Yıl 1993;
O zaman piyasada gazeteci sayısı belli…
Devlette çalışanları bir yana koyun, toplam 50 gazeteci ya var ya yok…
Biz Halkın Sesi’ndeyiz.
Dönemin BRTK Müdürü bana ve birkaç meslektaşıma telefon açıp ‘hemen gelip işe başlayın’ dedi.
Münhal yok, sınav yok, mülakat yok!
Birkaç arkadaşım kabul etti ve hemen işe başladı, ben de teşekkür edip yerimden memnun olduğumu söyledim.
İyi mi yaptım yoksa kötü mü hala bir ikilem içindeyimdir.

Mete Tümerkan ile kahvelerimizi yudumlarken hep o yıllar aklıma geldi, bir film şeridi gibi gözümün içinde geçti…
Gençlik var, heyecan var agresiflik var…
Ve şimdi oturmuş yıllar sonra BRTK müdür odasında hem geçmiş günleri yad ediyoruz hem de içinden çıkılmaz hale gelen sorunları konuşuyoruz…
İçimiz sızlayarak!
Öyle değil mi ya, içinde meslektaşlarınızın barındığı devletin koskoca bir kurumu gözünüzün önünde kayıp giderken zil takıp da oynayacak halimiz yok ya!

İnanın bu yazıyı kime ithaf edeceğimi bile bilmiyorum…
Bildiğim şu;
BRTK’nda her ay tam 762 tane çek çıkıyor…
Bu da demektir 3 bine yakın aile buradan ekmek yiyor, helali hoş olsun…
Bunlardan 146 kişisi emekli olmuş ve emekli maaşları da buradan ödeniyor…
Devlet kuruma, kurum da çalışanlara ve emeklilere yani!
Ama bundan sonra büyük bir sorun var;
2 çalışan 8 ay önce emekli olmuş ve hala emeklilik ikramiyesini alamamış, kurumu mahkemeye vermişler…
6 çalışan da emiklilik müracaatı yapmış, belli ki onlar da aynı sorunu yaşayacak ve ikramiye maaşlarını alamayacakları için yıllardır çalıştıkları kurumu dava edecekler…
Sonra diğerleri gelecek!

Mete ile konuştuğum her şeyi yazsam bir sayfa değil 10 sayfa bile yetmez!
Onun için mümkün olduğu kadar özetleyerek yazacağım BRTK’un şu anda içinde bulunduğu durumunu.
Debelendikçe batışını yani!
Çünkü resmen batıyor, ama ne feryadını duyan var ne de ilgilenen!
Sanki BRTK bu ülkenin bir kurumu değil de uzayda başka bir gezegenin kurumu gibi bir durum hakim…
Bağlı bulunduğu Başbakanlık sessiz, paranın kaynağı Maliye Bakanlığı yine sessiz…
“Ne haliniz varsa görün” diyemiyorlar tabi ama bu sessizlik ona işaret…

BRTK’un geçmişten bugüne geçirdiği evrimi, yenilik ve değişimi yadsıyamayız.
Her gelen yönetim kendince bir şeyler yapmış, kendi inandığı doğrular çerçevesinde çalışmış.
Acı olan siyaset burada da hep ön planda olmuş ve nasıl devletin her kademesi siyasetin kurbanı olmuşsa BRTK’nu da kemirmiş durmuş.
Ve kaçınılmaz son;
Maaşını, emekli maaşını, elektrik faturalarını ödeyemeyen bir bataklık oluşmuş.
Düşünün bir kere;
Kurumun Kıb-Tek’e dile kolay tam 21 Milyon TL birikmiş borcu var…
Yılların borcu bu, giden hükümet sallamış gelen hükümet sallamış ve şalterler inince korkunç gerçek ortaya çıkmış.
Bu tarih kokan kurumun elektrik şalterleri borcundan dolayı iniyorsa bu öncelikle kurumun değil devletin ta kendisinin bir ayıbı!
Burada devleti mamur ettiler de BRTK mi kaldı diyebilirsiniz, haklı olarak!

Peki yılların birikmiş sorunları şimdi nasıl oldu da patlayarak ortaya çıktı?
Her şey devletin kamu çalışanlarına yaptığı yüzde 7’lik maaş artışıyla gün yüzüne çıktı…
Devlet çalışanına yüzde 7 zam yaptı ve bunu ödüyor ama BRTK’nu sanırız kendinden saymadığı için artış yeni bütçeye yansımadı ve tökezleme de orada başladı.
BRTK’unda geçen yıl maaşlar için yıllık 44 milyon 300 bin TL bütçe önerilirken 2014’de bu rakam sadece 44 milyon 800 TL oldu ve bu da doğal olarak emeklilik ikramiyelerine ve hazırlık ödeneklerine olumsuz olarak yansıdı.
Çocuklar bile hesap yapsa bu artışın maaşları dahi ödeyemeyeceğini bilir…
Bu bile kurumun gözden çıkarıldığının en basit göstergesi değil mi?

Başka tuhaflıklar da yok değil;
Örneğin herkes biliyor ki devlet bu ülkede özel yayın yapan televizyon kanallarına her ay ciddi bir rakam maddi katkıda bulunuyor.
BRTK’u da koskoca bir devletin kurumu ya, ona yok!
Çünkü nasıl olsa devlet maaşları ödüyor bilinci hakim…
Ama devletin desteklediği özel kanalların, BRTK’na yükümlülüklerini getirmediğini konuşan, irdeleyen kimse yok…
Devletten al cebine koy, ama BRTK’na olan hizmet ve vericilerdeki elektrik parasını bile ödeme!
BRTK nasılsa bir devlet kuruluşu, devlet onu karşılar!
Tam dört yıldır bir çok yayın kuruluşu BRTK’na olan borcunu ödemiyor ama BRTK de onların yayınlarını durdurmuyor.
Bu da tartışılacak bir durum.

Alın size traji komik bir vaka daha;
Kurum yıllar önce risk altında çalışan ve tehlikeli görevlerde bulunan çalışanlarına bir ayrıcalık tanımış ve onların maaşlarını haklı olarak birkaç yüz lira arttırmış.
Sonra her zaman olduğu gibi siyasetin çirkin yüzü devreye girmiş ve popülizm ve partizanlık sayesinde bütün çalışanlar risk ödeneği almaya başlamış.
Dağda çalışanı da, direk tepesinde çalışanı da ama masa başında oturanı hatta işe gitmeden maaş alanı da…
İşte çirkin siyasetin sonuçlarından birisi…

Sevgili Mete’ye sordum, bu işin çözümü ne diye?
Var dedi, uygulanabilir dedi…
Aslında dünyayı yeniden keşfetmiyoruz burada…
Türkiye’de neyse, dünyada neyse o…
Televizyon ve radyo kullanıcılarına 80’li yıllarda uygulanan bandrol sistemini getireceksin, sorunların yarısı böylelikle çözülecek…
Ama bizim geçmiş hükümetler ne yapmış?
Bunu kaldırarak kurumun nefes borusunu tıkamışlar…
Sonra 1993 yılında yapılan ve günümüz koşullarına cevap vermeyen yasa.
Bir kurumda 700 küsur kişi çalışırken bunlardan sadece 150 kişisi kadrolu diğer büyük bir bölümü ‘geçici’ statüde ise burada büyük bir sorun var demektir.
Kurumdaki bir çok kadroya yaklaşık 20 yıldır atama yapılmaması da başka bir sıkıntı konusu.

Ben bu satırları yazarken bir meslektaşım aradı ‘duydun mu Mete Tümerkan görevden alındı’ diye sordu…
“Araştırayım” dedim…
Bir iki yere sordum, daha alınmamış, ama öğrendim ki eli kulağındaymış…
Şimdi ben başta Başbakan Özkan Yorgancıoğlu olmak üzere devletin tepesindeki zatlara sorarım;
Mete görevden alınsa ne olacak alınmasa ne olacak?
Birileri orgazm olacaksa onu bilemem!
İyi de ya sonrası?
Sihirli bir değnek inip BRTK’nun kanayan yaralarını pansuman mı edecek, her şey güllük gülistanlık mı olacak?
Eğer olacaksa hemen şimdi alın…
Ama almadan önce onun size yazdığı yazılara bir cevap verin…
Ki devletin ciddiyetini bir görelim!

NOT: Kurumdaki tüm meslektaşlarıma çağrımdır. Siz kendi çalıştığınız kuruma sahip çıkmayıp siyasilerin oyuncağı olmaya devam ederseniz çok kısa bir sürede kavga edeceğiniz bir BRTK bulamayacaksınız. Bir süreliğine olsa da ateş-kes ilan edip kurumu kurtarmaya çalışın biz de size destek olalım. Sonradan oturup ağlamamak için!




MESAJ KUTUSU


Sayın Özkan YORGANCIOĞLU, BRTK’ndan size gönderilen hiçbir yazıya ilgi göstermediğiniz gibi cevap bile vermediniz. Hadi geçmişi bir nebze anlarız da CTP’nin hükümet olduğu bir dönemde basın emekçilerinin bu durumlara düşmesini ve kurumun içler acısı halini anlamamız mümkün değildir.

Sayın Mete TÜMERKAN, birkaç gün içinde müdürlük görevinizin sora ereceği artık devletin çeşitli kademelerinde de konuşulmaya başlandı. Bence önce siz davranın ve kurumun anahtarlarını Başbakan’a teslim edip sıkıntı ve stresten kurtulun. Bunu gururunuza yediremezseniz tüm çalışanlar Başbakanlık önüne çadır kurup sonuna kadar bekleyin…

Sayın Zeren MUNGAN, Vergi Dairesi’nin Polis Genel Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek eski araçların eksik evrakları olduğunu bu yüzden kendilerine ceza yazılmasını istediğini duyduk. Eğer bu gerçekse ortada büyük bir insanlık ayıbı var demektir. Borcu olanlara taksitlendirme yapmanızı öneririz…

Sayın Oktay KAYALP, Dumlupınar’da bir restoran işletmesini mevcut kiracısından alıp bir ahbabın kayınvalidesine verdiğiniz iddia ediliyor. Sizden böyle bir icraat beklemezdik doğrusu…

Sayın Ahmet BENLİ, ülkenin en başarılı ve agresif belediye başkanlarından birisi olarak çok yakında karalama kampanyaları başlatılması için düğmeye basıldı. Bu sıralar sinirlerinizi aldırmakta yarar görüyoruz…

Sayın Mehmet Salih KARALIM, yıllar sonra devletten iş almayı başarmış ve Lefkoşa-Güzelyurt yolunun bariyer işi size verilmiş. Yatın kalkın dua edin ki elinizde kimsede olmayan makineler var…

Sayın Teberrüken ULUÇAY, şu meşhur e-kimlik olayının akıbeti konusunda kamuoyuna bir açıklama yapmayı düşünüyor musunuz? Duyduğumuza göre öncelikli görevleriniz arasında olmadığını söylemeye başlamışsınız. Hayırdır öncelik listesinde neler var?

Sayın Mehmet HARMANCI, eğer aday olursanız size kazanacağınızı vaat edemeyiz ama partinizin tarihinde en yüksek oyu alacağını garanti edebiliriz. Bu iş kabak tadı vermeden kabul edin deriz…

Sayın Atilla ATAKANLI, yerel seçimlerde ittifak işi bozulursa partiniz sizi şimdiden aday yapmaya hazırlanıyor…Ne olur ne olmaz diye hazırlıklara şimdiden başlayın deriz…

Sayın Hüseyin ALANLI, vatandaş hükümet krizini konuşurken siz aday olduktan sonra şimdi de yerel seçim krizini konuşmaya başladı. Bir ülkede ancak bu kadar hızla gündem değişir değil mi? Allah sizi bildiği gibi yapsın…