Bilindiği gibi geride bıraktığımız haftalarda Kıbrıs’ta ralli heyecanı yaşandı. Lefkoşa’nın kuzeyi
ile güneyini içine alan bir parkurda izleyiciler yollara düşerek, ralliye yoğun bir ilgi gösterdiler.
Bireyler tarafından gösterilen bu yoğun ilgiye medya da duyarsız kalmadı. Zira konunun hem
uluslararası bir boyutu, hem de coğrafik yakınlık içeren bir haber değeri bulunuyordu.
Spora destek
Mevzumuzun medya boyutunu değerlendirmeye geçmeden önce, birkaç tespitimi paylaşmak
istiyorum. Kıbrıs Türk sporuna yıllardır uygulanan ambargolar neticesinde gerek spor
kulüplerimiz gerek ise sporcularımız uluslararası organizasyonlara katılamıyor. Bu organizasyon
bizlere bir kez daha hatırlattı ki; ülkede yapılacak olan ciddi, saygın ve kaliteli organizasyonlara
vatandaşlarımız her zaman ilgi göstermekte ve desteklemektedir. Parmağımızın arkasına
saklanarak, bu tür organizasyonları görmezden gelmek ülke sporuna yapılabilecek kötülüktür.
Bu tür organizasyonlara ev sahipliği yapmak ve gerekli alt yapıyı sağlamak devletin elindedir.
Bir turizm ülkesi olduğumuzla ilgili görüşleri katıldığımız her toplantıda dinliyoruz. O zaman bu
turizm ülkesine daha fazla spor organizasyonu getirebilmek adına çalışmalıyız.
Lefkoşa Özel Etabı
Gelelim işin medya boyutuna. Avrupa Ralli Şampiyonası’nın 9’uncu ve Ortadoğu Ralli
Şampiyonası’nın 5’inci ayağı olan Kıbrıs Rallisi’nin “Lefkoşa Şehir İçi Özel Etabı” medya
tarafından yakından takip edildi. Vatandaşlar medya sayesinde, yapılan hazırlıkları ve alınan
önlemleri öğrendi. Böylece rallinin organize edildiği söz konusu günlerde hangi yolların kapalı,
hangi güzergâhların açık olduğu bilgisi vatandaşlarla paylaşıldı. Bu konuda emeği geçenleri
tebrik eder, kazasız bir organizasyon düzenledikleri için de ayrıca teşekkür ederim. Medya bu
noktaya kadar önemli bir sınav verdi ve vatandaşları bilgilendirdi. Ancak işin bir başka boyutu
daha bulunuyor.
Canlı yayın eksikliği
Olayın bir diğer yüzü ise; rallinin başladığı saatlerde Kıbrıs Türk televizyonlarının
organizasyona olan ilgisizliği idi. Aklımda kaldığı kadarıyla Genç TV canlı telefon bağlantıları
ile organizasyon hakkında hedef kitlesine bilgi aktarırken, geriye kalan televizyonlarda
son dakika alt yazısı dahi geçmiyordu. Tüm bunları teknik ve ekonomik olanaksızlıklara
bağlayabiliriz, böylece olayın içinden sıyrılırız. Yıllardır ambargolardan şikâyet ederken, yanı
başımızda güç ve sınırlı imkânlarla organize edilen bir ralli hakkında bir satır bilgi vermemek,
sanırım organizasyona haksızlık olur.
Yayıncılığımızı sorgulamalıyız
1
Televizyonların bölgeden “canlı yayın” yapması bir başka ifadeyle naklen olarak yarışmayı
yayınlaması yasak olabilir. Rallinin televizyon yayın hakları herhangi bir uluslararası kanala
satılmış olabilir. Bu doğaldır. Ancak televizyoncularımızın bölgeye giderek, vatandaşların
ve yetkililerin görüş ve duygularını bizlere aktarması gerekiyordu. En azından orada
bulunamayanların böylesi uluslararası bir organizasyonun atmosferini hissetmeleri adına
röportajlar yapılabilirdi. En iyi alt yapıya ve donanıma sahip devlet televizyonunda bile böylesi
bir yayın düşünülmüyorsa, bizim yayıncılık anlayışımızı bir kez daha gözden geçirmemiz
gerekiyor. Protokol haberciliği mantığında hareket edersek, geleceğimiz nokta da bu olacaktır.
Gazeteler daha şanslı
Televizyonların bu sınavdan başarısız olduğunu ifade etmeliyim. En azından organizasyon
devam ederken yayınların yetersiz kaldığı söylenebilir. Ancak gazeteler televizyonlara göre
daha avantajlı bir durumdadırlar. Gazeteler canlı yayın yapmak zorunda olmadığı için ertesi
gün sayfalarını bol bol fotoğraflarla doldurdular ve ralliye geniş yer verdiler. Köşe yazılarında
değerlendirmeler yapıldı ve ralli sayfalarca habere konu oldu.
Online medyanın avantajı
Bu organizasyon bizlere bir kez daha hatırlattı ki, online medya kurumsal bir yapıya sahip
olmamasına rağmen bireylerin bilgiye en hızlı, en kolay ve en ucuz ulaştıkları bir ortam
haline gelmiştir. Yukarıda da bahsettiğim gibi ralli heyecanını ve görüntülerini izleyicilere
ulaştıramayan televizyonların yerini online medya doldurdu. Bir başka ifadeyle, ralli görüntüleri
Facebook, Twitter ve Youtube gibi sosyal iletişim ağlarında paylaşıldı ve yüzlerce kişi bu
videoları izleme olanağı buldu.
Vatandaş gazeteciliği
Konuya akademik bir bakış getirecek olursak, “vatandaş gazeteciliği” diye bir kavramdan
bahsetmemiz gerekiyor. Ralliye katılan izleyiciler cep telefonları, tabletleri veya kameraları
ile televizyonları kıskandıran görüntüler çektiler. Hatta bazı arkadaşlar bu görüntüleri
montajlayıp, sosyal ağlarında paylaştılar. Vatandaş gazeteciliği tam da böyle bir şey. Medyanın
ulaşamadığı noktalara bireyler ulaşıyor ve elde ettikleri bilgiler ile görüntüleri internet vasıtasıyla
paylaşıyorlar. Bu paylaşımların güvenirliği ve gerçekliği sorgulanabilir. O ayrı bir konu. Ancak,
bu gücü küçümseyemeyiz. İnternette ve özellikle sosyal ağlarda organize bir yapı yok, mesaj
birçok yerden gelebilir, sınırlamalar var ama, geldiğimiz noktada online medya ile geleneksel
medyayı bir birinden ayıran en temel özellikler de bunlar oluyor. Bireyler artık bu tarz bir bilgi
akışını istiyor: Süratli, ucuz, mobil ve kolay.
Abartmayalım
7 Eylül 2014 tarihli “Birbirinin gözünü oymak…” başlıklı yazısında gazeteci Başaran Düzgün
online medya ile geleneksel medyayı karşılaştırarak abartılı kullanımları eleştirmişti. Düzgün,
köşe yazısının sonunda ayrıca; “…bu sanal âlemi bu kadar abartmamak gerekir” diyerek topluma
önemli bir mesaj verdi. Tespitlere katılıyorum. İnternet kullanımı abartıldığında bağımlılık
ve psikolojik sıkıntılar yaşattığını biliyoruz. Ancak benzer bir şeyi geleneksel medya için de
söyleyebiliriz. Sabahtan akşama televizyon izlenmesi de benzer bir durum değil mi?
Önemi artıyor
Sonuç olarak içinde bulunduğumuz çağda online medyanın önemi gün ve gün artıyor.
Yukarıdaki ralli örneğinde de görüldüğü gibi geleneksel medya gerek yasal sınırlandırmalardan,
ekonomik sıkıntılardan, yayıncılık anlayışından dolayı bazı olayları hedef kitlelerine aktarmakta
zorlanıyor. Ancak online medya ve vatandaşlar bu konuda ciddi bir avantaja sahipler ve bu
avantajı da sonuna kadar kullanmaktan geri durmuyorlar.
VATANDAŞ GAZETECİLİĞİ: Ralliye katılan izleyiciler cep telefonları, tabletleri veya
kameraları ile televizyonları kıskandıran görüntüler çektiler. Hatta bazı arkadaşlar bu görüntüleri
montajlayıp, sosyal ağlarında paylaştılar.

VATANDAŞ GAZETECİLİĞİ: Ralliye katılan izleyiciler cep telefonları, tabletleri veya
kameraları ile televizyonları kıskandıran görüntüler çektiler. Hatta bazı arkadaşlar bu görüntüleri
montajlayıp, sosyal ağlarında paylaştılar.