Reis denince benim aklıma  hemen Kızılderili filmleri gelir. Kabilenin başındaki  en yaşlı ve bilge kişi.Çocuğu ile kadını ile erkeği ile bütün kabile ondan sorulur.Savaşıda o başlatır.Barışada o karar verir.Güçlüdür kararlıdır keskin zekalıdır ve önceliği hep halkıdır.Aç kalırlarsa hesap ondan sorulu tok olduklarındada o sevilir saygı duyulur.

Bizim ülkemizde ise nedendir bu sıfat Belediye başkanlarına verilmiş.Lakin Lider anlamınada gelen bu Reis kelimesi geçen son 10 senede ne yazık ki benim için farklı bir anlam kazanmış durumda.

Nedenmi .

Bir taraftan toplum olarak yaşadıklarımız ve birtaraftanda birebir şahit olduklarım.

Aşağıda kaleme aldıklarım bundan 7 yıl kadar önce birebir bir Reis ile yapmış olduğum sohbetten alıntılardır.İsmi bende saklı.Burada yazılmasınada  gerek yok zaten.Etrafımıza baktığımızda ne yazık ki benzerlerini görmemiz mümkün.

Soru:Reis , Belediye ne iş yapar.Ama sözlük anlamında değil Kuzey Kıbrısta ne iş yapar.

-Cevap-: Aslında Belediye belde sınırları içinde halkın yaşantısını refahını ilgilendirecek  her türlü işi yapar. Helede bizim ülkede yasaya göre belediye sınırları içerisindeki inşaattan tut halkın içeceği su ,yiyeceği gıdaya kadar  herşeyden sorumludur.Halkın refahı için  gerekli kararları alır, uygular ve denetler. Ama bizim yaptığımız bu değil.

Biz seçimi kazandığımız anda  4 yıl sonraki seçimlere hazırlık yapmaya başlarız.Mesela seçim biter bitmez iş sözü verdiklerimiz kapıya dayanır.Bir kısmını alırız .Ama 1500 kişiye söz verirsin.Hepsini almam mümkün değil.Başlarız ‘’İşin tamamdır ama bunuda yapman lazım’’ diyerek topu başkasına atmaya.

İktidardaysak Hükümete atarık topu  .Bekleriz deriz Başbakan bize söz verdiği parayı aktarsın ondan sonra tamamdır ya da  ‘’Kamu sınavınıdan geçmen lazım’’.’’ Var mı belgen’’ diyerek oyalamaya.Taki  diğer seçime kadar.

Çoğu bereket bir iki oyalamadan sonra artık gelmezler.Bazen çocuklarına iş isteyenlerin arada başka işleri çıkar.Mesela İnşaat ruhsatını çıkaracak .Parasını 2-3 sene almayız.Bahçesine şebekeden su kullanır .Görmezden geliriz.Evinin inşaat  temel çukurlarını belediyenin dozeri ile kazarız.Para talep etmeyiz.Kaldırıma dükkan yapar .Birşey yapmayız.Vidanjörle atık sularını beleşe çektiğimiz çok insan var.Bu gibi işler.Oda insanı borçlu bırakır başkasına.

Bazende öyle Devlette geçici öğretmen yada işçi alarak 1 -2 dönem idare ederik.Sonra yine gelirler . Yine ayni taktik.böylelikle bir dönemi daha garantiye alırık.

Bizim halkı idare etmek çok kolaydır.Bak bunca  senedir inan hergün onlarca yalan söylemek zorunda kaldım.Çok azı  şikayet etti.Çünkü yine bana işleri düşeceklerini bilirlerdi.Seçilmedimmi.Seçildim.

Önce eşeğini kaybettirecen sonrada bulduracan kendilerine .O zamanda senden iyisi yok.

Mesela Su borcu olanları çok sıkmazdık ki borcu  biriksin. Tabii böyle olunca çok su parasıda toplayamayız ama seçimi garanti altına almış olurduk.200 TL lik su parasi borcunu bağışladığında sana oy verecek o kadar çok insan varki  inanamazsın.

Kimisinin su borçlarını ,  kimisinin kira paralarını  , farklı vergi cezalarını bağışladık. Hayvancılık  bölgesi için  seçime  doğru yer açtık. Eğer sosyal konut alanı dağıtacaksak oda seçime doğru olur ki arsa verdiklerimizden oy toplayabilelim.

-Böyle yapınca size oy vereceklerini  nerden bilirsiniz belkide size oy vermeyecekler .

-Sende öyle san. Sandıklar belli her sandıkta oy kullanacak olanlarda belli geneldee % 90 doğru çıkar.

-Halk buna inanıyor yani

-Evet başka çaresi yok zaten

-Birgün seçilmezseniz bu insanların arasına nasıl çıkacaksınız.Sonra böyle yaparak oldukça büyüjk  birde borç yapmışsınız.

-Partililerim var.Onlar yeter.Sonra onlar borcu  anlayan kadar ben emekli olurum.Gelende ne yapacaksa yapsın.

-Peki ya sizin yerinize gelen sizi ve Belediye Meclisini dava ederse ne olacak.

-O dediğin bizim memlekette  olmaz .Mutlaka hereksin bir açığı vardır.

-Bak memlektte yolsuzluk yapan bir kamu görevlisi ,Milletvekili , Belediye başkanı  şimdiye kadar bir ceza aldımı.İnanmayacaksın  ama bizim parti iktidardan gidipte yerine muhalefet geldiğinde bile ne yaptılar biliyormusun. O zaman çok korkmuştum.

-Ne yaptılar.

-Ben o zaman istifa edip bağımsız kalmıştım.Yıllarca beni yerden yere vuranlar beni kendi partilerinden aday göstermek   istediler.İşte memlekette siyaset böyle.

-Reis, Devletten nüfusa göre katkı alıyorsunuz .Bu katkıya bağlı beldelere yatırım yapıyormusunuz.Mesela nüfusu 1000 olan bir köye ayda 90 000 TL lik yatırım yapmanız için Devlet size katkı veriyor.

-Kimse bana şimdiye kadar böyle bir soru sormadı.Kişiler köylerine değil kendilerine ne yaptığınla ilgilenir.Böyle düşünürsen seçim kazanamazsın.

-Belediyecilik birçok Avrupa ilkesinde ve Türkiyedede artık farklı bir anlayışla yapılıyor .Yalnız çöp toplamak ve yol yapmak değildir Belediyenin işi.

Halkın markette yiyeceği gıda maddesinden içeceği hazır suya kadar denetleyen ve halka bilgi verendir.

Maddi gücü iyi olmayanları esenlendirebilendir.Sosyal aktivite alanları yaratıp mutlu insanlar yaratabilendir.Yaşlısına evinde tansiyonunu ölçüp kan tahlilini yaptırabilendir.

Halktan topladığı vergilerle ne yaptığını halka zaman zaman açıklayıp  hesap verendir.

-Sana Oy verecek olanların çoğu  bu saydıklarını aklından bile geçirmez.

-Peki Belediye Meclisi sizi denetlemiyormu .

-‘’Onlarda insan .Onlarında kişisel talepleri var.Onlarıda çözüyorum.Bitiyor.’’diyor.

İşte vaziyet-i ahval bu.

Ülkede Belediyeler bir bir batıyor.Bazılarının ise 2 sene sonra batsınlar diye  borçları öteleniyor.

Birgün gelip bu biriken borcun yine bizim sırtımıza yükleneceği günler yakındır.

Peki suçlu kim.3 yıl 10 ay oturan ,seçime 2 ay kala  kendine gelip biriken su parasının bağışlaması karşılığında oyunu Belediye başkanına vermeyi taahhüt edenmi.Yoksa makamın kendine sunduğu fırsatları kaybetmek istemeyen Belediye başkanımı.

Kendi kendimizle yüzleşme zamanı hala gelmedi mi.