Haber dün sadece iki gazetede vardı…
Belli ki aynı elden çıktı ama yayın yapılması için iki gazete seçildi.
Biri sağda diğeri solda bilinen gazeteler.
KKTC şartlarında bomba gibi haberdi!
Özer Boyacı’nın şirketlerinden sadece bir tanesi devletten izinsiz olarak dile kolay antrepodan dile kolay tam 7.5 milyon TL’lik mal kaçırdı.
Tamam mal kendi malı ama, gümrüğü ödenmediği için, bedeli ödeninceye kadar devletin malı.
Gümrüğünü ödeyeceksin, sonra ne yaparsan yap!
Devlete ödenmesi gereken bedel de az buz değil…
Özer Boyacı, devlete 1.5 trilyon ödemeden gümrükten malı kaçırdı ve parayı tam cebe indirecekken suçüstü yakalandı.
Yani devleti çaldı!

Dün gün boyu, ilgili şirketten bir açıklama bekledim.
Ne yalan söyleyeyim belki bir hata olmuştur da yanlışlık yapılmış, ya da yanlış bir anlaşılma olmuştur diye de içimden geçirdim.
Sonuçta Özer Boyacı’na şu anki imparatorluğuna hep tırnaklarıyla kaza kaza geldiğini düşünürdüm.
Açıklama beklemem de ondandı…
Boşuna beklemişim, ilgili firma bir açıklama yapmadığı için, demek ki bu suçu işlemişti…
Sonra, hiç olmazsa bari kendilerini zengin eden bu toplumdan özür dilemesi gerektiğine kanaat getirdim.
Onu da yapmadılar!

Özer Boyacı bu ülkenin en zengin işadamlarından birisidir.
Girmediği sektör de yoktur..
En son sessiz sedasız kendi bankasını kurmuş, bu sektöre de el atmıştır.
Gıda sektörünün tartışılmaz lideridir…
Beyaz eşyadan tutun da elektroniğe kadar olmadığı hiçbir sektör yoktur.
Dünyanın en iyi marka araçlarını onun şirketleri getirir.
Eğitim sektöründe de başarılı olmuş, üniversiteden liseye, ilkokula ve ana okula kadar çok büyük bir eğitim camiasının da sahibidir.

1.5 milyon TL, Boyacı ailesi için elbette çok küçük bir miktar.
Ama aile geçerli bir açıklama yapmadığı sürece acaba kaç tane 1.5 milyon TL gümrükten kaçırıldı diye de haklı olarak artık kafalarda çok soru oluşacak, koca imparatorluk böyle mi diye yorumlanacaktır.
Ama, bugün yarın ortaya çıkıp da ‘bizim müdür hata yaptı’ diye bir açıklama yapılırsa da doğrusu hiç şaşırmayacağız.

Bu arada olayı ortaya çıkaran Gümrük ve Rusumat Dairesi Müdürü ile ekibini de kutlamak lazım.
Sonuçta ülkenin en gözde şirketlerinden birinin ayıbını ortaya çıkarmışlar, olay isteyerek ya da istemeyerek basına sızmış ve ülkede tekel konumuna gelen bir aile şirketinin servetinin nasıl oluştuğuna dair emareler de gözlen önüne serilmiştir.
Ama sonuçta bu şirketten sadece gümrük bedeli istenip, küçük bir ceza kesilecekse bu da hiçbir işe yaramayacak, gümrük yolsuzlukların önü kesilmeyecektir.
Son olarak;
Ha keşke koca bir şirket böyle bir usulsüzlük yapmasaydı da biz de böyle bir yazı yazmak zorunda kalmasaydık…


GÜNÜN FOTOĞRAFI




MESAJ KUTUSU


Sayın İrsen KÜÇÜK
, ikinci tura çok az bir süre kala büyük operasyonlar yapacağınız ve parti içinde önemli isimlerin Ahmet Kaşif’ten desteğini çekip size destek beyan edeceğinizi öğrendik. Hele de bazı isimler var ki duyunca dudağımız uçukladı.

Sayın Özer BOYACI,
ülkenin önde gelen şirketlerinden birisinin gümrük kaçakçılığı yapması ülke insanında büyük hayal kırıklığı yaşattı. Eğer bunun için geçerli bir açıklamanız yoksa sizi buralara getiren bu ülke insanına bir özür borcunuz var.

Sayın Necdet NUMAN, Başbakanlığın ayarladığı bir televizyon kanalındaki programa dün katılmayarak istihdamlara olan tepkinizi çok sert bir şekilde ortaya koymuşsunuz. Hoş programcı arkadaş biraz bu işten rahatsız olmuş ama demek ki artık iyice çileden çıktınız.

Sayın Kemal DÜRÜST,
bakanlığınız döneminde Tayyip Erdoğan Ortaokulu’nu soyan bir hademeyi koruduğunuz ve işine devam etmesini sağladığınız yönünde ciddi ihbarlar gelmeye başladı. Bu arada aynı şahıs şu sıralar define işleriyle uğraşıyormuş, bilmenizde yarar var.

Sayın Mustafa ÇOBANOĞLU
, büyük bir şirketin gümrük kaçakçılığını ortaya çıkardığınız için sizi ve ekibinizi tebrik ederiz. Devletin kurumlarına yeniden güven duyulması için önemli bir başarıya imza attınız.

Sayın Faiz SUCUOĞLU, bir ara Ahmet Kaşif’e ibreyi çevirmiştiniz ama son bir hamle yaparak ikinci turda tarafsız kalma kararı aldığınızı duyduk. Ne şiş yansın ne kebap demek elbette sizin da en doğal hakkınız. 10 gün sonra bütün dertler bitecek az daha dayanın…

Sayın Turgay AVCI, parti değişince sesiniz soluğunuz tamamen kesildi ama sizin eski genel sekreter şimdi daha hür bir şekilde televizyon ekranlarında şahin kesilmeye başladı. Bu arada eski dostları da iyice boşladığınızdan şikayetler geliyor bizden uyarması.

Sayın Ahmet ZAİM, medya cinayet olaylarında katileri kendi belirlemeye başladı ama sizden hala ses seda yok. Gelişmeleri kamuoyuna aktarmazsanız, yargısız infazlar bayını alıp gidecek…

Sayın Kudret ÖZERSAY, yasa dışı istihdamlar konusunda küçük bir hareket bile hükümeti açıklama yapmaya sevk etti. Şimdi sizin göreviniz istihdamların yasal olduğuna dair belgelerin peşine düşmek olmalıdır. Bir de sınav sonuçlarını bize açıklarlarsa kim bilir belki de biz de inanırız değil mi?

Sayın Hasan BOZER,
özrü kabahatinden büyük açıklamalar yapıyorsunuz. Eğer boykot döneminde aldığınız 16 ay boyunca maaş çekinizi kabul etseydiniz işte o zaman size inanabilirdik. Bu arada Mevlid kandili tatilinin kaldırılmasında size katılıyoruz. Umarız başarırsınız.

Sayın Turgut EĞİTMEN
, masadaki bulgur köfteleri ve pilavunalar çok lezzetli olunca sizin oğlan Reşat da nihayet devlette istihdam edilmiş. Hayırlısı olsun. En kısa zamanda ziyarete gelip özellikle pilavunaların tadına biz de bakacağız.

Sayın Kadri FELLAHOĞLU,
adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun. Partiniz sizi aday göstermekle en doğru seçimi yaptı. Şimdi artık top sizde, özellikle de Sevim hanımın iki ay boyunca Lefkoşa’yı hallaç pamuğu gibi atması gerekiyor. Umarız kendisine bugün çok özel bir hediye alırsınız.

Sayın Mehmet ÇAKICI, bir yandan yerel ara seçimler diğer yandan genel seçimler için aday arayışlarınızın yoğun bir şekilde sürdüğü gözlemleniyor. Bu arada genel seçimlerde TC kökenli adaylara ağırlık veriyormuşsunuz. Demek ki iktidar kokusunu sonuçta siz de aldınız.

Sayın Ümit BAHŞİ
, Gündeme Bakış programının isim hakkını tescil ettirdiğiniz ve bundan böyle bu ismi başkalarının kullanamayacağını öğrendik. Bu arada yeni bir kanalla el sıkıştığınız ve ay başından itibaren programlara başlayacağınız söyleniyor. Hayırlı olsun.

Sayın Orhan TOLUN, işte özelleştirme böyle bir şey, geçti Bor’un pazarı sürün eşeğinizi Niğde’de. Daha durur bakalım Ercan’da tüm turizmcileri ne gibi sürprizler bekliyor. Sakinleştirici hapları hazır edin.

Sayın Mehmet AVCI,
Mağusa’daki son ölümlü kazaya bakılırsa artık belli bir yaştan sonra sürücü yaşına da bir sınırlama getirme zarureti doğmuştur. Bu konuda girişim yapmanız bekleniyor.

Sayın Sevim FELLAHOĞLU
, yerel ara seçimlerde en büyük görev sizin omuzlarınızda. Kadri bey biraz sıkılgan olduğu için organizasyonları sakın ona bırakmayın.

Sayın Erdoğan MANİ, kurultaya yeni dişlerinizi yetiştirmeye çalıştığınız söyleniyor. En keskinlerinden olsun ki olası bir kavgaya işe yarasın. Geçmiş olsun diyoruz.



Günün Fıkrası

Jokey


Üç arkadaş, üçü de birbirinin canı. Tek sorun yaşlarının artık fazlaca kemale erip, eşlerinin pek de genç olması. Günlerden bir gün biri diğerlerine:
- “Beyler benim keyfim çok kaçık. Karım beni aldatıyor galiba. Üstelik de bir marangozla.”
- “Olmaz öyle şey, sen içini ferah tut, bizimkiler aldatmaz... Ama nerden anladın?”
- “Karyolanın altında hep tahta talaşları görüyorum.”
derken ikincisi de karısından kuşkulanmaya başlar. Onun takıntısı da bir boyacı. Kuşkularının ana sebebi de karyolanın çevresindeki farklı renklerdeki çizikler ve üstüne üstlük bulunan iki adet fırça kılı.
Aradan zaman geçer ve nihayet üçüncüsü utana sıkıla derdini döker ortaya.
- “Arkadaşlar benim derdim hepinizden büyük, üstelik tam bir felaket. Karım beni aylardır bir at ile aldatıyor.”
Diğerleri:
- “Saçmalama lan olmaz öyle şey!”
- “Nasıl olmaz? Ne zaman karyolanın altına baksam hep aynı jokeyi görüyorum.”