İsmet Akim, CTP-BG’nin atadığı en iyi isimlerden biridir.
Bir çok yerde parti içi dengeler düşünülüp hatalı atamalar yapılsa da KIB-TEK konusunda bu hataya düşülmemiş, bu makamın hakkı layıkıyla verilmiştir.
İsmet Akim de dürüst ve şahsiyetli kişiliğiyle bu makamın tepesine oturmuş ve büyük özveriler göstererek kıt kaynaklarla görev ifşa etmektedir.
Dün Detay Gazetesi’ne yaptığı açıklamalarda söylemek istediğini satır aralarına saklamamış düz bir insan olduğunu göstermiştir.
Hele de özelleştirme konusunda!
Artık konunun gizli kapaklı olmadığını kurumun açıkça özelleştirmek istendiğini bunda da birilerinin rant elde etmeye çalıştığını ifade ederek, partisinin cesaret edemediğini birkaç kelime ile ifade etmiştir.
Haliyle şimdi gözler artık hükümetin büyük ortağı CTP’dedir ve asıl büyük bombayı başbakanın patlatması gerekmektedir.
Başbakan da kendi partilisi Akim gibi özelleştirme konusuna açıklık getirmeli bu konuda kendilerine yapılan dayatmaları gün ışığına çıkarmalıdır.
Akim’in katılmadığımız görüşleri ise Sayıştay denetçileri konusundadır.
Her sabah kurumda denetçi görmek 10 yıl Sayıştay başkanlığı yapmış Akim’i niçin rahatsız etmektedir?
Sonra yolsuzluklar meselesi!
Kurumda nasıl Sayıştay denetleme yapmak istiyorsa, Akim de kendinin de yolsuzluklar konusunda araştırmalar yaptığını ve günü geldiğinde bunları deşifre edeceğini söylemiştir.
Burada olmadı Sayın Akim!
Devletin malını hiç edenlerin peşine düşecek olan kurum yine devletin bağımsız organlarından Sayıştay Başkanlığı’dır…
Burada şimdiki başkana sitem filan etmenizin manası yoktur…
Elinizdeki bilgileri onlarla paylaşın ve artık bürokratların bostan korkuluğu olmadığını geneli olsa da sağda solda partiden emir almadan çalışanların da olduğunu gösteriniz…
Zira sizin kaybedecek hiçbir şeyiniz yok ki!
 
 
 
 
 
Herkese risk ödeneği olursa!
 
BRT çalışanlarına risk ödeneği konusunda Başbakan Özkan Yorgancıoğlu’nun bazı haklı yönleri var.
Doğal olarak dağda çalışana da masa başında çalışana da aynı risk ödeneğinin verilmesine karşı çıkıyor.
Peki bu risk ödenekleri kim tarafından verilmiş?
Gelmiş ve geçmiş hükümetler tarafından siyasi rant elde etsinler diye…
BRT çalışanlarına özellikle de hiçbir risk altında olmayanlara burada büyük bir sorumluluk düşüyor.
Emeğe saygı açısından bu paralardan vazgeçsinler ve siyasileri utandırsınlar…
 
 
“Midem bulandı”
 
Mağusalı çok değerli bir ağabeyimizle sohbetteyiz…
Laf dönüm dolaşıp yerel seçimlere geliyor.
Ve bir gazeteci ile bir belediye başkanının telefon konuşmasına…
Merakla sordum, “gazeteci kimdi, belediye başkanı kimdi” diye.
İkisinin adını da vermedi ve sadece iki kelime döküldü dudaklarından.
“Midem bulandı”
İyi o zaman siz halen konuşmayın, isim vermeyin…
Bunlar deşifre olmazsa, siyasetçi-gazeteci arasındaki çirkin ilişkiler de olduğu yerde kalır, hatta daha büyük boyutlara taşınır…
 
 
Tarihi geçmiş ilaç yokmuş!
 
Sağlık Bakanlığı bir gazetedeki iddiayı değerlendirdi ve açıklamasında şöyle dedi:
“Hastanelerimizde tarihi geçmiş ilaç yoktur…”
İlaçlar sürekli olarak denetleniyormuş!
Ben inanmadım doğrusu…
Daha bir ay kadar önce bir şeker hastası vatandaş bizim ofise kadar geldi ve hastaneden aldığı ilaçları gösterdi, biz de yayınladık…
O yazı çok ciddi bir belgeydi ama her nedense Sağlık Bakanlığı ne bir basın açıklaması yaptı ne de yalanladı…
Sayın Gülle’ye hatırlatalım dedik!
 
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI
 

 
MESAJ KUTUSU
 
 
Sayın Ahmet GÜLLE, sizin de izlediğiniz gibi vatandaş artık hastanelerde dayak yemeye başladı. 5 TL’si yok diye hastanede dayak atılan bir ülkenin Sağlık Bakanı olarak görüşlerinizi çok merak ediyoruz. Bu arada CTP muhalefetteyken ücretsiz muayene sözü unutulmuş olmalı ki sizden hiçbir tepki gelmedi…
Sayın Aykut ÜRETİCİ, hasta yakınına 5 TL’si yok diye dayan atan hastane çalışanını anında görevden alıp soruşturma başlatmanız memnuniyetle karşılandı. Ancak siz de taktir edersiniz ki bunlar hemen bir siyasetçi dayı bulup soruşturmayı yılan hikayesine çevirirler. Bu sizin için iyi bir sınav olacak.
Sayın Osman KORAHAN, eski Sayıştay başkanı İsmet Akim bile artık Sayıştay denetçilerinden illallah etmişse demek ki doğru yoldasınız. Bu arada İsmet bey de yolsuzluk olaylarının peşindeymiş onunla işbirliği yapmakta yarar görüyoruz…
Sayın İsmail ARTER, siz bağımsız adaysınız ama arkanızdakiler hep UBP’li vekiller. Bu da seçimlere birkaç adım geriden başlamanıza neden oluyor, seçmen de kül yutmuyor zaten. Bir yerlerde fena halde strateji hatası yapıyorsunuz gibi geliyor bize…
Sayın Cafer GÜRCAFER, devlet ihalelerine katılmama kararında umarız boykot elinizde patlamaz. Zira Türkiye’den bir çok yeni şirketin ihalelere katılabilmek için burada şirket kurmaya başladıkları gözlemleniyor, bizden uyarması!
Sayın Kadri FELLAHOĞLU, Lefkoşa Çamlıbel sokak sakinleri aradı, yaz aylarının başlamasıyla birlikte her türlü haşere de evlere şenlik saldırıya geçmiş. Lütfen sokak sakinlerini bir ziyaret edip mahalledeki kokuyu kendi burnunuzla teneffüs edin hak vereceksiniz…
Sayın Beyazıt ADALIER, bugün bölgenizden çok sayıda vatandaşla görüşme imkanım oldu bu kez gerçekten de size artık yol göründüğüne inancım arttı. Aileden bazı bireyler de rakip adaylara oy vereceğini söylediğine göre koltuk fena halde sallanıyor gibi…
Sayın Ersin TATAR, vatandaşı 13. Maaşı alamayacaklar diye korkutmaktan artık vazgeçin deriz. Devlet kaynaklarının o kadar heba edildiği UBP döneminde bile maaşlar ödendiyse şimdi hayli ödenir deriz…
Sayın Hayri ORÇAN, köye kurulan 112 acil servis size de Hızır servis gibi yetişti. Bir ara gerileme dönemine girmiştiniz ama konu sağlık olunca küskün vatandaşlar size dönmeye başladı diye duyduk…
Sayın Süleyman TODS, yıllar sonra ilk kez bir seçim sürecinde siyasete bulaşmadınız ya vardır bunun bir hikmeti değil mi? Aslında doğru yoldasınız ve Allah sizi yolunuzdan şaşırtmasın…
Sayın Mehmet KERMEOĞLU, Lefkoşa’da herkes sizin kasabın önüne astığınız dev pankartı konuşuyor. Bu konuda meclis üyesi adayı olmanıza rağmen başkan adaylarını bile çok geride bıraktınız.
Sayın Ahmet LATİF, Akdoğanlılar bu kez başkanlık yarışında sizin ezber bozacağınızı ve koltuğa oturacağınızı düşünüyorlar ama siz yine de son güne kadar sağlam basın çünkü yılların kurt başkanı var karşınızda.
Sayın Nazım BERATLI, saatli bombalar sadece sizin evde değil birçoğunda var ve en ünlü markalar bile risk gurubunda. Ancak ne var ki bu ülkede adam gibi bir tüketici derneği yok denetleyen ise hiç yok. Bir çok ünlü markanın aslında KKTC için yapılmış çakma ürünler olduğunu biliyor muydunuz?
 
 
 
 
Günün Fıkrası
 
Umut


Etine dolgun bir kadın, kucağında bebeğiyle Ankara’da otobüse biner. 
Yanına irikıyım bi arkadaş oturur. Kızılcahamam’a vardıklarında, kadın emzirmek için memesini açar, çocuğun ağzına dayar, çocuk direnir, başını öte yana çevirir, kadın uyarır, “alsana yavrum, bak yoksa amcaya veririm” der. 
Adam çaktırmadan göz ucuyla bakar, önüne döner. Bolu’ya geldiklerinde, kadın yine memesini çıkarır, çocuk yine direnir, kadın yine uyarır, “al, yoksa amcaya veririm” der. 
Adam çocuğa bakıyormuş ayağıyla, memeye bakar, önüne döner. 
Adapazarı, İzmit, aynı sahneler tekrarlanır. İstanbul gişelere gelindiğinde, kadın yine “al çocuğum, yoksa amcaya veririm” deyince... Adam patlar! 
“Hanım hanım, vereceksen ver artık, Bolu’da inecektim, senin yüzünden buralara kadar geldim!”