bir koparsa geriye dönüşü olmayacak gibi gözüküyor!

Sayın Gürsel UZUN, şu anda bazı bakamlarda bulunmanız nedeniyle torpil mekanizmasında etkili olabilirsiniz ama yine de batı kararlarda ardında dayısı olmayan vatandaşları da düşünmek gerek değil mi! Bir de makamların geçici olduğunu da unutmamak gerek!

Sayın Savaş ATAKAN, partiniz ve genel başkanınız Başdanışman’ın abuk açıklamaları karşısında çok hafifte kalan bir açıklama yaptı ama maşallah siz sosyal medyada bütün kamuoyunu tarafından beğenilen bir tepki gösterdiniz! Dik durmanın faydalarını elbette ileride toplayacaksınız…

Sayın Dursun OĞUZ, olası bir kabine değişikliğinde bakanlığı kesin olan tek isimsiniz! Bu konuda bazı önemli makamlardan da destek telefonları geldiği söyleniyor! Şimdiden hazırlıklı olmanızda yara var zira an meselesi diyorlar…

Sayın Faiz SUCUOĞLU, bakanlığınızda önceki gün görevlendirilen bir hemşirenin yasal olmadığı yönünde tepkiler geliyor. Bu konuyu bir masaya yatırın çünkü ileride başınız epey ağrıyabilir. Haklarının yendiğini iddia eden hemşirelerde büyük öfke var!

Sayın Ahmet BENLİ, ülke genelinde başlatılan çevre seferberliğinde katkılarınız asal tartışılmaz ama deriz ki bu etkinliklerde takım elbise yerine bahçe elbiselerinizi giyin ki doğayla daha iç içe olsun…

Sayın Onur OLGUNER, eğer çok büyük bir sürpriz olmazsa CTP’den LTB başkan adaylığınızın kesin olduğu konuşulmaya başladı. Demek ki artık bütün gün ofiste değil vatandaşın ve özellikle de esnafın yanında olmanız gerekiyor değil mi…

Sayın Özkan MAVİOĞLU, LAÜ Mütevelli Heyeti Başkanlığı için ciddi girişimlerde bulunduğunuzu öğrendik ama o makamın o kadar çok taliplisi var ki sanki de bu iş yazı-turaya kalacak gibi geliyor bize!

Sayın Bertan ZAROĞLU, sorunları olan bir vatandaş ile çok yakından ilgilenmeniz ve onunla birlikte makamları gezmeniz faydalı oldu ve sorun da sonunda çözüldü. Böyle devam ederseniz oy potansiyeliniz her geçen gün çok daha fazla artacak diyorlar…

Sayın Ahmet LATİF, yakın çevrenizin sizin için kılıbıklık diploması hazırladığını biliyor muydunuz. Tamam hanımından korkmayan erkek yoktur ama bu kadarı da artık fazla abartılı olmuyor mu! Diploma törenine mutlaka katılacağız haberiniz olsun…

Sayın Naim PINAR, geleceği olan bir siyasetçi olarak aday olmayacağınızı söylemeniz yakınlarınız tarafından eleştirilmeye başlandı! Onun için bir kez daha düşünmeniz ve acele karar üretmemeniz öneriliyor…

Sayın Ozan ORHON, uzun süren bir uğraştan sonra nihayet önümüzde hafta İskele’de mekanınızın açılacağını duyduk. İşletmenizin bölgeye büyük renk getirileceğinizden hiç kuşkumuz yok, Allah utandırmasın artık…

Sayın Olcay KIRAÇ, küpeleriniz ve yüzüklerinizin bazı meslektaşlarınız tarafından kıskanıldığını biliyor muydunuz! Hoş çok kafaya takmayın zira onlar da takmak istiyor ama bir türlü cesaret edemiyor…