Geçenlerde Serdar Denktaş’a atıfta bulunup yıllar önce söylediği ‘iktidara gelirsem bet salonlarını kapatacağım’ sözünü gündeme taşımıştık.
Şu ana kadar cevap vermedi!
Cevap vereceğini de zannetmiyoruz…
Klasik bir siyasetçinin muhalefette başka iktidara gelince başka olduğunu zaten bilmeyen yok!
Zaten toplumu kemiren sorunları gündemlerine alıp, düzeltme yoluna gitselerdi şimdi güllük gülistanlık bir ülke olurduk.

Durakta otobüs bekleyen sivil giyimli bir asker yanındaki arkadaşına dert yanıyor.
“Senin yüzünden son bir şansımı deneyemedim…”
Öbürü hemen cevap veriyor;
“Eğer ben seni engellemesem otobüs paranı bile bete yatıracaktın…”
Arkada duran bir kadın iki askere soruyor;
“Askerlere bet oynamak serbest mi oldu” diye…
Asker kadına dönüp cevap veriyor;
“Komutan duysa bizi oyar ama oynuyoruz işte abla…”

DAÜ yönetimi örnek bir davranış gösterip ülkede tüm bet salonlarının kapatılması için bir inisiyatif yüklendi.
Geç kalsalar da çok iyi yaptılar…
Zira artık bet salonları masum olmaktan çoktan çıktı…
Hadi üç-beş liralık futbol maçı tahminlerini biraz olsun anlayışla karşılayabiliriz ama eğer bet salonu adı altındaki mekanlarda at yarışı, köpek yarışı ve rulet gibi oyunlar da oynanmaya başlamışsa bu iş çığırından çıkmış demektir…
DAÜ’nün bu girişimi umarız bir sonuç doğurur.
Zira, ada öğrenci ve turizm adası olmaktan çıkıp, bir kumar adası olma yolunda hızla ilerlemektedir.
Bundan da en büyük zararı 60 bine yakın öğrenci ile 40 bin civarı asker görmektedir.

Bazıları da bet salonlarının devamından yana tavır koyarlar.
Gerekçe olarak da bet salonlarının devlete olan maddi katkısı konuluyor.
Bir de gençler için spor sahaları yapılıyormuş!
Hay olmaz olsun böyle katkı!
Önce gençleri zehirle, cebindeki parayı kap, sonra da ona spor sahası yap!
Böyle mantık yerin dibine batsın…
Bazı bet salonu işletmecileri de ‘biz bu ülkeye istihdam sağlıyoruz’ diyerek bet salonlarının faydalarını sıralıyorlar bize!
Olacak şey değil!
Binlerce genci kumara ve kolay para kazanmaya alıştır, onların kanına zehir şırınga et sonra da ‘istihdam yapıyoruz’ diye kendini savun!
Olmaz olsun!


NKL Disiplin Kurulu: Somut delil yok!

Geçtiğimiz gün gündeme taşıdığımız “NKL’de kopya skandalı” başlıklı yazımızdan sonra Milli Eğitim Bakanlığı konuyla ilgili soruşturma başlattı ve bu konuda bazı yetkililer görevlendirildi. Sonuç ne çıkacak bilemeyiz.
Ama bildiğimiz şu ki, okul yönetimi konuyu disiplin kuruluna götürmüş ve ortaya çıkan sonuç şu:
“Somut delil olmadığı için olay kapatılmıştır…”
Bu kadar basit işte!


Gardiyanoğlu: 17 kişinin hakkını arıyoruz!

Gündemi bir süredir yoğun olarak meşgul eden 366 inisiyatifinin lideri Sadık Gardiyanoğlu ile bir süre telefonda sohbet ettik.
Basında çıkan haberlere göre sınavı geçemeyenlere yeni bir hak istediğini, bunun doğru olmadığını ifade ettik.
Meğerse durum öyle değilmiş…
Gardiyanoğlu CTP’li bazı köşe yazarı ve gazetecileri eleştirerek şöyle dedi:
“Biz sınavı geçemeyen tüm kişimler için yeni bir sınav hakkı istemedik. İsteğimiz tek soru ile sınavı kaybeden 17 kişinin yeniden sınava sokulmasını talep ettik. Ama CTP’li yazarlar bunu bile çarpıttılar…”



MESAJ KUTUSU

Sayın Hüseyin ÖZGÜRGÜN, DP ile perde gerisinde yapılan koalisyon görüşmelerinde dönüşümlü başbakanlık konusunda Nuh deyip peygamber demiyormuşsunuz. Bu arada megafon elinize bir hayli yakıştı bir süre daha muhalefette kalmakta yarar var…

Sayın Fatoş Anıl ÖDER, Milli Eğitim Bakanlığı özel kalem müdürü olarak aynı zamanda YDÜ’de ücretli antrenörlüğe devam etmeniz tartışma konusu oluyor. Sadece bakanlıktaki görevinize odaklanmakta yarar var…

Sayın Kutlay ERK, Vakıflar Bankası’ndan işten durdurulmayan Ö.K adlı çalışanın özürlü statüden işe alınmasından dolayı ayrıcalık tanındığını memnuniyetle öğrendik. Olayı takip ettiğiniz için teşekkür ederiz…

Sayın Hüseyin TÜFEKÇİ, 620 bin Dolar’a bir gemi aldığınızı ve turizm işine gireceğinizi öğrendik. İyi de geminin 1.5 milyon TL kadar rıhtım harcı borcu olduğunu biliyor muydunuz? Allah sabırlar versin…

Sayın Kadri FELLAHOĞLU, Rıfat Börklü adlı LTB çalışanı bir trafik kazası sonucunda hastanede sigorta primleri yatırılmadığı için tam 7 saat bekletilmiş. Şu yatırım sorunlarını artık çözseniz diyoruz…

Sayın Erdal ÖZCENK, Mağusa’da aday bolluğu olunca ihale sizin başınıza kalacak gibi görülüyor. Diğer adaylar Oktay beyin yanında çerez kalacak diyenlerin sayısı her geçen gün artıyor…

Sayın Kemal HIFZIOĞLU, önce parti meclisi üyeliği sonra MYK üyeliği ve ardından da genel başkan yardımcılığı. Dönüşünüz gerçekten muhteşem oldu değil mi? Hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Sibel SİBER, İran dönüşü Meclis’te bekleyen Sayıştay raporlarını artık bir gündeme getirseniz diyoruz. Farklı olduğunuzun devamı ve meclis saygınlığı bakımından artık ciddi adımlar atmakta yarar görüyoruz…

Sayın Abbas SINAY, son birkaç gündür burnunuzdan soluduğunuzu duyduk. Basın insanı rezil de eder vezir de…Birkaç güne kadar sizi Garga ile buluşturup kahve ısmarlayacağım…

Sayın Latif AKÇA, LTB bağımsız belediye başkan adaylığı için nabız yokladığınız söyleniyor. Tercih elbette sizin ama anlaşılan dertsiz başınıza siz dert arıyorsunuz. Aman gaza gelmeyin…

Sayın Mehmet ADAHAN, bölgede rakipler güçlü olunca düğmeye bastığınız ve operasyona başladığınızı duyduk. İyi de yapmışsınız zira bu sefer ekmek aslanın ağzından midesine indi. Kolay gelsin…

Sayın Mehmet HARMANCI, bu iş oldu gibi görülüyor. Seçim çalışmalarına kendinize sağlam bir ekip kurarak başlayabilirsiniz. Stratejiyi iyi belirlerseniz UB?-CTP ve DP’den bunalanlar size rahatlıkla yönelebilir.

Sayın Mehmet ÖZKARDAŞ, sütlü ve ekmekli eylem bir hayli ilgi gördü. Ancak vatandaşlar bundan böyle eylemlerde litrelik süt dağıtılmasını istiyorlar. Millet ne hale düşmüş de hükümetin haberi yok değil mi?

Sayın Yağmur ÖZYALÇIN, Girne’ye tenis kortu yapımı için yaptığınız maddi katkı bölge halkı tarafından memnuniyetle karşılandı. Örnek davranışınız umarız diğer büyük kuruluşları da bu yönde tetikler.

Sayın Refia ARI, muhterem annenizi kaybettiğinizi üzülerek öğrendik. Merhumeye Tanrı’dan rahmet size ve yaslı aileye sabır ve başsağlığı dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler versin…

GÜNÜN FOTOĞRAFI



Günün Fıkrası

Genç deve

Genç deve annesine sormuş
-"Anne niye bizim ayaklarımız bu kadar büyük?"
Anne cevap vermiş:
-"Çölde kuma batmamak için."
Genç deve tekrar sormuş:
-"Peki kirpiklerimiz niye bu kadar gür.
Anne tekrar cevap vermiş:
-"Çölde kum fırtınalarında kum kaçmasın diye."
Merakı yatışmamış olan genç deve bir soru daha sormuş:
-"Bizim niye hörgüçlerimiz var."
Anne deve sabırla yanıtlamış :
-"Çölde çok uzun süre susuz idare edebilmek için suyu hörgüçlerimizde depolarız."
Sonunda dayanamayan genç deve sormuş :
-"Peki biz Ankara Devlet Hayvanat Bahçesi’nde ne halt yiyoruz?"