Yeni yılın ilk yazısında size umut dolu ve gelecek için ümit verici bir şeyler yazmak isterdim ama mümkün olmadı.
Hele de ülkenin büyük bir çoğunluğu yeni yıla çeşitli eğlence yerlerinde milyarlar ödeyerek girerken, ya da evlerinde mangal başında ülkeyi dumana boğarken, Lefkoşa Belediyesi çalışanlarının belediye binası önünde ateş yakıp eylemlerine devam ettiğini öğrenince içim cız etti.
Çeşitli parti ve sivil toplum örgütlerinin gönderdikleri iaşe yardım haberlerini duyunca da lokmalar boğazımdan geçmedi ve yüzüm kızardı.
Oysa ben neyi beklerdim bilir misiniz, Başbakan İrsen Küçük İstanbul’dan döner dönmez LTB binasının önüne gidip, çalışanlarla yeni yıla girsin, orada artık bu sancılı gidişe bir son versin ve bundan böyle yetkileri eline aldığını söyleyip, o gece sorunu kökünden çözüp çalışanları evine göndersin…
Ama nerede o düşünce, nerede o otorite?

Yeni yıl gecesi eğlencelerinde en çok konuşulan konuların başında ÖRP ve DGP’nin partilerini kapatıp, UBP’ye katılma kararları oldu…
Hatta sohbetler dün de devam etti, herkes bundan sonra ne olur diye birbirine sordu.
Bundan sonrası bizce tufan olur ama, açtım bilgisayarı ve 2009 erken genel seçim sonuçları ile 2010 Cumhurbaşkanlığı seçim sonuçlarını bir gözden geçirdim.
Tahsin beyin aldığı oyları inceledim.
Lefkoşa’da 2101, Mağusa’da 987, Girne’de 674, Güzelyurt’ta 365, İskele’de de 520 olmak üzere toplamda tam 4647 oy aldığını gördüm.
Yani kullanılan oyların yüzde 3.81’ini, tek başına kazanmış…
Az buz değil tam 4647 kişi güvenmiş kendine ve basmış mührü.

Kuruluşu tartışmalı ve kavgalı gürültülü olan ÖRP ise 2009 erken genel seçimlerinde kendisine gönül veren 10.954 kişinin oyuyla barajı aşmış ve rüştünü ispat etmiş, iki vekil çıkararak bir nebze de olsa geçmişteki kötü anıları silmiştir.
Örneğin Turgay Avcı, seçim bölgesi Mağusa’dan 3523 oy ve 2133 tercihle hiç de yabana atılamayacak bir oy potansiyeline sahip olduğunu göstererek, partisinin burada oylarını yüzde 9.67’e kadar çıkarmıştır.
Peki bunları niye yazdım derseniz;
Nasıl Tahsin Ertuğruloğlu’nun 4647 kişiye bir vefa borcu varsa, Turgay beyin de ada genelinde 10.954 kişiye vefa borcu olduğunu göstermek için.
Ve UBP’ye katılmalarının ardından üç gün geçmesine rağmen, her ikisinin de halen bir açıklama yapmamış olmasından dolayı…
Gönül isterdi ki her iki sevilen siyasetçi de bu önemle kararı aldıkları saatlerde kamuoyunun, daha da önemlisi kendilerini bir yerlere getiren sorumlu oldukları kesime bir açıklama yapıp, bu transferlerin gerekçelerini açıklasalardı…
Umarım buradan mesajı alırlar ve bugün bu sorumluluklarını yerine getirip, akılarda kalan soru işaretlerini zihinlerden silerler ve bu küçük ülkede karşılaştıkları vefa borcu oldukları insanların önünde yüzleri kızarmaz.
Zira, biz şahıs olarak siyasete şeffaflık gelmedikçe, manevra yapan siyasetçiler eğer varsa haklı nedenlerini kamuoyuna anlatmadıkça, siyasete bir adım bile ileri gidilmeyeceğine inananlar sınıfındanız.

Son gelişmeler göstermektedir ki hem iktidar partisinde hem de ülke siyasetinde yeni başlangıçların arifesi yaşanmaktadır.
Örneğin, UBP içinde halen çok güçlü konumda olan Cumhurbaşkanı Eroğlu bundan sonra nasıl bir yöntem uygulayacak, tecrübesinin verdiği olgunlukla partiyi nerelere sürükleyecek bilinmez ama, Perşembe günü yılın ilk meclis toplantısında parti içi muhalefetin nisabı sağlayıp sağlamayacağı da UBP’nin, dolayısıyla ülkenin kaderinde önemli bir yer teşkil edecektir.
Bölünmüş bir UBP’nin yarısı seçimlerde yaşanacak hezimeti bildiğinden ısrarla buna karşı çıkarken, bir diğer yarısı da transferlerle hezimeti en aza indirip az kayıpla erken seçimi bitirme derdine düştüğünden, yeni yılda siyasetin çok renkli geçeceğinin ilk sinyalleri verilmeye başlanmıştır bile…


MESAJ KUTUSU

Sayın Turgay AVCI, ÖRP binası iktidardaki günlerine dönmüş ve dolup dolup boşalıyormuş. Siyaset nelere kadirdir değil mi? Partiliniz ve size gönül verenler UBP’ye katılımınızda ilgili detaylı bir açıklama istiyor. Bu konuda sayısız mesajınız birikmiş.

Sayın Ersin TATAR, bakanlığınızın maaşlar bölümünde yeni yılı kutlayan çalışanlarınız sürekli olarak ‘batsın bu dünya’ şarkısını hem de yüksek sesle dinlemişler. Niçin acaba? Bu arada yeni yılın ilk dakikalarında ilk kutlama mesajı sizden geldi, artık bu konularda uzman oldunuz değil mi?

Sayın İrsen KÜÇÜK, üç vekilin partinize katılımından sonra şimdi daha önemli ve ikinci bir operasyon hazırlığında olduğunuzu duyduk. Bu operasyonda da başarılı olursanız ne ala. Olamazsanız da işte o zaman yandığınız gündür.

Sayın Talip ATALAY, Müftülük göreviniz 21 Aralık tarihinde bittiği için son haftayı tamamen Türkiye’de geçirerek kulis yapmışsınız. Bakalım yeni atamanız yapılacak mı yoksa valizleri toplamaya mı başlayacaksınız? Hakkınızda hayırlı artık.

Sayın Semra Galip PAŞAZADE, benim yazdıklarım ve televizyonda yorumladıklarımla ilgili bana değil de başkalarına telefon açarsanız sizinle anlaşamayız. Bu konularda çok hassas olduğumu bilmenizi isterim.

Sayın Mustafa KAYMAKAMZADE, sizin koltuk gitti gidiyor ve siz hala bunun farkında bile değilsiniz. Yeni yıl rehavetini çabuk atlatıp acil olarak atağa geçmelisiniz. Bizden uyarması…

Sayın Kudret ÖZERSAY, bizim programı izleyenlerin büyük bir çoğunluğu benim gibi düşünüp artık aktif siyasete soyunmanızı istiyor. Bu arada iktidar da muhalefette sizi topa tutmaya hazırlanıyor bilesiniz. Patriotları hazır tutun.

Sayın Halil ORUN, hiç kusura bakmayın ama çocuklara dağıttığınız kumbaralarda kendi resminizi de kullanmanız hiç hoş gözükmedi. Kaş yapayım derken göz çıkardınız. Çoğunluk reklamın bu kadarına da pes doğrusu dediler.

Sayın Mahmut KUŞ, hemşeriniz parti değiştirince çileden çıktığınız ve sinir küpüne döndüğünüz konuşuluyor. Siz artık bırakın buradaki siyaseti de Londra’daki işlerinizin peşine düşün. Siyasetin her zaman karın doyurmadığını hala anlamadınız mı?

Sayın Ertuğrul HASİPOĞLU, bakanlık fazla zarara girmesin diye hediye paketlerini ucuz tutup tasarruf yapmak istediğinizi duyduk. Ama şaraplar sirke gibi çıkınca vatandaş içmek yerine turşu kurdu diyorlar.

Sayın Ünal ÜSTEL, Başkent Lefkoşa’da Taşkınköy bölgesinde evlerin arasından kanalizasyon sular akıyor. İspanya tatili bitince bölgeye bir ziyaret yapmanız öneriliyor. Lefkoşa seçim bölgeniz olmasa da ülkenin çevre bakanı hala sizsiniz. Ara sıra hatırlamakta fayda var.

Sayın Ferdi Sabit SOYER, yeni yıla hastanede girmek size hiç yakışmadı. Sevenlerinizi ve size gönül verenleri fazlasıyla üzdünüz. Perşembe günü hastaneden çıkınca umarız bu gerçekleri göz önüne alıp sağlığınızı en ön planda tutarsınız.

Sayın Tekin SÖYLEMEZ, yeni yıla birlikte Halkın Adalet Konseyi olarak çeşitli sürprizler hazırlamakta olduğunuzu öğrendik. Artık kıpırdanma zamanı geldi değil mi? Gazanız mübarek olsun…

Sayın Çelebi ILIK, erken seçim kokusunu alınca yeni yılda Güzelyurt’ta gezmedik kapı bırakmadığınız söyleniyor. Aktif siyaset için bire bir görüşme bu ülkede hala geçerli değil mi? DP’den adaylığınız hayırlı ve uğurlu olsun.

Sayın Dursun OĞUZ, sizin için de artık karar zamanı geldi çattı. Bir an önce teklifleri değerlendirip partinizi belirlemekte yarar var. Sonra açıkta kalma ihtimaliniz de olabilir, bizden uyarması.

Sayın Kenan AKIN, DP adaylığınız kesinleşti diye duyduk. Demek ki Serdar beyin gönlünü kazanmayı sonunda başardınız desenize. Hayırlı uğurlu olsun, Allah utandırmasın.

Sayın Bünyamin MERHAMETSİZ, dün Mağusa’da bovlingte önünüze kim geldiyse yenmişsiniz. Ara sıra sizin vekilleri de okey masasından kaldırıp salona götürmekte yarar var. Otura otura belleri tutulacak.


Günün Fotoğrafı



Günün Fıkrası


Temel’in seçimi

Temel’in 3 tane sevgilisi vardır. Biri öğretmen, biri doktor, biri de santralcidir. Fakat öğretmenle evlenmeye karar verir. Bunu bilen arkadaşı sorar
- “Niye öğretmen de diğerleri değil?” diye.
Temel de ona döner:
- Ula der, bilmez misin doktorlar “bugün git yarın gel” der, santralci de “Şu an meşgul daha sonra tekrar deneyin” der. Ama öğretmen ne der?
- Hadi bir daha tekrarlayalım...