1940’lı 50’li yılların haritalarına baktığımızda  haritalar üzerinde işaretlenmiş hali araziler , kuyular ,pınarlar ,köprüler, göller patikalar, toprak, asfalt yollar, dereler, çiftlikler, camiler ,kiliseler ,bataklıklar ,sit alanları mezarlıklar hatta zeytin ağaçları görürüz.

Bir haritaların amacı; onu okuyan kimseye yeryüzünün bir parçasını, kalıcı ayrıntıları ve konumlarıyla birlikte tanıtmak ve göstermektir.

Bununla beraber bir çok ayrıntılar ölçeğe göre küçültülmeleri sonunda görülmeyecek hale gelirler. Bu bakımdan harita yapan uzmanlar doğal ve önemli yeryüzü ayrıntılarını özel işaretlerle göstermek zorunda kalmışlardır. Bu işaretlerin şekilleri mümkün olduğu kadar gerçek ayrıntıların kuşbakışı görünüşlerine benzetilmektedir.

Yeryüzünde var olan, gözle görülür, elle tutulur coğrafi varlıklar (Yol, akarsu, bina vb.) coğrafi nesne adını alır.

 Bu coğrafi nesnelerin harita üzerinde gösterimine ise detay adı verilir. Gerçek dünyada var olan bir bina nesne iken, bunun ölçekli, belirli bir projeksiyon sisteminde harita üzerinde bir sembolle gösterilen şekli artık bir ”detay” dır.

İşte bu detayları KKTC’ nin yönetici kademesinde olanlar  ne yazık ki son 44 senede gözardı etti.

Görmezden geldi.İnşaat madencilik ve tarım sektöründe uygulamalarda özenle üzerinde durulması gerekirken es geçtik.

Dağlarımıza, ovalarımıza, inşaat alanlarımıza bakarsanız göreceksiniz.

Bu yüzden son yaşadığımız sel felaketlerinin sonuçlarınıda doğaya  değil insanoğlunun hatalarının bağlamak mümkün.

Harita okumayı okuyupta uygulamayı aklına getirmediği için.

İster bina ister altyapı olsun bir inşaatı yaparken inşaatın deprem rüzgar gibi inşaata zarar verebilecek  su ile alakalı olası tehditlere karşıda hesaplamalarını yapmanız gerekiyor.

Yapacağınız tüm inşaii faliyetlerde seller ,aşırı yağmurlara karşı gereken izolasyon ve drenaj işlerini   eksiksiz ve kuralına uygun yapmanız gerekiyor.

Mesela bugünlerde hepimizi beş mamur suppa sucuk bir hale getiren suya ve henüz tam olarak ne olduğunu anlamadığımız yaşayarak öğrendiğimiz drenajın ne demek olduğuna bakalım.

Drenaj ,genel anlamda zemindeki (topraktaki) fazla suyun yüzey veya yüzey altı kanal, boru veya diğer sistemler ile iletilerek atılmasıdır.

Bina inşaatlarında drenajın amacı toprağın su ile doygun hale gelmesinden sonra  yapılara yüksek yükler uygulamasını sağlamamak içindir.

Yani kısaca  yapıya ve içerisinde barınana zarar vermesini önlemektir.

Altyapı ve Karayollarında ki drenajın amacıda benzerdir.

Yağışlarla veya taşkınlarla oluşacak suların yapıya ve bu yapıyı kullananlara zarar vermesinin önüne geçmektir.

Bunun içinde  inşaat aşamasında hiçbir detay atlanmamalıdır.Plan ve projelere harfien uyulmalıdır.

Geçtiğimiz gün Haspolatta karayolu içerisinde yağmur sularının sel olup akmasıda bunun bir örneği.

Belli ki birtakım detaylar atlanmış.

Detayları kontrol etmesi gerekenler ise üzerinde durmamış.

Karayolu yapılırken standartların birçoğu yine uygulanmamış.

Bunun yanında tabii ki karayolu yüzeyinde oluşabilecek su birikintilerine karşı drenaj için önlemlerde alınmamış.

Bunlar yapılmadığı üstüne üstlük araya bariyer niyetine konulan New Jersey korkuluklarda belli yerlerde aralıklar bırakılmadığından baraj görevi görmüş. Yol nehir olmuş ve önüne geleni alıp sürüklemiş.

Birkez daha ülkemizi idare edenlerin yetersizliğine tanık olduk.

Devletin altapı üst yapı kamu işlerindeki projelerinde de birkez daha Mühendis Mimar odaları birliğinden onay almadan uygulamaya geçirmelerinin yanlışlığına şahit olduk.

İnşaatın yapıldığı belde sınırları içerisinde yasaya göre izin vermek ve kontrol etmekle yükümlü tek yetkili olan  İlgili Belediyenin üzerine düşeni yerine getirmediğini gördük.

Sonunda yine biz vatandaşlara fatura edilecek onlarca maddi zarar.

Yaşadıklarımızdan birçok sonuç çıkarmak olası olsada .

Doktordan Ulaştırma Bakanı Çevre Bakanı olamayacağı ortada.

Akıl ve bilimden liyakattan uzak seçimlerimiz bir diğer  önemli etken.

 Bütün bunları yaşayarak deneyimlememiz çok acı olsada toplumların kendilerine layık kişilerle yönetilediğide ortada.

Yapacak bir şey yok.Yaşayarak öğrereneceğiz..