İster derebeyliği deyin, isterse padişahlık...
Bazı belediyeler var ki halkın ve kentin olmaktan çıkmış, ailenin malı olmuş çıkmış.
Aile öyle benimsemiş ki belediyeyi koltuğu babadan kalma miras gibi görmüş olmalılar ki boş bırakmaya hiç niyetleri yok...
Böylesini şimdiye dek ne duyduk ne de gördük!
İhbar Alsancak belediyesinden bir çalışandan gelince 'olmaz öyle şey' dedik...
Alsancak Belediye Başkanı Yücel Atakara yine seçilmeyi garanti olarak görmüş olmalı ki herkes arazide gezerken kendisi Antalya'ya tatile gitmiş.
Elbette gidecek, parasını cebinden ödediği müddetçe isterse hiç gelmesin.
Peki bir belediye başkanı o veya bu şekilde yurt dışına çıkınca yerine kim bakar?
Doğrusu asbaşkan tabi ki...
Ama burası derebeyliği ya, Alsancak Belediyesi'nde asbaşkan değil Yücel beyin kardeşi Aksel Atakara oturuvermiş makama!
Sonra içimden geçirdim, yerel seçim öncesi acaba başkana çamur atmaya mı çalışıyorlar diye...
...
Bir yanım olabilir bir yanım olamaz diyor!
Bunu iyi bir yerden teyit etmek gerek tabi ki...
Asbaşkan'a ulaşamadım ama başka bir meclis üyesinin telefonunu buldum.
Dinleyince kulaklarıma inanmak zor oldu, sonra burası KKTC deyip 'olur elbet' dedim.
Belidiye'de hiç bir yetkili olmayan başkanın kardeşi Aksel Atakara oturmuş makama hatta asbaşkanı da çağırmış ve bir kaç tane de asfalt işi yapan şirket temsilcisi.
Seçim öncesi ya,bozuk yollar tamir edilmeli asfalt dökülmeli...
Makama çağrılan şirket yöneticilerinden kimi yaparım kimi yapmam diye cevaplamış.
Hatta onlardan fiyat bile almış!
İhale yok, şartname yok, yasa yok kural yok...
...
Bu beyefendiyi tanımam, hiç rastlaşmadık ta...
Sadece bölgede maddi gücü epey iyi olduğunu bilirim.
Başkan ağabeyinin koltuğuna oturup asfaltçıları yanına çağırmasını da maddi gücünden alsa gerek...
Asbaşkan'ı hiçe sayıp belediye çalışanlarına fırça atması da cabası!
Şimdi tatil dönüşü başkan Yücel Atakara'nın hem bize hem de kamuoyuna bir açıklama borcu vardır...
Bu belediye size de babadan dededen kalan bir miras mıdır ki, siz ada dışında olunca o koltuğa kardeşinizi oturtursunuz?
Padişahlık döneminin çok gerilerde kaldığından haberiniz yok mu?
...
Ve sayın Asbaşkan siz niye bu kadar sessiz ve ezilmişsiniz?
Halkın seçtiği bir üye olarak o koltuğa oturmama korkunuz niye?
İçişleri Bakanlığı, Sayıştay ve Savcılık!
Bu kepazeliği ortaya çıkarmak ve kene gibi koltuğa yapışanları imha etmek sizin değil de kimin görevi?




Kim demiş Dikmen'in borcu yoktur diye!

Yüksel Çelebi sanırız basında çıkan haberler nedeniyle bugünlerde epey gurur duyuyordur.
Haberler ne diyor;
Devlete borcu olmayan tek belediye Dikmen Belediyesi...
Doğru devlete borçları yok!
Daha geçen ay Akfinansbank'tan 2.1 milyon TL borç alan Dikmen belediyesi değil mi?
Ve aynı bankaya çek hesabında 700 bin TL borcu olan yine aynı belediye değil mi?
Tamam, Yüksel Çelebi şu anda yine en şanslı aday ama borçlar konusunda şark kurnazlığı yapmasının da anlamı yok!

MESAJ KUTUSU

Sayın Yücel ATAKARA, Muhteşem Yüzyıl dizisi sizi fena halde etkilemiş olsa gerek ki belediyede koltuk babadan oğla geçecek gibi görülüyor. Kardeşinizin makam koltuğunda oturması ve bu da yetmezmiş gibi çalışanları azarlaması hiç de hoş değil. Umarız aynı hata bir daha tekrarlanmaz…

Sayın Veli GÜLPINAR, Kurtuluş Lisesi müdürü olarak bu sene mezun olacak öğrencilerden 320 TL talep etmeniz hem yasalara ters hem de dar geliri vatandaşın ödeyeceği bir rakam değil. Veliler ateş küpü gibi bilesiniz!

Sayın Derviş EROĞLU, şu Ombudsman makamını bir zahmet atayınız lütfen. Dairede baş olmadığından yas için indirilen bayrakları bile yukarı çekme zahmetinde kimse bulunmadı. Ya da bu makamı kapatın gitsin!

Sayın Talip ATALAY, Kutlu Doğum Haftası’nda camilerden epey bağış toplandığı ama bunların hiç birinin kayıt altına alınmadığı şikayetleri alıyoruz. Kayıt dışı her şey şaibeye gebedir bilirsiniz değil mi?

Sayın Serdar DENKTAŞ, Zorlu Töre partinizden uçtu gitti ama sizden hala ne bir açıklama ne de bir yorum geldi. Kaybolan senetleri aramakla meşgulseniz o zaman biraz daha bekleyebiliriz…

Sayın Cafer GÜRCAFER, Şehircilik ve Planlama Dairesi Müdürü devletin değil kendi yasalarını uygulamaya başladı ve müteahhitler iş yapamaz hale geldi. Bu konuda son günlerde gelen şikayetlerin ardı arkası kesilmiyor bilesiniz…

Sayın Hasan SADIKOĞLU, bazı dost bildikleriniz yayınladıkları masa üstü anketlerle sizi fena halde yanıltıp zarar veriyor bilesiniz. Abartılı anketler size yarar değil aksine tepki doğurur bilesiniz…

Sayın Kutlay ERK, Avrupa Parlamentosu seçimlerin yönelik yaptığınız açıklama sadece sol kesimden değil sağ kesimden de büyük destek aldı. Marjinal kesim bu açıklamaya biraz bozulacak ama doğru olanı söylediniz…

Sayın Yüksel ÇELEBİ, devlete olan borçları değil de bankalara olan borçları da artık kamuoyuna açıklasanız diyoruz. Zira biraz daha zem zem suyu ile yıkanmış gibi gösterilmeye başlanacaksınız…

Sayın Habil TÜLÜCÜ, kaynınızı aday olmaktan bir türlü vazgeçiremediğinizi duyduk. Demokratik ülkelerde olur böyle şeyler daha fazla dil dökmek yerine artık projelerinizi anlatmaya bakın…

Sayın Hüseyin KIRAL, bir şekilde artık siyasete adım atmak gerekirdi değil mi? LTB belediye meclis üyesi adaylığınız hayırlı uğurlu olsun. Medyatik kişiliğiniz sizin için büyük şans…

Sayın Yalçın YİĞİTTÜRK, oğlunuza kiralık araç işletmesi için kesenin ağzını açtığınızı duyduk. Ne mutlu ki sizin gibi babası varmış. Hayırlı işler bol kazançlar dileriz…

Sayın Orsan ÜLGENER, Akdoğan’da hemen herkes artık sizin belediye meclis üyesi olduğunuzu konuşuyor. Bölgenin sevilen simalarından birisi olarak biz de şimdiden kutlarız. Yine de yere sağlam basın…

Sayın Cem DANA, Mağusa belediye meclis üyesi adayı olarak yoğun kulisler yaptığınız ve epey de rağbet gördüğünüzü öğrendik…Siyaset artık sizin genlerinize işlemiş değil mi? Şansınız ve yolunuz açık olsun…

Sayın Tahsin ERTUĞRULOĞLU, Lefkoşa’da Kemal Deniz Dana’nın seçilebilmesi için epey ter döktüğünüz gözleniyor. Ama artık şu takım elbise ve kravatı çıkarsanız diyoruz. Zira vatandaş artık kravatlı siyasetçi görmekten bıktı usandı…

Sayın Sunat ATUN, Mağusa’da bir grup partilinin erken kurultay için düğmeye bastığı ve yerel seçimlerden hemen sonra harekete geçeceği konuşulmaya başlandı. O zaman genel başkan adaylığınız şimdiden hayırlı olsun…
+

Günün Fıkrası

Kimyacı ve kayıkçı


Kimyacının biri Karadeniz kıyılarında yürürken denizin diğer tarafına geçmek istemiş. Bir kayıkçıya rast gelmiş. Yolda giderken konuşmaya başlamışlar. Kimyacı sormuş:
- Sen okuma yazma bilir misin? demiş kayıkçıya.
Kayıkçı :
- Bilirim, diye cevap vermiş.
Kimyacı sormuş:
- Sen Avagadroyu bilir misin?
Kayıkçı bilmem diye cevap verince kimyacı:
- Senin hayatının %14’ü gitti.

Tam bu sırada fırtına çıkmış. Deniz kabardıkça kabarmış. Koca dalgalar kayığı alıp götürüyormuş. Kayıkçı sormuş:
- Sen yüzme bilir misin?
Kimyacı:
–Bilmem , ben daha önce hiç yüzmedim ki.
Kayıkçı bunun üzerine:
- İşte şimdi senin hayatının tamamı gitti. Az sonra boğulacaksın