Ben izlemedim ama izleyenler ve yazıp çizenlerden öğrendim;
Cuma günü Başbakan Özkan Yorgancıoğlu ve bir takım partili ile yemekte buluşup istifa kararından vazgeçen Abbas Sınay, hafta sonu son kararını vermiş ve vekillikten istifa etme yolunu seçmiş…
Öncelikle hayırlı ve uğurlu olsun!
Doğru bir karar verdi…
Zira istifadan dönmüş olsaydı söylentiler daha fazla şiddetlenecek ve ‘acaba ne aldı da geri döndü’ soruları gündeme gelecekti…
Umarız bu istifa vatana ve millete hayırlı bir istifa olur ve örnek teşkil edip ‘temiz siyaset’ isteyenlerin de önü açılır…
Hadi Abbas bey istifa etti…
Peki gerekçeler sizi tatmin etti mi?
Beni etmediğine göre sizi de etmediğinden adım gibi eminim!
Öncelikle kirli siyaset gerekçesi;
Siyaset kirlendiği için Abbas bey kendisi temiz kalsın mı diye istifa etmeye karar verdi?
Hiç zannetmem!
Eğer öyle olsaydı ve temiz siyaset için istifa etseydi siyaseti kirletenleri bir bir kamuoyuna açıklar ve tam da eleştirilerin içindeyken ansızın kahraman olur omuzlarda taşınırdı…
Ama o, ‘kirli siyaset’ deyip hiçbir açıklama yapmadan kendinden öte tüm siyasetçileri hatta yıllardır hizmet verdiği partisini bile zan altında bırakıp konuşmamayı yeğledi…
Baksanıza bu konuda başka bir açıklama yapmamaya karar verdiğini ve hiçbir soruya yanıt vermeyeceğini söylüyor…
Kudret Özersay, hiç geçikmeden bir açıklama yaptı;
Açıkla Abbas bey, siyaseti kirletenler kimler?
Geçen hükümet döneminde isyan edip iki sene meclisin kapısına bile uğramadınız ve ‘böyle meclise gidilir miydi’ diye şimdi feveran ediyorsunuz!
O iki sene içinde Meclis’te nasıl bir kirlilik yaşandı da siz gitmemeyi seçtiniz?
Eğer kirlilik varsa niçin halkın seçtiği bir vekil olarak temizlemek için kılınızı bile kıpırdatmadınız?
Şu anda siyaset yapma ortamınız kalmadığından şikayetçi oluyorsunuz, Kıbrıs türkü nasıl bir ortam içindedir ki düzeltmek yerine kaçmayı düşünüyorsunuz?
Tayin istemedim, terfi istemedim diyorsunuz da bakanlık istediğinizi niçin açıklamıyorsunuz ki?
Abbas bey hatırlar mısınız?
Geçen yılların sonlarında Girne Akçiçek Hastanesi’ne gelmiş ve UBP kurultayı için kurdela kesilen ama iki saat sonra personel eksikliği nedeniyle kapatılan iki servisi gezmiş ve sizin ile de ciddi bir sohbet yapmıştık…
Bana çok önemli bir takım bilgiler vermiş ve ‘sakın yazma olur mu’ diye de ricada bulunmuştunuz?
Ben o sohbet konusunu hiç unutmadım ama size de söz verdiğim için hiç gündeme getirmedim…
Siz anladınız değil mi bunu şimdi tam bir sonra size niçin hatırlatmak istediğimi?
Hadi geçmişteki konuşmalarımızı ve sizin şikayetlerinizi bir kenara bırakalım;
Milletvekilliğinden istifa edeceğinizi söylüyorsunuz ama gerekçe gösterirken de gerçekleri açıklamıyorsunuz!
Elbette ki istifanız kamuoyunun taktiridir ama ben bu istifanın normal bir istifa olduğuna inanmıyoruz…
Kendinizi inandırmış olur gibi gözükseniz de beni inandıramazsınız…
Tüm gerçekleri bütün çıplaklığıyla açıklamadığınız sürece de benim için bu istifa anormal bir istifanın ötesine geçmeyecektir!
 
 
Çangar: Huylanmadım!
 
Avukat Menteş Aziz’in iş adamı Mehmet Çangar’ı adres göstererek soygun ile yaptığı açıklamayı dün gündeme getirip de ilgili adrese soru yöneltince Çangar dün aradı ve kısa da olsa bir sohbet yaptık.
Çangar, Aziz’in açıklamasından hiç huylanmadığını aksine hoşuna bile gittiğini ifade etti…
Çünkü Çangar’ın değerlendirmesine göre Aziz aslında kendini zikretmiş ama unu bir ‘zenginlik’ ifadesi olarak görmüştü…
Çangar sözünü şöyle bitirdi;
“Ben bundan gurur duydum, diğer zenginler düşünsün artık…”
 
 
Ödülleri kabul etmediler!
 
Koop-Bank’tan çalınan 3 Milyon TL’nin bir bölümünün bulunmasından sonra GKK tarafından bazı polis komutanlarına ve memurlarına verilen ödülden ikisi geri döndü.
Güzelyurt Polis Müdürlüğü’nde görevli Adli Şube Müdürü Salih Ceylan ve polis müfettişi Numan Örü, ödülü başka arkadaşlarının da hak ettiğini ama verilmediğini protesto etmek için ödülleri geri verdiler.
Bize göre de sanki de ödül olayı biraz aceleye getirildi…
Daha hassas olmakta yarar var!
 
 
Okur uyarıyor:
“Açık ihbar!”
 
“Bu güne kadar ülkemizde yapılan "her türlü yasal işe ve devlete yaptığı işler karşısında vergi ödeyen kişi ve kurumlara saygı duyuyoruz. Geçmiş günlerde yine bu köşede Ahçı Salih diye birinden bahsedildi. Merak ya bu , ufak çapta bir artaştırmacık yapayım dedim. Bu Ahçı Saliy'in ünlü bir restoranın sahibi  olduğunu öğrendim . Hem sevindim hem üzüldüm . Çünkü ben bu Salih'in çocukluğunu hatırlarım. Ticarete hiç yatkın değildi. Hatta okul zamanı matematik dersi çok zayıftı. Araştırmam neticesinde  Retaurantlar zincirini bir meslek olarak değil de tamamen Devlet ihalelerinin konuşulduğu ve bağlandığı mekanlar haline geldiğini öğrendim. Şu an bilgime gelen Kıbrıs’ın bir ucundan öbür ucuna döşenen büyük elektrik direkleri ihalesi, arpa ihalesi, Telekomünikasyon dairesine alınan cihazlar, elektrik kurumu ile yapılan yüksek rakamlı alış verişler, KKTC'deki tüm devlet hastanelerinin yemek ihalesi, akıllı sayaçlar ihalesi ve son olarak da 10,000,000.00 (on milyon) Stg.ayırarak tefecilik yapıyor. Yapsın para kendi parası da devlete tefecilik  yaptığı paranın vergisini ödemiyor. Benim bildiğim bu ülkede tefecilik yapmak, gece kulübü çalıştırmak ve kumar oynatmak yasaldır. Ama vergisini ödemek kaydıyla. Benim esas canımın sıkıldığı nokta geçen gün özel bir hastaneye gittim ve ülkemizin tanınmış ve en ünlü kalp doktorlarından birisi ile ayak üstü sohbet ettim. Ve herkesin yaşamış olduğu ekonomik sıkıntıyı o da yaşıyor. Bir arkadaşının tavsiyesi üzerine bu arkadaşın tefecilik yaptığını ve çek kırdığını öğrenmiş. Bunun üzerine doktorumuz çok yakın bir arkadaşını arayıp 36,000.00 TL’lik çekini gönderdi. Çekler 3 adetten oluşmuştur.(3X12,000.00 TL) Çek tarihinde çekler karşılıksız olduğundan iadesi yapılmıştır. Bunun üzerine bir apartmanın 4.'ncü kattaki daireye , sürekli bu dairede özel sekreterinin de olduğu halde Doktoru ve arkadaşını çağırmıştır. 36,000.00 TL'lik iade edilen çeklere karşılık 7,500.00 TL nakit alarak bir ay daha uzatma yapmıştır. Bir ay sonrası içinde doktordan 36,850.00 TL'lik çek almıştır. Bu arada  tehdit unsurunu kullanıp doktora zorla senet imzalattırmıştır. Çeklerin karşılıksız çıkmasına kızan aşçı faiz oranını aylık %25 'e yükseltmiştir. Ama esas önemli olan konu müşteriden aldıkları çeklerin isim hanesini boş bıraktırarak , Çekleri ailesinden isimlerle olarak doldurup kendi ailesini de yasa dışı ilişkilerine ortak etmektedir. 
Yapmış olduğum araştırmalarda iktidarda olan tüm partilere çantalar dolusu adı bağış altında paralar göndermektedir. Tabi ki kaz gelecek yerden tavuğu esirgemiyor. Yine yapmış olduğum bir araştırmada ülkemizin tanınmış iş adamlarına milyonlarca STG.lik çek kırıp bol miktarda faiz almaktadır. Yakında  bir yerel bankadan ve iki Türkiye Bankasından yapmış olduğu çek kırma operasyonlarını belgeleri ile kamuoyu ile paylaşacağım.
Ama benden önce eğer bu ülkenin Maliye Bakanlığı ve mali polisi varsa bu yazımı ihbar kabul edip yasal olarak bir soruşturma başlatıp bu tür kayıt dışı haksız kazanç elde edenleri Mali polis ve Maliye Bakanlığına baplı Vergi Dairesi müfettişleri yakalayıp yüce Türk adaletine teslim edip kamuoyunu aydınlatılmalıdır…” 
 
 
MESAJ KUTUSU
 
Sayın Ahmet GÜLLE, Lefkoşa Devlet Hastanesi Onkoloji servisinin klimalarının çalışmadığını biliyor muydunuz? Özellikle yatılı hastalar oldu olacak bir de keseci göndermenizi ve keselenmek istediklerini söylüyorlar.
Sayın Ömer KALYONCU, Abbas bey dün sabah televizyon programında isim vermeden hem size hem de bana sitemlerini iletti ve kırgın olduğunu açıkladı. Sizi bilmem ama benim suçum yok, tavuğuna bir kışt demedim…
Sayın Katip DEMİR, uzun bir süreden sonra yeniden belediye başkanı oldunuz ama ilk icraat olarak borçları ödeyip yapılandırma yerine kendinize makam aracı almayı tercih ettiniz. Büyük bir hayal kırıklığı oldu bilesiniz…
Sayın Birikim ÖZGÜR, CTP içinde artık siz ve sizin gibi temiz ve genç siyasetçilerin birer adım öne geçme zamanı geldi de geçiyor bile…zira eskilerin makam ve mevki kavgalarını önüne başka türlü geçilmeyecek gibi görülüyor…
Sayın Mehmet HARMANCI, kendi makam aracınız da dahil 50’ye yakın LTB aracını özel bir şirket kurarak kiralık araba servisinde kullanacağınızı işittik. Kiralık araç sahipleri için bir mahsuru yoksa bizim için hiç olmaz. Fena bir fikir değil doğrusu…
Sayın Suphi COŞKUN, hem babanızı hem de amcanızı elim bir trafik kazasında kaybettiğinizi üzülerek öğrendik. Her iki merhuma da Allah’dan rahmet size ve aileye de sabır ve başsağlığı dileriz.
Sayın Ersin TATAR, hafta sonu boş durmadığız bu kez de Mağusa ve İskele delegelerini ziyaret ettiniz. Şu ana kadar başkanlık için aktif olarak çalışan tek bir siz varsınız. Diğerleri daha sessiz ve derinden gidiyor. Gazanız mübarek olsun…
Sayın Enver EMİN, yakınlarda kurduğunuz 07.30 Grubu hayırlara vesile olsun. Bir toplantınıza ben de gelmeyi düşünüyorum ama bir türlü erken kalkamıyorum. Bakalım bu çalışmanın arkasından neler çıkacak?
Sayın Abbas SINAY, siyaset kirlendi diye kaçmak size yakıştı mı hiç? Peki siyaset kirlendiyse temizlemeyi hiç mi düşünmediniz? Bizce bu konuyu bir kere daha düşünün ve sonra kesin kararınızı verin…
Sayın İlker EDİP, düğündeki yemekten zehirlenme olayının umarız üstüne gidersiniz. Daha büyük bir facia yaşanabilirdi. Bu sorumsuzluğu yapanı ortaya çıkarmak ve gerekirse bedelini ödetmek öncelikle size düşer değil mi?
Sayın Pervin GÜRLER soygun olayıyla ilgili olarak ödül olayını bir kez daha değerlendirmekte yarar görüyoruz. Olayda emeği geçen bazı polis arkadaşlar fena halde içerledi bilmenizi isteriz…
Sayın Kutlay ERK, parti içinden bir grup arkadaşınız bilgi ve birikiminizden dolayı genel başkanlığa aday olmanız gerektiğini konuşmaya başladılar. Kurultaya daha bir seneden fazla bir süre var ama isimler artık tartışma konusu olmaya başladı…
Sayın Kemal DÜRÜST, bir vekil ve seçim kaybeden bir aday ile birlikte partili bir grup düğmeye bastı anti propaganda başlatmaya hazırlanıyorlar. Temkinli olmakta yarar var bizden uyarması…
Sayın Fatma SOLMAZ, hafta sonu Ankara’da tam bir siyasi şov yaptınız. Bizim vekiller AKP’li vekil ve bakanlardan randevu kuyruğuna girerken siz nasıl oluyor da adrese kolay ulaşıyorsunuz merak konusu olmuş. Düşmanlarınız çatlasın değil mi?
Sayın Ömer MERAKLI, Madem ki Beşparmaklar’ın tapusunu elinize geçirdiniz çevreye büyük zarar veren taşocaklarını kapatmaya ne dersiniz? Çalışmalar biraz daha devam ederse Lefkoşa’da deniz manzaraları daireler satışa sunulacak gibi görülüyor…
Sayın Sedat AVCAN, motosiklet ile Türkiye’yi Edirne’den Ardahan’a kadar gezmiş ve artık dönüş hazırlıklarına başlamışsınız. Sizinki de büyük cesaret isteyen bir olaydı. Hadi artık dönünde sandviçseverleri daha fazla bekletmeyin…
 

GÜNÜN FOTOĞRAFI:
 

Günün Fıkrası
 
 
Temel havada 

Temel Reis, İdris reisle birlikte uçakla İstanbul’a gidiyorlarmış. Bir sarsıntı olmuş 
Herkeste bir telaş… Derken pilot konuşmuş: 
-Bir motorda arıza var ama üç motorla biz gideriz meraklanmayın. 
15 dakika sonra bir ses daha ve yine pilot: 
-Bir motor daha stop etti ama meraklanmayın iki motorla gideriz. 
10 dakika sonra üçüncü motor stop etmiş ve pilot uçağın bir motorla 
gidebileceğini söylemiş. 
Temel Reis dayanamayıp: 
-Ula İtris reis, istermisun şimti törtünçü motor da posulsun ta hepten havada kalalum.