Ben biliyorum ama,bir müddet Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığına oturmam lazım.
Neden Türkiye Cumhurbaşkanlığı derseniz ayıp edersiniz.Çünkü herkes bilir ki ufak tefek bazı mevzular hariç,kim seçilirse seçilsin,önce o makamın istediğini yapmak zorunda.Şimdi önümüzdeki Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesi meydanlar Televizyon ve Radyo kanalları ve de Gazeteler propaganda konuşmalarıyla çınım çınım çınlayacak ya,kimbilir neler neler söyleyecek adaylar. Her kim ki"Türkiye'ye rağmen" diye bir şeyler söylerse inanki bunun mümkün olamıyacağını kendisi çok daha iyi biliyor olacaktır. "Anavatan Türkiye ile birlikte" diyenlerin söylediğidir doğru olan..
Bunu köy kahvelerinde ellerinde Bira şişeleri ile 15-16-17 yaşındaki çocuklardan bile duydum ben.O yaştaki çocuklara bira satılmasının nedeni,tamamen o kahveyi işletenlerin ekonomik sorunlarından kaynaklanmaktadır...Hükümetin bu konulardaki denetimleri yapmayaşının nedeni ise "Yahu ..Millet geçinsinde nasıl geçinirse geçinsin işte" politikasıyla kendisine yönelik eleştirilerin bir nebze de olsa azalmasını sağlıyor olması elbette. Ben bu basiret denen şeye kurban olurum ya...
Sabahleyin Diyalog Tv. de dinledim...Yeşilırmak sınır kapısı kapatılmış...İnanamadım..."Yok canım olamaz" filan deyip aslını araştırdım. Baktımki doğru...Sebebide Türk tarafından Rum tarafına geçmek isteyen bir otobüsün Rum'lar tarafından geri çevrilmesine karşılık olarak yapılmış...taaaaa olabilir. Polisimizin kayıt işlem sisteminin geçici bir çöküntüye uğramış olmasıda.Her iki ihtimalde de sonuç aynı. Bir geçiş kapısı KA PA TIIL MIŞ...
İşte bu durum kafamda birden bir ampul yaktı...Dedimki işte bu büyük bir koz olabilir elimizde..
Hatırlayacaksınız Güney ,Yunanistan'ında çok büyük katkılarıyla bayağı büyük bir ekonomik sıkıntı dönemine girmişti.Aman tanrım ne önlemler,ne maaş kesintileriydi o günlerde. Ve işten çıkarmalartabii .nNe isyanlar almış başını gitmişti...
Baktık ki böyle olmayacak derhal sevgili komşumuzun yardımına koştuk milletçe elele.. Öyleki sadece kredi kartlarıyla yapılan alışverişlerimiz 300 Milyon Euro'lara dayanmıştı.Tabi bunun başka sebepleride vardı..Bizim tüccarlarımızın sattıkları ürünlere acımasız fiyatlar koyması bunların en başında gelen sebepti..Ve allah bizden razı olsun,böyle böyle Komşularımızın elinden tutup yağmasak bile gürleyip ayağa kaldırdık..
Aslında niye geçmiş zaman kullanıyorumki? Hala öyleyiz işte...
Ha bu arada oradan kumara gelen Rum'ların bıraktıkları para dışında,onların buradan sandviç bile almaları öbür tarafta suç sayılıyor.Yinede benim bildiğim bir Rumun Van'ına koli koli doldurduğu İngiliz sigaralarının o tarafa kaçak olarak sokulması olayı var.Bu bizim kapılar açıldıktan sonra gayri meşru bir takım deliklerden istifade edip köşe olan Rum ve Türkler de var ama onlar bu konunun az da olsa dışında kalıyor.
Evet..Konumuz Anastasiadis tekrar masaya nasıl otururdu değilmi?
Tamam oraya dönelim..
Bu kapıların sadece Yeşilırmağın değilde,tümünün kapanmasının Güney'e kaybettireceği ekonomik gelir yılda kaç milyon Euro tutar sizce?
Ve....Oradaki tüccarlar,esnaf bu işe nasıl bakarlar acaba.. Peşin yapılan alışverişleride içine koyacak olursak eğer O taraftan gelen çığlıkları duyar gibiyim.Zaten halk barış istiyor.Bizde burdan slogan desteği attırdıkmı,koşa koşa gelir sayın Anastasiadis ve oturur masaya diye düşünüyorum..
Yani ne bileyim birden öyle geldi aklıma işte...