Ülkede baş döndürücü olaylar yaşanıyor.
Hükümet kendi arasında kurultay nedeniyle karpuz gibi ikiye bölünmüşken, muhalefet ondan geri durmuyor ve birbirine düşmüş vaziyette.
Ben artık kanaat getirdim;
Muhalefet, iktidarı devirip, hükümet olmayı filan düşünmüyor.
Belki hükümet olmaya hazır olmadığı için ülkede en kötü dönem yaşanırken, bir tiyatro oynanıyor ve iktidarla uğraşacaklarına birbirleriyle didişiyorlar.
Eğer gönülden isteselerdi, dünkü gün birleşip hükümeti tarihe gömebilirlerdi.
Dün muhalefet, ayağına gelen kısmeti kendi elleriyle tepmiştir.
Oysa, UBP kurultay derdindeyken, pek ala ki muhalefet ve sivil toplum örgütleri güç birliği yaparak, bölük pörçük değil, tek vücut olarak eylem yapabilir, eylemlerini hükümet istifa edinceye kadar sokaklara kamp kurarak devam ettirebilir ve sonuca ulaşabilirlerdi.
Ama, iktidarın hırsı mecliste aynı havayı soludukları hükümetten  kendilerine bulaşmış olmalı ki, sözde ortak payda buluştukları halde, eylemde gerçekleşememiş, aksine UBP’nin ekmeğine yağ ve bal sürmüşlerdir.
Dün, bir kez daha gördük ki, UBP muhalefetin bu mantığı ile postalanamaz.
Düşünün bir kez, ülkenin ana muhalefeti bir yerden eyleme başlıyor, KTAMS başka yerden, belediye sendikası başka yerden.
TDP ise başka yerde.
Sonra TDP Genel Başkanı Mehmet Çakıcı ağır bir eleştiride bulunarak, CTP-KTAMS buluşmasını ağır sözlerle eleştiriyor.
Eylemin, CTP’lileştirildiğinden şikayet ediyor.
Sendika başkanı Kaptan da Çakıcı’yı siyasete daha yeni başladığını suçlayarak cevap veriyor.
İp orada kopuyor!
Yine söylemde iktidara ağır eleştirilerde bulunan DP ise ortalıkta yok…
Hükümet gitmeli diyor ama gitmesi için hazırlanan eyleme omuz vermiyor.
Çünkü o da aynı yanılgıya düşüp, olası bir seçimde hükümeti kendi kurma hayali kuruyor.
CTP bir yerde, TDP başka, DP bambaşka yerlerde!
UBP’nin gözü kulağı ise mahkemede…
Sonuçta, böyle iktidara böyle muhalefet yakışıyor, nafile!
Dünkü günün asıl rezaleti, elektrik kesintisi nedeniyle ertelenen kurultay görüşmesi.
Günümüzde artık sıradan işletmelerin bile jeneratörü varken, devletin bağımsız yargı organlarının içine düştüğü traji-komik içler acısı durumu.
‘Hocam akşam elektrikler kesikti çalışamadım’ örneğindeki gibi…
Devletin kaynakları geçmişte olduğu gibi UBP kurultay sürecinde har vurulup harman savruldu ama üç-ben bin liralık bir enerji kaynağını mahkemelere çok gördüler.
Kurultay sevdasına yüzlerce istihdam yapılıp, devletin tepesine ağır maddi rakamlar yüklendi ama mahkemeler elektrik yok diye duruşma yapamadı.
Bakan ve yakınları ile eşleri ve çocukları bu devletin binlerce lirasını yurt dışında harcarken, en pahalı otellerde en pahalı viskileri mideye götürürken, Allahın üç kuruşluk jenaratörünü mahkeme binasına almayı kimse akıl edemedi.
Onun için biz böyle iktidara böyle muhalefeti hiç yadırgamıyoruz.
Allah hepsini ıslah etsin!
 
 
 
 
Okur Mektubu
“Aman be amca siyaset yapmıştık”
 
“Bir zamanlar babama büyük bir söz verildi onca insanın önünde, bu ne iş nede para idi. Gün oldu babam aynı kişileri bir arada bulduğunda onlara geçmişte vermiş oldukları sözü hatırlattı gülümseyerek. İçlerinden biri aynen şöyle dedi 70 yaşında ki babama
"AMAN BE AMCA SİYASET YAPMIŞTIK" ...!!!
O gün babam olayı evde annemle konuşurlarken nasıl üzgün olduğunun farkındalığıyla, siyasetin iyimi kötümü olduğuyla ilgili gel-gitlerim oldu. Oysa yaşadıkça ve henüz kenarından seyreden bir vatandaş olarak yaşayarak öğrendim ki, siyaset; mükemmel yalancılık" ve muhteşem oyunculuk tan ibaretmiş...
Onlar kurdukları yalanlarla oynarken, arada bir de sana rol verirler, ama sana verilen sadece onlar için ne olduğunu bilmesen de iki elini birbirine vurmak ve onları seviyormuş gibi davranmaktır. Ve geçekten de öyle olur.
Onlar önde yürürken sen alkışlar, gülümsersin. içinde nelerin hatta ne küfürlerin geçtiğinin bir önemi yoktur, belki de zorunlu bırakıldığın bu saygı sevgi gösterisinde...”
(Bir okur)
 
 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Hüdaverdi İYİKAL, Tapu Dairesi’nde aylardır işe gitmeyen bir çalışan artık sıkıntı yaratma başlamış. Daire müdürü olarak dairede iç huzuru sağlamak için kaytaranları ya masaya oturtun ya da disiplin soruşturması başlatın.
Sayın Hüda AKSOY, kurultay sürecinde istihdam edilenler gençlerin bir çoğu devletten maaş çektikleri halde daireye gitmiyormuş. Bu konuda size de çeşitli şikayetler geliyormuş ama her nedense gereken yapılmıyormuş. Bu laçkalığa artık bir son verin.
Sayın Turgay AVCI, dün sabah 11.30 gibi DGP’yi ziyaret ederek Tahsin beyle UBP ilişkilerini görüştüğünüz söyleniyor. Bu iş biraz daha uzarsa yılan hikayesine dönecek ve kapıda erken seçim olduğu için zorda kalabilirsiniz. Bir Ankara ziyareti yapsanız diyoruz.
Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, bakanlıkta bir aydır daire müdürlüğü ve özel kalem boşmuş. Çalışanlar bir an önce yeni atamaların yapılmasını istiyor. Huzursuzluk daha fazla büyümeden önlem almanız isteniyor.
Sayın Habil TÜLÜCÜ, dün Kıb-Tek yetkilileri gözünüzün yaşına bakmamış ve belediye binasının şalterini aşağıya indirmiş. Uzun bir süre mum ışığında çalışacak gibi görülüyorsunuz. Romantik bir hava olacak değil mi?
Sayın Kemal OKTAR, önümüzdeki genel seçimler sendikaların seçimi olacağından parti meclisinde yaşananların intikamını almak için şimdi de milletvekili adaylığı kulislerine başlamışsınız. Yürüyün de korkmayın, arkanızda halk var…
Sayın Atilla ÇETİN, son 4 aydır işe gitmediğiniz için Tapu Dairesi’nde arkadaşlarınız epey özlemiş olsalar ki bu durumu şikayet etmeye başladılar. Ara sıra bari uğrayıp da çay kahve içip hasret gideriniz.
Sayın Tolga KINACI, sizin gibi mülayim birisinden hiç beklemezdik doğrusu. Yakında kelle alacağınızı söyleyerek bazı çalışanları çileden çıkarıyormuşsunuz. Sizden iyi kelle-paça çorbacısı olur desenize. Sirke ve sarımsağı da unutmayın olur mu?
Sayın Sami OSMANLI, önemli bir okulun kantini sizin elinizdeyken şimdi de BTMK’nın kantinini bir başkasının ismiyle işletmeye başlattığınız iddia ediliyor. Gözümüz yok ama acaba biraz da başka gençler sebeplense kötü mü olurdu?
Sayın Kemal Deniz DANA, Pazar günü 15.30 itibarıyla temizlenmedik sokak kalmadı açıklamanızdan sonra benim telefonlar susmaz oldu. Arka sokaklar dizisini izlemenizi salık veriyoruz.
Sayın Ahmet ULUBAY, İstanbul’da şirketinizin yeni bir projesinin başına atandığını öğrendik. Hayırlı uğurlu olsun. Yeni görevinizde başarılar dileriz.
Sayın Ahmet KAPTAN, dünkü eylemi CTP ile birleştirince bazı diğer muhalefet partileri fena bozulmuş. Bakalım bu gelişme ile belediye başkanlığı adaylığınız gerçek olacak mı?
Sayın Aslan BIÇAKLI, Bizim takım daha beraberliği bile görmedi. İpleri bir an önce elinize almazsanız, takımın dağılma ihtimali var. Eylemlerden fırsat bulursanız takıma da bir el atıverin lütfen.
Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Perşembe günkü büyük maç için İstanbul biletinizi ayırtmışsınız bile. AEL’e bir de Kadıköy’de yenilirseniz sakın ülkeye geri dönmeyip, oralarda yeni bir parti kurun kendinize.
Sayın Fuat NAMSOY, parti genel sekreterliği için tek aday olduğunuz ve rakip olmak için kimsenin cesaret bile edemediğini öğrendik. Umarız Karşıyaka’nın yollarını da daha fazla ihmal etmezsiniz.
Sayın Elçin ŞAHMARAN, Samandağ geziniz epey bereketli geçmiş ama dönüşte eliniz boş olunca dostlarınız epey hayıflanmış. Bir belediye çalışanı olarak aslında sizi çok iyi anlıyoruz.
Sayın Mehmet MOREKET, Kervansaray’da Vakıflar’a ait bir daireyi kiralayıp tadilat işine başlamışsınız. Yaz ayları için bir oda ayırırsınız değil mi? O manzara da Girne geceleri doyumsuz olacaktır. Hayırlı olsun.
Sayın Selim KUMBARACI, yeni yaşınızı kutlar sağlıklı mutlu nice yıllar temenni ederiz. Artık yavaş yavaş yarım asra yaklaşıyorsunuz. Şarabın kalitelisi yılından belli olur değil mi?
Sayın Ahmet İŞCAN, ülkede merhum Bülent Ecevit’e sahip çıkan tek örgüt oldunuz. Artık insanlarda vefa diye bir şey kalmadı değil mi? Kıbrıs Türk halkı adına tebrik ederiz.
Sayın Aral MORAL, şu sizin takla atan kediyi çok merak etmeye başladım doğrusu. Bir ara bir gösteri düzenlerseniz seviniriz. Bakalım bizim siyasiler gibi iyi takla atabiliyor mu?
Sayın Sibel TATAR, eşiniz MHP kurultayında ter dökerken siz de Kızılay’da mağazalarda alış veriş yaparken görülmüşsünüz. Kış sezonu fiyatları cep yakıyor diyorlar doğru mu?
 
 
Günün Fıkrası
 
Sadık köpek


Bir Avcı diğerine sordu:
Köpeğinizi satın almak istiyorum ama sadık mıdır?
-Hem de fazlasıyla sadık. Size bu konuda yüzde 100 garanti verebilirim.
-Nasıl bu kadar emin olabilirsiniz?
-Şimdiye kadar 5 kere sattım. Her seferinde de geri geldi…