Hükümet doğru bir karar alıyor…

Hayat pahalılığının 2 ayda bir çalışana ve emekliye verilmesi hele de bu zorlu süreçte olması gerekendi!

Dövizin yükselişi, elektrik ve akaryakıta yapılan son zamlar, çarşı pazarın ateş pahası olması zaten ekonomide olumsuz etkiler yaratırken insanların en azından hesap kitaplarını yapabilmeleri, aile bütçelerini ona göre düzenlemeleri yönünden olumlu bir karar olacaktır!

Zaten artışların tuhaf bir kararla 6 ayda ödenmesi absürt bir karardı…

Madem ki süreç olağanüstü işlemeye başladı, aile bütçeleri alt üst oldu bunu düşündükleri için kimin aklına geldiyse artık teşekkür etmek gerek!

Belki bu kararla kamu çalışan ve emeklileri şimdi daha rahat önlerini görebileceklerdir ama…

Olay dönüp dolaşıp yine özel sektör çalışanlarına geliyor işte!

Burada özel sektörde üst düzeyde çalışıp yüksek maaş alanları bir yana koymak durumundayız…

Ama çoğunluk asgari ücretli!

Hatta bazı sektörlerde asgari ücretin altında ödenenler de var ama artık insanlar midelerine sıcak bir çorba girebilsin diye buna itiraz bile etme cesaretini gösteremiyorlar…

Burada sendikalarının olmaması en büyük kayıp!

Ama genelde çalışanların asgari ücret aldıklarını düşünürsek ekonomide yaşanan kriz en fazla ayda evine 2 bin TL civarında giren aileleri derinden vurmuştur…

Bilimsel verilere göre bu açlık sınırının altında bir rakamdır!

Burada asgari ücretin de iki ayda bir artırılmasını isterken özel sektör işletmelerine ‘vur abalıya’ diyecek halimiz elbette yok…

Bunu istersek biraz da insafsızlık etmiş oluruz!

Ama Anayasamızın maddeleri de ülke vatandaşlarının refahından yana oldukları için burada sorumluluk yine devlete düşmektedir…

Ülkede son yıllarda artan suçların en önemli sebebi maddi imkansızlıklardır!

Uyuşturucuya bulaşanlar, ailelerdeki boşanmalar, hırsızlıkların tavan yapması, yaşanan sosyal olumsuzlukların genel ekonomik yetersizliklerden kaynaklanmaktadır…

Devlet çalışanı ile özel sektör çalışanı arasındaki ekonomik uçurum arttıkça da maddiyata bağlı suçlar daha fazla artacaktır!

Devlet bu farkı nasıl kapatır bilemeyiz!

Bildiğimiz sürekli olarak özel sektör güçlendirilecektir denmesine rağmen bu hiçbir zaman gerçekleşmemiş, belli bir kesim özel işletmeler rekabete giremeyince yıllarca yanlarında çalıştırdıkları insanları durdurmaya başlamıştır…

Tamam adı üstünde devlet, devlet çalışanını öder, hayat pahalılığını verir ama şunu da unutmamalıdır ki özel sektör çalışanı da bu devletin bireyleri arasındadır ve onlara da sahi çıkmak zorunluluğu vardır!

Gerekirse ilgili örgütler ve işverenlerle oturup konuşsunlar…

Devletin katkılarıyla pek ala ki asgari ücreti iki ayda bir artırarak bunalan insanlara bir hayat öpücüğü kondurabilirler!

Yeter ki istesinler…

“İnanasım gelmiyor…”

“Belediye meclis üyeleri adayların var başkan adayın yok.. 
Bağımsız belediye başkan adayısın meclis üyeleri adayın yok.. 
Meclis üyeleri adayların var desteğin bağımsız adaya.. 
Meclis üyeleri adayların var desteğin başka partinin başkan adayına.. 
Meclis üyeleri adayların var desteğin hiçbir başkan adayına..
Meclis üyeleri adayların var başkan adayın yok parti üyelerim serbesttir istediği başkan adayına oy verebilir..
Ne kadar açık, şeffaf bir demokrasi anlayışımız var.İnanasım gelmiyor..”

(Savaş BOZAT)

“Yine kişisel çıkarlar…”

“Üzülerek görüyorum ki bazı seçmenlerimiz hâlâ kişisel ilişkiler ve çıkarlar esasında oy kullanma eğiliminde. Geçmişten dersler çıkarmadıkları çok açık. Bu da popülizmi ve saçma sapan vaatleri ve sloganları ön plana çıkarıyor. Umarım bu kez olsun aklıselim galip gelir ve gerçekten iş yapabilecek, bilgili, vizyon sahibi, kibirden tamamen arınmış, kollektif çalışmaya önem veren, dürüst kişiler seçilirler. İnsanca yaşamak hepimizin hakkı, kişisel çıkarlar uğruna toplumsal faydaları heba etmeye kimsenin hakkı yok…”

(Hasan Ulaş ALTIOK)

Sadece merak işte?

Tecavüzcü serbest kalırsa!

Hukukun üstünlüğünü tartışmayız haddimiz değil…

Mahkemelerin de bağımsız olduğuna inanırız!

Ama bazen öyle kararlar duyuyoruz ki insanın aklı almıyor…

Adam bir kadını bayıltıp tecavüz etmiş!

Sonra Rum tarafına kaçmış…

Dönüşte de yakalanmış!

Bu adamın ilk celsede mahkeme tarafından serbest bırakılması bize göre potansiyel suçunun devamı anlamına gelir…

İçimizde kalmasın diye yazdık!

3 milyon 678 bin sterlin mi?

KTHY’nin şu bir türlü satılamayan meşhur binası…

Önce 5 milyon dediler!

Sonra 4.750’ye düştüler…

Yine satılamayınca 3 milyon 678 bin sterlin kararı aldılar!

Fiyat düştükçe düşüyor da…

Şu 678’lik küsuru anlayamadık biz!

Amaçları acaba kafa karıştırmak mı?

Kadın-erkek ayrı olunca!

Türkiye’deki seçimler için oy kullanma işlemi bitti…

Hakkımızda hayırlısı diyeceğiz artık!

Ama KKTC’de oy kullanılırken kadınların ve erkeklerin ayrı kapılardan içeri alınmasının mantığını anlayamadık…

Düşünün bir kere insanlar Karpaz’dan geliyor aile olarak!

Kadın kocasından bir saat erken oy kullanıyor…

İnanın buna kızıp da oy kullanmayanlar bile oldu!

Öğrencileri karıştırmayacaktınız!

Gece Kulüpleri Çalıştay sonuçları açıklandı…

Ama yapılan açıklamada yurt dışından gelen kız öğrencilerin kayıt dışı fuhuş yaptıkları da yer alınca özellikle velilerden ciddi tepkiler gelmeye başladı!

Uşak’ta oturan bir öğrenci ailesi mesaj göndermiş, haberi okuyunca dehşete düşmüş…

İki yıldır KKTC’de okuyan kızını okuldan almayı düşündüğünü söyledi!

Tamam bilimsel bir çalışma olabilir ama…

Ha keşke bunu açıklarken daha hassas olunsaydı!

MESAJ KUTUSU

Sayın Serdar DENKTAŞ, KTHY binası satışında fiyatın sert bir şekilde düşürülmesi aynı zamanda kafalarda çeşitli soruları da beraberinde getirmeye başlandı. Biraz daha alana üstüne para verilecek yorumları yapılıyor! Bu değerli binayı satmayıp devletin işlerinde kullanın deriz zira sanki biraz da şaibeli olacak gibi gözüküyor!

Sayın Sibel SİBER, Dr.Küçük’ün Anıttepe’deki mekanı yine kendi kaderine terk edildi hele de seçim heyecanından kimsenin umurundu bile değil! Vakıf olarak buraya da sizin el atmanız gerecek sanırız kolları sıvayın deriz! Liderine sahip çıkmayan böyle bir memleket başka yerde yoktur!

Sayın Biray DELİCEIRMAK, bir süredir kazı-kazanlar hakkında resmi bir açıklama yapmanızı bekliyorduk ama belli ki siz de bu işin üstüne çok düşmediniz! Perde gerisinde yaşananları kamuoyunun öğrenme hakkı yok mu yoksa!

Sayın Osman KORAHAN, 24 Haziran yerel seçimleri sonrası bir değil çok sayıda yeni seçilen belediye başkanı size denetim çağrısı yapmaya hazırlanıyor! Denetçileri şimdiden hazırlamanızı öneririz zira bazı iddialar fazlasıyla ciddi!

Sayın Yusuf KISA, CAS’a sahiplenmek gayet yerindeydi ama ödemeleri nasıl yapacaksınız bu da başka bir sorun doğrusu! Eğer o kadar çok paranız varsa KTHY binasına sahip çıkın deriz, hani şu sizin yeni uçak şirketi projesi vardı ya, müjde yakında mı yoksa?

Sayın Erhan ARIKLI, önce Başbakanlık sonra da Cumhurbaşkanlığı makamını hedef göstermeniz partileriniz arasında epey memnuniyet yaratmış olmalı ki bu konuda çok sayıda mesajınız geliyor! Bir iki kelime bile partiliyi nasıl memnun ediyor değil mi?

Sayın İnci TAŞYÜREK, bir etkinlikten Mercedes marka araç kazandığınız konuşuluyor, biz de tebrik ederiz! Son günlerde şansınız epey açıldı değil mi, hayırlara vesile olsun artık. Şans oyunlarına yüklenin deriz…

Sayın Fazilet ÖZDENEFE, pek muhterem babanızın vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size v tüm aileye sabırlar dileriz. Allah geride kalanlara sağlıklı uzun ömürler nasip etsin inşallah…

Sayın Polat ALPER, Kıbrıs Postası TV için artık son aşamada olduğunuz ve ay başından sonra 24 saatlik canlı yayınlara başlayacağınızı öğrendik. Madem ki basında son trend böyle geride kalmamak gerek değil mi? Hayırlı olsun…

Sayın İsmail ARTER, bölgenizde özellikle de Maraş’da açık ara önde olduğunuz ve bu konuda YDP’nin büyük desteği gözleniyormuş. Çok yakınlarınız seçim zaferinizi şimdiden ilan etmeye başladı bile, hadi bakalım hayırlısı…

Sayın Turgay ERSALICI, pek muhterem pederinizin vefatını üzüntü ile öğrendik. Merhuma Tanrı’dan rahmet size ve tüm aileye başsağlığı dileriz. Son güne kadar evlatlık görevinizi yaptığınıza gözlerimizle şahidiz, toprağı bol olsun…

Sayın Ali KARAVEZİRLER, yerel seçim sürecinde seçmene sunduğunuz projeler büyük beğeni ile karşılandı. Eğer parti içinde bir çatlak olmaza seçim yarışını sizin göğüsleyeceğiniz iddia ediliyor, son 3 günde daha bir dikkatli olmak gerek…

Sayın Turgay DENİZ, Ercan’a direkt uçuşlar için başlattığınız girişim biraz ütopik görülse de en azından devletin yapması gerekeni üstlenerek özellikle turizm çevrelerinden büyük taktir topladınız. Bu arada ha keşke rüyalar gerçek olsa değil mi?

Sayın Ertan ALİGÜLLÜ, oğlunuzun düğünü için bu sıcak yaz günlerinde davetiye dağıtmak çok da kolay bir şey olmasa gerek değil mi? Genç çiftlere şimdiden bir ömür boyu mutluluklar ve tabi ki sizi de dede makamına çıkarmalarını dileriz…

Sayın Mehmet HULİSİOĞLU, Çatalköy’de çok ciddi rakibiniz olmadığı için seçim çalışmalarını gayet heyecansız olarak sürdürdüğünüz gözlemleniyor. O zaman yeni projeleri şimdiden hayata geçirmeye bakın deriz…